Turco | Inglés | |
---|---|---|
General | ||
General | oturtulmuş | fitted adj. |
Turco | Inglés | |
---|---|---|
General | ||
General | kazığa oturtulmuş kelle | head on a spike n. |
General | kazığa oturtulmuş kafa | head on a spike n. |
General | tahta oturtulmuş | enthroned adj. |
General | karaya iyi bir şekilde oturtulmuş | finely stranded adj. |
General | dikine oturtulmuş | upended adj. |
General | anahtarla oturtulmuş | keyed adj. |
General | yanlış şekilde oturtulmuş | misset adj. |
Technical | ||
Technical | ağır dikdörtgen kaidenin üzerine oturtulmuş uzun dik çubuk ile bu çubuğa bağlı halka ve kıskaçlardan oluşan laboratuvar gereci | ringstand n. |
Marine | ||
Marine | denizcilere yol gösteren karaya oturtulmuş uyarı ışığı ya da deniz feneri | seamark n. |
Marine | tabana oturtulmuş dalga sönümleyici dalgakıran | bottom-seated wave-absorbing breakwater n. |
Marine | tabana oturtulmuş enerji santralı | bottom-seated power plant n. |
Marine | bahar gelgiti yüksekliğinde bir sonraki gelgite kadar yüzmeyecek şekilde karaya oturtulmuş | beneaped adj. |