geçen - Turco Inglés Diccionario
Historia

geçen



Significados de "geçen" en diccionario inglés turco : 22 resultado(s)

Turco Inglés
General
geçen exceeder n.
geçen passed adj.
geçen late adj.
geçen past adj.
geçen other adj.
geçen last adj.
geçen passing adj.
geçen former adj.
geçen yester adj.
geçen elapsing adj.
geçen yester- adj.
geçen run-over adj.
geçen in excess of prep.
Idioms
geçen this past adj.
geçen before last expr.
Trade/Economic
geçen current adj.
Computer
geçen elapsed adj.
Biochemistry
geçen permeate adj.
geçen permeant adj.
Archaic
geçen yestern adj.
geçen preterit adj.
geçen preterite adj.

Significados de "geçen" con otros términos en diccionario inglés turco: 500 resultado(s)

Turco Inglés
Common Usage
yerine geçen kimse substitute n.
General
kuşaktan kuşağa geçen değerli şey heirloom n.
içinden damar geçen yol canal n.
yerine geçen kimse supply n.
yeni doğan aydan itibaren geçen günlerin yılın ilk gününe eklenen sayısı epact n.
geçen dönem last semester n.
alçak veya sulak kesimler yahut sığ sular üzerinden geçen yükseltilmiş yol causeway n.
içinden sıvı geçen yol canal n.
incil'de adı geçen hoş kokulu ağaç lignaloes n.
geçen kişi passer n.
iç içe geçen şeyler nest n.
aslının yerine geçen şey ersatz n.
eyerlerin üzerinden geçen ve at arabası milini destekleyen koşum ipi ridgeband n.
fransız riviera'sında, nice'le menton arasındaki yarlardan geçen birbirine paralel üç yol corniche n.
başkalarını geçen exceeder n.
yerine geçen kimse replacement n.
caddeyi dikkatsizce geçen kimse jaywalker n.
yerine geçen kimse incomer n.
bataklıktan geçen yol causeway n.
kenanlılar'ın incil'de bahsi geçen gaddar tanrısı moloch n.
yerine geçen kimse surrogate n.
uzun köprü (göl/bataklık üzerinden geçen) causeway n.
hızla geçen bir şeyin çıkardığı ses whiz n.
genellikle birkaç gün süren ve yürüyüşle geçen tatil walking tour n.
yoldan geçen kişi passer by n.
geçen gece last night n.
caddeyi trafik kurallarına uymadan geçen kimse jaywalker n.
eyerlerin üzerinden geçen ve at arabası milini destekleyen koşum ipi ridger n.
gelen geçen passerby n.
içinden sinir geçen yol canal n.
başkasının yerine geçen kimse (geçici bir süre için) substitute n.
bir yerden başka bir yere geçen transfer n.
kalıtım yoluyla geçen herhangi bir özellik heritage n.
bir ülkeden diğerine geçen göçmen transmigrant n.
ingiltere'yle fransa'yı birleştiren ve dover boğazı'nı geçen tünele ingiltere'de halk arasında veril chunnel n.
çabuk gelip geçen kimse transient n.
kazıklı yol (göl/bataklık üzerinden geçen) causeway n.
geçen zaman elapse n.
köprü aracılığıyla bir yolun üstünden geçen başka yol overpass n.
bir şeyin satın alınmasında para yerine geçen belge token n.
yerine geçen successor n.
yol geçen arazi parçası right of way n.
yemin yerine geçen söz affirmation n.
geçen zaman elapsed time n.
mirasla geçen mal mülk hereditament n.
geçen hafta last week n.
karşıya geçen traverser n.
dalga geçen giber n.
yuların atın burnu üzerinden geçen kısmı noseband n.
adı geçen şahıs said person n.
adı geçen şahıs mentioned person n.
geçen günler passing days n.
yoldan geçen kimse passersby n.
saniyede geçen kare sayısı frame per second n.
emeği geçen those who contributed n.
emeği geçen contributor n.
geçen yüzyıl last century n.
adı geçen kişi said person n.
adı geçen kişi aforesaid person n.
adı geçen kişi aforementioned person n.
birbiri ardınca geçen günler days on end n.
kan yoluyla geçen hastalık blood-borne disease n.
adı geçen kişi above-mentioned person n.
sadece iki kişi arasında geçen konuşma tête-à-tête n.
sadece iki kişi arasında geçen mücadele two-horse race n.
kalıtımla geçen özellik heredity n.
adı geçen kaynak mentioned source n.
yetişip geçen overreaching n.
ötesine geçen overreaching n.
geçen ay previous month n.
konuşmada adları geçen kişiler persons mentioned in the speech n.
kıran kırana geçen boks maçı slugfest n.
geçen yaz last summer n.
geçen kış last winter n.
(başka bir şeyin) yerine geçen placeholder n.
geçen pazar last sunday n.
geçen hafta sonu last weekend n.
geçen cumartesi last saturday n.
sözü geçen ditto n.
geçen süre elapsed time n.
gelen geçen passer-by n.
yoldan geçen kimse passers-by n.
geçen ayki çatışma last month's shooting n.
geçen on yıl past decade n.
geçen on yılın en iyi filmleri the best movies of the past decade n.
incil'de geçen büyük tufan biblical great flood n.
yol geçen hanı a place where passengers frequently stop by n.
boksörlükten aktörlüğe geçen kişi boxer-turned-actor n.
konuda geçen önemli nokta landmark n.
geçen cuma last friday n.
kötü geçen gün off day n.
ilk tamire kadar geçen süre time-to-first-fix n.
fikir, inanç yahut inanç sistemi, kültür aracılığıyla yayılan yahut anne babadan geçen kültürel miras, gözlemleme ya da iletişim araçları vasıtasıyla edinilen davranış şekli meme n.
sözü geçen kimse man of influence n.
rüzgarla ağaçların hışırdaması ve aralardan geçen rüzgarın sesi psithurism n.
suriye'deki palmira şehrinin incilde geçen ismi tadmor n.
atın arkasından geçen ve arabanın dingilini destekleyen geniş kayış backband n.
son yeniaydan beri geçen süre age of moon n.
(fransa) bazı makamlar için yapılan devlet memurluğu sınavını geçen aday agrégé n.
kendinden geçen kimse rapturist n.
ömrün çoğunlukla sandalyede ve sakin geçen yaşlılık dönemi chair days [obsolete] n.
ömrün çoğunlukla sandalyede ve sakin geçen yaşlılık dönemi chairdays [obsolete] n.
çekte geçen kalem veya miktar checkage n.
sürpriz bir şekilde ele geçen şey nap-taking n.
(artık ayinsel kullanımda olmayan) kilise hukukunda geçen yedi saatten beşincisi nones n.
amirinin yerine geçen otel veya restoran çalışanı relief n.
kasım ayından ocak ayının başına kadar geçen, birçok tatilin kutlandığı zaman aralığı the holidays [usa] n.
kasım ayından ocak ayının başına kadar geçen, birçok tatilin kutlandığı zaman aralığı the holiday season [usa] n.
geçen gece the other night n.
geçen sabah the other morning n.
geçen öğleden sonra the other afternoon n.
geçen akşam the other evening n.
un öğütülürken elekten geçen malzeme throughs n.
geçen gün past day n.
aradan geçen yıllar intervening years n.
çitler arasından geçen yol twitchel [dialect] n.
(bir şeyin) kuruluşunda emeği geçen kadın founding mother (of something) n.
üç kişiarasında geçen diyalog/toplantı trilogue n.
sözü geçen kimse eight-hundred-pound gorilla n.
öğleden gün batımına dek geçen zaman underntime n.
geçen zaman lapse n.
vın diye geçen şey zinger n.
norveç efsanelerinde adı geçen bir savaşçı berserk n.
göz açıp kapayana kadar geçen zaman eyewink n.
(ingiliz folklorunda) mayıs oyunları şenliklerinde bahsi geçen bir leydi maid marian n.
(ingiliz folklorunda) mayıs oyunları şenliklerinde bahsi geçen bir leydi maidmarian n.
gücüde bulunan ve içinden çözgü ipliği geçen metal veya camdan göz mail n.
bir uç organdan, sinapstan veya merkezden geçen eşzamanlı veya ardışık şiddetli sinir uyarıları volley n.
çabucak harekete geçen kimse man of deeds n.
geleneksel rus kıyafetleri giymiş kadın şeklinde dekore edilmiş, içe içe geçen bebeklere verilen ad matryoshka n.
geleneksel rus kıyafetleri giymiş kadın şeklinde dekore edilmiş, içe içe geçen bebeklere verilen ad matrioshka n.
geleneksel rus kıyafetleri giymiş kadın şeklinde dekore edilmiş, içe içe geçen bebeklere verilen ad matroyshka n.
dalga geçen kimse leg-puller n.
imza yerine geçen işaret (haç, çizgi) mark n.
üstünden geçen kayışının yandan bağlandığı alçak topuklu, geniş ve yuvarlak burunlu bir tür kadın ayakkabısı mary jane n.
üstünden geçen kayışının yandan bağlandığı alçak topuklu, geniş ve yuvarlak burunlu bir tür kadın ayakkabısı maryjane n.
(mecazi anlamda) göz açıp kapayıncaya kadar geçen süre blink n.
göz açıp kapayıncaya kadar geçen süre blink of an eye n.
incil'de bahsi geçen, isa'nın dünyaya hükmedeceği 1000 yıllık zaman dilimi millennium n.
iç içe geçen kimse veya şey wreather n.
incil'de geçen bir kadın adı hephzibah n.
miras yoluyla geçen mülk parçası heritable n.
dini hizmetle geçen yaşam ministry n.
at dizgininin alından geçen kayışı browband n.
ilişkinin genellikle sakin geçen başlangıç dönemi honeymoon n.
ilişkinin kavgasız ve mutlu geçen başlangıç dönemi honeymoon n.
yoldan geçen araba ile bir yere bırakılma hop n.
geçen hafta yesterweek n.
eski ahit'te geçen ve günümüzde yaygın olmayan bir erkek ismi lot n.
genellikle isa'nın yaşamı, ölümü ve dirilişi temalarını ve kutsal kitapta geçen olayları işleyen orta çağ piyeslerine verilen ad mystery n.
genellikle isa'nın yaşamı, ölümü ve dirilişi temalarını ve kutsal kitapta geçen olayları işleyen orta çağ'a ait bir piyes türü mystery n.
maytap geçen kimse ribber n.
üzerinden kamu yolu geçen arazi right of way n.
(at yarışında) başka atın yerine geçen at ring-in [australia] n.
giderek artan büyüklükte, iç içe geçen kutular chinese boxes n.
iki olay arası geçen süre delay n.
geçici olarak yolun belirli bir kısmının yerine geçen dolambaçlı yol detour n.
önemli veya olağanüstü bir deneyimden geçen kimse graduate n.
(uzay uçuşunda) çekim alanı sayesinde enerji elde etmek için gezgin bir cisme yakın geçen güzergah gravity-assist n.
yol geçen arazi roadway n.
yolun taşıt geçen kısmı roadway n.
birbirine geçen şey conjunct n.
vücutta geçen süre incarnation n.
sözü geçen kimse influence n.
sözü geçen kimse influential n.
iki olay arasında geçen süre interlapse n.
japonya'da para yerine geçen gümüş külçe goltschut n.
edmund spenser'in periler kraliçesi kitabında bahsi geçen bir bitki coltwood [obsolete] n.
belirli bir mesafeyi kat etmek için geçen süre drive time n.
farklı hallere geçen şey cycler n.
tahta kulübe tipi yapılarda ortadan geçen koridor dogtrot [dialect] n.
bir açıklığın çevresindeki ek yerinden geçen sicimden oluşan bir bağ drawing string n.
başkasının yerine geçen kimse pinch hitter n.
bir şeyi keserek üzerinden geçen çizgi cross stroke n.
at başlığında kafa üstünden geçen koşum takımı parçası crown n.
at başlığında kafa üstünden geçen koşum takımı parçası crownpiece n.
atın kulaklarının arkasından geçen dizgin kayışı crownpiece n.
duygusal olarak baba yerine geçen kimse father figure n.
duygusal olarak baba yerine geçen kimse father-figure n.
(askeri hapishanede) ötesine geçen mahkumların anında kurşuna dizildiği çizgi deadline n.
parmak kirinden ötürü yüzeye geçen iz fingermark n.
düşmeyle harekete geçen makine bölümü flathead [dialect] n.
gök cismi etrafında bir tam tur dönüşü tamamlamak için geçen süre orbit period n.
caddeye paralel bulunan veya caddenin ortasından geçen, çevre düzenlemesi yapılmış toprak şeridi parkway n.
sorgusuz sualsiz geçerli olup nesilden nesle geçen hak prerogative n.
insan yaşamının okulda geçen dönemi schoolday n.
bedava ele geçen şey free ride n.
kıran kırana geçen boks maçı slugging match n.
araçlarda geleneksel aynaların yerini alan ayna yerine geçen kameralar digital mirrors n.
fabl ve halk hikayelerinde adı geçen sihirli bir bitki springwort n.
yükselişe geçen kimse spurter n.
gözün önünden geçen yıldızlar star n.
kitapta geçen bölümün/metinlerin satırlara ayrılması stichometry n.
geçen gece streen [scotland] n.
geçen akşam streen [scotland] n.
büyük acılardan geçen kimse subsister n.
öteye geçen kimse surpasser n.
başka dilden geçen sözcük loanword n.
bir bölgenin doğal atraksiyonlarını göstermek üzere söz konusu bölgenin içinden geçen tabelalı yol nature trail v.
sözü geçen olmak have influence v.
karşıdan karşıya geçen çocuğa çarpmak hit a kid crossing the street v.
unvanını geçen yılın ikincisine kaptırmak lose one's title to last year's runner-up v.
yoldan geçen bir arabadan gelen müziğin sesini duymak hear the sound of music coming from a passing car v.
geçen taksiye binmek flag down a taxi cab v.
havuzun boyunu geçen derinlikteki yerine atlamak/girmek go off the deep end v.
havuzun boyunu geçen derinlikteki yerine atlamak/girmek jump off the deep end v.
(geçen gemiye verilen) selamlama veya teşhis sinyali hail v.
yukarıdan geçen overhead adj.
kutsal kitapta geçen canonical adj.
çabucak geçen elusive adj.
miras yoluyla geçen hereditary adj.
yukarıda geçen aforementioned adj.
uçuşa geçen outbound adj.
sözü geçen aforementioned adj.
adı geçen aforementioned adj.
bahsi geçen (durum vb) given adj.
çabuk geçen swift adj.
yukarıda adı geçen abovementioned adj.
makbule geçen appreciated adj.
ülkeyi boydan boya geçen cross country adj.
ismi geçen aforementioned adj.
kalıtımla geçen iyi özelliklere sahip eugenical adj.
iç içe geçen telescopic adj.
daha önce adı geçen abovementioned adj.
atlantik'i geçen transatlantic adj.
delip geçen piercing adj.
içme suyu ile geçen waterborne adj.
sözü geçen influential adj.
sözü geçen (durum vb) given adj.
yukarıda geçen above adj.
adı geçen mentioned adj.
yavaş harekete geçen inert adj.
başkalarına kolay geçen (neşe) infectious adj.
altından geçen su ile çalışan undershot adj.
bahsi geçen aforementioned adj.
adı geçen aforesaid adj.
boşa geçen idle adj.
çabuk geçen pecking adj.
transit geçen transiting adj.
çabuk geçen fugitive adj.
çabuk geçen fleeting adj.
ele geçen incoming adj.
hızla geçen flying adj.
kolay geçen running adj.
atasözünde geçen proverbial adj.
yukarıda geçen aforenamed adj.
hepsini/başka her şeyi geçen/aşan transcendent adj.
daha önce adı geçen above-mentioned adj.
yukarıda geçen aforesaid adj.
temasla geçen contagious adj.
savunmaya geçen (hedef alındığını zannederek) defensive adj.
birbirine geçen engaging adj.
adı geçen aforenamed adj.
adı geçen said adj.
birden bir konudan başka konuya geçen (konuşma tarzı) abrupt adj.
başkasının yerine geçen (geçici bir süre için) substitute adj.
ismi geçen aforesaid adj.
yerine geçen pro adj.
sözü geçen forenamed adj.
adı geçen forenamed adj.
sözü geçen previously mentioned adj.
emeği geçen one who contributed adj.
adı geçen above-named adj.
adı geçen above adj.
birbirine geçen imbricative adj.
(hastalık) temasla geçen contagious adj.
adı geçen above-named adj.
adı geçen above-mentioned adj.
aşağıda adı geçen below-mentioned adj.
araziden geçen cross-country adj.
çok yakın geçen point-blank adj.
sözü geçen well-esteemed adj.
çabuk geçen transient adj.
sudan geçen waterborne adj.
zikri geçen above-cited adj.
geçen seferki previous adj.
aşağıda sözü geçen undermentioned adj.
yukarıda sözü geçen before cited adj.
yukarıda sözü geçen before mentioned adj.
sözü geçen mentioned adj.
bahsi geçen mentioned adj.
zikri geçen aforesaid adj.
yukarıda adı geçen aforenamed adj.
sözü geçen aforesaid adj.
yukarıda bahsi geçen aforesaid adj.
bahsi geçen aforesaid adj.
yerine geçen succeeding adj.
yerine geçen superseding adj.
şike skandalında adı geçen supposedly being involved in match-fixing scandal adj.
elekten geçen sieved adj.
elekten geçen sifted adj.
aradan geçen intervening adj.
yukarıda adı geçen above-mentioned adj.
yukarıda adı geçen aforecited adj.
yukarıda adı geçen above-mentioned adj.
sözü geçen bossy adj.
konudan konuya geçen discursive adj.
üstüste geçen/örtüşen lap-strake adj.
üstüste geçen/örtüşen lap-streak adj.
üstüste geçen/örtüşen lap-jointed adj.
üstüste geçen/örtüşen lap-streaked adj.
üstüste geçen/örtüşen lap-straked adj.
üstüste geçen/örtüşen overlapping adj.
çok katmandan geçen polystrate adj.
adı geçen forementioned adj.
yerine geçen substitutive adj.
kenarından geçen skirting adj.
adı geçen abovesaid adj.
yukarıda bahsi geçen abovesaid adj.
daha önce bahsi geçen, değinilen abovesaid adj.
atasözünde geçen adagial adj.
adı geçen above adj.
sonradan bahsi geçen after-mentioned adj.
harekete geçen agoing adj.
geçici (geçen) infectious adj.
adı geçen nempt [obsolete] adj.
birbirinin içine geçen parçalardan oluşan telescope adj.
adı geçen that adj.
sonuna kadar geçen throughgoing adj.
bir kişiden/şeyden diğerine geçen transient adj.
bir durumdan diğerine hızla geçen transilient adj.
başkası üzerinden geçen transitive adj.
bir yerden diğerine geçen transmigrant adj.
bir bireyden diğerine geçen transindividual adj.
medyan düzlemi boyunca geçen transmedian adj.
medyan düzlemin içinden geçen transmedian adj.
medyan düzlemi boyunca geçen transmedial adj.
medyan düzlemin içinden geçen transmedial adj.
rekabetle harekete geçen emulous adj.
alttan geçen underrunning adj.
yerine geçen kimse olmayan unsucceeded adj.
dalga geçen jesting adj.
dalga geçen jiveass adj.
dalga geçen vernaculous adj.
kolayca harekete geçen hair-trigger adj.
yukarıda geçen aforementioned adj.
gök cisminin günlük hareketinde ulaştığı en yüksek noktadan geçen meridian adj.
birbirine geçen ve karşılıklı etkileşen meshed adj.
iç içe geçen fair adj.
hızlı kavrayıp harekete geçen gleg [scotland] adj.
bir yerden diğerine geçen mutative adj.
bir durumdan diğerine geçen mutative adj.
açık olanın ötesine geçen obscured adj.
aşikar olanın ötesine geçen obscured adj.
belli olanın ötesine geçen obscured adj.
belirli bir durumda eyleme geçen occasional adj.
zaman zaman eyleme geçen occasional adj.
kolayca harekete geçen hair-trigger adj.
üzerinden şekil geçen (arma) debruised adj.
bahsi geçen bir önceki konu ile aynı idem adj.
bir yerden başka bir yere geçen of passage adj.
bir bölgeden başka bir bölgeye geçen of passage adj.
bir iklimden başka bir iklime geçen of passage adj.
harekete geçen off adj.
yerine geçen off the hooks adj.
(birinin) tarafına geçen onside adj.
ötesine geçen overbold adj.
yetişip geçen overbold adj.
sıra ile geçen rotatory adj.
shakespeare eserlerinde geçen ve anlamı bilinmeyen bir sözcük rump-fed adj.
karşılıklı konuşmada geçen dialogic adj.
diyalogda geçen dialogic adj.
sözü geçen influxious [obsolete] adj.
sözü geçen influxive adj.
tartışmada bir örnekten diğerine geçen metabatic [obsolete] adj.
can havliyle harekete geçen irascible adj.
çok sayıda evreden geçen polymorphous adj.
farklı formlardan geçen polymorphous adj.
çok sayıda evreden geçen polymorphic adj.
farklı formlardan geçen polymorphic adj.
bir taraftan öbür tarafa geçen cross adj.
tuzlu suda geçen saltwater adj.
denizde geçen saltwater adj.
modası geçen fin de siecle adj.
modası geçen fin-de-siècle adj.
yukarıda adı geçen forecited adj.
yukarıda adı geçen forerecited adj.
dalga geçen pranksome [dated] adj.
hızlıca geçen scudding adj.
kendiyle dalga geçen self-mocking adj.
çabuk geçen short adj.
sert şekilde dalga geçen cruel adj.
geçen seferki preterient adj.
erken harekete geçen previous adj.
birbirine geçen snap adj.
(rüzgar) delip geçen snithe adj.
şiirde geçen poetical adj.
alttan geçen subterfluent adj.
(sıcaklık) kritik sıcaklığı geçen supercritical adj.
(kilise müziğinde) oktavı geçen superfluous adj.
zihni geçen superintellectual adj.
ışık hızını geçen superlight adj.
sözü geçen superpowerful adj.
(dalga ve titreşim) frekansı işitilebilirlik seviyesini geçen supersonic adj.
ülkeyi boydan boya geçen cross-country adj.
yeniden yükselişe geçen resurgent adj.
sözü geçen above adv.
geçen hafta dün yesterday week adv.
yukarıda geçen supra adv.
geçen sefer last time adv.
daha geçen hafta no longer ago than last week adv.
geçen hafta dünkü gün yesterday week adv.
sözü geçen in command adv.
geçen ay last month adv.
geçen sene last year adv.
geçen yıl last year adv.
her geçen gün every passing day adv.
geçen aydan from the previous month adv.
her geçen gün each passing day adv.
her geçen saat with every passing hour adv.
geçen birkaç hafta içinde in the past couple of weeks adv.
geçen hafta bir ara some time last week adv.
geçen günlerde the other day adv.
adı geçen ditto adv.
her geçen saat every passing hour adv.
her geçen saniye every passing second adv.
her geçen dakika every passing minute adv.
geçen zaman içinde in the course of time adv.
geçen yüzyılda in the last century adv.
geçen yıl temmuz ayında in july last year adv.
geçen gün the other day adv.
her geçen gün day by day adv.
evvelce adı geçen eserde loc. cit. adv.
evvelce adı geçen eserde loco citato adv.
geçen buluşmamızda at our last meeting adv.
geçen buluşmamızda at our previous meeting adv.
her geçen yıl every passing year adv.
her geçen sene every passing year adv.
geçen on yılda in the past decade adv.
geçen on yıl içinde in the past decade adv.
geçen mayıs last may adv.
geçen salı last tuesday adv.
geçen sene boyunca yesteryear adv.
geçen sene bu zamanlar this time last year adv.
adı geçen eserde opere citato adv.
adı geçen yayında opere citato adv.
-i geçen in excess of prep.
her geçen (gün) by prep.
her geçen (saat vb.) by prep.
yerine geçen for prep.
geçen seferki the previous one pron.
adı geçen şey that pron.
roman dillerinden alınmış kelimelerde bahsi geçen olay, dönem veya kişileri ifade eden son ek -ade suf.
geçen süre bilgisini ifade eden bir kombinasyon -long suf.
yerine geçen kimse repl (replacement) abrev.
Irregular Verb
altından geçen su akımıyla dönen (su çarkı) undershot adj.
Phrases
adı geçen firma the above mentioned firm n.
adı geçen firma the above named firm n.
geçen sene bir zaman/ara sometime last year n.
geçen hafta bu zamanlar this time last week n.
yukarıda adı geçen the abovementioned adj.
adı geçen the above-mentioned adj.
geçen yıla oranla compared to the last year expr.
geçen haftaya oranla compared to the last week expr.
geçen seneye oranla compared to the last year expr.
geçen aya oranla compared to the last month expr.
yukarıda adı geçen kişi/kişiler (bir sayfada) the abovementioned persons expr.
uykusuz geçen bir gecenin ardından after a sleepless night expr.
o zamandan beri geçen yıllarda in the years since expr.
zor ele geçen at a premium expr.
nadir bulunan/ele geçen at a premium expr.
aradan geçen yıllar boyunca over the intervening years expr.
Proverb
eline geçen fırsatı zamanında değerlendirmezsen elinden kayıp gider a mill cannot grind with water that is past
Colloquial
sözü geçen kişi big kahuna [us] n.
sözü geçen kişi a big kahuna [us] n.
sözü geçen kişi a grand kahuna [us] n.
çalışma ile geçen tatil a busman's holiday n.
gergin geçen beş dakika 5 white-knuckled minutes n.
yoldan geçen bir araba a passing car n.
boston ma'in altından geçen yeraltı otoyolu big dig n.
(beyzbol) yere çarpıp iki veya daha fazla iç saha oyuncusunun arasından geçen top a ground ball with eyes n.
iyi/güzel geçen bir zaman good trip n.
sözü geçen kimse great gun n.
çok eğlenceli geçen zaman ball n.
bir yerde geçen zaman time in n.
kolayca harekete geçen şey hair trigger n.
bir partiden diğerine geçen kimse lota [pakistan] n.
filmde geçen şiddet ve macera sahnesi skop, skiet en donder [south africa] n.
(beyzbol) vurucuya teğet geçen bir top atmak dust off the batter v.
dalga geçen joking [uk/us/ireland] adj.
eline geçen her fırsatta every chance he/she gets expr.
eline geçen her fırsatta at every (possible) opportunity expr.
geçen ay neredeyse her gün yağmur yağdı last month it rained almost every day expr.
geçen her dakika önemli every moment counts expr.
geçen her dakika önemli every minute counts expr.
(birinin) eline geçen bir şey yok nothing in it for (one) expr.
geçen yılın sonundan bu yana since the end of last year expr.
Idioms
anında uygulamaya geçen kişi a man/woman/person of action n.
inişe geçen hisse/bono fallen angel n.
aklından/kafasından geçen düşünce/fikir bird of (one's) own brain [obsolete] n.
eski kablolu kanal aboneliğine son verip başka aboneliklere (online tv platformları) geçen kişi cord cutter n.
sadece nakit geçen mağaza cash only n.
kumanda ile tv kanallarını peş peşe geçen channel surfer n.
baskın sözü geçen kimse 800-pound gorilla n.
çorak geçen dönem dry spell n.
dur durak bilmeden akıp giden/geçen zaman the marching time n.
ele geçen şans a fair crack of the whip n.
insanların sempatisini kazanmak ya da yardımı almak için kişinin başından geçen bir hikayeyi anlatması hard-luck story n.
resmi/kayıta geçen/kanıt niteliği taşıyan belge paper trail n.
sorunlu geçen süreç a torrid time n.