iki çift - Turco Inglés Diccionario
Historia

iki çift



Significados de "iki çift" en diccionario inglés turco : 4 resultado(s)

Turco Inglés
General
iki çift two pairs n.
iki çift quad adj.
iki çift two pairs adj.
Computer
iki çift quad n.

Significados de "iki çift" con otros términos en diccionario inglés turco: 108 resultado(s)

Turco Inglés
General
iki çift laf just a couple of words n.
iki çift laf word n.
iki çift laf a word or two n.
iki çift söz a word or two n.
iki çift laf a few words n.
iki çift söz a few words n.
evli olmayıp çift gibi yaşayan iki kişiden her biri companion n.
farklı uzunluklarda iki çift halinde olma (erkek organı) didynamy n.
iki sayfaya yazılıp çift posta ücreti gerektiren mektup double letter n.
iki çift laf etmek have a word or two v.
iki çift laf etmek have an idle chit-chat v.
çift,iki two adj.
iki yönlü/çift yönlü twofold adj.
Phrasals
(birine bir şey hakkında) iki çift laf etmek exchange words (with somebody) (about something) [uk] v.
(birine bir şey hakkında) iki çift laf etmek have words (with somebody) (about something) [uk] v.
(birine) iki çift laf etmek exchange words (with someone) v.
Colloquial
cehennem (ingilizce "hell" kelimesinin ilk iki harfi ve çift "l" harfi şeklinde üstü kapalı/dolaylı olarak söylenmesi) h-h-double-l expr.
Idioms
iki çift lafı olmak have a crow to pluck v.
çift/iki enstrüman çalmak double in brass v.
birisiyle iki çift laf edememek exchange no more than two words with someone v.
birisiyle iki çift laf edememek hardly exchange more than two words with someone v.
birisiyle iki çift laf edememek not exchange more than two words with someone v.
birisiyle iki çift laf edememek scarcely exchange more than two words with someone v.
birisiyle iki çift laf edememek say hardly anything to someone v.
iki çift laf edememek exchange no more than some number of words with someone v.
iki çift laf edememek not exchange more than some number of words with someone v.
iki çift laflamak have a quick word with v.
iki çift laf edememek scarcely exchange more than some number of words with someone v.
iki çift laf edememek say hardly anything to someone v.
iki çift laf edememek hardly exchange more than some number of words with someone v.
ile iki çift laf edememek didn't exchange more than three words with v.
(biriyle) iki çift laf edememek didn't exchange more than three words with (one) v.
iki çift laf edememek exchange no more than v.
(iki, iki çift) laf edememek exchange no more than (an amount of) words v.
iki çift laf etmek/laflamak have a word v.
(birine bir şey hakkında) iki çift laf etmek have a word (with somebody) (about something) v.
(biriyle/birine) iki çift laf etmek have a word in (one's) ear v.
(biriyle/birine) iki çift laf etmek have a word in someone's ear v.
iki çift laf etmek have/exchange words v.
(birine bir şey hakkında) iki çift laf etmek have/exchange words (with somebody) (about something) [uk] v.
iki çift söz etmek say a few words v.
iki çift laf etmek say a few words v.
Speaking
biriyle iki çift laf edememek didn't exchange more than three words with someone v.
iki çift lafı zor ettik we barely spoke expr.
Technical
iki/çift sıralı, kendinden hizalı bilyalı yataklar double row-self aligning ball bearings n.
iki atomun paylaştığı bir çift elektron duplet n.
Textile
iki birleşik kozadan sarılmış büyük ve düzensiz çift ipek iplik doupioni n.
iki birleşik kozadan sarılmış büyük ve düzensiz çift ipek iplik douppioni n.
iki birleşik kozadan sarılmış büyük ve düzensiz çift ipek iplik dupioni n.
iki birleşik kozadan sarılmış büyük ve düzensiz çift ipek iplik doupion n.
Architecture
bir noktada birleşen iki simetrik çift eğriden oluşan bir kemer ogee n.
Construction
dik veya çift katlı bir duvarın her iki tarafına yerleştirilmiş, özel ölçüleri olan bir tuğla duvar neck n.
Aeronautic
çift bölmeli iki kanatlı uçak double bay biplane n.
Marine
iki paralel kütükten yapılmış sal veya çift tekneli kayık catamaran n.
Medical
aynı menstrual siklusta iki ayrı cinsel ilişki epizodunda iki ayrı ovumun döllenmesi sonucu oluşan çift yumurta ikizi durumu superfecundation n.
(göz, kulak gibi) iki çift organ arasında anormal mesafe bulunması hypertelorism n.
Anatomy
omuriliğin her iki tarafında ortaya çıkan 31 çift sinirden biri nervus spinalis n.
orta hattan vücudun arka tarafına doğru devam eden ve büyük serebral veni oluşturmak için birleşen iki çift toplardamar vena cerebrum internus n.
orta hattan vücudun arka tarafına doğru devam eden ve büyük serebral veni oluşturmak için birleşen iki çift toplardamar internal cerebral vein n.
Parasitology
ağzın kenarlarında iki çift kancası olan solucan benzeri bir eklembacaklı parazit tongue worm (linguatula serrata) n.
ağzın kenarlarında iki çift kancası olan solucan benzeri bir eklembacaklı parazit pentastomid n.
Physics
iki veya daha fazla çift elektrik dipolu veya manyetik dipol içeren sistem multipole n.
Chemistry
karbon atomları arasında iki çift bağ içeren bileşik alkadiene n.
karbon atomları arasında iki çift bağ içeren bileşik diolefin n.
karbon atomları arasında iki çift bağ içeren bileşik diene n.
iki çift bağ içeren tek değerli alifatik hidrokarbon radikali alkadienyl n.
bitişik haldeki iki çift bağlı bir diolefin allene n.
çift eksenli bir mineralin iki optik ekseni arasındaki açı axial angle n.
iki nötrino veya antinötrino salınımı gözlenmeyen (çift beta bozunumu) neutrinoless adj.
tuz veya ester oluştururken dört tek bazlı asit molekülü veya iki çift bazlı asit molekülü ile reaksiyona girebilen tetraacid adj.
iki çift bağ içeren kimyasal bileşik -diene suf.
Marine Biology
iki çift küçük ayağı olan ve yılan balığına benzeyen bir su semenderi cinsi amphiuma n.
iki çift küçük ayağı olan ve yılan balığına benzeyen amphiuma cinsi su semenderi congo snake n.
iki çift küçük ayağı olan ve yılan balığına benzeyen amphiuma cinsi su semenderi congo eel n.
iki çift küçük ayağı olan ve yılan balığına benzeyen amphiuma cinsi su semenderi blind eel n.
yumuşak gövdesi ve iki çift kulak benzeri dokunaçları olan bir deniz karından bacaklısı sea hare (aplysia punctata) n.
uzun peristomyal sirrileri ve iki çift gözü olan deniz solucanlarının bulunduğu bir cins hesione n.
iki addüktör kası birbirine eşit olmayan çift kabuklu istiridyelerin bulunduğu bir şube heteromyaria n.
solungaçları kalbin arkasında bulunan ve iki çift dokunaca sahip küçük kabuklu veya kabuksuz deniz karındanbacaklılarına verilen ad opisthobranch n.
Astronomy
görsel veya teleskopik olarak iki bileşenine ayrılabilen bir çift yıldız visual binary n.
çift yıldızı meydana getiren iki öğeden daha sönük olanı companion n.
çift yıldızı meydana getiren iki yıldızdan daha düşük kütleli veya sönük olanı secondary n.
Zoology
tamamen kürklü yapıda ve iki çift üst kesici dişi olan tavşanımsılar familyasından olan lagomorph adj.
(tavşan) üst çenesinde iki çift kesici ön dişi olan duplicident adj.
Botanic
iki çift yaprak twice-pinnate n.
iki çift yaprak bijugous leaf n.
iki çift yaprak bijugate leaf n.
kuzey amerika'nın batısına özgü, çift iğneli ve kısa, oval, asimetrik kozalakları olan iki çam türüne verilen ad lodgepole pine n.
farklı uzunluklarda iki çift halinde dört erkek organı bulunan (çiçek) didynamous adj.
Agriculture
toprağı sabanın her iki tarafına deviren çift kulaklı pulluk middle buster n.
Literature
çift iki heceli vezin diiamb n.
çift iki heceli vezin diiambus n.
Linguistics
(yunanca veya latince ölçüde) kısa sesi iki sessiz veya çift ünsüzün takip etmesi position n.
Hunting
çift namlulu av tüfeğiyle tek tetikte iki mermi ateşlemek double v.
Sport
çift kürekli iki kürekçinin arka arkaya oturarak ilerlettiği yarış teknesi double scull n.
patenin iki kenarıyla kayılınca buzda oluşan çift iz flat n.
Card
pokerde aynı değerde olup farklı renkteki iki çift karttan oluşan bir el two pair n.
pokerde aynı değerde olup farklı renkteki iki çift karttan oluşan bir el two pairs n.
pokerde aynı değerde olup farklı renkteki iki çift karttan oluşan (el) two pair adj.
Music
(ölçekli nota yazısında) iki tane birlik notanın çift bölünümü imperfection n.
çift stopla çalınan iki ses double stop n.
çift stopla çalınan iki sesi ifade eden notalar double stop n.
(kolların yıldız oluşturacak şekilde kullanıldığı) iki çift ile gerçekleştirilen geleneksel bir halk dansı star n.
ilki iki nokta eklenerek hızı artırılmış bir çift notayla karakterize olan (ritim) double-dotted adj.
Mythology
gövdesinde iki yılan sarılı, tepesinde bir çift kanadı olan asa caduceus n.
Entomology
gyrinidae familyasından olan, iki çift gözlü ve çoğunlukla su yüzeyinde yaşayan antenli böcek twirligig n.
gyrinidae familyasından olan, iki çift gözlü ve çoğunlukla su yüzeyinde yaşayan antenli böcek whirligig beetle n.
iki çift zarlı kanadı olan büyük, ilkel ve yırtıcı bir sucul böcek odonate n.