karışıklık - Turco Inglés Diccionario
Historia

karışıklık



Significados de "karışıklık" en diccionario inglés turco : 190 resultado(s)

Turco Inglés
Common Usage
karışıklık mess n.
karışıklık clutter n.
karışıklık confusion n.
karışıklık disorder n.
General
karışıklık disarray n.
karışıklık jungle n.
karışıklık ruction n.
karışıklık derangement n.
karışıklık ferment n.
karışıklık embroglio n.
karışıklık fuss n.
karışıklık confusion n.
karışıklık maziness n.
karışıklık complication n.
karışıklık promiscuity n.
karışıklık kinkiness n.
karışıklık topsyturvy n.
karışıklık chaos n.
karışıklık snarlup n.
karışıklık disorderedness n.
karışıklık swirl n.
karışıklık welter n.
karışıklık disorganization n.
karışıklık scramble n.
karışıklık estuation n.
karışıklık mixup n.
karışıklık turmoil n.
karışıklık whirr n.
karışıklık perplexity n.
karışıklık disarrangement n.
karışıklık trouble n.
karışıklık pother n.
karışıklık commotion n.
karışıklık complexness n.
karışıklık imbroglio n.
karışıklık unclearness n.
karışıklık muddle n.
karışıklık guck n.
karışıklık hubblebubble n.
karışıklık stir n.
karışıklık involution n.
karışıklık embroilment n.
karışıklık shambles n.
karışıklık ravelment n.
karışıklık foul up n.
karışıklık clutter n.
karışıklık upset n.
karışıklık complexity n.
karışıklık perturbation n.
karışıklık convulsion n.
karışıklık snarl n.
karışıklık entanglement n.
karışıklık disturbance n.
karışıklık moil n.
karışıklık pie n.
karışıklık riot n.
karışıklık muss n.
karışıklık intricacy n.
karışıklık fermentation n.
karışıklık ravel n.
karışıklık misrule n.
karışıklık fray n.
karışıklık miscellaneousness n.
karışıklık litter n.
karışıklık jumble n.
karışıklık upheaval n.
karışıklık tangle n.
karışıklık huggermugger n.
karışıklık distemper n.
karışıklık huddle n.
karışıklık tumult n.
karışıklık disorder n.
karışıklık indiscriminateness n.
karışıklık promiscuousness n.
karışıklık ruckus n.
karışıklık havoc n.
karışıklık kerfuffle n.
karışıklık disordinance n.
karışıklık mix-up n.
karışıklık combustion n.
karışıklık dust n.
karışıklık whir n.
karışıklık want of certainty n.
karışıklık unrest n.
karışıklık tumble n.
karışıklık helter-skelter n.
karışıklık bedlam n.
karışıklık bungle n.
karışıklık cataclysm n.
karışıklık clamour n.
karışıklık clamor n.
karışıklık disorderliness n.
karışıklık disorganisation n.
karışıklık entanglement n.
karışıklık tohubohu n.
karışıklık topsy-turvy n.
karışıklık tortuousness n.
karışıklık toss n.
karışıklık trade [dialect] n.
karışıklık égarement n.
karışıklık unsettledness n.
karışıklık upheaval n.
karışıklık embroilment n.
karışıklık enmeshment n.
karışıklık entrail n.
karışıklık entwinement n.
karışıklık unquiet n.
karışıklık esture [obsolete] n.
karışıklık upstir [obsolete] n.
karışıklık mammock [dialect] n.
karışıklık whemmle [scotland] n.
karışıklık hank n.
karışıklık harl n.
karışıklık hassel n.
karışıklık higgledy-piggledy n.
karışıklık hubbub n.
karışıklık hugger mugger n.
karışıklık huggermuggery n.
karışıklık lurry n.
karışıklık muck n.
karışıklık mucker [uk] n.
karışıklık mull n.
karışıklık mullock [dialect] n.
karışıklık bumble n.
karışıklık mux [new england] n.
karışıklık muzz [uk] n.
karışıklık goulash n.
karışıklık rout [uk] n.
karışıklık ruck n.
karışıklık implexion n.
karışıklık commonness n.
karışıklık disordination n.
karışıklık dispeace n.
karışıklık distemperance [obsolete] n.
karışıklık distemperature n.
karışıklık distemperment [obsolete] n.
karışıklık inexplicitness n.
karışıklık inextricableness n.
karışıklık distraction n.
karışıklık cloud n.
karışıklık complexedness [obsolete] n.
karışıklık complicateness n.
karışıklık compositeness n.
karışıklık fankle n.
karışıklık pi n.
karışıklık pickle [uk] n.
karışıklık curfuffle n.
karışıklık inordinacy n.
karışıklık inorganization n.
karışıklık inorganisation n.
karışıklık pell-mell n.
karışıklık disarrangement n.
karışıklık discomfiture n.
karışıklık flat spin n.
karışıklık praiseach n.
karışıklık rookery [dialect] n.
karışıklık shuffle n.
karışıklık sinuosity n.
karışıklık foul-up n.
karışıklık foul-up n.
karışıklık smother n.
karışıklık soss [dialect] [uk] n.
karışıklık stirrage n.
karışıklık suq n.
karışıklık jumblement adj.
Phrasals
karışıklık helter v.
Colloquial
karışıklık hurly-burly n.
karışıklık vex [scotland] n.
karışıklık mix n.
karışıklık dust n.
Idioms
karışıklık pretty kettle of fish [us] n.
Law
karışıklık mix up n.
Politics
karışıklık commotion n.
Technical
karışıklık turbulence n.
karışıklık welter n.
karışıklık miscibility n.
Literature
karışıklık sturm und drang [german] n.
Meteorology
karışıklık disturbance n.
Military
karışıklık riot n.
Art
karışıklık stewpot n.
Archaic
karışıklık implication n.
karışıklık dissettlement n.
karışıklık inordination n.
karışıklık disarrayment [rare] n.
karışıklık scamble n.
Slang
karışıklık razzle-dazzle n.
karışıklık ballup n.
karışıklık holy stink n.
British Slang
karışıklık puddle n.
karışıklık hames n.

Significados de "karışıklık" con otros términos en diccionario inglés turco: 108 resultado(s)

Turco Inglés
General
eşya karışıklık raporu property irregularity report n.
karışıklık içine girme embroiling n.
sosyal karışıklık social disorganization n.
karışıklık yaratma embroiling n.
karışıklık çıkaran kimse rioter n.
toplumsal karışıklık public disturbance n.
karışıklık çıkaran kimse disturber n.
büyük bir kaos veya karışıklık durumu mare's nest n.
aşırı karışıklık hell n.
karışıklık hali mucker [uk] n.
anlayamamaktan kaynaklanan karışıklık obfuscation n.
karışıklık çıkaran kimse riotour n.
(devlet kurumu) karışıklık rot n.
karışıklık çıkaran kimse ruffler n.
gürültülü ve telaşlı karışıklık rummage [scotland] n.
karışıklık huzursuzluk disturbation n.
karışıklık yaratma disturbation n.
zihinsel karışıklık durumu fog n.
karışıklık çıkarmak pie v.
karışıklık çıkarmak kick up a row v.
karışıklık çıkarmak stir up trouble v.
karışıklık çıkarmak cause a disturbance v.
karışıklık çıkarmak raise cain v.
karışıklık çıkarmak riot v.
karışıklık çıkarmak cause a bedlam v.
karışıklık çıkarmak make a fuss v.
karışıklık çıkarmak raise ruckus v.
karışıklık çıkarmak raise hell v.
karışıklık çıkarmak make an uproar v.
karışıklık çıkarmak create an uproar v.
karışıklık yaratmak upstir v.
karışıklık yaratmak curfuffle v.
karışıklık içinde unsettled adj.
karışıklık çıkaran incendiary adj.
karışıklık çıkaran turbulent adj.
karışıklık içine girmiş embroiled adj.
karışıklık çıkaran disturbing adj.
toparlanmamış (karışıklık) uncleared adj.
karışıklık çıkarmamış unrioted [obsolete] adj.
karışıklık yaratan upstirring [obsolete] adj.
ahlaki karışıklık messy adj.
psikolojik karışıklık messy adj.
gürültülü karışıklık ile ilgili roughhouse adj.
karışıklık içinde olan disordered adj.
karışıklık yaratan disturbant adj.
karışıklık yaratan disturbative adj.
karışıklık içinde pellmell adv.
büyük karışıklık içinde in wild disorder adv.
karışıklık içinde unquietly adv.
Phrases
ürünlere karışıklık yaratacak derece benzer confusingly similar to the products expr.
Colloquial
karışıklık çıkartma breach of the peace n.
karışıklık çıkartma disturbance of the peace n.
fena bir karmaşa/karışıklık hell of a mess n.
ne karışıklık it's a zoo expr.
ne karışıklık what a zoo expr.
Idioms
tam bir karışıklık confusion worse confounded n.
karışıklık çıkartmak raise the devil v.
(bir yerde) kargaşa/karışıklık/karmaşa çıkmak/olmak be up for grabs v.
karışıklık/bunalım içine girmek get into a spin v.
karışıklık çıkarmak make a fuss of v.
karışıklık çıkarmak kick up a dust v.
karışıklık içinde olmak be in a jam v.
kargaşa/karışıklık yaratmak make the feathers/fur fly v.
karışıklık çıkarmak play (up) old gooseberry [obsolete] v.
(biri/bir şey) hakkında karışıklık çıkarmak make a fuss about (someone or something) v.
karışıklık düzelince after the dust settles expr.
karışıklık düzelince after/when the dust settles expr.
karışıklık düzelince after/when the dust settles expr.
karışıklık/bunalım içine into a flat spin expr.
karışıklık/bunalım içine into a spin expr.
karışıklık/bunalım içine into orbit expr.
kargaşa/karışıklık çıkmış the feathers fly expr.
kargaşa/karışıklık çıkacak the feathers will fly expr.
kargaşa/karışıklık çıkacak the fur will fly expr.
kargaşa/karışıklık çıkacak the sparks will fly expr.
Speaking
karışıklık düzelince when the dust settles expr.
karışıklık için özür dilerim sorry for the confusion expr.
Trade/Economic
grev yapan işçiler arasında karışıklık yaratarak onları haksız duruma düşürmeye çalışan kimse goon n.
Law
karışıklık çıkaran kişiler disorderly persons n.
toplumsal karışıklık incident n.
devletin karışıklık çıkan bölgeler üzerindeki hakkı fisc [scotland] n.
karışıklık yaratacak derecede benzeyen confusingly similar adj.
Politics
iç karışıklık internal disturbance n.
siyasi karışıklık political upheaval n.
toplumda karışıklık disturbance n.
(abd'de savaş/iç karışıklık gibi durumlarda başkanı korumak amacıyla) başkanın yerine vekalet eden kişi designated survivor n.
(abd'de savaş/iç karışıklık gibi durumlarda başkanı korumak amacıyla) başkanın yerine vekalet eden kişi designated successor n.
(orta veya güney amerika eyaletlerinde) karışıklık dönemlerinde görev yapan geçici yönetici interventor n.
siyasi karışıklık dönemi convulsion n.
Technical
biyolojik karışıklık biocomplexity n.
Computer
karışıklık matrisi confusion matrix n.
Informatics
karışıklık dizeyi confusion matrix n.
Aeronautic
karışıklık yoğunluğu clutter density n.
Psychology
akli karışıklık mental derangement n.
akustik karışıklık acoustic confusion n.
anlamsal karışıklık semantic confusion n.
zihinsel karışıklık mental derangement n.
Statistics
karışıklık katsayısı coefficient of disturbancy n.
Environment
atmosferik karışıklık atmospheric disturbances n.
Military
uçak ve atmosferik karışıklık etkilerinin lazer silahları üstündeki etkisini inceleyen bilim dalı aero-optics n.
iç karışıklık domestic disturbance n.
iç karışıklık internal disorder n.
iç karışıklık domestic turbulence n.
karışıklık ajanı confusion agent n.
sivil karışıklık civil disturbance n.
Sport
karışıklık hallerinde takımı koordine eden oyuncu pivot n.
Slang
hata sonucu oluşan karışıklık balls up n.
(özellikle kapalı alanda gerçekleşen) gürültülü karışıklık roughhouse n.