hold on - Turco Inglés Diccionario
Historia

hold on

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Significados de "hold on" en diccionario turco inglés : 30 resultado(s)

Inglés Turco
General
hold on v. sarılmak
hold on v. devam etmek
hold on v. süregelmek
hold on v. beklemek
hold on v. dayanmak
hold on v. durmak
hold on v. direnmek
hold on v. bağlanmak
hold on v. tutunmak
hold on v. beklemek (telefonda)
hold on v. tutmak
hold on v. ayrılmamak (telefonda)
hold on v. hatta kalmak
hold on v. telefonu kapatmayıp beklemek
hold on v. (telefonda) beklemek
hold on v. ısrarcı olmak
hold on v. durmayı reddetmek
hold on v. fethedilmemek
hold on v. yenilmemek
hold on v. yenilgisiz kalmak
hold on v. eylemi geciktirmek
hold on v. tutmak
hold on v. biri için saklamak
hold on v. sadık kalmak
Phrasals
hold on v. ara vermek
hold on v. biraz beklemek
hold on v. durmak
Colloquial
hold on interj. dur!
hold on interj. bekle!
Marine
hold on interj. aganta

Significados de "hold on" con otros términos en diccionario inglés turco: 199 resultado(s)

Inglés Turco
Common Usage
hold on to v. tutunmak
General
hold on to v. bırakmamak
hold out on one v. birinden gizlemek
hold on to v. tutmak
hold a referendum on v. halk oylamasına sunmak
stay on hold v. mevcut durumu korumak
stay on hold v. hatta kalmak (telefon)
hold on to one's hand v. elini tutmak
hold on to v. -e tutunmak
put on hold (the call) v. telefonu kapatmayıp beklemek
hold on to life v. hayata tutunmak
hold on tight v. sımsıkı tutunmak
hold on to the life v. hayata bağlanmak/tutunmak
put on hold v. beklemeye almak
on hold adv. beklemede (telefon)
hold on! interj. aganta
hold on! interj. aganta!
hold on! interj. dur!
hold on! interj. bekle!
Phrasals
hold out on v. ayak diremek
hold out on v. boyun eğmemek
hold out on v. bilgi vermeyi reddetmek
hold out on v. bilgi vermemek
lay hold on v. ele geçirmek
lay hold on v. tutmak
hold out on v. teslim olmamak
lay hold on v. yakalamak
hold back (on something) v. (bir şeyden) ayırmak
hold back (on something) v. (bir şeyden) saklamak
hold back (on something) v. (bir şeyden) az almak/vermek
hold forth (on someone or something) v. (biri/bir şey hakkında nutuk atmak
hold forth (on someone or something) v. (biri/bir şey hakkında) nutuk çekmek
hold forth (on someone or something) v. (biri/bir şey hakkında) uzun uzadıya konuşmak
hold off (on someone or something) v. (birini/bir şeyi) bekletmek
hold off (on someone or something) v. (birini/bir şeyi) ertelemek
hold off (on someone or something) v. (birini/bir şeyi) sonraya bırakmak
hold out on (someone or something) v. (birinden/bir şeyden) para, bilgi saklamak/gizlemek
hold (something) out on (someone or something) v. (birinden/bir şeyden para, bilgi) saklamak/gizlemek
hold (something) out on (someone or something) v. (birinden/bir şeyden bir şey) saklamak/gizlemek
hold on to v. tutunmak
Colloquial
lose one's hold on v. hakimiyetini yitirmek
lose one's hold on v. kontrolünü yitirmek
hold on a moment expr. biraz bekle
hold on a moment expr. bekle biraz
just hold on expr. dayan
Idioms
a hold on (someone) n. (biri) üzerinde büyük bir etki
a hold on (someone) n. (biri) üzerinde hakimiyet
a hold on (someone) n. (biri) üzerinde büyük bir nüfuz
a hold on someone a strong n. (biri) üzerinde büyük bir etki
a hold on someone a strong n. (biri) üzerinde hakimiyet
a hold on someone a strong n. (biri) üzerinde büyük bir nüfuz
hold on (to) like grim death v. asılmak
put a hold on something v. askıya almak
lose one's hold on someone v. birisi üzerindeki hakimiyetini yitirmek
hold forth on something v. bir şey hakkında uzun uzun konuşmak
relax one's hold on someone v. biri üzerindeki kontrolünü gevşetmek/azaltmak
put someone on hold v. birini hatta/telefonda bekletmek
get a hold on someone v. biri üzerinde büyük bir etkisi olmak
put a hold on something v. bloke etmek
hold out on someone v. birinden bir şey saklamak
hold on like grim death (brit) v. bir şeyi sıkıca tutmak
hold on like grim death (brit) v. bir şeye sımsıkı tutunmak
get a strong hold on someone v. birinin üstüne büyük bir etkisi olmak
hold on like grim death (brit) v. bir şeyi sımsıkı tutmak
have a hold on someone v. biri üzerinde büyük bir etkisi olmak
have a strong hold on someone v. birisinin üzerinde büyük etkisi olmak
have a strong hold on someone v. birinin üstüne büyük bir etkisi olmak
hold on for dear life v. canını dişine takmak
hold on to (the hem of) a saint's robe v. etek tutmak
relax one's hold on someone v. elini gevşetmek
put a hold on something v. kullanıma kapatmak
hold on for dear life v. sımsıkı tutunmak
hold on for dear life v. sıkıca tutunmak
hold the line on something v. sabitlemek
hold on (to) like grim death v. sıkıca elinden tutmak
hold on for dear life v. üstün uğraş vermek
take a hold on (oneself) v. kendini frenlemek
take a hold on (oneself) v. kendini tutmak
take a hold on (oneself) v. tepkilerini/duygularını kontrol altına almak
take a hold on (oneself) v. kendini kontrol etmek
get a hold on yourself v. kendini tutmak
get a hold on yourself v. kendini kontrol altında tutmak
get a hold on yourself v. kontrolünü kaybetmemek
get a hold on yourself v. duygularını frenlemek
get a hold on yourself v. sakin kalmak
get a hold on yourself v. kontrollü davranmak
take a hold on yourself v. kendini tutmak
take a hold on yourself v. kendini kontrol altında tutmak
take a hold on yourself v. kontrolünü kaybetmemek
take a hold on yourself v. duygularını frenlemek
take a hold on yourself v. sakin kalmak
take a hold on yourself v. kontrollü davranmak
give (one) a strong hold on (someone) v. (birine biri) üzerinde hakimiyet vermek
give (one) a strong hold on (someone) v. (birinin biri) üzerinde büyük etki kurmasını sağlamak
give (one) a strong hold on (someone) v. (birinin biri) üzerinde büyük nüfuz sahibi olmasını sağlamak
have a hold on v. üzerinde kontrol edici etkisi olmak
have a hold on v. üzerinde büyük etkisi olmak
have a hold on v. üzerinde kontrol sağlamak
have a hold on v. üzerinde kontrol sahibi olmak
relinquish (one's) hold on (something) (to someone or something) v. (bir şeyin) kontrolünü (birine/bir şeye) kaptırmak
relinquish (one's) hold on (something) (to someone or something) v. (bir şeyin) kontrolünü (birine/bir şeye) kaybetmek
relinquish (one's) hold on (something) (to someone or something) v. (bir şeyin) kontrolünü (birine/bir şeye) devretmek
relinquish (one's) hold on (something) (to someone or something) v. (bir şeyin) kontrolünü (birine/bir şeye) bırakmak
have a hold on (someone) v. (birinin) eskiden yaptıklarını/hatalarını koz olarak kullanmak
have a hold on (someone) v. (birinin) hakkında bildiklerini ona karşı kullanmak
have a hold on (someone) v. (birinin) hakkında bildikleriyle ona baskı yapmak
get a hold on (one) v. (biri) üzerinde büyük/güçlü bir etkisi olmak
get a hold on (one) v. (birini) çok etkilemek
get a hold on (one) v. (birini) etkisi altına almak
get a hold on (oneself) v. (kendini) tutmak
get a hold on (oneself) v. duygularına hakim olmak
get a hold on (oneself) v. (kendine) hakim olmak
get a hold on (oneself) v. (kendini) kontrol altına almak
get a hold on (oneself) v. sakinleşmek
get a hold on (oneself) v. toparlanmak
get a hold on (oneself) v. kendine gelmek
get/take a grip/hold on yourself v. kendini tutmak
get/take a grip/hold on yourself v. kendini kontrol altında tutmak
get/take a grip/hold on yourself v. kontrolünü kaybetmemek
get/take a grip/hold on yourself v. kendine hakim olmak
get/take a grip/hold on yourself v. sakin kalmak/olmak
hold on (someone or something) like grim death v. (birine/bir şeye) asılmak
hold on (someone or something) like grim death v. (birinin/bir şeyin) sıkıca elinden tutmak
hold on (someone or something) like grim death v. (birine/bir şeye) sımsıkı tutunmak
hold on (someone or something) like grim death v. (birine/bir şeye) sıkıca tutunmak
hold on (someone or something) like grim death v. (birini/bir şeyi) sıkıca tutmak
hold on to (someone or something) like grim death v. (birine/bir şeye) sıkıca tutunmak
hold on to (someone or something) like grim death v. (birine/bir şeye) yapışmak
hold on to (someone or something) like grim death v. düşmemek için (birini/bir şeyi) sıkıca tutmak
lose (one's) hold on (someone or something) v. (birini/bir şeyi) bırakmak
lose (one's) hold on (someone or something) v. (birini/bir şeyi) tutmayı bırakmak
lose (one's) hold on (someone or something) v. (birinden/bir şeyden) eli kaymak/kurtulmak
lose (one's) hold on (someone or something) v. (birine/bir şeye) tutunamamak
lose (one's) hold on (someone or something) v. (birini/bir şeyi) tutamamak
lose (one's) hold on (something) v. (bir şeyi) anlayamaz/ayırt edemez hale gelmek
lose (one's) hold on (something) v. (bir şey) algısını kaybetmek
lose (one's) hold on (someone) v. (biri) üzerindeki hakimiyetini kaybetmek
lose (one's) hold on (someone) v. (biri) üzerindeki otoritesini yitirmek
lose hold on v. üzerindeki hakimiyetini yitirmek
lose hold on v. üzerindeki kontrolünü yitirmek
lose hold on v. bırakmak
lose hold on v. tutmayı bırakmak
lose hold on v. '-i anlayamaz/ayırt edemez hale gelmek
lose hold on v. algısını kaybetmek
lose hold on v. üzerindeki hakimiyetini kaybetmek
lose hold on v. üzerindeki otoritesini yitirmek
lose hold on v. eli kaymak/kurtulmak
lose hold on v. tutunamamak
lose hold on v. tutamamak
put (one) on hold v. (birini) hatta/telefonda bekletmek
put (something) on hold v. (bir şeyi) duraklatmak
put (something) on hold v. (bir şeye) ara vermek
put (something) on hold v. (bir şeyi) durdurmak
put (something) on hold v. (bir şeyi) ertelemek
put (something) on hold v. (bir şeyi) askıya almak
put a hold on v. askıya almak
put a hold on v. bloke etmek
put a hold on v. kullanıma kapatmak
relax (one's) hold on (someone or something) v. (birini/bir şeyi) gevşek bırakmak
relax (one's) hold on (someone or something) v. (biri/bir şey) üzerindeki baskısını gevşetmek
relax (one's) hold on (someone or something) v. (biri/bir şey) üzerindeki kontrolünü gevşetmek/azaltmak
relax hold on v. gevşek bırakmak
relax hold on v. üzerindeki baskısını gevşetmek
relax hold on v. üzerindeki kontrolünü gevşetmek/azaltmak
hold the clock on v. kronometre tutmak
hold on to your hat! expr. asıl bunu dinle!
hold on to your hat! expr. sen asıl bunu dinle!
Speaking
hold on a sec n. bir saniye
hold on a second please interj. biraz bekleyin lütfen
hold on a moment please interj. biraz bekleyin lütfen
hold on for a minute! expr. bir dakika bekle!
can you hold on for one second? expr. bir saniye bekleyebilir misin?
hold on for a minute! expr. bekle bir dakika!
hold on a minute! expr. bir dakika bekle!
hold on one second expr. bekle bir saniye
hold on a minute! expr. bekle bir dakika!
I know what it's like to hold on to someone expr. birisine tutunmanın ne demek olduğunu bilirim
hold on a second expr. bir saniye bekle
hold on a second expr. bekle bir saniye
hold on a second expr. dur bir saniye
hold on for a second! expr. dur bakalım orada!
hold on to your hat expr. dikkat edin
hold on to your hat expr. kemerlerinizi bağlayın
hold on a second please expr. lütfen biraz bekleyin
hold on to your hat expr. sıkı durun
hold on to your hat! expr. sıkı dur! (bak ne anlatacağım)
hold on tight expr. sıkı tutun
Politics
hold a referendum on v. halk oyuna sunmak
hold a referendum on v. halkın oyuna sunmak
hold a referendum on v. referandum yapmak
Automotive
hold on winding n. bekletme sargısı
hold on winding n. tutma bobini
Education
put internship on hold v. stajı dondurmak
Environment
drop-cover-hold on n. çök-başını koru-bekle
drop-cover-hold on expr. çök-kapan-tutun
drop-cover-hold on expr. eğil-gizlen-bekle
Military
hold on to supplies v. ikmallere güvenmek
hold on to supplies v. ikmallere dayanmak
we are on our way hold tight expr. geliyoruz dayanın