kör - Turco Inglés Diccionario
Historia

kör



Significados de "kör" en diccionario turco inglés : 1 resultado(s)

Inglés Turco
Technical
kor n. 230 litreye eş değer eski bir hacim birimi

Significados de "kör" en diccionario inglés turco : 35 resultado(s)

Turco Inglés
Common Usage
kör blind adj.
General
kör blind person n.
kör dull adj.
kör obtuse adj.
kör not sharp adj.
kör unseeing adj.
kör unsighted adj.
kör sightless adj.
kör eyeless adj.
kör blunt adj.
kör blind adj.
kör blank adj.
kör dead adj.
kör mole-eyed adj.
kör stone-blind adj.
kör bayardly adj.
kör bisson [obsolete] adj.
kör blin [scotland] adj.
kör dark [dialect] adj.
kör color-blind adj.
Phrases
kör wouldn't cut hot butter expr.
Colloquial
kör blind as a bat adj.
kör stone blind adj.
Idioms
kör (as) blind as a beetle [dated] expr.
kör (as) blind as a mole [dated] expr.
Technical
kör blunt adj.
kör blind adj.
kör ambly- pref.
kör amblyo- pref.
Textile
kör blunt adj.
Medical
kör blank adj.
kör obtuse adj.
Food Engineering
kör blank n.
Biology
kör flag smut (urocystis tritici) n.
kör wheat flag smut n.

Significados de "kör" con otros términos en diccionario inglés turco: 500 resultado(s)

Turco Inglés
Common Usage
kör (bıçak vb) blunt adj.
General
kör talih bad luck n.
kör vadi blind valley n.
bakar kör unobservant person n.
kör tapa blind flange n.
çift kör yöntemi double blind method n.
kör şeytan evil destiny n.
kırmızı renge karşı kör red blind n.
kör etme excecation n.
kör kurşun random bullet n.
kör burgu blunt drill n.
kör alfabesi braille n.
kör talih doom n.
kör uçuş blind flying n.
kör kemer blind arch n.
kör şeytan bad luck n.
kör şans bad luck n.
kör viraj blind bend n.
kör edici ışık blinding light n.
kör baca dead end n.
kör uç dead end n.
kör inanç blind faith n.
kör kapı blank door n.
kör kuyu dump well n.
kör ve sağır çocuklar blind-deaf children n.
kör araştırma blind study n.
kör bağlantı deadleg n.
kör nokta deadleg n.
kör bıçak dull knife n.
kör bıçak blunt knife n.
kör gözler blind eyes n.
kör kurşun stray bullet n.
kör görüşü blindsight n.
kör çocuklar blind children n.
yarı kör star-blind n.
kör gerçek the blunt fact n.
kör kuyu blind hole n.
kör talih deuce n.
kör nokta black spot n.
kör talih misfortune n.
kör talih ill luck n.
kör talih tough luck n.
kör viraj blind curve n.
kör nokta blind spot n.
kör köstebek blind mole n.
kör düğüm inextricable knot n.
braille okuyabilen kör kimse touch reader n.
kör uçlu olma unpointedness n.
kör nokta blind corner n.
kör duvar blind wall n.
kör alet blunt tool n.
(kılıç veya bıçak) kör kısım ricasso n.
kör etme occecation n.
kör olma occecation n.
kör talih dirdum [scotland] n.
kör talih durdum [scotland] n.
kör talih disgrace n.
kör atmak (oyun) flash n.
kör edici bir parıltı a blinding flash n.
kör edici bir flaş a blinding flash n.
kör divertiküller culs-de-sac n.
kör keseler culs-de-sac n.
hem sağır hem kör olanlar the deaf-blind n.
hem sağır hem kör kimse deafmute n.
gerçeklere kör olma scales n.
insanın kendine kör olması self-ignorance n.
kör uçmak fly blind v.
kör etmek blind v.
kör etmek make blind v.
kör olmak go blind v.
kör kütük sarhoş olmak get paralytic v.
kör olmak lose one's sight v.
(birisini) kör etmek make someone blind v.
kör parmak dewclaw v.
kısmen kör olmak be sand-blind v.
on yaşında kör olmak go blind at the age of ten v.
gözünü kör etmek blindfold v.
gözlerini dağlayarak kör bırakmak abacinate v.
kör kütük sarhoş olmak be intoxicated to the point of stupefaction v.
kör etmek enseel [obsolete] v.
kör etmek excecate v.
kör etmek bisson v.
gözünü kör etmek muffle [obsolete] v.
kör olmak dazzle v.
şatafatla gözünü kör etmek dazzle v.
kör talih down on one's luck adj.
bir gözü kör blind in one eye adj.
kör olası everlasting adj.
bakar kör inattentive adj.
kör (kuyu) dry adj.
kör olasıca cursed adj.
kadar kör as blind as adj.
kör olasıca damned adj.
kör olası damned adj.
vurdumduymaz kör ayvaz insensitive adj.
kısmi kör partially blind adj.
kör olası wretched adj.
kör kütük sarhoş blind drunk adj.
kör olasıca bloody adj.
yarı kör purblind adj.
kör koni biçimli frustoconical adj.
tamamen kör completely blind adj.
tamamen kör stone-blind adj.
doğuştan kör blind from birth adj.
doğuştan kör born blind adj.
yarı kör half blind adj.
kör eden blinding adj.
yarı kör half-blind adj.
neredeyse kör near-blind adj.
kısmen kör near-blind adj.
kör olmayan (bıçak) unrebated adj.
kör edici bisson [obsolete] adj.
kör kütük sarhoş mortal [scotland] adj.
kör olasıca dang adj.
neredeyse kör gravel-blind adj.
kör talihlilik donsie [uk] [dialect] adj.
kör talihlilik donsy [uk] [dialect] adj.
kör talihlilik doncy [uk] [dialect] adj.
bilgiye veya ustalığa duyduğu açlıkla gözü kör olan faustian adj.
hem sağır hem kör deafblind adj.
hem sağır hem kör olan deaf-blind adj.
hem sağır hem kör deafmute adj.
kendine kör self-ignorant adj.
özüne kör self-ignorant adj.
tamamen kör stock-blind adj.
kör olarak sightlessly adv.
kör gibi blindly adv.
kör topal perfunctorily adv.
kör topal in a half-assed way adv.
kör bir şekilde blind adv.
kör olasıca! doggone interj.
Phrasals
kör olmak blind to v.
Phrases
kör adam bile görebilir a blind man could see this expr.
kör adam bile görebilir a blind man could see that expr.
kör adam bile görebilir a blind man could see it expr.
Proverb
hiç kimse görmek istemeyen kadar kör değildir there's none so blind as those who will not see
fazla gurur insanın gözünü kör eder pride goes before a fall
fazla gurur insanın gözünü kör eder pride goeth before a fall
fazla gurur insanın gözünü kör eder pride comes before a fall
körü körüne inanç aklı da kör eder men are blind in their own cause
kör kör parmağım gözüne a nod is as good as a wink to a blind man
fazla gurur insanın gözünü kör eder pride comes before a fall
fazla gurur insanın gözünü kör eder pride comes before the fall
Colloquial
kör şans blind dumb luck n.
kör itin öldüğü (yer) the hind end of creation [rural] n.
kör kuyu rathole n.
kör talihi olmak be down on one’s luck v.
kör etmek bedazzle v.
gözünü kör etmek bedazzle v.
taş gibi kör stone blind adj.
tamamen kör stone blind adj.
kör kütük sarhoş cross-eyed drunk adj.
kör kütük sarhoş cross-eyed (drunk) adj.
kör kandil drunk back adj.
kör kandil bashed adj.
kör kandil basted adj.
kör kandil batted adj.
kör kütük sarhoş dead to the world adj.
vay be şansa bak! şansa bak! kör talih! what are the odds expr.
biliyorsam kör olayım dIIk (damned if I know) expr.
biliyorsam kör olayım dIIn (damned if I know) expr.
hay kör şeytan (well,) I'll be danged expr.
iki gözüm kör olsun (well,) dog my cats exclam.
Idioms
kör adamın tatili blind man's holiday n.
kör şans/talih bad break n.
anladım dedi kör adam (bir şeyin anlaşıldığını mizahi bir yolla ifade eden bir söz) I see, said the blind man n.
kör nokta a blind spot n.
kör talih blind luck n.
kör şans hard cheese n.
kör talih hard cheese n.
kör randevu a blind date n.
akşamın kör karanlığı shank of the evening n.
kör şans bad iron n.
kör talih bad iron n.
kör şeytan bad iron n.
gözünü kör etmiş aşk love goggles n.
kör topal ilerleyen kimse/şey a lame duck n.
birinin kör noktası somebody’s blind spot n.
kör talih handwriting on the wall n.
kör nokta blind side n.
kör uçuş flying blind n.
bir konuda kara cahil/kör cahil/zırcahil olmak not be able to tell one end (of something) from the other v.
bir konuda kara cahil/kör cahil/zırcahil olmak not know one end (of something) from another v.
aşk gözünü kör etmek think the sun shines out somebody's arse or backside v.
aşk gözünü kör etmek think the sun shines out of somebody's arse or backside v.
kör kütük olmak be stoned out of one's mind v.
kör adamı oynamak play blind man v.
kör kadıya körsün demek call a spade a spade v.
kör kuyuya inmek go down the rabbit hole v.
aşktan gözü kör olmak have stars in (one's) eyes v.
kör uçuş yapmak be flying blind v.
kör uçmak be flying blind v.
sinirden, heyecandan, hırstan gözü kör olmak see (the) red mist v.
kör mü kör olmak be (as) blind as a bat v.
tamamen kör olmak be (as) blind as a bat v.
yarasa kadar kör olmak be (as) blind as a bat v.
gece gibi kör blind as a bat/beetle/mole v.
kör mü kör blind as a bat/beetle/mole v.
tamamen kör blind as a bat/beetle/mole v.
gece kadar kör blind as a bat/beetle/mole v.
bir şeyi kör noktaya getirmek bring something to a dead end v.
gece gibi kör blind as a bat adj.
kör mü kör blind as a bat adj.
gece gibi kör blind as a beetle adj.
kör mü kör blind as a beetle adj.
gece gibi kör blind as a mole adj.
kör mü kör blind as a mole adj.
vurdumduymaz kör ayvaz thick-skinned adj.
bir arzuyla/istekle gözü kör olmuş consumed by desire adj.
tamamen kör blind as a beetle adj.
tamamen kör blind as a mole adj.
gece kadar kör blind as a bat adj.
gece kadar kör blind as a beetle adj.
gece kadar kör blind as a mole adj.
sabahın/gecenin kör saatinde at an ungodly hour adv.
sabahın/gecenin kör saatinde at an unearthly hour adv.
gördüm/görüyorum dedi kör adam I see, said the blind man expr.
kör mü kör as blind as a bat expr.
kör topal after a fashion expr.
kel ölür sırma saçlı olur kör ölür badem gözlü olur when a bald man dies, they say he had golden hair expr.
kör kütük sarhoş as drunk as a sow expr.
kör dövüşü at cross purposes expr.
kör karanlık as dark as pitch expr.
kör karanlık as black as pitch expr.
yarasa kadar kör as blind as a bat expr.
tamamen kör (as) blind as a bat expr.
kör itin öldüğü yerde beyond the black stump expr.
aşk gözü kör eder love sees no faults expr.
Speaking
kör oldum I'm blind interj.
gözlerim kör olsaydı da görmez olaydım I wish I were blind to not see that expr.
gözlerim kör olsaydı da görmez olaydım I wish I had never witnessed that expr.
iki gözüm kör olsun! I swear to god! expr.
kör değilim I'm not blind expr.
kör olsan görürsün/bulursun you can't miss it expr.
kör müsün? are you blind? expr.
kör bir dilenci vardı there was a blind beggar expr.
Trade/Economic
kör havuz blind pool n.
Law
gözlerini dağlayarak kör bırakma abacination n.
Technical
açık kör perçin open end blind rivet n.
ana su borusu kör ucu dead-end water main n.
çelikten yapılma kör flanş blind flanges made of steel n.
çekerek kopan mandrelli kör perçin blind rivet with break pull mandrel n.
çıkıntılı başlı kör perçin blind rivet with protruding head n.
havşa başlı kör perçin countersunk head blind rivet n.
kapalı uçlu kör perçin closed end blind rivet n.
kapalı kör perçin closed end blind rivet n.
kör delik blind hole n.
kör tapa stop plug n.
kör ek tek eri blind flange n.
kör flanş blank flange n.
kör zıvana blind tenon n.
kör tapa blind plug n.
kör delik dummy hole n.
kör stop blind stope n.
kör besleyici blind riser n.
kör nokta scotoma n.
kör perçin blind rivet n.
kör pas dummy pass n.
kör ray blind rail n.
kör silindir blind cylinder n.
kör dikiş blind seam n.
kör numunedeki sınır limit of blank n.
kör bıçak blunt blade n.
kör tapa blind bung n.
kör uçuş blind flight n.
kör topraklama noktası blind earthing point n.
kör testere blunt saw n.
kör tapa dummy plug n.
kör kasa rough buck n.
kör kapak dummy plug n.
kör delik zıvana dili blind tenon n.
kör başlık blind cap n.
kör kuyu blind shaft n.
kör plaka blank plate n.
kör kavurucu blind roaster n.
kör geçi dummy pass n.
kör somun acorn nut n.
kör tapa plug n.
kör anahtar blank key n.
kör deney blank test n.
kör kasa blind casing n.
kör küp blank vat n.
kör ektekeri blank flange n.
kör conta blind washer n.
kör flanş blind flange n.
kör örnek blank sample n.
kör tapa blind cap n.
kör kemer blind arch n.
kör koltuk blind seat n.
kör flanş stop flange n.
kör perçin dummy rivet n.
kör tapa pipe stopper n.
kör nokta blind spot n.
kör kasa blind frame n.
kör tüp blank vat n.
kör tapa nose plug n.
tek kör çalışma single blind study n.
zıvana kör deliği blind mortise n.
kör aks blind axle n.
baş kısmının bir tarafı keskin diğeri tarafı kör olan uzun saplı balta common ax n.
baş kısmının bir tarafı keskin diğeri tarafı kör olan uzun saplı balta common axe n.
baş kısmının bir tarafı keskin diğeri tarafı kör olan uzun saplı balta dayton ax n.
baş kısmının bir tarafı keskin diğeri tarafı kör olan uzun saplı balta dayton axe n.
tek tarafı kör olan bir çeşit uzun saplı balta dayton ax n.
tek tarafı kör olan bir çeşit uzun saplı balta common ax n.
tek tarafı kör olan bir çeşit uzun saplı balta common axe n.
tek tarafı kör olan bir çeşit uzun saplı balta dayton axe n.
kör (bıçak) dull adj.
kör keskin olmayan blunted adj.
Telecom
antenin kör bölgesi antenna blind cone n.
Mechanic
kör oluk blind riser n.
kör kapak blind cover n.
Radio
kör iniş sistemi blind landing system n.
kör yaklaşma alıcısı blind receiver n.
kör nokta dead spot n.
Textile
kör tüp blank vat n.
Architecture
kör kalıp disposable formwork n.
kör pencere orb n.
Construction
kör duvar blank wall n.
kör döşeme blind floor n.
kör pencere blind window n.
kör tapa pipe stopper n.
kör kasa subframe n.
Automotive
aktif kör nokta desteği active blind spot assist n.
altı köşe kör somun hex domed cap nut n.
kör tapa nose plug n.
kör delik blind hole n.
kör flanş blank flange n.
kör nokta blind spot n.
kör nokta bilgi düzeni blind spot information system n.
kör nokta izleme düzeni blind spot monitoring system n.
kör somun blind nut n.
kör tapa blanking grommet n.
kör uç dull n.
kör tapa plug bolt n.
ön kör noktalar front end blind spots n.
Railway
kör yol dead end track n.
kör yol tamponu buffer stop n.
kör hat spur n.
kör hat siding n.
kör yol tamponu bumper n.
Aeronautic
kör iniş techizatı blind landing equipment n.
kör iniş teçhizatı blind landing equipment n.
kör delik blind hole n.
kör uçuş aleti blind-flying instrument n.
kör uçuş aleti blind flying instrument n.
kör uçuş borda levhası blind flying panel n.
kör saha blind spot n.
kör uçuş borda levhası blind-flying panel n.
kör iniş sistemi blind landing system n.
kör uçuş inişi blind-flying landing n.
kör uçuş blind flying n.
kör uçuş inişi blind flying landing n.
kör iniş blind landing n.
Marine
kör drenaj kanalı blind drainage conduit n.
kör baston dolphin striker n.
Mining
kör soluk after damp n.
kör nefes after damp n.
kör baca jackhead pit n.
kör burgu blunt drill n.
kör nefes choke damp n.
kör nefes blackdamp n.
kör soluk blackdamp n.
kör soluk choke damp n.
Medical
kör nefes after damp n.
çift kör çalışma double-blind study n.
çift kör çalışma double-blind experiment n.
çift kör doubleblind n.
çift-kör double-blind n.
çift-kör plasebo kontrollü çalışma double-blind placebo controlled study n.
çift-kör çalışma double-blind study n.
çift kör çalışma double-blind procedure n.
kör bağırsak appendix n.
kör düzeltmeler blank corrections n.
kör kese caecum n.
kör kese cecum n.
kör kaynak ayrıştırma blind source separation n.
kör bağırsak caecum n.
kör bağırsak yangısı appendicitis n.
kör bağırsak ameliyatı appendectomy n.
kör entübasyon blind intubation n.
kör titrasyon blank titration n.
kör bağırsak yangısı typhlitis n.
kör bir kese/cep a blind pouch n.
kör nefes choke damp n.
kör bağırsak cecum n.
plasebo kontrollü çift kör çalışma placebo-controlled double-blind study n.
plasebo kontrollü çift kör çalışma placebo controlled double-blind study n.
randomize, çift kör, çapraz bir çalışma a randomized, double-blind, cross-over study n.
randomize çift kör yöntem randomized double-blind method n.
tek kör single-blind n.
yarı kör hemianoptic n.
kör sendeleme blind staggers n.
kör nokta optic disc n.
kör nokta optic disk n.
tamamiyle kör stone-blind adj.
çift kör deneye ait double-blind adj.
çift kör deney ile ilgili double-blind adj.
çift kör çalışmaya ait double-blind adj.
çift kör çalışma ile ilgili double-blind adj.
Anatomy
frontal kör delik foramen caecum n.
kör nokta (retinada) blind spot n.
kör nokta blind spot n.
kıvrık bağırsak, apandis, kör bağırsak ve yükselen kalın bağırsağın al kısmını boşaltan damar vena ileocolica n.
kıvrık bağırsak, apandis, kör bağırsak ve yükselen kalın bağırsağın al kısmını boşaltan damar ileocolic vein n.
kör bağırsağa bağlı olan karın zarı kıvrımı mesocaecum n.
kör divertikül cul-de-sac n.
kör kese cul-de-sac n.
kör kesenin kapalı ucu cul-de-sac n.
kör anlamı veren ön ek typhl- pref.
kör anlamı veren ön ek typhlo- pref.
Psychology
çift kör double-blind n.
kör nokta blind spot n.
kör bakış blindsight n.
kör araştırma dizaynı blind study design n.
kör olma korkusu scotomaphobia n.
tek-kör single-blind adj.
Pathology
gözün kör noktasında ödem kaynaklı gelişen şişme choked disk n.
kırmızı renge karşı kör red-blind adj.
Parasitology
özellikle kuşların tüylerinde yaşayan küçük, yumuşak gövdeli bir kör akar familyası analgesidae n.
Optics
kör nokta central scotoma n.
merkezi kör nokta central scotoma n.
kör nokta blind spot n.
yasal olarak kör legally blind n.
görüş alanının merkezini çevreleyen dairesel kör nokta annular scotoma n.
Food Engineering
kör gözenek blind pore n.
Statistics
çift kör double blind n.
tek kör single blind n.
Chemistry
kör çözelti blank solution n.
kör alma blank n.
kör ok blunt n.
Biochemistry
kör noktalar blind spots n.
kör akım düzenlemesi dark current adjustment n.
Marine Biology
beyaz renkli küçük kör bir balık cinsi amblyopsis n.
kör-akım düzenlemesi dark current adjustment n.
kör balık blindfish n.
kör-akım dark current n.
Zoology
çıplak kör fare rat mole (heterocephalus glaber) n.
kör yılan slow-worm n.
kör kertenkeleler amphisbaenidae n.
kör kertenkeleler amphisbaenia n.
kör yılan blind worm n.
kör yılan levant viper n.
kör kertenkele slowworm n.
kör yılan slow worm n.
kör yılan blunt-nosed viper n.
kör kertenkele blindworm n.
kör yılan blindworm n.
kör kertenkele slow worm n.
kör kertenkele caecilian n.
kör yılan lebetine viper n.
kör kertenkele slow-worm n.
kör kertenkele anguis fragilis n.
kör kertenkele blanus strauchi n.
kör yılan typhlops vermicularis n.
kör yılangiller typhlopidae n.
kör köstebek blind mole n.
kör yılan typhlops n.
kör yılanlar typhlopidae n.
kör yılan anguis fragilis n.
kör kertenkele blind worm n.
kör kertenkele coecilian n.
kör kertenkele cecilian n.
kör yılan slowworm n.
kör fare lesser mole n.
kör yılan vipera lebetina n.
altay dağları'na özgü, çıplak kör fareye benzer bir kemirgen zokor (siphneus aspalax) n.
altay dağları'na özgü, çıplak kör fareye benzer bir kemirgen zokor (myotalpa aspalax) n.
kraliçe çıplak kör fare queen n.
kraliçe çıplak kör fare queen mole rat n.
çıplak kör fare kolonisindeki en büyük ve tek doğurgan fare queen n.
çıplak kör fare kolonisindeki en büyük ve tek doğurgan fare queen mole rat n.
kör fare blind rat n.
doğu avrupa'ya özgü büyük bir kör fare zemni n.
doğu avrupa'ya özgü büyük bir kör fare spalax typhlus n.
çıplak kör fare slepez n.
çıplak kör fare mole rat n.
çıplak kör fare zemmi n.
Botanic
kör diken rhamnus oleoides n.
Agriculture
kör methal blind inlet n.
kör dren french drain n.
Education
kör hakemlik blind review n.
kör hakem incelemesi blind peer review n.
çift-kör hakem incelemesi double-blind peer review n.
Literature
gecenin kör vakti the still of the night n.
Religious
(incil'de) paul'u geçici olarak kör eden hastalık scales n.
hz. isa'nın kudüs'te kör bir adamı iyileştirdiği havuz siloam n.
Geography
kör vadi blind valley n.
kör koyak blind valley n.
ana ırmaktan uzanan kör kanal billabong [australia] n.
Geology
kör kuyu blind shaft n.
kör alan blind zone n.
kör şaft blind shaft n.
kör zon blind zone n.
Military
dip kör tapa base plug n.
kör kalkış blind take-off n.
kör bombalama sahası blind bombing zone n.
kör gönderme blind transmission n.
kör kurşun dwarf dud n.
kör uçuş blind flying n.