en önemli - Turco Inglés Diccionario
Historia

en önemli



Significados de "en önemli" en diccionario inglés turco : 30 resultado(s)

Turco Inglés
General
en önemli key adj.
en önemli supreme adj.
en önemli foremost adj.
en önemli most important adj.
en önemli of primary importance adj.
en önemli cardinal adj.
en önemli paramount adj.
en önemli number one adj.
en önemli chief adj.
en önemli prime adj.
en önemli pivotal adj.
en önemli primary adj.
en önemli grand adj.
en önemli leading adj.
en önemli master adj.
en önemli principal adj.
en önemli top-ranking adj.
en önemli leading adj.
en önemli operative adj.
en önemli forehand adj.
en önemli in chief adv.
Colloquial
en önemli top-cat adj.
Idioms
en önemli of the highest magnitude adj.
en önemli top-of-mind adj.
en önemli top of mind adj.
Trade/Economic
en önemli primary adj.
Technical
en önemli leading adj.
en önemli principal adj.
Computer
en önemli most significant adj.
Medical
en önemli potent adj.

Significados de "en önemli" con otros términos en diccionario inglés turco: 229 resultado(s)

Turco Inglés
General
en önemli kişi pillar n.
en önemli nokta cruces n.
en önemli rol star role n.
en önemli nokta pivot n.
bir anlatının en önemli noktası punch line n.
en önemli kişi kingpin n.
bir şirket grubundaki en önemli şirket flagship n.
en önemli bölüm highlight n.
bir anlatının en önemli noktası punchline n.
en önemli destek backbone n.
en önemli nokta cruxes n.
en önemli kimse kingpin n.
en önemli tanık key witness n.
en önemli şey piece de resistance n.
en önemli olan piece de resistance n.
en önemli eser piece de resistance n.
1920'lerin en önemli abd'li golfçüsü sarazen n.
en önemli figür key figure n.
en önemli kısım bulk n.
sorunun en önemli noktası crux n.
bir şeyin en önemli kısmının dışı non-core n.
en önemli noktası crux n.
en önemli kent capital n.
en önemli terim leading term n.
en önemli nokta chief point n.
en önemli öğe centerpiece n.
en önemli parça centerpiece n.
en önemli öğe centrepiece n.
en önemli parça centrepiece n.
en önemli özellik the most important feature n.
konuşmanın en önemli kısmı soundbite n.
konuşmanın en önemli kısmı sound byte n.
konuşmanın en önemli kısmı sound bite n.
konuşmanın en önemli kısmı soundbyte n.
en önemli mesele top issue n.
en yetkili/önemli kimse top n.
en önemli kimse top drawer n.
en önemli kişi tongue of the trump [scottish] n.
en önemli nitelik end n.
en önemli şey quick n.
bir şeyin en önemli noktası essence n.
kuram ya da argümanın en önemli noktası kingpin n.
bir nesnenin en önemli veya belirgin yüzü face n.
usta bir kimse tarafından mimarlık, edebiyat gibi alanlarda ortaya konmuş en önemli eser master work n.
en önemli veya esasi kısım meat and potatoes n.
bir bestedeki en önemli kısım veya nağme melody n.
en önemli uç head n.
en önemli kişi headpin n.
en önemli kısım heart n.
en önemli kadın heroess [obsolete] n.
en önemli kadın karakter heroin n.
en önemli kadın karakter heroine n.
en önemli kısım yolk [obsolete] n.
bir şehirde veya ülkede görülmesi gereken en önemli yerler lion n.
en önemli yer heartland n.
en önemli özellikleri öne çıkarma idealisation n.
en önemli özellikleri öne çıkarma idealization n.
en önemli ösellikleri öne çıkarma idealisation n.
(britanya hindistanı'nda) bir şehre ait en önemli idari birim district n.
en önemli mesele paramount issue n.
en önemli sorun paramount issue n.
en önemli grup core n.
en önemli grup core group n.
en önemli adam first gentleman n.
en önemli konum forefront n.
en önemli bölüm forehand [obsolete] n.
çerçeveyi oluşturan en önemli parça principal n.
en önemli unsur principal n.
tartışmanın en önemli noktası point n.
cehenneme ait en önemli altı şeytan superior spirits of hell n.
en önemli destekçileri getirmek bring up one's big guns v.
en önemli dayanakları ileri sürmek bring up one's big guns v.
en önemli unsur olmak key v.
en önemli kısmını çıkarmak eviscerate v.
en önemli kısımlarını alıp sunmak gist v.
en önemli olan foremost adj.
en önemli parçaları yok edilmiş gutted adj.
en önemli olarak most importantly adv.
en önemli şey everything pron.
en önemli gerçek everything pron.
Phrasals
(birine) en önemli rollerden birini vermek feature (one) as (something) v.
Colloquial
altının en önemli yatırım aracı olduğuna inanan kimse gold bug n.
altının en önemli yatırım aracı olduğuna inanan kimse goldbug n.
en önemli konu the big enchilada [usa] n.
en önemli kimse top cat n.
bir grubun ya da hareketin içindeki en önemli ya da güçlü kişi big kahuna [us] n.
bir grubun ya da hareketin içindeki en önemli ya da güçlü kişi a big kahuna [us] n.
bir grubun ya da hareketin içindeki en önemli ya da güçlü kişi a grand kahuna [us] n.
bir bölgenin en önemli şehri town n.
bir öykünün en son ve en önemli cümlesi button n.
en önemli kısmı high spot n.
bir gruptaki, kurumdaki, işteki, hareketteki en önemli/güçlü kişi grand poobah n.
bir kurumdaki/gruptaki en önemli kişi top gun n.
en önemli kişi top gun n.
(bir şeyi) yapma/başarma yolundaki en önemli unsur key to (something) n.
bir şeyin en önemli örneği daddy n.
ikinci en önemli kişisi somebody's number two n.
(bir şeyin) en önemli unsuru olmak be down to (something) v.
en ünlü/önemli kişilerin buluştuğu toplantı who's who expr.
en önemli kişi/şey olmadan olmaz (there's) no show without punch expr.
en önemli kişi/şey olmadan tadı çıkmaz (there's) no show without punch expr.
en önemli kişi/şey olmadan hiç olur mu (there's) no show without punch expr.
en önemli şey değil (not) the be-all and end-all expr.
en önemli amaç değil (not) the be-all and end-all expr.
Idioms
bir yerdeki en önemli kişi the head honcho n.
en önemli kısım/parça/nokta crowning touch n.
en önemli faktör the be-all and end-all n.
en önemli soru the $64 n.
en önemli amaç the be-all and end-all n.
en önemli faktör be all and end all n.
en önemli soru 000 question n.
en önemli öge be all and end all n.
en önemli parça/olay high point n.
en önemli şey the be-all and end-all n.
en önemli parçası heart of the matter n.
en önemli amaç be all and end all n.
küçük/önemsiz bir topluluktaki en önemli kişi biggest frog in the puddle n.
küçük/önemsiz bir topluluktaki en önemli kişi biggest toad in the puddle n.
olayın en önemli/can alıcı noktası this is the crux of the biscuit n.
(bir şeyin) en önemli ya da ilgi çekici kısmı highlight n.
bir sistem içerisindeki en önemli kişi straw that stirs the drink n.
en önemli kısım alpha and omega n.
bir şeyin en önemli kısmı the alpha and omega n.
en önemli kişiler anyone who is anybody n.
konunun can alıcı/en önemli noktası the meat of the matter n.
konunun en/asıl önemli kısmı the meat of the matter n.
en önemli unsurları bricks and mortar n.
en önemli şey the be-all and end-all n.
en önemli amaç the be-all and end-all n.
en önemli faktör the be-all and end-all n.
en önemli öğe the be-all and end-all n.
en önemli etmen the be-all and end-all n.
(bir şeyin) en önemli şeyi the be-all and end-all (of something) n.
(bir şeyin) en önemli amacı the be-all and end-all (of something) n.
(bir şeyin) en önemli faktörü the be-all and end-all (of something) n.
(bir şeyin) en önemli öğesi the be-all and end-all (of something) n.
(bir şeyin) en önemli etmeni the be-all and end-all (of something) n.
(bir şeyin) en önemli kısmı high spot (of something) n.
(bir şeyin) en önemli kısmı) high spot (of something) n.
'-in en önemli yeri/mekanı mecca for n.
bir işin son ama en önemli kısmını yapmak üzere harekete geçmek close in for the kill v.
birisini dünyanın en önemli insanı gibi görmek think the sun rises and sets on someone v.
bir işin son ama en önemli kısmını yapmak üzere harekete geçmek move in for the kill v.
en önemli şeylere odaklanmak focus on the main points v.
en önemli noktalara değinmek focus on the main points v.
en önemli noktalara değinmek hit the high spots v.
en önemli şeylere odaklanmak hit the high spots v.
dikkati en önemli noktalara/yerlere çekmek hit the high points/spots v.
en önemli noktalara değinmek hit the high points/spots v.
en önemli şeylere odaklanmak hit the high points/spots v.
en önemli noktaları vurgulamak hit the high points v.
en önemli noktalara değinmek hit the high points v.
en önemli şeylere odaklanmak hit the high points v.
en önemli yerlerini ziyaret etmek hit the high spots v.
en önemli noktalarına gitmek hit the high spots v.
en önemli/çok istenen ödülü kapmak scoop the kitty [uk/australia] v.
en önemli/güçlü kozunu oynamak play (one's) ace (card) v.
dünyanın en önemli insanı gibi görmek think the sun rises and sets on v.
hiyerarşide en tepede, en önemli olan at the top of the food chain expr.
en önemsiz kısmın en önemli bölüme etki etmesi the tail wagging the dog expr.
en önemli etmen be all and end all expr.
en önemli etmen the be-all and end-all expr.
en ünlü/önemli kişiler everybody who is anybody expr.
en ünlü/önemli kişiler everyone who is anyone expr.
bir işin son ama en önemli kısmını yapmak üzere in for the kill expr.
en önemli/değerli şey insandır man is the measure of all things expr.
Speaking
birinin söylemek istediği en önemli nokta that's the whole point n.
hayatının en önemli anı the most important moment of his life n.
hayatının en önemli anı the most important moment of her life n.
hayattaki en önemli şey bu mu? is that the most important thing in life? expr.
işimin en önemli kısmı the most important part of my job expr.
Trade/Economic
(pazarlamada) grup içinde halka sergilenen ve imaj oluşturan en önemli parça flagship n.
Law
bir duruşmadaki en önemli veya asıl tanık star witness n.
adalet bakanından sonraki en önemli hukukçu lord chief justice [uk] n.
en önemli ikinci yargıç lord justice clerk [scotland] n.
Politics
latin amerika bağımsızlık sürecinin en önemli önderlerinden simon bolivar'ın düşüncelerini yansıtan siyasi öğreti bolivarianism n.
iskoçya'nın en önemli beş kenti olan edinburgh, glasgow, aberdeen, dundee ve perth'in belediye başkanlarına verilen ad lord provost n.
(en önemli gelişen ekonomiler olarak) çin, hindistan ve endonezya chindonesia n.
Media
en önemli makale lead story n.
en önemli gazete makalesi lede n.
konuşmanın en önemli kısmı grab n.
Technical
en önemli karakter most significant character n.
Computer
en önemli bit most significant bit n.
en önemli sayamak most significant digit n.
en önemli terim leading term n.
en önemli damga most significant character n.
en önemli bit most significant digit n.
en önemli karakter most significant character n.
Informatics
en önemli bit most significant bit n.
en önemli basamak most significant digit n.
Television
etkinliğin en önemli ve heyecanlı bölümlerinden oluşturulan seçki highlights n.
spor karşılaşması gibi etkinliklerin en eğlenceli veya önemli anlarına odaklanan özet highlights n.
Textile
fransa bisiklet turu gibi birkaç önemli etkinlikte en iyi yarışçının giydiği sarı mayo maillot jaune n.
Medical
en önemli belirtiler/semptomlar cardinal symptoms n.
Pathology
vücudun sağlıklı ya da hastalıklı fonksiyonlarını açıklamaya yönelik tüm girişimlerin en önemli noktasını hücre olarak kabul eden yaklaşım celluar pathology n.
Food Engineering
en küçük önemli fark deneyi least significant difference test n.
Gastronomy
japonya'da yetişen en önemli mantarlardan biri nameko (pholiota nameko) n.
japonya'da yetişen en önemli mantarlardan biri viscid mushroom n.
Marine Biology
dünyanın en önemli ticari balıklarından biri atlantic cod (gadus morhua) n.
dünyanın en önemli ticari balıklarından biri torsk n.
dünyanın en önemli ticari balıklarından biri cusk [us/canada] n.
dünyanın en önemli ticari balıklarından biri brosme brosme n.
abd'nin doğusunda yetiştirilen en önemli ticari kefal türü striped mullet n.
Social Sciences
(totem direğinde) en önemli kimse low man n.
Linguistics
cümle veya pasajdaki en önemli ifade focus n.
Religious
en önemli olarak görülen öğreti evangel n.
sih inancının en önemli kutsal metni granth n.
sih inancının en önemli kutsal metni granth sahib n.
(roma) en önemli dini yapıyı oluşturan konsey üyesi pontifex n.
(roma) en önemli dini yapıyı oluşturan konsey üyeleri pontifices n.
Geography
gana'nın en önemli limanı takoradi n.
güney amerika'nın güneyindeki tierra del fuego takımadasının en önemli adası tierra del fuego n.
bir bölgenin en merkezi ya da önemli kısmı heartland n.
venezuela’nın karayipler'de yer alan en önemli liman şehri la guaira n.
venezuela’nın karayipler'de yer alan en önemli liman şehri la guayra n.
italya'nın venedik şehrinin en önemli kanalı grand canal n.
Military
en önemli karargah supreme headquarters n.
Sport
(yeni zelanda'da) her yıl bölgesel takımların mücadele ettiği en önemli ragbi kupası ranfurly shield n.
maçın en önemli anında strese yenik düşüp bekleneni veremeyen oyuncu choker n.
bir spor dalındaki en önemli lig majors n.
en önemli üç bisiklet yarışından her biri grand tour n.
Basketball
ilk beşte yer almayan en önemli yedek sixth man n.
Theatre
ikinci en önemli roldeki aktör deuteragonist n.
ikinci en önemli rol deuteragonist n.
Librarianship
genellikle başlığın en önemli veya anahtar kelimesini içeren katalog girişi title entry n.
Slang
en önemli şey numero uno n.
kendini dünyadaki en üstün/önemli kişi sanan adam hot shit n.
en önemli kişi olmak be one's main squeeze v.
en önemli kişi olmak be the main squeeze v.