muhafaza - Turco Inglés Diccionario
Historia

muhafaza



Significados de "muhafaza" en diccionario inglés turco : 42 resultado(s)

Turco Inglés
Common Usage
muhafaza conservation n.
General
muhafaza safeguard n.
muhafaza maintenance n.
muhafaza conservation n.
muhafaza reservation n.
muhafaza upkeep n.
muhafaza asylum n.
muhafaza retention n.
muhafaza repository n.
muhafaza incasement n.
muhafaza shelter n.
muhafaza care n.
muhafaza guarding n.
muhafaza tabernacle n.
muhafaza protection n.
muhafaza preservation n.
muhafaza covering n.
muhafaza custody n.
muhafaza keeping n.
muhafaza jacket n.
muhafaza container n.
muhafaza receptacle n.
muhafaza receipt [obsolete] n.
muhafaza manutenency [obsolete] n.
muhafaza impound n.
Trade/Economic
muhafaza custody n.
Law
muhafaza conduct n.
Politics
muhafaza maintenance n.
Technical
muhafaza case n.
muhafaza jacket n.
muhafaza casing n.
muhafaza housing n.
muhafaza cover n.
Automotive
muhafaza housing n.
muhafaza casing n.
muhafaza housing n.
muhafaza shell n.
Aeronautic
muhafaza pod n.
Food Engineering
muhafaza preservation n.
Biochemistry
muhafaza housing n.
Tobacco
muhafaza guard n.
Environment
muhafaza vessel n.

Significados de "muhafaza" con otros términos en diccionario inglés turco: 407 resultado(s)

Turco Inglés
Common Usage
muhafaza etmek preserve v.
muhafaza etmek conserve v.
General
yiyeceklerin muhafaza edildiği parmaklıklı raf flake n.
satılacak veya kesilecek hayvanların geçici olarak muhafaza edildiği yer stockyard n.
yangın makinelerinin muhafaza edildiği yer fire station n.
muhafaza edilebilirlik preservability n.
muhafaza borusunun indirilmesi running casing n.
tapınakta muhafaza etme enshrining n.
başıboş hayvanların muhafaza edildiği yer pound n.
muhafaza yeri storage bin n.
muhafaza edilebilirlik savingness n.
muhafaza eden savoir n.
tapınakta muhafaza etme enshrinement n.
muhafaza etme embowering n.
tuz muhafaza etmek için olan bir kutu saltbox n.
et ve balığın odun dumanına maruz bırakılarak muhafaza edildiği yer smokehouse n.
muhafaza etme keeping n.
sahil muhafaza coast guards n.
gümrük muhafaza gemisi revenue cutter n.
(evrak vb) muhafaza etme keeping n.
muhafaza eden keeper n.
mülkiyeti muhafaza arrestment n.
su geçirmez muhafaza waterproof housing n.
siloda muhafaza edilen yem ensilage n.
muhafaza etme keep n.
muhafaza yeri safe n.
eskiden sürahilerin muhafaza edildiği yer ewery n.
muhafaza etme retaining n.
et ve balığın odun dumanına maruz bırakılarak muhafaza edildiği yer meat house n.
muhafaza edilme mothball n.
ilerde kullanılmak üzere uzun süreliğine muhafaza etme mothballs n.
depoda muhafaza edilen şey repertory n.
depodaymışçasına muhafaza edilen şey repertory n.
iyi durumu muhafaza edememe reverting n.
sağlık muhafaza bilgisi hygiastics [rare] n.
sağlık muhafaza alanı hygiastics [rare] n.
sağlık muhafaza alanı hygieology [rare] n.
sağlık muhafaza alanı hygiology [rare] n.
büyük bir tür dosya muhafaza gereci lever-arch file n.
ölenleri araştırma, geri kazanma, kimliklerini tespit etme, tahliye etme veya geçici olarak muhafaza etme gibi hizmetler sunan program graves registration program n.
muhafaza altına alma hedging n.
muhtelif nesnelerden oluşan koleksiyonun muhafaza edildiği yer omnium gatherum n.
muhtelif nesnelerden oluşan koleksiyonun muhafaza edildiği yer omnium-gatherum n.
aşırı muhafaza overshielding n.
belirli bir kaliteyi veya durumu muhafaza eden şey bastion n.
siyasi veya dini meselelerde toplumun sergilediği en iyileri muhafaza edip köklü değişikliklere karşı çıkma yönelimi conservativism n.
muhafaza eden kimse conserver n.
(dövüştürme, muhafaza amacıyla) hayvan deliği pit n.
kurumun dosyalarını muhafaza etmekle yükümlü çalışan filer n.
orman muhafaza memuru fireguard n.
kolay bozulan yiyeceklerin muhafaza edildiği oda preservatory [obsolete] n.
(makinede) koruyucu muhafaza skirt n.
kraliyet sarayının baharat muhafaza edilen bölümü spicery [obsolete] n.
muhafaza edilen dil bilimsel özellik survival n.
muhafaza etmek save v.
muhafaza altına almak bulwark v.
muhafaza altına almak guard v.
gemiyi kullanımdan çıkarıp tekrar kullanılıncaya kadar muhafaza altına almak mothball v.
garajda muhafaza etmek garage v.
muhafaza etmek protect v.
uzun süreliğine muhafaza altında tutmak mothball v.
muhafaza etmek hold v.
muhafaza altına almak protect v.
itidalini muhafaza etmek keep one's temper v.
muhafaza etmemek unkeep v.
muhafaza etmek retain v.
muhafaza etmek store v.
muhafaza etmek uphold v.
tuz ile muhafaza etmek salta v.
muhafaza etmek conserve v.
muhafaza etmek take care of v.
standartı muhafaza etmek maintain the standard v.
soğukkanlılığını muhafaza etmek keep one's shirt v.
soğukkanlılığını muhafaza etmek keep one's hair v.
muhafaza etmek maintain v.
buzdolabında muhafaza etmek store in a refrigerator v.
yerini muhafaza etmek maintain v.
muhafaza etmek observe v.
muhafaza etmek cherish v.
muhafaza etmek insure v.
muhafaza etmek wite v.
(yiyeceği) kurutarak muhafaza etmek desiccate v.
güzelce muhafaza etmek desk v.
muhafaza etmek hod [dialect] v.
buz üstünde muhafaza etmek ice v.
(zamanı geçmiş bir fikri, kurumu) işlevsiz olduğu halde muhafaza etmek mummify v.
kış boyu muhafaza etmek overwinter v.
muhafaza etmeye çalışmak rush [canada] [us] v.
muhafaza etmek üzere ayırmak commit v.
muhafaza etmek inshrine v.
belirli bir koşulda muhafaza etmek possess v.
durumunu muhafaza etmek sit v.
muhafaza etmek fossilise v.
muhafaza etmek fossilize v.
(yiyecekleri) dondurarak muhafaza etmek freeze v.
nispeten kalıcı ve değişmez formda muhafaza etmek freeze v.
muhafaza etmek sklere v.
muhafaza etmek sport v.
muhafaza edilebilir saveable adj.
muhafaza edilebilir savable adj.
garajda muhafaza edilen garaged adj.
tapınak içinde muhafaza edilen templed adj.
muhafaza edilmiş embowered adj.
iyi muhafaza edilmiş well-preserved adj.
muhafaza eden conservant adj.
muhafaza edilmeyen unkept adj.
muhafaza edilen retained adj.
muhafaza edilen mothball adj.
kolayca kapatılıp muhafaza edilebilen hideaway adj.
muhafaza edilebilir guardable adj.
bir yıl boyunca muhafaza edilen overyear adj.
muhafaza eden conservational adj.
kapalı kutuda muhafaza edilen potted adj.
kendini muhafaza eden self-protective adj.
muhafaza edilebilir servable adj.
(özellikle meyve) şeker kaplanarak muhafaza edilen crystalized [us] adj.
(özellikle meyve) şeker kaplanarak muhafaza edilen crystalised [uk] adj.
(su) depoda muhafaza edilen static adj.
güneş ışığı altında muhafaza edilmiş sun-cured adj.
muhafaza edilebilir supportable adj.
muhafaza ederek unthreateningly adv.
allah muhafaza god forbid interj.
allah muhafaza god forbid! interj.
allah muhafaza heavens no! interj.
muhafaza anlamına gelen bir son ek -stasis suf.
belirli bir durumu muhafaza eden cihaz anlamına gelen bir son ek -stat suf.
Phrasals
muhafaza etmek hold out [obsolete] v.
muhafaza etmek put up v.
(bir şeyi) korunaklı bir şeyin içinde muhafaza etmek enclose (something) (with)in (something) v.
bir yerde tutulmak/muhafaza edilmek go in v.
(bir şeyi bir şeyde/yerde) muhafaza etmek store (something) in (something or some place) v.
biri için birini/bir şeyi muhafaza etmek keep someone or something for someone v.
birini/bir şeyi bir şeyin altında muhafaza etmek keep someone or something under something v.
(belli bir zamana) kadar muhafaza etmek keep until (some point in time) v.
(bir şeyin/yerin) içinde muhafaza etmek keep within (something or some place) v.
-in içinde muhafaza etmek enclose in v.
(birini/bir şeyi) muhafaza etmek hang onto (someone or something) v.
(bir şeyi) değiştirmemek/muhafaza etmek hold to (something) v.
(bir şeydeki) yerini/hayatını muhafaza etmek maintain (oneself or someone) in (something) v.
(bir şeyi biri/bir şey) için muhafaza etmek preserve (something) for (someone or something) v.
için muhafaza etmek preserve for v.
(birinin/bir şeyin) üzerindeki (kontrolünü, etkisini, gücünü) muhafaza etmek retain (something) over (someone or something) v.
üzerindeki (kontrolünü, etkisini, gücünü) muhafaza etmek retain over v.
Phrases
buzdolabında muhafaza edin keep refrigerated expr.
birinci vazifen, türk istiklalini, türk cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir your first duty is forever to preserve and to defend the turkish independence and the turkish republic expr.
soğuk ve kuru bir yerde muhafaza edin keep in a cool and dry place expr.
soğuk muhafaza edin keep refrigerated expr.
Colloquial
muhafaza etmek hang onto v.
soğukkanlılığını muhafaza etmek keep a level head v.
muhafaza edilmemiş scody [new zealand] adj.
allah muhafaza god forfend expr.
Idioms
itidalini muhafaza etmek hold one's temper v.
soğukkanlılığını muhafaza etmek have a level head v.
bir şeyi muhafaza etmek lay something up in lavender v.
soğukta tutulmak/muhafaza edilmek be on ice v.
buzda tutulmak/muhafaza edilmek be on ice v.
muhafaza etmek hang on v.
soğukkanlılığını muhafaza etmek keep (one's) hair on [uk] v.
itidalini muhafaza etmek keep temper v.
bir zamana kadar tutmak/muhafaza etmek keep until some time v.
Formal
muhafaza edilemez unmaintainable adj.
muhafaza edilmemiş unmaintained adj.
Trade/Economic
bir malı sadece temlik amacıyla muhafaza eden yediemin bare trustee n.
esham muhafaza hesabı custodian account n.
esham muhafaza hesabı custody account n.
fiyatları muhafaza price maintenance n.
gümrük muhafaza memuru customshouse guard n.
gümrük muhafaza memuru customs enforcement officer n.
gümrük ve muhafaza memuru customs and enforcement officer n.
gümrük muhafaza customs enforcement n.
kasa muhafaza ücreti safe custody charges n.
muhafaza konşimentosu custody bill of lading n.
muhafaza tedbirleri protective measures n.
muhafaza hizmeti sağlama custodianship n.
mevduat sahipleri ve mallarla değerleri konsinye muhafaza edenler depositors and consignors of goods and values n.
menkul kıymetleri muhafaza eden kuruluş custodian n.
muhafaza süresi retention period n.
satılan malların teslimi ambalajlama muhafaza ve sevk gibi satış hizmetleri handling services n.
senet muhafaza hesabı custody account n.
senet muhafaza hesabı custodian account n.
sendika üyeliğini muhafaza etme maintenance of membership n.
tahvilat muhafaza hesabı custodian account n.
tahvilat muhafaza hesabı custody account n.
teminat hakkı ile borçludan toplanan miktarın tek bir kişide muhafaza edilmesi impound n.
ihraç edilmek üzere muhafaza etmek reserve for issuance v.
Law
borcu muhafaza etmek için başkasının mülkü üzerindeki hak lien n.
kayıtların muhafaza edilmesi ve korunması maintenance and preservation of records n.
mülkiyeti muhafaza sözleşmesi reservation of title n.
muhafaza hakkı right of retention n.
muhafaza amacı güden sözleşme contract for conservation n.
mülkiyeti muhafaza mukavelesi pact to reserve ownership n.
mülkiyeti muhafaza kaydı reservation/retention of title clause n.
mülkiyeti muhafaza kaydı retention of title n.
muhafaza masrafları upkeeping expenses n.
muhafaza tedbirleri measures of conservation n.
muhafaza masrafı cost of maintenance n.
kraliyet tarafından atanan, bölgesinde barışı muhafaza etmekle yükümlü sivil memur justice of the peace [uk] n.
adli muhafaza altına alınmak be taken into the custody of the law v.
muhafaza etmek retain v.
kanunsuz muhafaza etmek detain v.
muhafaza etmek keep v.
Politics
abd göçmenlik ve gümrük muhafaza u.s. immigration and customs enforcement (i.c.e) n.
abd gümrük ve sınır muhafaza birimi us customs and border protection n.
çocukların muhafaza altına alınmasına ilişkin kararların infazı ve tanınmasına ve çocukların muhafaza altına alınmasının telafisine dair avrupa sözleşmesi european convention on recognition and enforcement of decisions concerning custody of children and on restoration of custody of children n.
muhafaza etme retention n.
gümrük muhafaza görevlisi revenuer [us] n.
kayıt muhafaza personeli custodian of records n.
kayıt muhafaza personeli records custodian n.
Institutes
gümrükler muhafaza genel müdürlüğü directorate general of customs enforcement n.
gümrükler muhafaza genel müdürlüğü directorate general of customs enforcement n.
havalimanı gümrük muhafaza kaçakçılık ve istihbarat müdürlüğü airport customs enforcement smuggling and intelligence directorate n.
Industry
tabaklama için muhafaza etmek üzere yünü kırkılıp havayla kurutulmuş olan koyun postu slat n.
Technical
basınçlı suya karşı muhafaza protection against water pressure n.
dış muhafaza outer casing n.
düz muhafaza flat guard n.
dişli muhafaza kutusu kiti gear housing kit n.
dişli muhafaza kutusu gear housing n.
direksiyon muhafaza steering panel n.
dişli muhafaza kutusu kapağı gear housing cover n.
dona karşı muhafaza protection against freezing n.
dişli muhafaza kutusu boşluğu gear housing material n.
dolu muhafaza (buhar kazanları için söylenir) wet storage n.
erozyona karşı muhafaza protection against erosion n.
görünümünü muhafaza etme appearance retention n.
kılavuz muhafaza guide casing n.
koruyucu muhafaza kiti safety cabinet kit n.
kutu-muhafaza housing n.
koruyucu muhafaza protecting casing n.
krank mili çevresindeki metal muhafaza crankcase n.
kontrplak muhafaza plywood sleeve n.
muhafaza kavraması mantle grip n.
muhafaza kapağı bonnet n.
muhafaza boruları casing tubes n.
muhafaza kutusu protection box n.
muhafaza/taşıma araçları means of containment n.
muhafaza plakası guard plate n.
muhafaza kilidi mantle glass n.
muhafaza etme protection n.
metal mahfaza/muhafaza metal housing n.
muhafaza kapağı protection cover n.
muhafaza kazığı guard stake n.
muhafaza parçası casing part n.
muhafaza korkuluğu guard rail n.
muhafaza borusu regulator cover n.
muhafaza takviyesi shield plate n.
muhafaza kutusu container n.
muhafaza yapısı protection structure n.
muhafaza plakası casing plate n.
muhafaza edici protector n.
muhafaza yapısı protective structure n.
muhafaza ünitesi casing unit n.
muhafaza borulu sondaj deliği cased bore hole n.
muhafaza mobilyası storage furniture n.
muhafaza pulu felt washer n.
muhafaza borusu ortalayıcısı casing centralizer n.
neme karşı muhafaza protection against moisture n.
otomatik bagaj muhafaza yeri automatic baggage locker n.
oyulmaya karşı muhafaza protection against scour n.
poliüretan ısı izolasyonu ve polietilen dış muhafaza polyurethane thermal insulation and outer casing of polyethylene n.
polietilen dış muhafaza outer casing of polyethylene n.
rafta muhafaza in rack storage n.
sahil muhafaza coast guard n.
soğuk muhafaza cold storage n.
soğuk havada muhafaza edilen yük refrigerated cargo n.
sürgülü muhafaza slide casing n.
telleri muhafaza eden boru conduit n.
veri muhafaza odası data room n.
volant muhafaza bell housing n.
yangın güvenliği muhafaza kabini fire safety storage cabinet n.
yarım muhafaza casing half n.
istiridye yumurtasını yakalayıp muhafaza etmek için kullanılan bir tür kutu benzeri yapı ruche n.
mevcut durumu muhafaza etmek maintain v.
mevcut durumu muhafaza etmek hold v.
kaynama noktasının altında muhafaza etmek simmer v.
muhafaza etmek keep v.
muhafaza etmek preserve v.
muhafaza etmek conserve v.
muhafaza etmek secure v.
muhafaza edici protective adj.
muhafaza edilmiş protected adj.
Computer
dosya içindeki verileri silerek dosya yapısını muhafaza eden bir komut zap n.
özel muhafaza prosedürü scp (special containment procedure) n.
Telecom
kablo muhafaza borusu cable protection pipe n.
Mechanic
torna tezgahında kurşun vida dişlilerini koruyan muhafaza apron n.
helikopter rotor hızının otomatik olarak muhafaza edildiği kontrol modu rotor governing mode n.
Construction
polietilen dış muhafaza outer casing of polyethylene n.
muhafaza edilen suyun derinliğini artırmak için baraj tepesinde bulunan levha flashboard n.
muhafaza edilen suyun derinliğini artırmak için baraj tepesinde bulunan levha flashboarding n.
Woodworking
muhafaza ormanı protection forest n.
Furniture
büro muhafaza mobilyası office storage furniture n.
muhafaza mobilyası storage furniture n.
Automotive
ara muhafaza intermediate housing n.
ayna muhafaza trimi mirror cover trim n.
boya muhafaza odası paint storage room n.
debriyaj muhafaza kapağı clutch cover n.
havalandırmasız muhafaza non-ventilated enclosure n.
kayan muhafaza sliding capsule n.
kauçuk muhafaza convoluted rubber gaiter n.
motor kablo donanımı muhafaza borusu engine wiring loom n.
muhafaza örtüsü storage net n.
muhafaza ömrü storage life n.
muhafaza şaşısı case ground n.
muhafaza ve contalar housing and seals n.
muhafaza kutusu storage box n.
pinyon rulman muhafaza şimi pinion bearing cage shims n.
pinyon mlman muhafaza şimi pinion bearing cage shims n.
plastik muhafaza plastic cover n.
rulmanlar ve muhafaza bearings and housings n.
radyatör monte/muhafaza radiator mounting/retention n.
spiral muhafaza spiral casing n.
triger kayışı muhafaza kapağı timing belt cover n.
yağ muhafaza halkası oil thrower n.
volan ve kavrama mekanizmasını çevreleyen dökme demir veya alüminyumdan yapılmış muhafaza clutch housing n.
vites kolu muhafaza ünitesi selector housing assembly n.
Transportation
demiryoluyla taşıma sırasında hayvan muhafaza alanının kullanılması yardage n.
demiryoluyla taşıma sırasında hayvan muhafaza alanı kullanımı için alınan ücret yardage n.
borda ve yük koruma tahtalarıyla kapatılıp gelecekte kullanılmak üzere ambarların altında muhafaza edilen gemi kargosu flatted cargo n.
Traffic
kasaba veya kent tarafından muhafaza edilen otoyol township road n.
Railway
demiryolu taşıtlarının muhafaza veya park edildiği küçük manevra hattı layby n.
demiryolu taşıtlarının muhafaza veya park edildiği küçük manevra hattı layby n.
Aeronautic
muhafaza içine yerleştirme encapsulation n.
otomatik bagaj muhafaza yeri automatic baggage locker n.
mevcut durumu muhafaza etmek hold v.
Marine
çelik muhafaza tipli yapılar steel jacket-type structure n.
taranan çamurlu suyun dağılmasını engelleyen muhafaza slurry shield n.
silahlı gümrük muhafaza görevlisi revenuer [us] n.
gümrük muhafaza gemisi revenuer n.
(gemiyi) bağlayıp muhafaza etmek lash down v.
Petrol
delme petrol kuyusunda yüzeye çıkmayan muhafaza liner n.
kuyu sondajında boru, çubuk veya muhafaza çıkarma işlemi breakout n.
Medical
çocukların erişemeyeceği yerlerde muhafaza ediniz keep out of reach of children n.
çocukların erişemeyeceği şekilde muhafaza ediniz keep out of reach of children n.
çocukların erişemeyeceği bir yerde muhafaza ediniz keep out of reach of children n.
iyi koşullarda muhafaza edilmemiş deniz mahsüllerinden meydana gelen besin zehirlenmesi scombroid n.
sağlık muhafaza alanı hygienics n.
yalnızca solunumsal hareketlilik hissetmesi ile oksijeni muhafaza eden bir alet demand oxygen delivery device n.
muhafaza etmek conserve v.
Physiology
muhafaza edilen depot adj.
Printing
kullanılan baskı harfini muhafaza etmek stand v.
Food Engineering
dondurulmuş gıda muhafaza dolabı frozen food storage cabinet n.
soğutarak muhafaza edilmiş ve kurutulmuş freeze-dried adj.
sonradan tüketim için muhafaza edilmemiş fresh adj.
Gastronomy
pişmiş yemekleri vakumlu poşetlere koyup tükeninceye kadar muhafaza tekniği sous vides n.
uzun süreli kullanım için muhafaza edilmemiş gıda fresh foods n.
tuzlu suda muhafaza etmek brine v.
(etin dış kısmını) iç kısmındaki suyu muhafaza etmek için şiddetli ısıya maruz bırakmak seal v.
Physics
elektrik enerjini muhafaza eden ve daha sonra açığa çıkaran transparan malzeme electrofluor n.
(nükleer santralde) nükleer reaktörü çevresine kaza anında radyoaktif madde salınımını önleyen muhafaza containment n.
(rölativistik kuantum mekaniği) klasik fizik ögelerini muhafaza eden yaklaşımlar ile ilgili semiclassical adj.
Biology
alkolde muhafaza edilen biyolojik numune alcoholic n.
muhafaza etmek veya çoğaltmak için organik yapıların içine yerleştirildiği sıvı veya katı madde medium n.
(belirli bir amaç için muhafaza edilen) canlı organizma yığını stabilate n.
(muhafaza ve inceleme için) numune hazırlamak set v.
(muhafaza ve inceleme için) örnek hazırlamak set v.
(canlı dokuyu) çok düşük sıcaklıkta muhafaza etmek cryopreserve v.
düşük sıcaklıkta muhafaza hasarına karşı koruyan cryoprotective adj.
Astronomy
kişinin soğuk bir kabinde vücudu muhafaza edilerek hiç yaşlanmadan uyutulması cryogenic sleep n.
kişinin soğuk bir kabinde vücudu muhafaza edilerek hiç yaşlanmadan uyutulması cryosleep n.
Zoology
hayvanın orijinal veya yapay kafatasının üzerine konmak üzere muhafaza edilen kafa veya boyun derisi scalp [scotland] n.
Botanic
kışın tomurcuklarını yüzeyin altındaki çamurda muhafaza eden çok yıllık bataklık bitkilerine verilen ad helophyte n.
Agriculture
çiftliğin yanında bulunan ekinlerin muhafaza edildiği etrafı çevrili alan haggard [dialect] n.
samanlıkta muhafaza edilen saman haymow n.
Breeding
sığırları muhafaza etmek için inşa edilmiş bina neathouse n.
güvenle muhafaza etmek fank v.
Apiculture
(balı, poleni) kovanda muhafaza etmek hive v.
Forestry
orman muhafaza memuru firewarden [us] n.
Fishery
ıstakoz veya yakalanan diğer canlıların muhafaza edildiği sepet benzeri kafes corf [uk] n.
History
ingiliz arşivindeki evrak muhafaza dairesi hanaper office n.
kral'ın mührünü muhafaza eden ve resmi belgelere basma yetkisi bulunan eski bir ingiliz kraliyet görevlisi lord keeper n.
Religious
şehitlere ait kutsal emanetlerin muhafaza edildiği yer martyrium n.
musa hukukunun bazı koşullarını muhafaza edip kalanını modern şartlara uyduran yahudi conservative jew n.
geleneksel yahudi dininin temel unsurlarını muhafaza eden ve dini uygulamaların modernleştirilmesi konusunda esneklik barındıran bir hareket conservative judaism n.
(altarda) dini kalıntıların muhafaza edildiği kutu sepulcher [us] n.
bazı kiliselerde rahip ve koronun bulunduğu bölümün kuzey cephesinde yer alan ve eskiden kutsal objelerin muhafaza edildiği sığ girinti sepulcher [us] n.
(altarda) dini kalıntıların muhafaza edildiği kutu sepulchre [uk] n.
bazı kiliselerde rahip ve koronun bulunduğu bölümün kuzey cephesinde yer alan ve eskiden kutsal objelerin muhafaza edildiği sığ girinti sepulchre [uk] n.
Environment
çok amaçlı metal muhafaza kabı multi-purpose canister n.
muhafaza kazanı containment vessel n.
muhafaza yapısı containment structure n.
tabaka kazık muhafaza sheet pile revetment n.
taşınabilir muhafaza container n.
Military
belirtilen irtifalarda görerek uçuş şartlarını muhafaza edin ve trafik ayırımını kendiniz yapın maintain own separation and vmc n.
durum muhafaza kodu condition reservation code n.
evrak muhafaza süresi disposal standard n.
izinsiz ortada görünmeyenin geri getirilişindeki muhafaza masrafı guard's expense in returning absentee n.
kayıt muhafaza süresi disposal standard n.
muhafaza kabı container n.
muhabere ile ilgili gizli dokümanları muhafaza eden ve mali teftişini yapan ünite subaccount n.
muhafaza edilebilen harp yedeği malzeme ihtiyacı war reserve materiel requirement protectable n.
muhafaza personeli custodial personnel n.
muhafaza terk durumu caretaker status n.
muhafaza edilen diğer harp ihtiyat malzemeleri ihtiyacı other war reserve material requirement protectable n.
pist istikametini muhafaza edin maintain runway heading n.
refakat muhafaza sistemi escort system n.
su üstünde muhafaza wet storage n.
Hunting
muhafaza edilen önleme tekniği sustained lead n.
topların muhafaza edildiği alan shot locker n.
Photography
fotografik lens sisteminin optik bileşenlerini içinde barındıran muhafaza barrel n.
Librarianship
dikey muhafaza edilen broşür, resim, kırpıntı koleksiyonu vertical file n.
Archaic
muhafaza eden şey conservative n.
muhafaza eden kimse fautor n.
muhafaza etmek enshield v.
muhafaza etmek overshadow v.
yıl boyunca muhafaza etmek overyear v.
Slang
muhafaza kabı growler n.
Star Wars
arazisel saldırı muhafaza vasıtası (as-ma) all terrain attack pod (at-ap) n.
arazisel savunma muhafaza vasıtası (as-mv) all terrain defense pod (at-dp) n.