Historia

take on

Significados de "take on" en diccionario turco inglés : 86 resultado(s)

	Categoría	Inglés	Turco
General
1	General	take on v.	edinmek
2	General	take on v.	tutunmak
3	General	take on v.	karşılaşmak (biriyle/bir takımla)
4	General	take on v.	oynamak (biriyle/bir takımla)
5	General	take on v.	işe almak
6	General	take on v.	yarışmak (biriyle/bir takımla)
7	General	take on v.	almak (taşıt kargoyu/yolcuyu)
8	General	take on v.	uğraşmak (biriyle)
9	General	take on v.	boy ölçüşmek
10	General	take on v.	üstlenmek
11	General	take on v.	heyecanlanmak
12	General	take on v.	yapmaya başlamak
13	General	take on v.	vuruşmak
14	General	take on v.	benimsemek
15	General	take on v.	benzemek
16	General	take on v.	kabul etmek (işi)
17	General	take on v.	üstüne almak (sorumluluğu)
18	General	take on v.	meşgul olmak (biriyle)
19	General	take on v.	moda olmak
20	General	take on v.	dövüşmek
21	General	take on v.	işe başlatmak
22	General	take on v.	iddiaya tutuşmak
23	General	take on v.	karşılaşmak (bir takımla)
24	General	take on v.	(biriyle) boy ölçüşmek
25	General	take on v.	üstüne almak
26	General	take on v.	telaşlanmak
27	General	take on v.	kapışmak
28	General	take on v.	görev vermek
29	General	take on v.	oynamak (bir takımla)
30	General	take on v.	takınmak
31	General	take on v.	ile kavga etmek
32	General	take on v.	(işi) kabul etmek
33	General	take on v.	üzerine almak
34	General	take on v.	ile dövüşmek
35	General	take on v.	ile vuruşmak
36	General	take on v.	(sorumluluğu) üstüne almak
37	General	take on v.	almak
38	General	take on v.	belirli bir hal almak
39	General	take on v.	(biriyle) uğraşmak
40	General	take on v.	(işe) almak
Phrasals
41	Phrasals	take on v.	yolcu almak
42	Phrasals	take on v.	üstlenmek
43	Phrasals	take on v.	bir şeyin sorumluluğunu almak
44	Phrasals	take on v.	yük almak
45	Phrasals	take on v.	yükümlenmek
46	Phrasals	take on v.	bir işi yapmaya soyunmak
47	Phrasals	take on v.	(gemiye) su almak
48	Phrasals	take on v.	üzerine almak
49	Phrasals	take on v.	girişmek
50	Phrasals	take on v.	görev üstlenmek
51	Phrasals	take on v.	taahhüt etmek
52	Phrasals	take on v.	işe almak
53	Phrasals	take on v.	sorumluluk almak
54	Phrasals	take on v.	yüklenmek
55	Phrasals	take on v.	ücretle tutmak
56	Phrasals	take on v.	işe almak
57	Phrasals	take on v.	(bir yarışmada) karşılaşmak
58	Phrasals	take on v.	işe kabul etmek
59	Phrasals	take on v.	(bir yarışmada) karşı karşıya gelmek
60	Phrasals	take on v.	istihdam sağlamak
61	Phrasals	take on v.	abartmak
62	Phrasals	take on v.	bir olayı büyütmek
63	Phrasals	take on v.	boy ölçüşmek
64	Phrasals	take on v.	kafa tutmak
65	Phrasals	take on v.	kapışmak
66	Phrasals	take on v.	kavga etmek
67	Phrasals	take on v.	dövüşmek
68	Phrasals	take on v.	yarışmak
69	Phrasals	take on v.	(biriyle/bir takımla) karşılaşmak
70	Phrasals	take on v.	belirli bir hal almak
71	Phrasals	take on v.	belirli bir şekle bürünmek
72	Phrasals	take on v.	olay çıkarmak
73	Phrasals	take on v.	ağlayıp sızlanmak
74	Phrasals	take on v.	mızmızlanmak
75	Phrasals	take on v.	olay çıkarmak
76	Phrasals	take on v.	yaygara koparmak
77	Phrasals	take on v.	ortalığı velveleye vermek
78	Phrasals	take on v.	bürünmek
79	Phrasals	take on v.	takınmak
80	Phrasals	take on v.	gibi görünmek
81	Phrasals	take on v.	addedilmek
82	Phrasals	take on v.	halini almak
83	Phrasals	take on v.	haline gelmek
Colloquial
84	Colloquial	take on v.	ağlayıp sızlamak
85	Colloquial	take on v.	bağırıp çağırmak
Idioms
86	Idioms	take on v.	üstüne almak

Significados de "take on" con otros términos en diccionario inglés turco: 454 resultado(s)

	Categoría	Inglés	Turco
General
1	General	take someone up on his offer v.	birinin teklifini kabul etmek
2	General	take pity on v.	insaf etmek
3	General	take a chance on v.	riskli bile olsa birşeyi denemek
4	General	take revenge on somebody v.	öç almak
5	General	take pity on v.	merhamet etmek
6	General	take delivery on v.	tesellüm etmek
7	General	take on one's back v.	arkalamak
8	General	take something on v.	üstüne almak
9	General	take a chance on someone v.	birisine şans vermek
10	General	take revenge on v.	öç almak
11	General	take on one's back v.	sırtlamak
12	General	take on one's lap v.	kucağına almak
13	General	take a chance on v.	şans tanımak
14	General	take on water v.	su almak (tekne)
15	General	take revenge on v.	hıncını almak
16	General	take revenge on v.	hıncını çıkarmak
17	General	take one's time on v.	bir iş için istediği kadar zaman harcamak
18	General	take something on faith v.	kanıt olmadan bir şeye inanmak
19	General	take someone up on her offer v.	birinin teklifini kabul etmek
20	General	take something on oneself v.	bir işi kendiliğinden yapmak
21	General	take on supplies v.	ikmal yapmak
22	General	take something on v.	üstlenmek
23	General	take vengeance on v.	öç almak
24	General	take on a gray colour v.	bozarmak
25	General	take up on v.	birinin önerisini kabul etmek
26	General	take something on v.	yüklenmek
27	General	take something on v.	kabul etmek
28	General	take on something v.	elde etmek
29	General	take something on v.	üzerine almak
30	General	take someone on v.	biriyle oyun oynamayı kabul etmek
31	General	take someone on v.	birini işe almak
32	General	take on something v.	kazanmak
33	General	take a vote on v.	oya sunmak
34	General	take on interest v.	ilgi göstermek
35	General	take on a job v.	kelleyi koltuğa almak
36	General	take revenge (on) v.	hıncını çıkarmak
37	General	try to take one's attention on v.	dikkatini çekmeye çalışmak
38	General	take on a task v.	görev üstlenmek
39	General	take on meaning v.	anlamını kazanmak
40	General	take on load v.	yük almak
41	General	take on load v.	yük yüklemek
42	General	take on cargo v.	yük almak
43	General	take on the job v.	işi almak
44	General	take on the job v.	işi kapmak
45	General	take on responsibility v.	sorumluluk almak
46	General	take on an obligation v.	yükümlülük almak
47	General	take on leadership v.	liderliği üstlenmek
48	General	take on dimension v.	boyut kazanmak
49	General	take someone on excursion v.	gezintiye götürmek
50	General	take someone on excursion v.	gezintiye çıkarmak
51	General	take on responsibility v.	elini taşın altına koymak
52	General	take on responsibility v.	elini taşın altına sokmak
53	General	take on a task v.	görev yüklenmek
54	General	take on worker v.	işçi almak
55	General	take something on as a duty v.	görev edinmek
56	General	take on the expenses v.	masrafları üstlenmek
57	General	take out one's anger on somebody v.	hırsını -den almak
58	General	take pity on v.	-e acımak
59	General	take a pity on v.	acımak
60	General	take it's toll on someone v.	birine zarar vermek
61	General	take on interest v.	alaka göstermek
62	General	take place on the top v.	ilk sırada yer almak
63	General	take on the might of something v.	gücünü elinde tutmak
64	General	take on board v.	güvertede almak
65	General	take on lease v.	kiralamak
66	General	take on debt v.	borç almak
67	General	take on loan v.	kredi almak
68	General	take on loan v.	ödünç almak
69	General	take on a new meaning v.	yeni bir anlam kazanmak
70	General	take on a challenge v.	zorluğu kabullenip üstesinden gelmek
71	General	take on a challenge v.	zorluğun üstesinden gelmek
72	General	take on a challenge v.	zorluğu kabullenmek
73	General	take the students on a trip v.	öğrencileri geziye götürmek
74	General	take legal action on the matter v.	konuyla ilgili hukuki süreç başlatmak
75	General	take one's anger out on someone/something v.	acısını çıkarmak
76	General	take on staff v.	personel almak
77	General	take on a project v.	bir projeyi üstlenmek
Phrasals
78	Phrasals	take on (someone or something) as (something) v.	(birini/bir şeyi bir şey) olarak almak
79	Phrasals	take on (someone or something) as (something) v.	(birini/bir şeyi bir şey) olarak işe almak
80	Phrasals	take on (someone or something) as (something) v.	(birini/bir şeyi) bir pozisyona almak
81	Phrasals	take (one) up on (something) v.	(birinin) daha önceden ettiği bir teklifi kabul etmek/değerlendirmek
82	Phrasals	take out on v.	-e çıkarmak/taşımak
83	Phrasals	take out on v.	-den çıkarmak/almak
84	Phrasals	take someone/something on v.	birini/bir şeyi üstlenmek
85	Phrasals	take someone/something on v.	birinin/bir şeyin sorumluluğunu almak
Phrases
86	Phrases	what's your take on it? expr.	bu konuda senin düşüncen ne?
87	Phrases	what's your take on that? expr.	bu konu hakkında görüşün nedir?
88	Phrases	what's your take on that? expr.	bu konu hakkında ne düşünüyorsun?
Colloquial
89	Colloquial	take the first turning on your left expr.	ilk aradan sola dön
90	Colloquial	don't take it out on me expr.	hırsını benden çıkarma
91	Colloquial	take a long walk on a short pier exclam.	çık git
92	Colloquial	take a long walk on a short pier exclam.	defol git
93	Colloquial	take a long walk on a short pier exclam.	git buradan
94	Colloquial	take a long walk on a short pier exclam.	çık git buradan
95	Colloquial	take a long walk on a short pier exclam.	git başımdan
96	Colloquial	take a long walk on a short pier exclam.	defol git başımdan
Idioms
97	Idioms	(someone's) take on (something) n.	birinin bir konudaki fikri
98	Idioms	(someone's) take on (something) n.	birinin bir konudaki görüşü
99	Idioms	(someone's) take on (something) n.	birinin bir konudaki bakış açısı
100	Idioms	(someone's) take on (something) n.	birinin bir konudaki kanaati
101	Idioms	(someone's) take on (something) n.	birinin bir konudaki kanısı
102	Idioms	(someone's) take on (something) n.	birinin bir konudaki düşüncesi
103	Idioms	take someone or something on v.	(zor bir görev) üstlenmek
104	Idioms	take someone on v.	kapışmak
105	Idioms	take someone on v.	ağız dalaşına girmek
106	Idioms	take on (so) v.	ağlayıp sızlanmak
107	Idioms	take someone or something on v.	(zor bir görev) yüklenmek
108	Idioms	take someone on v.	tartışmak
109	Idioms	take someone on v.	işe almak
110	Idioms	take on (so) v.	mızmızlanmak
111	Idioms	take someone or something on v.	(zor bir kişiyle) baş etmek
112	Idioms	take someone on v.	kavga etmek
113	Idioms	take someone on v.	iş vermek
114	Idioms	take on (so) v.	olay çıkarmak
115	Idioms	take someone or something on v.	(zor bir kişiyle) uğraşmak
116	Idioms	take someone on v.	münakaşa etmek
117	Idioms	take someone on v.	işe kabul etmek
118	Idioms	take on (so) v.	yaygara koparmak
119	Idioms	take someone on v.	istihdam sağlamak
120	Idioms	take on (so) v.	abartmak
121	Idioms	take on (so) v.	ortalığı velveleye vermek
122	Idioms	take a licking but keep on ticking v.	yarasını sarıp çalışmaya devam etmek
123	Idioms	take a licking but keep on ticking v.	yarasına rağmen çalışmaya devam etmek
124	Idioms	take a licking but keep on ticking v.	birçok kez onarım görse de hâlâ çalışıyor/çalışır durumda olmak
125	Idioms	take a licking but keep on ticking v.	yere düşse de/tökezleyip yine ayağa kalkmak
126	Idioms	take a licking but keep on ticking v.	aksiliklere rağmen çalışmaya devam etmek
127	Idioms	take a licking but keep on ticking v.	başarısızlığa boyun eğmemek
128	Idioms	take (something) on the chin v.	çeneye yumruk yemek
129	Idioms	take (something) on the chin v.	çenesinden darbe almak
130	Idioms	take (something) on the chin v.	sakince karşılamak
131	Idioms	take (something) on the chin v.	aldırış etmemek
132	Idioms	take (something) on the chin v.	sarsılmamak
133	Idioms	take (something) on the chin v.	üstüne kalmak
134	Idioms	take (something) on the chin v.	katlanmak
135	Idioms	take (something) on the chin v.	üstüne yığılmak
136	Idioms	take (something) on the chin v.	esas darbeyi yemek
137	Idioms	take (something) on the chin v.	sıkıntıları/zorlukları üstüne almak
138	Idioms	take pity on someone v.	acımak
139	Idioms	take something out on somebody v.	acısını başkasından çıkarmak
140	Idioms	take out on somebody v.	acısını başkasından çıkarmak
141	Idioms	take a heavy toll on v.	bir şeye çok zarar vermek
142	Idioms	take a bead on someone v.	birisine nişan almak
143	Idioms	take a firm grip on someone v.	birini sıkı kontrol altına almak
144	Idioms	do a take-off on someone v.	birinin taklidini yapmak (dalga geçmek amacıyla)
145	Idioms	take a firm grip on someone v.	birini sımsıkı yakalamak/tutmak/kavramak
146	Idioms	take a heavy toll on v.	büyük bir kayba sebep olmak
147	Idioms	take revenge on someone v.	birinden intikamını almak
148	Idioms	take something on faith v.	bir şeye sorgusuz sualsiz inanmak
149	Idioms	take it easy on someone v.	birisine kibar davranmak
150	Idioms	take it easy on someone v.	birine iyi/dikkatli davranmak
151	Idioms	take action on someone v.	birisi hakkında (yasal) işlem yapmak
152	Idioms	take a firm grip on someone v.	biri üzerinde hakimiyet kurmak
153	Idioms	take it easy on someone v.	birini üstüne varmamak
154	Idioms	take it easy on someone v.	birisine hassas yaklaşmak
155	Idioms	take (quite) a toll (on someone or something) v.	büyük zarar vermek
156	Idioms	take a bead on someone v.	birisine silah doğrultmak
157	Idioms	take it easy on someone v.	birisine nazik davranmak
158	Idioms	take something on faith v.	bir şeye gözü kapalı inanmak
159	Idioms	take revenge on someone v.	birinden öcünü almak
160	Idioms	take revenge on someone v.	biriyle ödeşmek
161	Idioms	take something on oneself v.	bütün yükü üstlenmek/kendi omuzlarına almak
162	Idioms	take (quite) a toll (on someone or something) v.	durumunu kötüleştirmek
163	Idioms	take on board something v.	dikkate almak
164	Idioms	take on the world v.	çok yüklenmek
165	Idioms	take on the chin v.	dayanmak
166	Idioms	take a firm stand on something v.	duruşunu inatla sürdürmek/devam ettirmek
167	Idioms	take on the chin v.	cesaretle tahammül etmek
168	Idioms	take on the chin v.	eleştirilere göğüs germek
169	Idioms	take a firm stand on something v.	geri adım atmamak
170	Idioms	take something on board v.	göz önünde bulundurmak
171	Idioms	take something on board v.	ele almak
172	Idioms	take something on trust v.	güvenmek
173	Idioms	take a rain check on v.	iptal edilmiş bir maç veya konser vb'nin daha ileri bir tarihteki tekrarı için verilen bileti almak
174	Idioms	take it on the nose v.	katlanmak
175	Idioms	take pity on someone v.	merhamet göstermek
176	Idioms	take pity on someone v.	merhamet etmek
177	Idioms	take (quite) a toll (on someone or something) v.	olumsuz anlamda etkilemek
178	Idioms	take it on the chin v.	katlanmak
179	Idioms	take something on trust v.	kanıtsız kabul etmek
180	Idioms	take it out on somebody v.	sinirini birinden çıkarmak
181	Idioms	take a firm stand on something v.	sert/katı bir tavır takınmak
182	Idioms	take it on the chin v.	sineye çekmek
183	Idioms	be on the take v.	rüşvet almak
184	Idioms	take something on trust v.	sözüne güvenmek
185	Idioms	take on the chin v.	sineye çekmek
186	Idioms	take it on the nose v.	sineye çekmek
187	Idioms	take something on trust v.	söyleneni doğru olarak almak/kabullenmek
188	Idioms	take something on the chin v.	sineye çekmek
189	Idioms	take a firm stand on something v.	tutumundan vazgeçmemek
190	Idioms	take it out on somebody v.	(sinirden) birine patlamak
191	Idioms	take fuel on v.	yakıt ikmali yapmak
192	Idioms	take too much on v.	yapabileceğinden daha çok işin altına girmek
193	Idioms	take on a new significance v.	yeni bir anlam/önem kazanmak
194	Idioms	take someone on v.	(hasım olarak) birini karşısına almak
195	Idioms	take fuel on v.	yakıt almak
196	Idioms	take on a new meaning v.	yeni bir anlam/önem kazanmak
197	Idioms	take a firm stand on something v.	(bir konuda) kararlı/inatçı bir duruş sergilemek
198	Idioms	take on a life of its own (no longer be controlled by anyone) v.	(artık) kontrol edilemeyecek düzeye/duruma gelmek
199	Idioms	take (something) on board v.	anlayıp kabul etmek
200	Idioms	get someone's take on v.	birinin fikirlerini/görüşlerini benimsemek
201	Idioms	take a hold on (oneself) v.	kendini frenlemek
202	Idioms	take a hold on (oneself) v.	kendini tutmak
203	Idioms	take a hold on (oneself) v.	tepkilerini/duygularını kontrol altına almak
204	Idioms	take a hold on (oneself) v.	kendini kontrol etmek
205	Idioms	take a hold on yourself v.	kendini tutmak
206	Idioms	take a hold on yourself v.	kendini kontrol altında tutmak
207	Idioms	take a hold on yourself v.	kontrolünü kaybetmemek
208	Idioms	take a hold on yourself v.	duygularını frenlemek
209	Idioms	take a hold on yourself v.	sakin kalmak
210	Idioms	take a hold on yourself v.	kontrollü davranmak
211	Idioms	take a grip on yourself v.	kendini tutmak
212	Idioms	take a grip on yourself v.	kendini kontrol altında tutmak
213	Idioms	take a grip on yourself v.	kontrolünü kaybetmemek
214	Idioms	take a grip on yourself v.	duygularını frenlemek
215	Idioms	take a grip on yourself v.	sakin kalmak
216	Idioms	take a grip on yourself v.	kontrollü davranmak
217	Idioms	take a bead on (someone or something) v.	(birine/bir şeye) nişan almak
218	Idioms	take a bead on (someone or something) v.	(birine/bir şeye) silah doğrultmak
219	Idioms	take a bead on (someone or something) v.	dikkatini (birine/bir şeye) yöneltmek
220	Idioms	take a bead on (someone or something) v.	(birine/bir şeye) odaklanmak
221	Idioms	take a bead on (someone or something) v.	(birini/bir şeyi) hedef almak
222	Idioms	take a bead on (someone or something) v.	(birinin/bir şeyin) farkına varmak
223	Idioms	take a bead on (someone or something) v.	(birini/bir şeyi) anlamak
224	Idioms	take a bead on (someone or something) v.	(birini/bir şeyi) takdir etmek
225	Idioms	take it on (oneself) to (do something) v.	(bir şeyi yapmayı kendi) üstüne almak
226	Idioms	take it on (oneself) to (do something) v.	(bir şeyi yapmayı kendisi) üstlenmek
227	Idioms	take it on (oneself) to (do something) v.	(bir şeyi yapmanın) sorumluluğunu (kendisi) almak
228	Idioms	take it on yourself to do something v.	bir şeyi kendisi yapmaya karar vermek
229	Idioms	take it on yourself to do something v.	bir şeyi yapmayı kendisi üstlenmek
230	Idioms	take it on yourself to do something v.	bir şeyi yapma sorumluluğunu kendisi almak
231	Idioms	take a bet (on) v.	tahminde bulunmak
232	Idioms	take (out) on the street v.	sokaklarda sürüşe başlamak
233	Idioms	take (out) on the street v.	yollara çıkarmak
234	Idioms	take (out) on the street v.	yollarda/sokaklarda sürmeye başlamak
235	Idioms	take (out) on the street v.	sokağa taşımak
236	Idioms	take (out) on the street v.	sokaklara taşımak
237	Idioms	take (out) on the street v.	dışarı taşımak
238	Idioms	take (out) on the street v.	bir şeyi dışarıda/sokakta yapmak
239	Idioms	take (out) on the street v.	bir şeye dışarıda/sokakta devam etmek
240	Idioms	take (out) on the streets v.	sokaklarda sürüşe başlamak
241	Idioms	take (out) on the streets v.	yollara çıkarmak
242	Idioms	take (out) on the streets v.	yollarda/sokaklarda sürmeye başlamak
243	Idioms	take (out) on the streets v.	sokağa taşımak
244	Idioms	take (out) on the streets v.	sokaklara taşımak
245	Idioms	take (out) on the streets v.	dışarı taşımak
246	Idioms	take (out) on the streets v.	bir şeyi dışarıda/sokakta yapmak
247	Idioms	take (out) on the streets v.	bir şeye dışarıda/sokakta devam etmek
248	Idioms	take (something) on the nose v.	buruna yumruk yemek
249	Idioms	take (something) on the nose v.	burnuna darbe almak
250	Idioms	take (something) on the nose v.	(bir şeyi) soğukkanlılıkla karşılamak
251	Idioms	take (something) on the nose v.	(bir şeyi) ağırbaşlılıkla karşılamak
252	Idioms	take (something) on the nose v.	(bir şey) karşısında dik durmak
253	Idioms	take (something) on the nose v.	(bir şeyi) sineye çekmek
254	Idioms	take (something) on the nose v.	(bir şeyi) görmezden gelmek
255	Idioms	take (something) on the nose v.	(bir şeyi) kabullenmek
256	Idioms	take (something) on the nose v.	(bir şeyi) normal karşılamak
257	Idioms	take (something) on the nose v.	(bir şeyin) ceremesini çekmek
258	Idioms	take (something) on the nose v.	(bir şeyin) bedelini ödemek
259	Idioms	take (something) on the nose v.	(bir şeyin) cefasını/çilesini çekmek
260	Idioms	take (something) on the nose v.	(bir şeyin) derdini çekmek
261	Idioms	take (something) on the nose v.	(bir şeyin) sıkıntısını/eziyetini çekmek
262	Idioms	take (something) on the nose v.	(bir şeyden) mağdur olmak
263	Idioms	take a walk on the wild side v.	maceraya atılmak
264	Idioms	take a walk on the wild side v.	çılgınlık yapmak
265	Idioms	take a walk on the wild side v.	hovardalık yapmak
266	Idioms	take a walk on the wild side v.	çılgınca şeyler yapmak
267	Idioms	take a walk on the wild side v.	macera yaşamak
268	Idioms	take a warrant out on (one) v.	(birinin) yakalanması için mahkeme emri çıkarmak
269	Idioms	take a warrant out on (one) v.	(biri) hakkında yakalama emri çıkarmak
270	Idioms	take a warrant out on (one) v.	(birinin) tutuklanması için mahkeme emri çıkarmak
271	Idioms	take a warrant out on (one) v.	(biri) hakkında tutuklama emri çıkarmak
272	Idioms	take it easy on something v.	bir şeyi az kullanmak
273	Idioms	take it easy on something v.	bir şeyi az tüketmek
274	Idioms	take it easy on something v.	bir şeyi dikkatli tüketmek
275	Idioms	take it easy on something v.	bir şeyi daha az tüketmek
276	Idioms	take it easy on something v.	bir şeyi azaltmak
277	Idioms	take it easy on something v.	bir şeyi idareli kullanmak
278	Idioms	take out a warrant on (one) v.	(birinin) yakalanması için mahkeme emri çıkarmak
279	Idioms	take out a warrant on (one) v.	(biri) hakkında yakalama emri çıkarmak
280	Idioms	take out a warrant on (one) v.	(birinin) tutuklanması için mahkeme emri çıkarmak
281	Idioms	take out a warrant on (one) v.	(biri) hakkında tutuklama emri çıkarmak
282	Idioms	take out a warrant on (one) v.	(birinin) yakalanması için mahkeme emri çıkarmak
283	Idioms	take out a warrant on (one) v.	(biri) hakkında yakalama emri çıkarmak
284	Idioms	take out a warrant on (one) v.	(birinin) tutuklanması için mahkeme emri çıkarmak
285	Idioms	take out a warrant on (one) v.	(biri) hakkında tutuklama emri çıkarmak
286	Idioms	take a firm line (on or against something) v.	(bir şeyle ilgili/bir şeye karşı) sert/katı bir tavır takınmak
287	Idioms	take a firm line (on or against something) v.	(bir şeyle ilgili/bir şeye karşı) tutumundan vazgeçmemek
288	Idioms	take a firm line (on or against something) v.	(bir şeyle ilgili/bir şeye karşı) kararlı bir duruş/tutum sergilemek
289	Idioms	take a firm line (on or against something) v.	(bir şeyle ilgili/bir şey karşısında) geri adım atmamak
290	Idioms	take a firm line (on or against something) v.	(bir şeyle ilgili/bir şeye karşı) duruşunu inatla sürdürmek
291	Idioms	take a firm line/stand (on/against something) v.	(bir şeyle ilgili/bir şeye karşı) sert/katı bir tavır takınmak
292	Idioms	take a firm line/stand (on/against something) v.	(bir şeyle ilgili/bir şeye karşı) tutumundan vazgeçmemek
293	Idioms	take a firm line/stand (on/against something) v.	(bir şeyle ilgili/bir şeye karşı) kararlı bir duruş/tutum sergilemek
294	Idioms	take a firm line/stand (on/against something) v.	(bir şeyle ilgili/bir şey karşısında) geri adım atmamak
295	Idioms	take a firm line/stand (on/against something) v.	(bir şeyle ilgili/bir şeye karşı) duruşunu inatla sürdürmek
296	Idioms	take a licking and keep on ticking v.	her şeye rağmen devam etmek
297	Idioms	take a licking and keep on ticking v.	yenilgiye rağmen yılmamak
298	Idioms	take a licking and keep on ticking v.	yara alsa da dayanmak
299	Idioms	take a licking and keep on ticking v.	zarar görse de çalışmaya devam etmek
300	Idioms	take a licking and keep on ticking v.	yarı yolda bırakmamak/kalmamak
301	Idioms	take a licking and keep on ticking v.	gördüğü zararı, engelleri, kayıpları, başarısızlıkları tolere edebilmek
302	Idioms	take a bead on someone/something [us] v.	birine/bir şeye nişan almak
303	Idioms	take a bead on someone/something [us] v.	birine/bir şeye silah doğrultmak
304	Idioms	take a bead on someone/something [us] v.	birini/bir şeyi hedef almak
305	Idioms	take a bead on someone/something [us] v.	birine/bir şeye namlu doğrultmak
306	Idioms	take a bead on someone/something [us] v.	birine/bir şeye silah çekmek
307	Idioms	get (one's) take (on something) v.	(birinin bir konudaki) görüşünü almak
308	Idioms	get (one's) take (on something) v.	(birinin bir konudaki) fikrini/fikirlerini almak
309	Idioms	get/take a grip/hold on yourself v.	kendini tutmak
310	Idioms	get/take a grip/hold on yourself v.	kendini kontrol altında tutmak
311	Idioms	get/take a grip/hold on yourself v.	kontrolünü kaybetmemek
312	Idioms	get/take a grip/hold on yourself v.	kendine hakim olmak
313	Idioms	get/take a grip/hold on yourself v.	sakin kalmak/olmak
314	Idioms	take (one's) word on (something) v.	(birinin bir konuda) dediğini/söylediğini kabul etmek
315	Idioms	take (one's) word on (something) v.	(birinin bir konuda) sözüne itibar etmek/inanmak
316	Idioms	take (one's) word on (something) v.	(birinin bir konuda) sözüne güvenmek
317	Idioms	take (one's) word on it v.	(birinin) dediğini/söylediğini kabul etmek
318	Idioms	take (one's) word on it v.	(birinin) sözüne itibar etmek/inanmak
319	Idioms	take (one's) word on it v.	(birinin) sözüne güvenmek
320	Idioms	take (something) out on (someone or something) v.	(bir şeyin) hırsını (birinden/bir şeyden) çıkarmak
321	Idioms	take (something) out on (someone or something) v.	(bir şeyin) hıncını (birinden/bir şeyden) almak
322	Idioms	take (something) out on (someone or something) v.	(bir şeyin) acısını (birinden/bir şeyden) çıkarmak
323	Idioms	take (something) out on (someone or something) v.	(bir şeyin) sinirini (birinden/bir şeyden) çıkarmak
324	Idioms	take a chance on (someone or something) v.	(birine/bir şeye) bir şans tanımak
325	Idioms	take a chance on (someone or something) v.	(birine/bir şeye) bir şans vermek
326	Idioms	take a drag (on something) v.	(bir şeyden) bir nefes almak/çekmek
327	Idioms	take a drag (on something) v.	sigaradan bir nefes almak/çekmek
328	Idioms	take a drag (on something) v.	(bir şeyden) bir fırt almak/çekmek
329	Idioms	take a drag (on something) v.	sigaradan bir fırt almak/çekmek
330	Idioms	take a firm grip on v.	-i sıkı kontrol altına almak
331	Idioms	take a firm grip on v.	-i sımsıkı yakalamak/tutmak/kavramak
332	Idioms	take a firm grip on v.	üzerinde hakimiyet kurmak
333	Idioms	take a firm grip on (someone or something) v.	(birini/bir şeyi) sıkıca yakalamak/tutmak/kavramak
334	Idioms	take a firm grip on (someone or something) v.	(birini/bir şeyi) sımsıkı yakalamak/tutmak/kavramak
335	Idioms	take a firm grip on (someone or something) v.	(birini/bir şeyi) sıkı kontrol altına almak
336	Idioms	take a firm grip on (someone or something) v.	(biri/bir şey) üzerinde hakimiyet kurmak
337	Idioms	take a firm grip on (someone or something) v.	(birinin/bir şeyin) kontrolünü ele almak/geçirmek
338	Idioms	take a firm stand (on or against something) v.	(bir şeyle ilgili/bir şeye karşı) sert/katı bir tavır takınmak
339	Idioms	take a firm stand (on or against something) v.	(bir şeyle ilgili/bir şeye karşı) tutumundan vazgeçmemek
340	Idioms	take a firm stand (on or against something) v.	(bir şeyle ilgili/bir şeye karşı) kararlı bir duruş/tutum sergilemek
341	Idioms	take a firm stand (on or against something) v.	(bir şeyle ilgili/bir şey karşısında) geri adım atmamak
342	Idioms	take a firm stand (on or against something) v.	(bir şeyle ilgili/bir şeye karşı) duruşunu inatla sürdürmek
343	Idioms	take a flyer (on something) [us] v.	(bir şeyde) şansını denemek
344	Idioms	take a flyer (on something) [us] v.	(bir şeyin) riskine girmek
345	Idioms	take a flyer (on something) [us] v.	(bir konuda) kumar oynamak
346	Idioms	take a flyer (on something) [us] v.	(bir konuda) riske girmek
347	Idioms	take a flyer (on something) [us] v.	(bir konuda) risk almak
348	Idioms	take a flyer (on something) [us] v.	(bir konuda) riskli bir girişimde bulunmak
349	Idioms	take a grip on (oneself) v.	kendini toparlamak
350	Idioms	take a grip on (oneself) v.	kendine hakim olmak
351	Idioms	take a stand on (something) v.	(bir şey) ile ilgili sert/katı bir tavır takınmak
352	Idioms	take a stand on (something) v.	(bir şey) ile ilgili tutumundan vazgeçmemek
353	Idioms	take a stand on (something) v.	(bir konuda) kararlı/inatçı bir duruş sergilemek
354	Idioms	take a stand on (something) v.	(bir konuda) geri adım atmamak
355	Idioms	take a stand on (something) v.	(bir konuda) duruşunu inatla sürdürmek/devam ettirmek
356	Idioms	take a toll (on someone or something) v.	(birine/bir şeye) sürekli zarar vermek
357	Idioms	take a toll (on someone or something) v.	(birinin/bir şeyin) durumunu gitgide kötüleştirmek
358	Idioms	take a toll (on someone or something) v.	(birini/bir şeyi) olumsuz/kötü etkilemek
359	Idioms	take a toll (on someone or something) v.	(birine/bir şeye) zarar vermek
360	Idioms	take a toll (on someone or something) v.	(birini/bir şeyi) hasara uğratmak
361	Idioms	take action on v.	hakkında yasal işlem başlatmak
362	Idioms	take action on v.	hakkında yasal takip başlatmak
363	Idioms	take action on v.	hakkında hukuki süreç başlatmak
364	Idioms	take action on (something) v.	(bir konuyla) ilgili süreç başlatmak
365	Idioms	take action on (something) v.	(bir konuda) adım atmak
366	Idioms	take action on (something) v.	(bir konuda) harekete geçmek
367	Idioms	take action on (someone) v.	(biri) hakkında yasal işlem başlatmak
368	Idioms	take action on (someone) v.	(biri) hakkında yasal takip başlatmak
369	Idioms	take action on (someone) v.	(biri) hakkında hukuki süreç başlatmak
370	Idioms	take it easy on v.	-e kibar davranmak
371	Idioms	take it easy on v.	-e iyi/dikkatli davranmak
372	Idioms	take it easy on v.	-e nazik davranmak
373	Idioms	take it easy on v.	'-in üstüne varmamak
374	Idioms	take it easy on v.	'-e hassas yaklaşmak
375	Idioms	take it easy on v.	-i az kullanmak
376	Idioms	take it easy on v.	-i az tüketmek
377	Idioms	take it easy on v.	-i dikkatli tüketmek
378	Idioms	take it easy on v.	-i azaltmak
379	Idioms	take it easy on v.	-i idareli kullanmak
380	Idioms	take it out on v.	hırsını birinden çıkarmak
381	Idioms	take it out on v.	hıncını birinden almak
382	Idioms	take it out on v.	acısını birinden çıkarmak
383	Idioms	take it out on v.	sinirini birinde) çıkarmak
384	Idioms	take something out on v.	hırsını birinden çıkarmak
385	Idioms	take something out on v.	hıncını birinden almak
386	Idioms	take something out on v.	acısını birinden çıkarmak
387	Idioms	take something out on v.	sinirini birinde) çıkarmak
388	Idioms	take it out on (someone or something) v.	hırsını (birinden/bir şeyden) çıkarmak
389	Idioms	take it out on (someone or something) v.	hıncını (birinden/bir şeyden) almak
390	Idioms	take it out on (someone or something) v.	acısını (birinden/bir şeyden) çıkarmak
391	Idioms	take it out on (someone or something) v.	sinirini (birinden/bir şeyden) çıkarmak
392	Idioms	take on oneself v.	kendine vazife edinmek
393	Idioms	take on oneself v.	üstlenmek
394	Idioms	take on faith v.	kanıt olmadan inanmak
395	Idioms	take on faith v.	sorgusuz sualsiz inanmak
396	Idioms	take on faith v.	gözü kapalı inanmak
397	Idioms	take on fuel v.	yakıt almak
398	Idioms	take on fuel v.	benzin almak
399	Idioms	take on fuel v.	yakıt ikmali yapmak
400	Idioms	take on fuel v.	çok içmek
401	Idioms	take on fuel v.	kafayı çekmek
402	Idioms	take on oneself v.	kendiliğinden yapmak
403	Idioms	take on oneself v.	bütün yükü üstlenmek/kendi omuzlarına almak
404	Idioms	take on too much v.	yapabileceğinden daha çok işin altına girmek
405	Idioms	take on too much v.	çok fazla şey yüklenmek
406	Idioms	take on trust v.	güvenmek
407	Idioms	take on trust v.	kanıtsız kabul etmek
408	Idioms	take on trust v.	söyleneni doğru olarak almak/kabullenmek
409	Idioms	take on trust v.	sözüne güvenmek
410	Idioms	take pity on (someone or something) v.	(birine/bir şeye) merhamet etmek
411	Idioms	take pity on (someone or something) v.	(birine/bir şeye) insaf etmek
412	Idioms	take pity on (someone or something) v.	(birine/bir şeye) acımak
413	Idioms	take pity on (someone or something) v.	(birine/bir şeye) merhamet göstermek
414	Idioms	take revenge (against/on someone or something) v.	(birinden/bir şeyden) intikam/öç almak
415	Idioms	take revenge on (someone or something) for (something) v.	(birinden/bir şeyden bir şeyin) intikamını/öcünü almak
416	Idioms	take revenge on (someone or something) for (something) v.	(birinden/bir şeyden bir şey) için intikam/öç almak
417	Idioms	take revenge on (someone or something) for (something) v.	(birine/bir şeye bir şeyi) ödetmek
418	Idioms	take up the cudgels on behalf of (someone or something) v.	(birine/bir şeye) arka çıkmak
419	Idioms	take up the cudgels on behalf of (someone or something) v.	(birini/bir şeyi) savunmak
420	Idioms	take up the cudgels on behalf of (someone or something) v.	(birini/bir şeyi) desteklemek
421	Idioms	take up the cudgel on behalf of (someone or something) v.	(birine/bir şeye) arka çıkmak
422	Idioms	take up the cudgel on behalf of (someone or something) v.	(birini/bir şeyi) savunmak
423	Idioms	take up the cudgel on behalf of (someone or something) v.	(birini/bir şeyi) desteklemek
424	Idioms	give us your take on it expr.	senin düşüncen nedir
425	Idioms	take a rain check (on something) expr.	bir daha ki sefere
426	Idioms	take a rain check (on something) expr.	alacağım olsun
427	Idioms	take a rain check (on something) expr.	(şimdi olmaz) başka bir sefere (gelirim/yaparım)
428	Idioms	take a rain check (on something) expr.	ertelesek olur mu?
429	Idioms	take a rain check (on something) expr.	sonra gelsem, yapsam olur mu?
Speaking
430	Speaking	your take on these issues is your own opinion expr.	bu sorunları kabullenip kabullenmemek sana kalmış
431	Speaking	I can't take on that kind of responsibility expr.	böyle bir sorumluluğu alamam
432	Speaking	take the road you came on expr.	geldiğinden yoldan git
433	Speaking	if you were stranded on a deserted island what three things would you take? expr.	ıssız adaya düşsen yanına alacağın üç şey ne olurdu?
434	Speaking	your fate lies on whatever road you take expr.	kaderin hangi yolu seçeceğine bağlı
435	Speaking	take the next street on the right expr.	sağdaki bir sonraki sokağa gir
436	Speaking	take the next street on the right expr.	sağdaki bir sonraki sokaktan git
437	Speaking	take the third road on the right expr.	sağdan üçüncü yola girin
438	Speaking	take the third road on the right expr.	sağdan üçüncü yola sapın
Trade/Economic
439	Trade/Economic	take on board v.	güvertede almak
440	Trade/Economic	take goods on approval v.	muhayyer almak
Law
441	Law	take action on something v.	konuyla ilgili süreç başlatmak
Computer
442	Computer	take it on the road expr.	yanınızda taşıyın
Traffic
443	Traffic	take the second turning on the left expr.	ikinci soldan dönün
444	Traffic	take the second turning on the left expr.	ikinci soldan dön
445	Traffic	take the second turning on the right expr.	ikinci sağdan dönün
446	Traffic	take the second turning on the right expr.	ikinci sağdan dön
Slang
447	Slang	take a bath on something v.	çok zarar etmek
448	Slang	take a bath on something v.	çok para kaybetmek
449	Slang	take it on the lam v.	kaçmak
450	Slang	take it on the lam v.	sıvışmak
451	Slang	take it on the lam v.	şehri terk etmek
452	Slang	take a bath (on something) v.	(borsada vb) para batırmak
453	Slang	on the take expr.	rüşvet alan
British Slang
454	British Slang	on the take expr.	rüşvet yiyen