sakınca - Turco Inglés Diccionario
Historia

sakınca



Significados de "sakınca" en diccionario inglés turco : 13 resultado(s)

Turco Inglés
General
sakınca drawback n.
sakınca disability n.
sakınca inconvenience n.
sakınca disadvantageousness n.
sakınca disadvantage n.
sakınca objection n.
sakınca inconveniency n.
sakınca mind n.
sakınca miss [dialect] n.
sakınca disconvenience [dialect] n.
sakınca discount n.
Law
sakınca prejudice n.
Technical
sakınca objection n.

Significados de "sakınca" con otros términos en diccionario inglés turco: 53 resultado(s)

Turco Inglés
General
bir sakınca görmemek see no harm v.
sakınca görmemek see no harm v.
sakınca görmek consider risky v.
sakınca görmek see harm in v.
sakınca görmek find risky v.
sakınca görmek consider harmful v.
yapılmasında sakınca olmayan allowable adj.
yenmesinde sakınca olmayan edible adj.
Phrases
sormamda sakınca yoksa if you don't mind me saying expr.
söylememde bir sakınca yoksa if you don't mind me saying expr.
sormamda bir sakınca yoksa if you don't mind me saying expr.
(bir şeyi yapmakta) bir sakınca yok it doesn't hurt to (have or do something) expr.
(bir şeyi yapmasında) bir sakınca yok it wouldn't do (someone) any harm (to do something) expr.
Colloquial
sormakta bir sakınca yok doesn't hurt to ask expr.
söylememde bir sakınca yoksa if you don't mind my saying (so) expr.
(… yapmamda) sakınca var mı? do you mind (if...)? expr.
sana söylemekte (bir) sakınca görmüyorum I don't mind telling you expr.
söylememde bir sakınca yoksa if you don't mind me saying (so) expr.
sormamda bir sakınca yoksa if you don't mind my asking expr.
sakınca var mı do you mind exclam.
Idioms
herkesle düşüp kalkmakta bir sakınca görmeyen katı ahlak kurallarına uzak yaklaşım zipper morals [dated] n.
bir mahzur/sakınca görmemek not see any objection v.
(bir şeyde) bir mahzur/sakınca görmemek not see any objection v.
bir sakınca görmemek see no objection v.
sormakta bir sakınca yok it never hurts to ask expr.
sormakta bir sakınca yok it doesn't hurt to ask expr.
sana bunu söylemekte (bir) sakınca görmüyorum I don't mind telling you (something) expr.
sormakta bir sakınca yok doesn't hurt to ask expr.
sormakta bir sakınca yok never hurts to ask expr.
sormakta bir sakınca yok it doesn't hurt to ask expr.
sormakta bir sakınca yok it never hurts to ask expr.
Speaking
burada oturmamda bir sakınca var mı? do you mind if I sit here? expr.
eğer sormamda bir sakınca yoksa if you don't mind me asking expr.
sormamda sakınca var mı? do you mind if I ask? expr.
sormamda sakınca var mı? do you mind my asking? expr.
sormakta bir sakınca yok It doesn't hurt to ask expr.
sakınca görmezseniz if you have no objection expr.
size katılmamda bir sakınca var mı? could I join you? expr.
söylememde mahzur/sakınca yoksa if I may say so expr.
sana yardım etmemde bir sakınca var mı? do you mind if I help you? expr.
sormakta bir sakınca yok never hurts to ask expr.
sormakta bir sakınca yok It never hurts to ask expr.
size katılmamda bir sakınca var mı? do you care if I join you? expr.
sana katılmamda sakınca var mı? mind if I join you? expr.
size katılmamda bir sakınca var mı? do you mind if I join you? expr.
söylememde mahzur/sakınca yoksa if I may say so myself expr.
umarım ... -de bir sakınca yoktur I hope you're okay with expr.
seni aramamda bir sakınca var mı? can I call you? expr.
sizi aramamda bir sakınca var mı? could I call you? expr.
Social Sciences
sosyal mesafenin zorunlu olduğu dönemde fiziksel temas kurulmasında bir sakınca olmayan sınırlı sayıda insandan oluşan güvenilir çevre social bubble n.
Religious
(musevilik) et ve süt ürünü içermeyip et veya süt içeren gıdalarla yenmesinde sakınca bulunmayan parev adj.
(musevilik) et ve süt ürünü içermeyip et veya süt içeren gıdalarla yenmesinde sakınca bulunmayan pareve adj.
Military
gecikmesinde sakınca bulunan hal non-delayable case n.