Historia

mümkün değil

Significados de "mümkün değil" en diccionario inglés turco : 19 resultado(s)

	Categoría	Turco	Inglés
General
1	General	mümkün değil	nigh on impossible adj.
2	General	mümkün değil	impossible interj.
Colloquial
3	Colloquial	mümkün değil	be on v.
4	Colloquial	mümkün değil	for the life of expr.
5	Colloquial	mümkün değil	no way, josé exclam.
Idioms
6	Idioms	mümkün değil	it'll be a frosty friday expr.
7	Idioms	mümkün değil	it'll be a frosty friday in july expr.
8	Idioms	mümkün değil	a cold day in hell expr.
9	Idioms	mümkün değil	a cold day in july expr.
10	Idioms	mümkün değil	it would take an act of congress to do something expr.
11	Idioms	mümkün değil	not in a month of sundays expr.
12	Idioms	mümkün değil	never in a month of sundays expr.
13	Idioms	mümkün değil	not for a month of sundays expr.
14	Idioms	mümkün değil	not in a month of sundays expr.
15	Idioms	mümkün değil	it'll be a cold day in hell expr.
16	Idioms	mümkün değil	it'll be a long day in january expr.
Speaking
17	Speaking	mümkün değil	certainly not expr.
18	Speaking	mümkün değil	not a chance expr.
19	Speaking	mümkün değil	no chance expr.

Significados de "mümkün değil" con otros términos en diccionario inglés turco: 53 resultado(s)

	Categoría	Turco	Inglés
Phrases
1	Phrases	(bir şeyi yapmak) kabul edilebilir ama (diğerini) kabul etmek mümkün değil	it's one thing to (do something), it's another to (do something else) expr.
2	Phrases	(bir şeyi yapmak) kabul edilebilir ama (diğerini) kabul etmek mümkün değil	it’s one thing to do a, it’s (quite) another (thing) to do b expr.
3	Phrases	(bir şeyi yapmak) kabul edilebilir ama (diğerini) kabul etmek mümkün değil	a is one thing, b is (quite) another expr.
4	Phrases	daha iyisi mümkün değil	as good as it gets expr.
5	Phrases	(bir şey) pek mümkün değil	(the) odds are against (something) expr.
Proverb
6	Proverb	ne kadar çabalarsan çabala mümkün değil	you cannot get blood from a stone
7	Proverb	ne kadar çabalarsan çabala mümkün değil	you cannot get blood from a turnip
8	Proverb	ne kadar çabalarsan çabala mümkün değil	you can't get blood from a stone
9	Proverb	ne kadar çabalarsan çabala mümkün değil	you can't get blood from a turnip
10	Proverb	ne kadar çabalarsan çabala mümkün değil	you can't get blood out of a turnip
11	Proverb	ne kadar çabalarsan çabala mümkün değil	you can't squeeze blood from a stone
12	Proverb	ne kadar çabalarsan çabala mümkün değil	you can't squeeze blood from a turnip
Colloquial
13	Colloquial	(bir şey) mümkün değil	there's no question of (something) n.
14	Colloquial	(bir şeyi yapmak) kabul edilebilir ama (diğerini) kabul etmek mümkün değil	(something) is one thing, (something else) is (quite) another expr.
15	Colloquial	(bir şeyi yapmak) kabul edilebilir ama (diğerini) kabul etmek mümkün değil	it’s one thing to do a, it’s (quite) another (thing) to do b expr.
16	Colloquial	(bir şeyi yapmak) kabul edilebilir ama (diğerini) kabul etmek mümkün değil	a is one thing, b is (quite) another expr.
17	Colloquial	(bir şeyi yapmak) kabul edilebilir ama (diğerini) kabul etmek mümkün değil	it's one thing to (do something), it's another to (do something else) expr.
18	Colloquial	bir şeyi yapmak mümkün değil	there is no doing something expr.
19	Colloquial	olması pek mümkün değil	(one) should be so lucky expr.
20	Colloquial	olması pek mümkün değil	(one) will be lucky expr.
21	Colloquial	olması pek mümkün değil	(one) would be lucky expr.
22	Colloquial	tahmin etmek mümkün değil	(there's) no saying expr.
23	Colloquial	emin olmak mümkün değil	(there's) no way to tell expr.
24	Colloquial	kesin bir şey söylemek imkansız/mümkün değil	(there's) no way to tell expr.
25	Colloquial	(bir şey) pek muhtemel/olası/mümkün değil	I wouldn't bet on (something) expr.
26	Colloquial	(bir şeyi yapmak) kabul edilebilir ama (diğerini) kabul etmek mümkün değil	it's one thing to (do something), it's another thing to (do something else) expr.
27	Colloquial	(bir şeyi yapmak) kabul edilebilir ama (diğerini) kabul etmek mümkün değil	it's one thing to (do something), it's quite another to (do something else) expr.
28	Colloquial	emin olmak mümkün değil	no way to tell expr.
29	Colloquial	kesin bir şey söylemek imkansız/mümkün değil	no way to tell expr.
30	Colloquial	yapmak mümkün değil	there is no doing expr.
31	Colloquial	baş etmek mümkün değil	you can't win expr.
32	Colloquial	mümkün değil!	no sir! exclam.
33	Colloquial	mümkün değil!	no sirree! exclam.
34	Colloquial	mümkün değil!	not likely! exclam.
Idioms
35	Idioms	mümkün değil yapamamak	can't for the life of me v.
36	Idioms	zaten mümkün bile değil	never mind adv.
37	Idioms	artık mümkün değil	there go expr.
38	Idioms	artık mümkün değil	there goes expr.
39	Idioms	olabilmesi/gerçekleşmesi mümkün değil	it'll be a long day in january (when something happens) expr.
40	Idioms	kazanmam/başarılı olmam pek mümkün değil. ibre benden yana değil	the odds are stacked against me expr.
41	Idioms	mümkün görünmüyor ama imkansız değil	stranger things have happened expr.
42	Idioms	tahmin etmek mümkün değil	there's no telling expr.
43	Idioms	tahmin etmek mümkün değil	there is no telling expr.
44	Idioms	yapmak mümkün değil	it would take an act of congress to do expr.
45	Idioms	(birinin/bir şeyin) başarıya ulaşması çok zor/pek mümkün değil	the odds are against (someone or something) expr.
46	Idioms	(birinin/bir şeyin) başarıya ulaşması çok zor/pek mümkün değil	the odds are against something/somebody doing something expr.
47	Idioms	(birinin/bir şeyin) başarıya ulaşması çok zor/pek mümkün değil	the odds are stacked against (someone or something) expr.
Speaking
48	Speaking	bu mümkün değil	it's not possible expr.
49	Speaking	olabilmesi/gerçekleşmesi mümkün değil/olmayan	It'll be a long day in january when something happens expr.
50	Speaking	oraya gitmem mümkün değil	there's no way that i'll go expr.
51	Speaking	söz konusu/mümkün değil	it is quite out of the question expr.
Trade/Economic
52	Trade/Economic	devri mümkün değil	not negotiable expr.
Law
53	Law	tayini mümkün değil	impossible to determine n.