something in it - Turco Inglés Diccionario
Historia

something in it



Significados de "something in it" en diccionario turco inglés : 2 resultado(s)

Inglés Turco
Colloquial
something in it expr. biraz gerçeklik payı var
something in it expr. biraz doğruluk payı var

Significados de "something in it" con otros términos en diccionario inglés turco: 68 resultado(s)

Inglés Turco
Phrases
it must be something in the water expr. çok sayıda kişinin aynı anda benzer davranışları göstermesini niteleyen bir ifade
Colloquial
have it (all) over someone or something (in something) v. (bir şeyde) birinden/bir şeyden çok daha iyi olmak
have it (all) over someone or something (in something) v. (bir şeyde) birinden/bir şeyden açık ara üstün olmak
have it (all) over someone or something (in something) v. (bir şeyde) birini/bir şeyi solda sıfır bırakmak
have it (all) over someone or something (in something) v. (bir şeyde) birini/bir şeyi ezmek
have (got) it in you to do something v. bir şey yapma yeteneği olmak
have (got) it in you to do something v. bir şey yapma becerisi içinde olmak
have (got) it in you to do something v. bir şey yapma yeteneğini içinde barındırmak
have it in you (to do something) v. (bir şey yapma) yeteneği olmak
have it in you (to do something) v. (bir şey yapma) becerisi içinde olmak
have it in you (to do something) v. (bir şey yapma) yeteneğini içinde barındırmak
have it in one to do something v. birinin bir şey yapma yeteneği olmak
have it in one to do something v. bir şey yapma becerisi birinin içinde olmak
have it in one to do something v. bir şey yapma yeteneğini içinde barındırmak
have it in mind to do something v. bir şey yapmak aklında olmak
have it in mind to do something v. bir şey yapmaya niyeti olmak
have it in mind to do something v. bir şey yapmayı düşünmek
have it in one to do something v. bir şey yapma yeteneği olmak
have it in one to do something v. bir şey yapma becerisine sahip olmak
have it in one to do something v. bir şey yapmak birinin içinde olmak
have it in one to do something v. bir şey yapma kapasitesi olmak
have it in one to do something v. bir şey yapma potansiyeli olmak
have it in you to do something v. bir şey yapma yeteneği olmak
have it in you to do something v. bir şey yapma becerisine sahip olmak
have it in you to do something v. bir şey yapmak birinin içinde olmak
have it in you to do something v. bir şey yapma yeteneğini içinde barındırmak
have it in you to do something v. bir şey yapma kapasitesi olmak
have it in you to do something v. bir şey yapma potansiyeli olmak
have (got) it in you to do something v. bir şey yapma becerisine sahip olmak
have (got) it in you to do something v. bir şey yapmak birinin içinde olmak
have (got) it in you to do something v. bir şey yapma kapasitesi olmak
have (got) it in you to do something v. bir şey yapma potansiyeli olmak
anything/nothing/something in it expr. doğruluk payı
anything/nothing/something in it expr. doğruluk unsuru
anything/nothing/something in it expr. doğru bir yan/taraf
anything/nothing/something in it for somebody expr. birinin herhangi bir kazancı
anything/nothing/something in it for somebody expr. birinin herhangi bir çıkarı
anything/nothing/something in it for somebody expr. birinin çıkarına/yararına olabilecek bir şey
Idioms
not find it in one's heart (to do something) v. gönlü istememek
not find it in oneself (to do something) v. gönlü razı olmamak
not find it in oneself (to do something) v. gönlü istememek
not find it in one's heart (to do something) v. gönlü razı olmamak
not find it in one's heart (to do something) v. içine sinmemek
find it in oneself (to do something) v. (bir şeyi yapma) isteğinde/cesaretinde olmak
find it in one's heart (to do something v. (bir şeyi yapma) isteğinde/cesaretinde olmak
have it (all) over someone or something (in something) v. birini ya da bir şeyi (bir şeyde) geride bırakmak
have it (all) over someone or something (in something) v. (bir şeyde) birinden ya da bir şeyden çok iyi olmak
have it (all) over someone or something (in something) v. birini ya da bir şeyi (bir şeyde) gölgede bırakmak
(not) find it in your heart to do something v. bir şey yapmaya gönlü razı olmamak/gelmemek
(not) find it in your heart to do something v. bir şey yapmayı gönlü istememek
(not) find it in your heart to do something v. bir şey yapmak içine sinmemek
(not) find it in your heart to do something v. bir şey yapmaya gönlü olmamak
(not) find it in your heart to do something v. bir şey yapma isteğinde/cesaretinde olmamak
find it in your heart to do something v. bir şey yapmaya gönlü olmak
find it in your heart to do something v. bir şey yapmayı istemek
find it in your heart to do something v. bir şey yapmaya gönlü razı gelmek
find it in your heart to do something v. bir şey yapmak içine sinmek
find it in your heart to do something v. bir şey yapma isteğinde/cesaretinde olmak
have (got) it over (someone or something) in (something) v. (birini/bir şeyi bir konuda) gölgede bırakmak
have (got) it over (someone or something) in (something) v. (bir konuda birinden/bir şeyden) daha parlak durumda olmak
have (got) it over (someone or something) in (something) v. (bir konuda(birinden/bir şeyden) daha fazla parlamak
have (got) it over (someone or something) in (something) v. (bir konuda birinden/bir şeyden) üstün/daha iyi olmak
wouldn't know something if it hit you in the face expr. yüzüne çarpsa tanımazsın/farkına varmazsın
something in it for (one) expr. (birinin) çıkarına/yararına olacak bir şey
something in it for (one) expr. (birinin) yararına bir şey
something in it for (one) expr. (birinin) kazancı
wouldn't know (something) if it hit (one) in the face expr. yüzüne çarpsa tanımazsın/farkına varmazsın
Speaking
it looks like we got something in common expr. ortak bir yönümüz var gibi görünüyor