|
Categoría |
Turco |
Inglés |
|
General |
|
1 |
General |
iki çift laf |
just a couple of words n.
|
|
2 |
General |
iki çift laf |
word n.
|
|
3 |
General |
iki çift laf |
a word or two n.
|
|
4 |
General |
iki çift söz |
a word or two n.
|
|
5 |
General |
iki çift laf |
a few words n.
|
|
6 |
General |
iki çift söz |
a few words n.
|
|
7 |
General |
evli olmayıp çift gibi yaşayan iki kişiden her biri |
companion n.
|
|
8 |
General |
farklı uzunluklarda iki çift halinde olma (erkek organı) |
didynamy n.
|
|
9 |
General |
iki sayfaya yazılıp çift posta ücreti gerektiren mektup |
double letter n.
|
|
10 |
General |
iki çift laf etmek |
have a word or two v.
|
|
11 |
General |
iki çift laf etmek |
have an idle chit-chat v.
|
|
12 |
General |
çift,iki |
two adj.
|
|
13 |
General |
iki yönlü/çift yönlü |
twofold adj.
|
|
Phrasals |
|
14 |
Phrasals |
(birine bir şey hakkında) iki çift laf etmek |
exchange words (with somebody) (about something) [uk] v.
|
|
15 |
Phrasals |
(birine bir şey hakkında) iki çift laf etmek |
have words (with somebody) (about something) [uk] v.
|
|
16 |
Phrasals |
(birine) iki çift laf etmek |
exchange words (with someone) v.
|
|
|
Colloquial |
|
17 |
Colloquial |
cehennem (ingilizce "hell" kelimesinin ilk iki harfi ve çift "l" harfi şeklinde üstü kapalı/dolaylı olarak söylenmesi) |
h-h-double-l expr.
|
|
Idioms |
|
18 |
Idioms |
iki çift lafı olmak |
have a crow to pluck v.
|
|
19 |
Idioms |
çift/iki enstrüman çalmak |
double in brass v.
|
|
20 |
Idioms |
birisiyle iki çift laf edememek |
exchange no more than two words with someone v.
|
|
21 |
Idioms |
birisiyle iki çift laf edememek |
hardly exchange more than two words with someone v.
|
|
22 |
Idioms |
birisiyle iki çift laf edememek |
not exchange more than two words with someone v.
|
|
23 |
Idioms |
birisiyle iki çift laf edememek |
scarcely exchange more than two words with someone v.
|
|
24 |
Idioms |
birisiyle iki çift laf edememek |
say hardly anything to someone v.
|
|
25 |
Idioms |
iki çift laf edememek |
exchange no more than some number of words with someone v.
|
|
26 |
Idioms |
iki çift laf edememek |
not exchange more than some number of words with someone v.
|
|
27 |
Idioms |
iki çift laflamak |
have a quick word with v.
|
|
28 |
Idioms |
iki çift laf edememek |
scarcely exchange more than some number of words with someone v.
|
|
29 |
Idioms |
iki çift laf edememek |
say hardly anything to someone v.
|
|
30 |
Idioms |
iki çift laf edememek |
hardly exchange more than some number of words with someone v.
|
|
31 |
Idioms |
ile iki çift laf edememek |
didn't exchange more than three words with v.
|
|
32 |
Idioms |
(biriyle) iki çift laf edememek |
didn't exchange more than three words with (one) v.
|
|
33 |
Idioms |
iki çift laf edememek |
exchange no more than v.
|
|
34 |
Idioms |
(iki, iki çift) laf edememek |
exchange no more than (an amount of) words v.
|
|
35 |
Idioms |
iki çift laf etmek/laflamak |
have a word v.
|
|
36 |
Idioms |
(birine bir şey hakkında) iki çift laf etmek |
have a word (with somebody) (about something) v.
|
|
|
37 |
Idioms |
(biriyle/birine) iki çift laf etmek |
have a word in (one's) ear v.
|
|
38 |
Idioms |
(biriyle/birine) iki çift laf etmek |
have a word in someone's ear v.
|
|
39 |
Idioms |
iki çift laf etmek |
have/exchange words v.
|
|
40 |
Idioms |
(birine bir şey hakkında) iki çift laf etmek |
have/exchange words (with somebody) (about something) [uk] v.
|
|
41 |
Idioms |
iki çift söz etmek |
say a few words v.
|
|
42 |
Idioms |
iki çift laf etmek |
say a few words v.
|
|
Speaking |
|
43 |
Speaking |
biriyle iki çift laf edememek |
didn't exchange more than three words with someone v.
|
|
44 |
Speaking |
iki çift lafı zor ettik |
we barely spoke expr.
|
|
Technical |
|
45 |
Technical |
iki/çift sıralı, kendinden hizalı bilyalı yataklar |
double row-self aligning ball bearings n.
|
|
46 |
Technical |
iki atomun paylaştığı bir çift elektron |
duplet n.
|
|
Textile |
|
47 |
Textile |
iki birleşik kozadan sarılmış büyük ve düzensiz çift ipek iplik |
doupioni n.
|
|
48 |
Textile |
iki birleşik kozadan sarılmış büyük ve düzensiz çift ipek iplik |
douppioni n.
|
|
49 |
Textile |
iki birleşik kozadan sarılmış büyük ve düzensiz çift ipek iplik |
dupioni n.
|
|
50 |
Textile |
iki birleşik kozadan sarılmış büyük ve düzensiz çift ipek iplik |
doupion n.
|
|
Architecture |
|
51 |
Architecture |
bir noktada birleşen iki simetrik çift eğriden oluşan bir kemer |
ogee n.
|
|
Construction |
|
52 |
Construction |
dik veya çift katlı bir duvarın her iki tarafına yerleştirilmiş, özel ölçüleri olan bir tuğla duvar |
neck n.
|
|
Aeronautic |
|
53 |
Aeronautic |
çift bölmeli iki kanatlı uçak |
double bay biplane n.
|
|
Marine |
|
54 |
Marine |
iki paralel kütükten yapılmış sal veya çift tekneli kayık |
catamaran n.
|
|
Medical |
|
55 |
Medical |
aynı menstrual siklusta iki ayrı cinsel ilişki epizodunda iki ayrı ovumun döllenmesi sonucu oluşan çift yumurta ikizi durumu |
superfecundation n.
|
|
56 |
Medical |
(göz, kulak gibi) iki çift organ arasında anormal mesafe bulunması |
hypertelorism n.
|
|
Anatomy |
|
57 |
Anatomy |
omuriliğin her iki tarafında ortaya çıkan 31 çift sinirden biri |
nervus spinalis n.
|
|
58 |
Anatomy |
orta hattan vücudun arka tarafına doğru devam eden ve büyük serebral veni oluşturmak için birleşen iki çift toplardamar |
vena cerebrum internus n.
|
|
59 |
Anatomy |
orta hattan vücudun arka tarafına doğru devam eden ve büyük serebral veni oluşturmak için birleşen iki çift toplardamar |
internal cerebral vein n.
|
|
Parasitology |
|
60 |
Parasitology |
ağzın kenarlarında iki çift kancası olan solucan benzeri bir eklembacaklı parazit |
tongue worm (linguatula serrata) n.
|
|
61 |
Parasitology |
ağzın kenarlarında iki çift kancası olan solucan benzeri bir eklembacaklı parazit |
pentastomid n.
|
|
Physics |
|
62 |
Physics |
iki veya daha fazla çift elektrik dipolu veya manyetik dipol içeren sistem |
multipole n.
|
|
Chemistry |
|
63 |
Chemistry |
karbon atomları arasında iki çift bağ içeren bileşik |
alkadiene n.
|
|
64 |
Chemistry |
karbon atomları arasında iki çift bağ içeren bileşik |
diolefin n.
|
|
65 |
Chemistry |
karbon atomları arasında iki çift bağ içeren bileşik |
diene n.
|
|
66 |
Chemistry |
iki çift bağ içeren tek değerli alifatik hidrokarbon radikali |
alkadienyl n.
|
|
67 |
Chemistry |
bitişik haldeki iki çift bağlı bir diolefin |
allene n.
|
|
68 |
Chemistry |
çift eksenli bir mineralin iki optik ekseni arasındaki açı |
axial angle n.
|
|
69 |
Chemistry |
iki nötrino veya antinötrino salınımı gözlenmeyen (çift beta bozunumu) |
neutrinoless adj.
|
|
70 |
Chemistry |
tuz veya ester oluştururken dört tek bazlı asit molekülü veya iki çift bazlı asit molekülü ile reaksiyona girebilen |
tetraacid adj.
|
|
71 |
Chemistry |
iki çift bağ içeren kimyasal bileşik |
-diene suf.
|
|
Marine Biology |
|
72 |
Marine Biology |
iki çift küçük ayağı olan ve yılan balığına benzeyen bir su semenderi cinsi |
amphiuma n.
|
|
73 |
Marine Biology |
iki çift küçük ayağı olan ve yılan balığına benzeyen amphiuma cinsi su semenderi |
congo snake n.
|
|
74 |
Marine Biology |
iki çift küçük ayağı olan ve yılan balığına benzeyen amphiuma cinsi su semenderi |
congo eel n.
|
|
75 |
Marine Biology |
iki çift küçük ayağı olan ve yılan balığına benzeyen amphiuma cinsi su semenderi |
blind eel n.
|
|
76 |
Marine Biology |
yumuşak gövdesi ve iki çift kulak benzeri dokunaçları olan bir deniz karından bacaklısı |
sea hare (aplysia punctata) n.
|
|
|
77 |
Marine Biology |
uzun peristomyal sirrileri ve iki çift gözü olan deniz solucanlarının bulunduğu bir cins |
hesione n.
|
|
78 |
Marine Biology |
iki addüktör kası birbirine eşit olmayan çift kabuklu istiridyelerin bulunduğu bir şube |
heteromyaria n.
|
|
79 |
Marine Biology |
solungaçları kalbin arkasında bulunan ve iki çift dokunaca sahip küçük kabuklu veya kabuksuz deniz karındanbacaklılarına verilen ad |
opisthobranch n.
|
|
Astronomy |
|
80 |
Astronomy |
görsel veya teleskopik olarak iki bileşenine ayrılabilen bir çift yıldız |
visual binary n.
|
|
81 |
Astronomy |
çift yıldızı meydana getiren iki öğeden daha sönük olanı |
companion n.
|
|
82 |
Astronomy |
çift yıldızı meydana getiren iki yıldızdan daha düşük kütleli veya sönük olanı |
secondary n.
|
|
Zoology |
|
83 |
Zoology |
tamamen kürklü yapıda ve iki çift üst kesici dişi olan tavşanımsılar familyasından olan |
lagomorph adj.
|
|
84 |
Zoology |
(tavşan) üst çenesinde iki çift kesici ön dişi olan |
duplicident adj.
|
|
Botanic |
|
85 |
Botanic |
iki çift yaprak |
twice-pinnate n.
|
|
86 |
Botanic |
iki çift yaprak |
bijugous leaf n.
|
|
87 |
Botanic |
iki çift yaprak |
bijugate leaf n.
|
|
88 |
Botanic |
kuzey amerika'nın batısına özgü, çift iğneli ve kısa, oval, asimetrik kozalakları olan iki çam türüne verilen ad |
lodgepole pine n.
|
|
89 |
Botanic |
farklı uzunluklarda iki çift halinde dört erkek organı bulunan (çiçek) |
didynamous adj.
|
|
Agriculture |
|
90 |
Agriculture |
toprağı sabanın her iki tarafına deviren çift kulaklı pulluk |
middle buster n.
|
|
Literature |
|
91 |
Literature |
çift iki heceli vezin |
diiamb n.
|
|
92 |
Literature |
çift iki heceli vezin |
diiambus n.
|
|
Linguistics |
|
93 |
Linguistics |
(yunanca veya latince ölçüde) kısa sesi iki sessiz veya çift ünsüzün takip etmesi |
position n.
|
|
Hunting |
|
94 |
Hunting |
çift namlulu av tüfeğiyle tek tetikte iki mermi ateşlemek |
double v.
|
|
Sport |
|
95 |
Sport |
çift kürekli iki kürekçinin arka arkaya oturarak ilerlettiği yarış teknesi |
double scull n.
|
|
96 |
Sport |
patenin iki kenarıyla kayılınca buzda oluşan çift iz |
flat n.
|
|
Card |
|
97 |
Card |
pokerde aynı değerde olup farklı renkteki iki çift karttan oluşan bir el |
two pair n.
|
|
98 |
Card |
pokerde aynı değerde olup farklı renkteki iki çift karttan oluşan bir el |
two pairs n.
|
|
99 |
Card |
pokerde aynı değerde olup farklı renkteki iki çift karttan oluşan (el) |
two pair adj.
|
|
Music |
|
100 |
Music |
(ölçekli nota yazısında) iki tane birlik notanın çift bölünümü |
imperfection n.
|
|
101 |
Music |
çift stopla çalınan iki ses |
double stop n.
|
|
102 |
Music |
çift stopla çalınan iki sesi ifade eden notalar |
double stop n.
|
|
103 |
Music |
(kolların yıldız oluşturacak şekilde kullanıldığı) iki çift ile gerçekleştirilen geleneksel bir halk dansı |
star n.
|
|
104 |
Music |
ilki iki nokta eklenerek hızı artırılmış bir çift notayla karakterize olan (ritim) |
double-dotted adj.
|
|
Mythology |
|
105 |
Mythology |
gövdesinde iki yılan sarılı, tepesinde bir çift kanadı olan asa |
caduceus n.
|
|
Entomology |
|
106 |
Entomology |
gyrinidae familyasından olan, iki çift gözlü ve çoğunlukla su yüzeyinde yaşayan antenli böcek |
twirligig n.
|
|
107 |
Entomology |
gyrinidae familyasından olan, iki çift gözlü ve çoğunlukla su yüzeyinde yaşayan antenli böcek |
whirligig beetle n.
|
|
108 |
Entomology |
iki çift zarlı kanadı olan büyük, ilkel ve yırtıcı bir sucul böcek |
odonate n.
|
|