rahatsızlık - Turco Inglés Diccionario
Historia

rahatsızlık



Significados de "rahatsızlık" en diccionario inglés turco : 115 resultado(s)

Turco Inglés
Common Usage
rahatsızlık disturbance n.
rahatsızlık disorder n.
rahatsızlık discomfort n.
General
rahatsızlık disease n.
rahatsızlık sickness n.
rahatsızlık fidget n.
rahatsızlık uncomfortableness n.
rahatsızlık discommodity n.
rahatsızlık annoyance n.
rahatsızlık disquiet n.
rahatsızlık unrest n.
rahatsızlık restlessness n.
rahatsızlık uneasiness n.
rahatsızlık embarrassment n.
rahatsızlık draft n.
rahatsızlık malaise n.
rahatsızlık nuisance n.
rahatsızlık illness n.
rahatsızlık indisposition n.
rahatsızlık harassment n.
rahatsızlık disquietude n.
rahatsızlık chafe n.
rahatsızlık ill n.
rahatsızlık distemper n.
rahatsızlık discomfort n.
rahatsızlık ailment n.
rahatsızlık dysphoria n.
rahatsızlık discomfiture n.
rahatsızlık inquietude n.
rahatsızlık unwellness n.
rahatsızlık trouble n.
rahatsızlık harass n.
rahatsızlık complaint n.
rahatsızlık bother n.
rahatsızlık seaminess n.
rahatsızlık discomposure n.
rahatsızlık besetment n.
rahatsızlık molestation n.
rahatsızlık harassment n.
rahatsızlık tracasserie n.
rahatsızlık inconvenience n.
rahatsızlık perturbation n.
rahatsızlık inconveniency n.
rahatsızlık irritation n.
rahatsızlık affection n.
rahatsızlık thorn n.
rahatsızlık turnup n.
rahatsızlık ill ease n.
rahatsızlık unquiet n.
rahatsızlık egritude [obsolete] n.
rahatsızlık emotion [obsolete] n.
rahatsızlık unease n.
rahatsızlık unquiet n.
rahatsızlık unquietude n.
rahatsızlık unrestfulness n.
rahatsızlık unsettlement n.
rahatsızlık queasiness n.
rahatsızlık uneasiness n.
rahatsızlık work [dialect] [uk] n.
rahatsızlık miscomfort [obsolete] n.
rahatsızlık misease n.
rahatsızlık misguggle n.
rahatsızlık molest n.
rahatsızlık molestie n.
rahatsızlık hurting [dialect] n.
rahatsızlık darkness n.
rahatsızlık deordination n.
rahatsızlık grief n.
rahatsızlık gripe n.
rahatsızlık offence n.
rahatsızlık ruckus n.
rahatsızlık ruction n.
rahatsızlık rumble n.
rahatsızlık diseasedness n.
rahatsızlık diseasement n.
rahatsızlık disord [obsolete] n.
rahatsızlık disquietment n.
rahatsızlık disquietness n.
rahatsızlık disquiettude n.
rahatsızlık distaste [obsolete] n.
rahatsızlık infestation n.
rahatsızlık distressedness n.
rahatsızlık disturb [obsolete] n.
rahatsızlık disturbation n.
rahatsızlık incommodation [obsolete] n.
rahatsızlık fash n.
rahatsızlık inquietation [obsolete] n.
rahatsızlık inquietness [obsolete] n.
rahatsızlık plague n.
rahatsızlık coil n.
rahatsızlık flap n.
rahatsızlık rookery [dialect] n.
rahatsızlık site [obsolete] n.
rahatsızlık crud n.
rahatsızlık sore n.
rahatsızlık sozzle [us] n.
rahatsızlık squeasiness n.
rahatsızlık stand n.
rahatsızlık uneasy adj.
Colloquial
rahatsızlık vex [scotland] n.
Idioms
rahatsızlık hard cheese n.
rahatsızlık a burr under (one's) saddle n.
rahatsızlık a burr under your saddle [us] n.
rahatsızlık a burr in your saddle [us] n.
rahatsızlık a burr under your saddle n.
rahatsızlık a burr in your saddle n.
rahatsızlık a burr in (one's) saddle v.
Technical
rahatsızlık inconvenience n.
Medical
rahatsızlık ailment n.
Pathology
rahatsızlık morbus n.
Archaic
rahatsızlık rout n.
rahatsızlık incommodity n.
Slang
rahatsızlık scrud n.
British Slang
rahatsızlık blaps n.
rahatsızlık gyp n.

Significados de "rahatsızlık" con otros términos en diccionario inglés turco: 308 resultado(s)

Turco Inglés
General
saat farkından dolayı rahatsızlık jet lag n.
dönüşüm rahatsızlık conversion disorder n.
fobik rahatsızlık phobic disorder n.
konvülsif rahatsızlık convulsive disorder n.
duygusal rahatsızlık emotional disturbance n.
rahatsızlık veren disrupter n.
rahatsızlık verme annoying n.
rahatsızlık veren şey noiance [obsolete] n.
rahatsızlık verme noyance [obsolete] n.
rahatsızlık nedeni olan şey trachle [scottish] n.
fiziksel rahatsızlık unease n.
rahatsızlık verme bedevilment n.
rahatsızlık sebebi mischief n.
rahatsızlık veren kimse mischief n.
zararlı veya rahatsızlık veren özellik mischief n.
rahatsızlık nedeni gall n.
ufak rahatsızlık hurry [dialect] n.
rahatsızlık kaynağı offence n.
yaygın bir memnuniyetsizlik veya rahatsızlık ifadesi rumble n.
rahatsızlık sebebi disease n.
rahatsızlık verici şey incommodity n.
şişkinliğin eşlik ettiği rahatsızlık pooch n.
ufak rahatsızlık flea bite n.
ufak rahatsızlık flea-bite n.
rahatsızlık vermek put out v.
rahatsızlık vermek bother v.
kaba olup çevreye rahatsızlık vermek scamble v.
rahatsızlık duymak feel discomfort v.
rahatsızlık vermek disturb v.
rahatsızlık duymak be troubled with v.
rahatsızlık duymak feel uncomfortable v.
rahatsızlık vermek annoy v.
rahatsızlık vermek incommode v.
-den rahatsızlık duymak be uncomfortable with v.
rahatsızlık vermek get under one's skin v.
rahatsızlık vermek unsettle v.
rahatsızlık vermek chivy up v.
rahatsızlık vermek trouble v.
rahatsızlık vermek discommode v.
birisine rahatsızlık vermek jerk someone over v.
birisine rahatsızlık vermek jerk over v.
birisine rahatsızlık vermek jerk someone around v.
birisine rahatsızlık vermek jerk around v.
ciddi bir rahatsızlık geçirmek have a serious disorder v.
rahatsızlık vermek offend v.
rahatsızlık vermek chevy v.
rahatsızlık vermek hant [dialect] v.
yoksunluk, öz disiplin veya kendi kendine acı veya rahatsızlık vererek zayıflatmak mortify v.
rahatsızlık vermek gnaw v.
rahatsızlık verecek şekilde ısıtmak parboil v.
rahatsızlık vermek faze v.
iğrenme ve rahatsızlık hissetmek scunner [scotland] v.
rahatsızlık vermek stir v.
rahatsızlık vermek inconvenience v.
rahatsızlık verici nettlesome adj.
rahatsızlık verici unsettling adj.
rahatsızlık hissetmeyen unvexed adj.
rahatsızlık veren uncomforting adj.
rahatsızlık veren exasperative adj.
sıcaklığı ile rahatsızlık yaratan hot adj.
rahatsızlık verici hurting adj.
rahatsızlık veren ructious [dialect] adj.
rahatsızlık veren diseaseful [obsolete] adj.
rahatsızlık verici incommodate [obsolete] adj.
rahatsızlık verici uncanny adj.
rahatsızlık vererek tauntingly adv.
rahatsızlık verecek şekilde embarrassingly adv.
aldatılma veya rahatsızlık belirten bir ünlem chiz interj.
rahatsızlık, üzüntü veya acıma belirten bir ünlem oy interj.
rahatsızlık, üzüntü veya acıma belirten bir ünlem oy vey interj.
Phrasals
rahatsızlık yaratmak kick up v.
(birine) rahatsızlık vermek get to (someone) v.
birine bir şeyle rahatsızlık vermek trouble someone with something v.
habersiz rahatsızlık vermek land in on v.
(birine) sürekli rahatsızlık vermek pinch at (someone) v.
ile sıkıntı/rahatsızlık vermek burden with v.
istemeden rahatsızlık vermek break in on v.
istemeden rahatsızlık vermek break upon v.
(birine biriyle/bir şeyle) ilgili rahatsızlık vermek trouble (someone) about (someone or something) v.
ile ilgili rahatsızlık vermek trouble about v.
için rahatsızlık vermek trouble for v.
(hastalık, rahatsızlık) etkilemeye başlamak come on v.
Colloquial
rahatsızlık yaratan tip a wet blanket n.
rahatsızlık veren kişi (a) drag n.
rahatsızlık veren kimse hairball n.
hafif bir hastalık, kırgınlık, rahatsızlık touch of something n.
ciddi olmayan bir hastalık, kırgınlık, rahatsızlık touch of something n.
hafif rahatsızlık pip n.
belirsiz bir rahatsızlık pip n.
rahatsızlık veren öğrencilerin normal sınıflarına dönene kadar ders yaptıkları, okuldan ayrı bir yerde bulunan özel birim sin bin [uk] n.
(birine bir şey) için rahatsızlık vermek trouble (one) for (something) v.
rahatsızlık vermeyi sonlandırmak turn it up v.
hoşlanmama, rahatsızlık, tiksinti veya gıcık olmayı belirten ünlem ugh interj.
rahatsızlık/sabırsızlık/yorgunluk ünlemi phew expr.
rahatsızlık verdiğim için özür dilerim (kinaye) excuse me for breathing! expr.
rahatsızlık verdiğim için özür dilerim (kinaye) excuse me for living! expr.
rahatsızlık verdiğim için özür dilerim (kinaye) (well,) pardon me for existing! expr.
Idioms
bir sorunun birinde utanç, rahatsızlık veya kızgınlık uyandırıp uyandırmadığına dair varsayımsal bir test red-face test n.
(bir şey) nedeniyle (birine) sıkıntı vermek/rahatsızlık vermek burden someone or something with someone or something v.
birine rahatsızlık vermek pee in someone's corn flakes v.
birine rahatsızlık vermek piss in someone's cornflakes v.
birisine rahatsızlık vermek jack someone around v.
birine rahatsızlık vermek rake on someone v.
birine rahatsızlık vermek give someone a hard time v.
birine rahatsızlık vermek rag on someone v.
birisine rahatsızlık vermek jerk someone around v.
birine aşırı rahatsızlık vermek badger someone to death v.
birisine rahatsızlık vermek give someone a pain v.
birisine rahatsızlık vermek make someone's gorge rise v.
birine rahatsızlık vermek get on somebody's wick v.
birine rahatsızlık vermek get on somebody's tits v.
görünüşte rahatsızlık hissetmek green about the gills v.
rahatsızlık yaratmak kick up a fuss v.
rahatsızlık vermek get under (one's) skin v.
rahatsızlık yaratmak kick up a row v.
rahatsızlık vermek get someone's goat v.
rahatsızlık yaratmak kick up a storm v.
yükseklikten rahatsızlık duymamak have a head for heights v.
yükseklikten rahatsızlık duymamak have a (good) head for heights v.
(birinin) rahatsızlık duymasını sağlamak make things hot for (one) v.
artık (birine) rahatsızlık vermemek be out of (one's) hair v.
birine/bir şeye aşırı rahatsızlık vermek badger someone or something to death v.
(birine) rahatsızlık vermek give (one) a pain v.
rahatsızlık vermek give a hard time v.
rahatsızlık vermek give a pain v.
rahatsızlık vermek make gorge rise v.
'-in rahatsızlık duymasını sağlamak make it hot for v.
birinin rahatsızlık duymasını sağlamak make it hot for somebody v.
(birinin) rahatsızlık duymasını sağlamak make it warm for (one) v.
(birinin) rahatsızlık duymasını sağlamak make things warm for (one) v.
rahatsızlık vermeyecek/güçlük çıkarmayacak şekilde out of (one's) road expr.
rahatsızlık verici under one's skin expr.
rahatsızlık verici under the skin expr.
rahatsızlık verdiğim için üzgünüm sorry for being a wet blanket [cliché] expr.
rahatsızlık verdiğim için üzgünüm sorry to be a wet blanket [cliché] expr.
Speaking
rahatsızlık veriyorsun you are being a nuisance expr.
Trade/Economic
iş kazası veya iş kaynaklı rahatsızlık nedeniyle verilen ücretli izin workers' compensation leave n.
parasal rahatsızlık monetary disturbance n.
(rakibe) rahatsızlık verme gücü nuisance value n.
Law
topluma rahatsızlık veren kimse nuisancer [obsolete] n.
giderilebilir rahatsızlık abatable nuisance n.
gürültü vb gibi nedenlerle komşulara verilen rahatsızlık private nuisance n.
sadece belirli kişilere verilen rahatsızlık private nuisance n.
Technical
hava yüksek rakımlarda uçarken oluşan bir rahatsızlık air embolism n.
hava yüksek rakımlarda uçarken oluşan bir rahatsızlık aeroembolism n.
rahatsızlık şiddeti disturbance power n.
Aeronautic
uçakla seyahat ederken zaman dilimlerinin geçilmesi halinde ortaya çıkan ve vücudun gece gündüz ritminin bozulmasına yol açan bir fiziksel rahatsızlık jetlag n.
Medical
dalgınlık hali veya sersemlikten kaynaklanan bir rahatsızlık nervous fever n.
abdominal rahatsızlık hissi abdominal discomfort n.
ani rahatsızlık sudden illness n.
ara sıra ortaya çıkan bir rahatsızlık occasional annoyance n.
aşırı derecede evden kacma isteginden kaynaklanan rahatsızlık drapetomania n.
aşırı kullanma sonucu kas veya bir organda meydana gelen rahatsızlık repetitive strain disorder n.
aşırı kullanma sonucu kas veya bir organda meydana gelen rahatsızlık repetitive strain injury n.
atmosfer basıncı değişikliğinden kaynaklanan rahatsızlık barotrauma n.
belirgin rahatsızlık apparent discomfort n.
belirgin rahatsızlık noticeable discomfort n.
bipolar rahatsızlık bipolar disorder n.
çok güzel sanat eserleriyle veya doğal güzelliklerle yoğun bir şekilde karşılaşıldığında (kalp çarpıntısı veya baş dönmesi gibi durumlar ile) duyulan psikosomatik rahatsızlık stendhal syndrome n.
çok güzel sanat eserleriyle veya doğal güzelliklerle yoğun bir şekilde karşılaşıldığında (kalp çarpıntısı veya baş dönmesi gibi durumlar ile) duyulan psikosomatik rahatsızlık hyperkulturemia n.
ciddi rahatsızlık serious health impairment n.
çok güzel sanat eserleriyle veya doğal güzelliklerle yoğun bir şekilde karşılaşıldığında (kalp çarpıntısı veya baş dönmesi gibi durumlar ile) duyulan psikosomatik rahatsızlık stendhal's syndrome n.
ciddi rahatsızlık serious health problem n.
ciddi rahatsızlık serious ailment n.
çok güzel sanat eserleriyle veya doğal güzelliklerle yoğun bir şekilde karşılaşıldığında (kalp çarpıntısı veya baş dönmesi gibi durumlar ile) duyulan psikosomatik rahatsızlık florence syndrome n.
duyusal rahatsızlık sensory disorder n.
epigastrik rahatsızlık epigastric discomfort n.
epigastrium'da hissedilen rahatsızlık epigastric discomfort n.
gebeliğin ikinci yarısında gelişebilen hipertansiyon ve proteinüri ile kendisini gösteren rahatsızlık pre-eclampsia n.
gebeliğin ikinci yarısında gelişebilen hipertansiyon ve proteinüri ile kendisini gösteren rahatsızlık preeclampsia n.
fiziksel rahatsızlık/bozukluk physical impairment n.
fiziksel rahatsızlık physical ailment n.
göz kuruluğundan kaynaklanan bir rahatsızlık xerophthalmic n.
gıda kaynaklı rahatsızlık foodborne illness n.
gıda kaynaklı rahatsızlık foodborne disease n.
karnın üst bölümünde ağrı veya rahatsızlık hissi pain or discomfort in the upper abdomen n.
kardiyovasküler rahatsızlık cardiovascular disease n.
kortikosteroid hormonların aşırı salgılanmasıyla ortaya çıkan rahatsızlık hyperadrenocorticism n.
kortikosteroid hormonların aşırı salgılanmasıyla ortaya çıkan rahatsızlık cushing's syndrome n.
kolondaki divertiküllerin zayıf noktalara doğru dışa baskı yapmasından kaynaklanan rahatsızlık diverticulosis n.
nörolojik rahatsızlık neurologic disorder n.
nedeni bilinmeyen rahatsızlık disorder with an unknown origin n.
olağan dışı miktarlarda yemek tüketimi ve bilinçli dışa atım yöntemlerini içeren bir rahatsızlık bulimia n.
otoimmün rahatsızlık autoimmune disease n.
persistan veya rekürren ağrı veya rahatsızlık hissi persistent or recurrent pain or discomfort n.
somatoform rahatsızlık somatoform disorder n.
sakat bırakıcı rahatsızlık debilitating disorder n.
psikojen rahatsızlık psychogenic disorder n.
rahatsızlık öncesi bilişsel yetiler premorbid cognitive abilities n.
sinir bozukluğuna bağlı meydana gelen müzmin ve kaşıntılı rahatsızlık neurodermatitis n.
sinir hasarı sonrası oluşan rahatsızlık beriberi n.
seyrek rahatsızlık rare disorder n.
stresden kaynaklanan rahatsızlık stress disorder n.
şizoid rahatsızlık schizoid disorder n.
topuk altındaki fasya bağ dokusunun zedelenmesi sonrası şiddetli topuk ağrıları ile karakterize bir rahatsızlık plantar fasciitis n.
tedavi edilebilir rahatsızlık treatable disorder n.
travmatik rahatsızlık acute traumatic disorder n.
uzun süre hastanede tedavi görülmesi sonrası ortaya çıkan psikolojik rahatsızlık (genellikle çocuklarda görülür) hospitalism n.
uzun mesafeli uçak seyahatinden sonra rahatsızlık hisseden kimse jet-lagged n.
vücudun fazla miktarda demir emmesi sonucu oluşan bir rahatsızlık iron-storage disease n.
vücudun fazla miktarda demir emmesi sonucu oluşan bir rahatsızlık bronzed diabetes n.
vücudun fazla miktarda demir emmesi sonucu oluşan bir rahatsızlık hemochromatosis n.
vücudun fazla miktarda demir emmesi sonucu oluşan bir rahatsızlık iron overload n.
aşırı aktivite ile karakterize bir rahatsızlık hyperthymia n.
hafif rahatsızlık minor ailment n.
tozun yol açtığı rahatsızlık coniosis n.
aşırı yeme-içmeden kaynaklanan rahatsızlık crapula n.
bedensel rahatsızlık fantod n.
hastalıktan kurtulan polio hastalarını etkileyen bir rahatsızlık post-polio syndrome n.
kansere dönüşme ihtimali bulunan rahatsızlık precancer n.
arteriyel kan basıncının hipertansiyon değeri altında normalin üzerine yükseldiği bir rahatsızlık prehypertension n.
nedeni açıklanamayan fiziksel semptomlar yaratan bir grup psikiyatrik rahatsızlık somatic symptom disorder n.
(göz) sklera ve korneanın iltihaplanma sebebiyle dışa çıkıntı yaptığı bir rahatsızlık staphyloma n.
noktalı görünüm ile karakterize bir rahatsızlık stippling n.
uzun mesafeli uçak seyahatinden sonra rahatsızlık hisseden jetlagged adj.
Psychology
kişiyi yorgun ve elden ayaktan düşüren bir duygusal rahatsızlık nervous exhaustion n.
akut paranoid rahatsızlık acute paranoid disorder n.
akut travmatik rahatsızlık acute traumatic disorder n.
anlamsal pragmatik rahatsızlık semantic pragmatic disorder n.
birincil rahatsızlık primary disorder n.
ciddi duygusal rahatsızlık serious emotional disturbance n.
çocukluktaki veya ergenlikteki şizoid rahatsızlık schizoid disorder of childhood or adolescence n.
çift kutuplu rahatsızlık bipolar disorder n.
duygusal rahatsızlık affective disorder n.
distiymik rahatsızlık dysthymic disorder n.
işlevsel rahatsızlık functional disorder n.
kuruntulu rahatsızlık delusional disorder n.
manik-depresif rahatsızlık manic-depressive disorder n.
majör depresif rahatsızlık major depressive disorder n.
mevsime bağlı duygusal rahatsızlık seasonal affective disorder n.
nevrotik rahatsızlık neurotic disorder n.
özgül gelişimsel rahatsızlık specific developmental disorder n.
paranoid rahatsızlık paranoid disorder n.
pek çok sistemi etkileyen enflamatuvar rahatsızlık multisystem involving inflammatory disorde n.
paylaşılan paranoid rahatsızlık shared paranoid disorder n.
saplantılı-zorlanımlı rahatsızlık obsessive-compulsive disorder n.
salınımlı rahatsızlık cyclothymic disorder n.
somatoform rahatsızlık somatoform disorder n.
şizoafektif rahatsızlık schizoaffective disorder n.
şizofreniform rahatsızlık schizophreniform disorder n.
tanısız ruhsal rahatsızlık unspecified mental disorder n.
bipolar rahatsızlık manic depression n.
çift kutuplu rahatsızlık manic depression n.
bipolar rahatsızlık manic depressive illness n.
çift kutuplu rahatsızlık manic depressive illness n.
tüm dikkatin tek nesne veya fikre yoğunlaştığı rahatsızlık hyperprosexia n.
belirlenemeyen hastalık semptomlarının eşlik ettiği depresyon ve hayali hastalık evhamı ile karakterize bir rahatsızlık hypochondriacism n.
çocuklukta ortaya çıkıp dil becerisi gibi psikolojik işlevlerin gelişiminde yavaşlama ile karakterize olan rahatsızlık developmental disorder n.
bilinç, kimlik veya motor hareketlerinde gerçekleşen ani değişim ile karakterize zihinsel bir rahatsızlık dissociative disorder n.
bedensel rahatsızlık fantods n.
rahatsızlık yaşıyor gibi yapmak simulation n.
(psikiyatrik rahatsızlık belirtisi olarak) aynı şeyi sürekli tekrar etmek verbigerate v.
(acı veya rahatsızlık veren anıları) otomatik olarak veya farkında olmadan bilinçli zihnin dışına itmek repress v.
Mental Health
zihinsel rahatsızlık nedeniyle konuşma ve muhakeme becerisinin zayıflaması dyslogia n.
zihinsel rahatsızlık nedeniyle konuşma ve muhakeme becerisinin zayıflaması dyslogy n.
Pathology
aşırı apsent içmekten doğan bir tür rahatsızlık absinthism n.
vertigo, kulak ağrısı, yüz felci ve bazen işitme kaybı ile kendini gösteren, herpes virüsünün neden olduğu enfeksiyondan kaynaklanan rahatsızlık ramsay hunt syndrome n.
akciğer kanserine yakalananlarda kalça ve uyluk kaslarında zayıflık ve ağrıyan sırt ile kendini gösteren bir rahatsızlık lambert-eaton syndrome n.
gözleri etkileyen bir alerjik rahatsızlık vernal conjunctivitis n.
virüsten kaynaklanan rahatsızlık veya hastalık virus n.
kan damarlarının kasılması sonucunda parmağın beyaz renge dönmesine neden olan bir rahatsızlık white finger n.
parazitik kurtların genellikle bağırsaklarda neden olduğu rahatsızlık worms n.
karaciğer iltihaplanması ile karakterize bir rahatsızlık hepatitis n.
hastanın cildinde sürünme, ısırma ve batma hissi yaşadığı bir rahatsızlık morgellons n.
aşırı kullanma sonucu kas veya organda meydana gelen rahatsızlık repetetive strain injury n.
dirsek, kalça ve diz eklemleri başta olmak üzere eklemleri etkileyen ağrılı ve hareketi kısıtlayıcı bir rahatsızlık chondromatosis n.
koroidin şişerek ağrıya yol açtığı bir rahatsızlık choroiditis n.
doğumdan sonra lensin opaklaştığı bir rahatsızlık congenital cataract n.
tiroid bezinin yeterince çalışmaması sonucu ortaya çıkan bir rahatsızlık congenital myxedema n.
hipofiz bezi tümörünün aşırı acth hormonu salgılamasıyla ortaya çıkan bir rahatsızlık cushing disease n.
hipofiz bezi tümörünün aşırı acth hormonu salgılamasıyla ortaya çıkan bir rahatsızlık cushing's disease n.
derinin mavi-mor renk aldığı bir rahatsızlık cyanose n.
derinin mavi-mor renk aldığı bir rahatsızlık cyanosite n.
nedeni bilinmeyen rahatsızlık income [dialect] [uk/scotland] n.
çok sayıda papillom ile karakterize bir rahatsızlık papillomatosis n.
fetüste anormal kalp ritmiyle tespit edilen rahatsızlık hali fetal distress n.
fetüste anormal kalp ritmiyle tespit edilen rahatsızlık hali foetal distress n.
çocuk ve hayvanlarda karın şişkinliğine sebep olan bir rahatsızlık potbelly n.
iç organların ters tarafta olduğu doğumsal bir rahatsızlık situs inversus n.
derinin mavi-mor renk aldığı bir rahatsızlık ile ilgili cyanosed adj.
(hastalık, rahatsızlık) sigaraya bağlı gelişen smoking-related adj.
Pharmaceutics
(ağız kuruluğu, sedasyon, gastrointestinal rahatsızlık) birçok yan etkisi bulunan bir trisiklik antidepresan doxepin n.
(ağız kuruluğu, sedasyon, gastrointestinal rahatsızlık) birçok yan etkisi bulunan bir trisiklik antidepresan doxepin hydrochloride n.
(ağız kuruluğu, sedasyon, gastrointestinal rahatsızlık) birçok yan etkisi bulunan bir trisiklik antidepresan sinequan® n.
Veterinary
atların göğüs ve bacaklarında görülen romatizmal bir rahatsızlık chest founder n.
koyunlarda mineral eksikliği nedeniyle oluşan rahatsızlık heft [ireland] n.
atta rahatsızlık oluşturan gürültülü solunum roaring n.
(evcil hayvanlarda) içi boş organlarda psödomembranöz çökeltiler oluşturan iltihaplı rahatsızlık croup n.
(yaşlı at ve köpeklerde) göğüs ve bacaklarda görülen ağrılı bir rahatsızlık founder n.
atlarda kaşıntılı lezyonlar oluşturan bir rahatsızlık summer sores n.
Education
akademik rahatsızlık academic disorder n.
Meteorology
sıcaklığı ve nemin birlikte etkisi sebebiyle hissedilen rahatsızlık miktarı humiture n.
Military
kişinin etrafındakilerle iletişim kurmasını engelleyecek derecede ciddi rahatsızlık incapacitating illness or injury n.
Archaic
karşılıklı rahatsızlık duyma disgust n.
rahatsızlık veren şey disgust n.
Slang
gereksiz ve çevresine rahatsızlık veren tip dickweed n.
rahatsızlık verici kişi schmoe n.
birine cinsel içerikli/rahatsızlık verici mesajlar göndererek yapılan taciz textual harassment n.
birine rahatsızlık vermek rip on someone v.
birine rahatsızlık vermek screw someone over v.
birine rahatsızlık/sıkıntı vermek kick-ass on someone v.
birini cinsel içerikli/rahatsızlık verici mesajlar göndererek taciz etmek textually harass v.
üzüntü, kızgınlık ya da rahatsızlık belirtirken kullanılan vurgulayıcı ifade bloody well expr.
British Slang
ciddi rahatsızlık packet n.
rahatsızlık vermek give gyp v.
rahatsızlık vermek mither v.
Modern Slang
rahatsızlık veren kimse a pill n.
gerçek yaşı söylendiğinde rahatsızlık duyma age dysphoria n.