light on - Turco Inglés Diccionario
Historia

light on

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Significados de "light on" en diccionario turco inglés : 9 resultado(s)

Inglés Turco
Phrasals
light on v. üzerine konmak
light on v. üzerine inmek
Idioms
light on v. gözüne ilişmek
light on v. gözüne takılmak
light on v. şans eseri olarak bulmak
light on v. rastlantı sonunda bulmak
light on v. saplanmak
light on v. takılıp kalmak
light on v. (göz/bakış) takılmak

Significados de "light on" con otros términos en diccionario inglés turco: 125 resultado(s)

Inglés Turco
General
shed light on v. aydınlatmak
shed light on v. konuyu aydınlatmak
shed light on v. ışık tutmak
throw light on (a matter) v. açıklığa kavuşturmak
throw light on v. bir konuyu aydınlatmak
throw light on v. aydınlatmak
shed light on (a matter) v. açıklığa kavuşturmak
turn on the light v. ışığı yakmak
turn the light on v. ışık yakmak
put on the light v. ışığı açmak
switch on the light v. ışığı açmak
(the light) be on v. ışık yanmak
shed light on v. -i açıklamak
throw light on v. -i açıklamak
flick on the light v. ışığı açmak
keep the light on v. ışığı açık tutmak
shine light on v. ışık tutmak
turn the light on v. ışığı açmak
turn on the light v. ışığı açmak
Colloquial
sleep with the light on v. ışık açıkken uyumak
be light on v. eksik olmak
be light on v. oldukça azalmış olmak/az kalmak
be light on v. neredeyse tükenmek/bitmek
be light on something v. bir şey eksik olmak
be light on something v. bir şey oldukça azalmış olmak/az kalmak
be light on something v. bir şey bitmek/tükenmek üzere olmak
Idioms
a light bulb goes on in (one's) brain n. kafada şimşek çakması
a light bulb goes on in (one's) head n. kafada şimşek çakması
a light bulb goes on in (one's) brain n. aklına birden fikir gelmesi
a light bulb goes on in (one's) head n. aklına birden fikir gelmesi
go light on v. aşırıya kaçmadan kullanmak
a light bulb goes on in (one's) brain v. kafasında birden bir ışık yanmak/çakmak
a light bulb goes on in (one's) brain v. beyninde/kafasında şimşek/şimşekler çakmak
a light bulb goes on in (one's) head v. kafasında birden bir ışık yanmak/çakmak
a light bulb goes on in (one's) head v. beyninde/kafasında şimşek/şimşekler çakmak
have a light bulb go on in (one's) brain v. kafasında birden bir ışık yanmak/çakmak
have a light bulb go on in (one's) brain v. beyninde/kafasında şimşek/şimşekler çakmak
have a light bulb go on (in (one's) head) v. kafasında birden bir ışık yanmak/çakmak
have a light bulb go on (in (one's) head) v. beyninde/kafasında şimşek/şimşekler çakmak
a light bulb goes on in someone's head v. kafasında ampul yanmak
a light bulb goes on in someone's head v. aklına parlak bir fikir gelmek
shed light on v. açıklığa kavuşturmak
go light on v. aşırıya kaçmamak
be light on their feet v. atik olmak
cast light on v. aydınlatmak
shed light on v. aydınlatmak
throw light on v. aydınlatmak
throw some light on something v. aydınlığa kavuşturmak
shed light on v. aydınlığa kavuşturmak
shed some light on something v. aydınlığa kavuşturmak
shed light on something v. bir konuyu açığa kavuşturmak
shed light on something v. bir konuya ışık tutmak
be light on their feet v. hızlı şekilde hareket etmek
cast light on v. ışık tutmak
shed light on v. ışık tutmak
go light on v. ılımlı davranmak
go light on v. idareli kullanmak
throw light on v. ışık tutmak
throw some light on something v. konuyu aydınlatmak
shed some light on something v. konuyu aydınlatmak
throw some light on something v. konuya açıklık getirmek
shed some light on something v. konuya açıklık getirmek
go light on v. sert davranmamak
go light on v. üstüne fazla gitmemek
throw a little light on (something) v. (bir şeyi/konuyu) bir nebze aydınlığa kavuşturmak
throw a little light on (something) v. (bir şeye/konuya) bir nebze ışık tutmak
throw a little light on (something) v. (bir şeyi/konuyu) bir nebze aydınlatmak
throw a little light on (something) v. (bir şeyi/konuyu) bir nebze açıklamak
throw a little light on (something) v. (bir şeyi/konuyu) bir nebze açıklığa kavuşturmak
throw a little light on (something) v. (bir şeye/konuya) bir nebze açıklık getirmek/kazandırmak
throw a lot of light on (something) v. (bir şeyi/konuyu) büyük ölçüde aydınlığa kavuşturmak
throw a lot of light on (something) v. (bir şeye/konuya) büyük ölçüde ışık tutmak
throw a lot of light on (something) v. (bir şeyi/konuyu) büyük ölçüde aydınlatmak
throw a lot of light on (something) v. (bir şeyi/konuyu) büyük ölçüde açıklamak
throw a lot of light on (something) v. (bir şeyi/konuyu) büyük ölçüde açıklığa kavuşturmak
throw a lot of light on (something) v. (bir şeye/konuya) büyük ölçüde açıklık getirmek/kazandırmak
be light on (something) v. (bir şeyi) abartmamak
be light on (something) v. (bir konuda) hafif olmak
be light on (something) v. (bir şeyi) az kullanmak/içermek
be light on (one's) feet v. çevik olmak
be light on (one's) feet v. kıvrak olmak
be light on (one's) feet v. atik olmak
be light on your feet v. çevik olmak
be light on your feet v. kıvrak olmak
be light on your feet v. atik olmak
cast/shed/throw light on v. aydınlatmak
cast/shed/throw light on v. açıklığa kavuşturmak
cast (some) light on (something) v. (bir şeyi) aydınlatmak
cast (some) light on (something) v. (bir şeyi) açıklığa kavuşturmak
cast/shed/throw (new) light on something v. bir şeyi aydınlatmak
cast/shed/throw (new) light on something v. bir şeyi açıklığa kavuşturmak
cast/shed/throw (new) light on something v. bir şeyi anlaşılır hale getirmek
cast/shed/throw light on something v. bir konuya ışık tutmak
cast/shed/throw light on something v. bir konuyu açıklığa kavuşturmak
cast/shed/throw light on something v. konuyu aydınlatmak
cast/shed/throw light on something v. konuya açıklık getirmek
go light on (someone) v. (birinin) fazla üstüne gitmemek
go light on (someone) v. (birine) ılımlı davranmak
go light on (someone) v. (birine) sert davranmamak
go light on (something) v. (bir şeyi) aşırıya kaçmadan kullanmak
go light on (something) v. (bir şeyi) idareli kullanmak
go light on (something) v. (bir şeyde) aşırıya kaçmamak
light dawns (on one) v. (birinin) kafasına dank etmek
light dawns (on one) v. (birinin) aklına gelmek/fark etmek
light dawns (on one) v. (birinin) jetonu düşmek
light dawns (on one) v. (biri) aydınlanmak
throw an amount of light on someone or something v. belli bir açıklık kazandırmak
throw an amount of light on someone or something v. belli bir miktarda ışık tutmak
throw an amount of light on someone or something v. aydınlığa kavuşturmak
throw an amount of light on someone or something v. belli bir miktar açıklık getirmek
throw an amount of light on someone or something v. belli bir miktar aydınlatmak
light on one's feet expr. çevik
(the) light dawned (on somebody) expr. (birinin) kafasına dank etmek
(the) light dawned (on somebody) expr. birden aklına gelmek/fark etmek
(the) light dawned (on somebody) expr. (birinin) jetonu düşmek
Speaking
I can't sleep with the light on expr. ışıklar açıkken uyuyamam
I can't sleep with the light on expr. ışık açıkken uyuyamam
turn on the light expr. ışığı yak
turn on the light expr. ışığı aç
Technical
width marking light on cab roof n. tavan gabari lambası
Informatics
web on light n. optik internet
Automotive
installation of lighting and light-signaling devices on two or three-wheel motor vehicles n. iki veya üç tekerlekli motorlu araçlara aydınlatma ve ışıklı sinyal cihazlarının yerleştirilmesi
lighting and light-signalling on wheeled agricultural or forestry tractors n. tekerlekli tarım veya orman traktörlerinin aydınlatma ve ışıklı sinyal tertibatı
Marine
light house on breakwater n. dalgakırandaki fener kulesi
Agriculture
lighting and light-signalling devices on wheeled agricultural or forestry tractors n. tekerlekli tarım veya orman traktörlerinin aydınlatma ve ışıklı sinyal cihazları ile ilgili aksamı