parçası olmak - Turco Inglés Diccionario
Historia

parçası olmak



Significados de "parçası olmak" en diccionario inglés turco : 9 resultado(s)

Turco Inglés
General
parçası olmak be a piece of v.
parçası olmak be part of v.
parçası olmak be a part of v.
parçası olmak be part of something v.
parçası olmak take part in v.
parçası olmak advene v.
parçası olmak belong v.
Phrasals
parçası olmak enter into v.
Idioms
parçası olmak be art and part of v.

Significados de "parçası olmak" con otros términos en diccionario inglés turco: 72 resultado(s)

Turco Inglés
General
bağlı adaları hariç olmak üzere kesintisiz büyük kara parçası mainland n.
ayrılmaz parçası olmak be an integral part of v.
ayrılmaz parçası olmak be an indivisible part of v.
ayrılmaz parçası olmak be an inseparable part of v.
bir parçası olmak be part of something v.
bir şeylerin bir parçası olmak be a part of something v.
düzenin bir parçası olmak be becoming a slave to routine v.
çözümün bir parçası olmak be a part of solution v.
bir takımın parçası olmak be a part of a team v.
(bir şeyin) yeniden bir parçası olmak reengage v.
(bir şeyin) yeniden bir parçası olmak re-engage v.
(bir şeyin) parçası olmak mould [obsolete] v.
(bileşeni veya parçası) olmak shade v.
toprak soyluları sınıfının bir parçası olmak squire v.
Phrasals
bir şeyin parçası olmak go to something v.
bir parçası olmak istemek want in v.
'-in parçası olmak partake of v.
bir şeyin parçası olmak partake of something v.
grubun arasına karışmak/bir parçası olmak slot in v.
bir şeyin/grubun/kuruluşun bir parçası olmak attach oneself to something v.
(bir şeyin) bir parçası olmak enter into (something) v.
(bir şeyin) bir parçası olmak enter in (something) v.
normal bir parçası olmak go with v.
Phrases
bunun bir parçası olmak için to be a part of it expr.
Colloquial
bir şey için bir şeyin parçası olmak be in it for v.
bir amaç uğruna bir şeyin parçası olmak be in it for v.
başarısız bir çabanın parçası olmak be on a loser v.
başarısız bir çabanın parçası olmak be on to a loser v.
Idioms
bir tarafı/parçası olmak party to something v.
bir eylemin bir parçası olmak istemek want a piece of the action v.
bir şeyin ayrılmaz bir parçası olmak be a part and parcel of v.
bir durumun ayrılmaz bir parçası olmak go with the territory v.
bir durumun ayrılmaz bir parçası olmak come with the territory v.
bir işin içinde/parçası olmak be in the loop v.
daha önce kabul edilmedikleri bir grup veya aktivitenin parçası olmak/kabul edilmek come in from the cold v.
günlük işinin bir parçası olmak be all in a day's work v.
hayatın bir parçası olmak (bu da hayatın bir parçası) be part of life's rich tapestry v.
hayatın bir parçası olmak (bu da hayatın bir parçası) be all part of life's rich tapestry v.
her gün yaptığı şeyin bir parçası olmak be all in a day's work v.
hayatın bir parçası olmak (bu da hayatın bir parçası) be all part of life's rich pageant v.
hayatın bir parçası olmak (bu da hayatın bir parçası) be part of life's rich pageant v.
(bir yerin) bir parçası olmak part of the furniture v.
başkalarına yaptırmaya çalıştığı şeyin aktif bir parçası olmak lead from the front v.
bir şeyin parçası olmamak/olmak istememek have/play/take/want no part in/of something v.
(bir şeyin) aktif bir parçası/katılımcısı olmak be art and part of (something) v.
(bir şeyin) parçası olmak be art and part of (something) v.
grubun bir parçası olmak be one of the girls v.
bir şeyin (bir) parçası olmak be (a) party to something v.
(birinin) kalbinin bir parçası olmak be close to (one's) heart v.
birinin kalbinin bir parçası olmak be close to somebody's heart v.
birinin kalbinin bir parçası olmak be near to somebody's heart v.
birinin kalbinin bir parçası olmak be dear to somebody's heart v.
grubun bir parçası/üyesi olmak be one of the boys [us] v.
grubun bir parçası/üyesi olmak be one of the lads v.
grubun bir parçası/üyesi olmak be one of the girls v.
bir şeyin önemli bir parçası olmak be part and parcel of something v.
bir şeyin ayrılmaz bir parçası olmak be part and parcel of something v.
bir şeyin kaçınılmaz bir yanı/özelliği/parçası olmak be part and parcel of something v.
bir şeyin parçası olmak be party to something v.
bir grubun parçası olmak cast (one's) lot in with (someone or something) v.
bir grubun parçası olmak cast (one's) lot with (someone or something) v.
bir grubun parçası olmak cast (one's) lot with v.
bir işin/durumun doğal bir parçası olmak come with the territory v.
bir işin/durumun doğal bir parçası olmak go with the territory v.
iyice bir parçası olmak get in deeper v.
oyunun parçası olmak istememek not play that game v.
Speaking
bunun bir parçası olmak istemiyorum I don't want to be a part of this expr.
bunun bir parçası olmak istiyor musun gerçekten? do you really want any part of this? expr.
onun bir parçası olmak istemezsin you do not want a part of it expr.
Industry
işlem sırasındaki belirli bir aralıkta hareketsiz olmak (hareketli alet veya makine parçası) dwell v.
Geography
abd'de arazi etüdü yapılırken belirli bir boylam çizgisinden itibaren doğu ve batı olmak üzere numaralandırılan, her biri altı mil kareden oluşan arazi parçası range n.
Archaic
-in parçası olmak communicate v.