karşılığını vermek - Turco Inglés Diccionario
Historia

karşılığını vermek



Significados de "karşılığını vermek" en diccionario inglés turco : 21 resultado(s)

Turco Inglés
General
karşılığını vermek requite v.
karşılığını vermek reciprocate with v.
karşılığını vermek reward v.
karşılığını vermek repay v.
karşılığını vermek pay v.
karşılığını vermek answer for v.
karşılığını vermek recompense v.
karşılığını vermek get back at v.
karşılığını vermek merit [obsolete] v.
karşılığını vermek retribute [obsolete] v.
karşılığını vermek yield [obsolete] v.
karşılığını vermek deserve [obsolete] v.
karşılığını vermek consider [obsolete] v.
karşılığını vermek satisfy [obsolete] v.
karşılığını vermek foryelde v.
Phrasals
karşılığını vermek serve one out v.
karşılığını vermek get back v.
Idioms
karşılığını vermek even the score v.
Trade/Economic
karşılığını vermek recompense v.
karşılığını vermek give value for v.
Archaic
karşılığını vermek render v.

Significados de "karşılığını vermek" con otros términos en diccionario inglés turco: 54 resultado(s)

Turco Inglés
General
emeğinin karşılığını vermek remunerate v.
vermek (yaptığının karşılığını) remunerate for v.
karşılığını vermek (bir suça vb) retribute v.
karşılığını fazlasıyla vermek pay back with interest v.
parasının karşılığını vermek give someone one's money's worth v.
emeğinin karşılığını vermek munerate v.
Phrasals
(bir şey yaparak) karşılığını ödemek/vermek repay (one) by (doing something) v.
(iğneleyici/sitemkar bir şekilde) (bir şey yaparak) karşılığını ödemek/vermek repay (one) by (doing something) v.
(bir şey yaparak) karşılığını ödemek/vermek repay someone by something v.
(bir şeyi yapmak) karşılığını vermek/ödemek pay to (do something) v.
karşılığını saygısızca (bir şey yaparak) vermek repay (one) by (doing something) v.
karşılığını nankörce (bir şey yaparak) vermek repay (one) by (doing something) v.
(birine bir şeyle) karşılığını vermek repay (one) with (something) v.
(birine bir şeyle) emeğinin/hizmetinin karşılığını vermek repay (one) with (something) v.
(birine) karşılığını kötü bir şekilde vermek repay (one) with (something) v.
birine bir şeyle karşılığını vermek repay someone with something v.
birine bir şeyle emeğinin/hizmetinin karşılığını vermek repay someone with something v.
bir şeyin karşılığını bir şeyle vermek/ödemek return something for something v.
(birine) karşılığını vermek get back at (one) v.
(birine) emeğinin karşılığını vermek/ödemek remunerate (one) for (something) v.
(birine sağladığı/yaptığı bir şeyin) karşılığını vermek remunerate (one) for (something) v.
(birine bir şeyin) karşılığını vermek repay (one) for (something) v.
(birine bir şeyin) karşılığını saygısızlıkla vermek repay (one) for (something) v.
(birine) karşılığını kötü bir şekilde vermek repay (one) for (something) v.
(bir şey yaparak) karşılığını ödemek/vermek repay by v.
-in karşılığını vermek repay for v.
karşılığını saygısızlıkla vermek repay for v.
ile karşılığını vermek repay with v.
ile emeğinin/hizmetinin karşılığını vermek repay with v.
karşılığını vermek/ödemek return for v.
Colloquial
(kötülüğün) karşılığını vermek make amends for v.
Idioms
birebir karşılığını vermek/yapmak give someone tit for tat v.
gördüğü iyiliğin karşılığını vermek return the favor v.
parasının karşılığını fazlasıyla vermek more bang for your buck v.
parasının karşılığını fazlasıyla vermek a bigger bang for your buck v.
yapılan kötülüğün karşılığını vermek be even with v.
yapılan kötülüğün karşılığını vermek get even with v.
verilen paranın karşılığını/hakkını vermek earn (one's) corn v.
verilen paranın karşılığını/hakkını vermek earn your corn v.
yapılan kötülüğün karşılığını aynı biçimde vermek play the same game (as somebody) v.
birine yaptığının karşılığını vermek be with somebody v.
birine yaptığının karşılığını vermek get even with somebody v.
harcanan paranın/zamanın/çabanın hakkını/karşılığını vermek earn your keep v.
(birinin) emeklerinin karşılığını vermek give (one) (one's) dues v.
harcadığı zamanın/emeğin karşılığını vermek/ödemek make it worth while v.
yaptığı işin karşılığını vermek/ödemek make it worth while v.
harcadığı vaktin karşılığını vermek/ödemek make something worth somebody's while v.
yaptığı işin karşılığını vermek/ödemek make something worth somebody's while v.
işinin/emeğinin karşılığını vermek/ödemek make something worth somebody's while v.
(birine) karşılığını fazlasıyla vermek pay (one) back with interest v.
yapılan kötülüğün karşılığını aynı biçimde vermek play somebody's game v.
yapılan kötülüğün karşılığını aynı biçimde vermek play the same game (as somebody) v.
Trade/Economic
emeğin ve hizmetin karşılığını vermek remunerate v.
Archaic
hatanın karşılığını vermek redress v.