maruz kalan - Turco Inglés Diccionario
Historia

maruz kalan



Significados de "maruz kalan" en diccionario inglés turco : 8 resultado(s)

Turco Inglés
General
maruz kalan exposed adj.
maruz kalan undern adj.
maruz kalan opportune [obsolete] adj.
maruz kalan subordinate to prep.
maruz kalan subject to prep.
Phrases
maruz kalan under the influence of expr.
Medical
maruz kalan exposed adj.
Archaic
maruz kalan obvious adj.

Significados de "maruz kalan" con otros términos en diccionario inglés turco: 85 resultado(s)

Turco Inglés
General
radyasyona maruz kalan işçiler exposed workers n.
yangına maruz kalan exposed to fire n.
şiddete maruz kalan öğrenciler students exposed to violence n.
herkesin eleştirisine maruz kalan kişi aunt Sally n.
ısıya maruz kalan işçiler workers exposed to heat n.
ısıya maruz kalan çalışanlar workers exposed to heat n.
gelgite maruz kalan bölge tidal zone n.
atom bombalarının test veya kullanımı sırasında radyoaktiviteye maruz kalan eski silahlı kuvvetler mensubu atomic veteran n.
rüzgara maruz kalan taraf wind side n.
hipnotik etkiye maruz kalan kimse mesmeree [obsolete] n.
ayağın ayakkabı aşınmasına maruz kalan kısımlarına uygulanan arkası yapışkanlı keçe moleskin n.
gizemli olaylara maruz kalan kimse mystic n.
reklam veya satış mesajlarına maruz kalan toplam kişi sayısı circulation n.
zorbalığa maruz kalan kimse floutingstock n.
soğuğa maruz kalan ağaç gibi cisimlerin üzerindeki buz tabakası silver storm n.
güneşe maruz kalan alan sollar [obsolete] n.
gönüllü olarak maruz kalan self-imposed adj.
kınamaya maruz kalan under attack adj.
rüzgara maruz kalan wind-swept adj.
rüzgara maruz kalan wind-swept adj.
rüzgara maruz kalan blowy adj.
tehlikeye maruz kalan high-risk adj.
riske maruz kalan high-risk adj.
gönüllü olarak maruz kalan self-inflicted adj.
ayaza maruz kalan freezing adj.
uygunsuz bir baskıya maruz kalan pressurized adj.
uygunsuz bir baskıya maruz kalan pressurised adj.
-e maruz kalan bathed in adj.
Idioms
bir olayın olumsuz sonuçlarına maruz kalan tarafta olmak be at the receiving end v.
bir olayın olumsuz sonuçlarına maruz kalan tarafta olmak be on the receiving end v.
maruz kalan tarafta at the receiving end expr.
(bir olayın olumsuz sonuçlarına) maruz kalan on the receiving end expr.
(olumsuz bir şeye) maruz kalan/bırakılan on the receiving end expr.
Law
görevi ihmal nedeniyle kanuni müeyyideye maruz kalan kimse cessor n.
Industry
ısıya maruz kalan endüstri çalışanları industrial workers exposed to heat n.
Technical
aşırı sıcak veya soğuk çevrelere maruz kalan bireyler individuals exposed to extreme hot or cold environments n.
ışıma ısısına maruz kalan malzeme donanımlarının değerlendirilmesi evaluation of materials assemblies exposed to source of radiant heat n.
mekanik titreşim ve şoka maruz kalan insanın değerlendirilmesi evaluation of human exposure to mechanical vibration and shock n.
radyo frekans elektromanyetik alanlara maruz kalan ölçme measurement exposed to radio-frequency electromagnetic fields n.
yangına maruz kalan elektroteknik mamuller electrotechnical products exposed to fire n.
korozyona maruz kalan bir metalin pozitif yüklü bir metalle kaplanarak korunması voltaic protection of metals n.
basınca maruz kalan kimseyi normal atmosfer basıncına geri getirme decompressing n.
(doğrudan ısıya maruz kalan) kazan yüzeyi fire surface n.
aleve veya sıcak gazlara maruz kalan agregalı baca yüzeyi flue surface n.
(direğin, kalasın, krikonun) itki kuvvetine maruz kalan metal soket veya levha shoe n.
aşırı basınca maruz kalan birini normal atmosfer basıncına kademe kademe geri döndürmek decompress v.
nispeten yüksek voltaja maruz kalan high-tension adj.
yüksek miktarda radyoaktiviteye maruz kalan hot adj.
Textile
kuru ısıya maruz kalan kumaşlar fabrics exposed to dry heat n.
Architecture
çatı kaplamasının hava koşullarına maruz kalan bölümü bare n.
Construction
yangına maruz kalan yapılar structures exposed to fire n.
Marine
rüzgara maruz kalan taraf weather side n.
rüzgara maruz kalan taraf weatherboard n.
rüzgara maruz kalan taraf windward side n.
yekenin rüzgara maruz kalan tarafa dönmesi helm alee n.
yekenin rüzgara maruz kalan tarafa dönmesi helm down n.
rüzgara maruz kalan tarafa en uzak olan weathermost adj.
Medical
maruz kalan çalışan exposed worker n.
Psychology
şiddete maruz kalan kadın sendromu battered women's syndrome n.
şiddete maruz kalan eş sendromu battered spouse syndrome n.
şiddete maruz kalan kadın sendromu battered women syndrome n.
askeri operasyonlarda strese maruz kalan askerlerin beklenen ve tahmin edilebilir duygusal, entelektüel, fiziksel ve/veya davranışsal tepkileri combat and operational stress n.
Food Engineering
tatlı veya tuzlu sulara maruz kalan pirinç brass exposed to fresh or saline waters n.
Physics
elektronlar veya diğer parçacıklar tarafından bombardımana veya ışınlamaya maruz kalan madde target n.
malzemenin radyasyona maruz kalan kısmında birim alan başına düşen toplam parçacık fluence n.
ışımaya maruz kalan bir maddenin birim alanına düşen toplam enerji miktarı fluence n.
Chemistry
ışıyan enerjiye maruz kalan maddenin renginde tersinir değişiklik phototropism n.
Biology
ışığa maruz kalan patates yumrularında klorofil gelişimi greening n.
erken dökülmeye maruz kalan caducous adj.
Astronomy
tutulmaya maruz kalan veya neden olan gök cisminin konumunu belirleyen bir gözlem tekniği occultation n.
tutulmaya maruz kalan veya neden olan gök cisminin ışıma yapısını belirleme tekniği occultation n.
Botanic
ışığa maruz kalan patates yumrularında klorofil gelişimi sunburn n.
Environment
mesleki olarak maruz kalan personel occupationally exposed personnel n.
Geography
yağmur ve rüzgara maruz kalan rainswept adj.
şiddetli rüzgarlara maruz kalan windy adj.
hem suya gömülme hem de çölleşme dönemlerine maruz kalan, nemli ve karasal ortamlara dair limnoterrestrial adj.
hem suya gömülme hem de çölleşme dönemlerine maruz kalan, nemli ve karasal ortamlarda yaşayan limnoterrestrial adj.
Meteorology
atmosfer koşullarına maruz kalan weather adj.
sıvı halde yağarken soğuğa maruz kalan bölümleri kısmen donan (yağış) freezing adj.
Geology
aşağı doğru harekete maruz kalan negative adj.
aşırı erozyona maruz kalan negative adj.
Military
ticari gemilerin tehlikeye maruz kalan sulardan daha güvenli yerlere alınması evacuation of dangerously exposed waters n.
Theatre
william shakespeare'in kral lear isimli oyununun iki kızının ihanetine uğrayan ve zalim davranışlarına maruz kalan kahramanı king lear n.
Archaic
kötülüğe maruz kalan obnoxious adj.
hasara maruz kalan obnoxious adj.