mutabık - Turco Inglés Diccionario
Historia

mutabık



Significados de "mutabık" en diccionario inglés turco : 12 resultado(s)

Turco Inglés
Common Usage
mutabık agreed adj.
General
mutabık congruent adj.
mutabık conformable adj.
mutabık agreeable to adj.
mutabık consentaneous adj.
mutabık agreeable adj.
mutabık corresponding adj.
mutabık amenable adj.
mutabık en` rap`port" adj.
mutabık in agreement with prep.
Phrases
mutabık in agreement expr.
Idioms
mutabık eye to eye expr.

Significados de "mutabık" con otros términos en diccionario inglés turco: 104 resultado(s)

Turco Inglés
General
mutabık olmama nonconcurrence n.
mutabık olma tune n.
kısmen mutabık olma assonance n.
mutabık kimseler dittoheads n.
mutabık olma consonancy n.
mutabık olmak be in agreement v.
mutabık kalmak make a bargain v.
üzerinde mutabık kalmak agree on v.
mutabık kalmak agree v.
mutabık kalmak come to terms v.
mutabık kalmak strike a bargain v.
mutabık kalmak get together on v.
mutabık kalmak come to terms with v.
mutabık olmak agree v.
mutabık olmamak nonconcur v.
mutabık kalmak make terms v.
mutabık olmak come to agree v.
mutabık kalmak get on with v.
mutabık olmak come to agreement with v.
mutabık kalmak come to an agreement v.
fiyatta mutabık olmak agree about the price v.
fiyatta mutabık olmak agree upon the price v.
mutabık olmak accord v.
mutabık olmak harmonise v.
mutabık olmak hit [dialect] v.
mutabık kalmak compose [obsolete] v.
mutabık hale gelmek conciliate v.
mutabık olmak concord v.
ön sözleşme ile mutabık kılmak precontract v.
mutabık kalmak sit v.
mutabık kalmak stand v.
mutabık kalmak subscribe v.
mutabık olmayan unagreeable adj.
mutabık kalınmamış unagreed adj.
ahlaki konular üzerinde mutabık olan right-thinking adj.
mutabık kalınmayan disputed adj.
mutabık kalınan disputeless adj.
mutabık olmayan inconcurring adj.
mutabık olmayan disagreeable [obsolete] adj.
mutabık kalarak consentaneously adv.
mutabık bir şekilde congruently adv.
mutabık olarak conformably adv.
mutabık olunanın altında below-consensus adv.
'-e mutabık olarak emforth [obsolete] prep.
'-e mutabık olarak emforth my might [obsolete] expr.
Phrasals
mutabık olmak close with v.
(belli bir kişi ya da şey) hakkında hemfikir/mutabık olmak concur on (someone or something) v.
(bir konuda biriyle) mutabık olmamak not agree with (someone or something) v.
ile mutabık olmak line up with v.
(bir şeyle) mutabık kalmak keep with (something) v.
biriyle/bir şeyle mutabık olmak align oneself with someone or something v.
biriyle/bir şeyle mutabık olmak align oneself with someone or something v.
birilerinin mutabık olmasını sağlamak bring someone together v.
(biriyle) biri/bir şey hakkında mutabık olmak concur on someone or something (with someone) v.
(biriyle) biri/bir şey hakkında mutabık olmak concur (on someone or something) with someone v.
hakkında mutabık olmak concur on v.
mutabık kalmak run with v.
Phrases
mutabık olunduğu şekilde as mutually agreed adv.
mutabık olunduğu üzere as mutually agreed adv.
henüz mutabık kalınmamış has yet to be agreed expr.
(biri/bir şey) hakkında (biriyle/bir şeyle) mutabık in accord with (someone or something) about (someone or something) expr.
(biriyle/bir şeyle) mutabık in agreement (with someone or something) expr.
(biriyle/bir şeyle) mutabık in tune with (someone or something) expr.
Colloquial
(bir şeyde) mutabık olmak be down with (something) v.
(biriyle/bir şeyle) tamamen mutabık (olmak) (be) at one (with somebody/something) expr.
(biriyle/bir şeyle) mutabık at one with (someone or something) expr.
Idioms
mutabık kalınamayan konu sticking point n.
mutabık kalınamayan konu a sticking point n.
mutabık olmak down with v.
mutabık olmak be in tune v.
(biriyle/bir şeyle) mutabık olmak be in tune with (someone or something) v.
mutabık olmak be in tune v.
mutabık olmamak be out of tune v.
(biriyle/bir şeyle) mutabık olmak be in tune (with somebody/something) v.
(biriyle/bir şeyle) mutabık olmamak be out of tune (with somebody/something) v.
mutabık olmak call (something) square v.
mutabık olmak call square v.
(biriyle/bir şeyle) mutabık olmak get in tune with (someone or something) v.
tamamen mutabık kalarak on the dotted line adv.
Speaking
mutabık mıyız? we good? expr.
Trade/Economic
mutabık olunan fiyat agreed price n.
mutabık kalınan oran agreed rate n.
mutabık kalınan faiz oranı agreed interest rate n.
mutabık kalınan dokümanlar documents in the agreed terms n.
fiyat konusunda mutabık kalmak agree upon the price v.
fiyat konusunda mutabık kalmak agree on the price v.
mutabık kalmak agree v.
mutabık olmak agree v.
aşağıdaki hususlarda mutabık kalmışlardır have agreed upon the following expr.
üzerinde mutabık kalınan şekilde in the agreed form expr.
Law
davaya dair gerçekleri ortaya koyan, tarafların mahkemenin vereceği kararda esas olmasında mutabık olduğu ortak ifade case stated n.
mutabık görüş concurring opinion n.
mutabık görüş concurring opinion n.
dava hususunda tarafların mutabık kaldığı ortak ifade stated case n.
mutabık olmak agree v.
mutabık olmak run v.
üzerinde mutabık kalınacak be mutually agreed upon expr.
Politics
mutabık kalınan çerçeve agreed framework n.
mutabık çoğunluk concurrent majority n.
Insurance
federal sağlık programının karşılayacağı masraf miktarını belirleyen, sağlık hizmetleri için mutabık olunan ücret common fee [australia] n.
mutabık kalınmış agreed adj.
Archaic
mutabık olmak tryst [scottish] v.
mutabık olmak fay v.
mutabık kalan sooth adj.