Turco - Inglés
Turco - Inglés
Alemán - Inglés
Francés - Inglés
Español - Inglés
Inglés Sinónimo
Turco - Inglés Frases
Sinónimo
Frases
Herramientas
Recursos
Sobre nosotros
Contacto
Iniciar sesión / Registrarse
Apagar las luces
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Sinónimo
Herramientas
Recursos
Sobre nosotros
Contacto
Iniciar sesión / Registrarse
EN-TR
Turco - Inglés
Alemán - Inglés
Español - Inglés
Francés - Inglés
Inglés Sinónimo
Turco - Inglés Frases
Turco - Inglés
Francés - Inglés
Español - Inglés
Alemán - Inglés
Ocultar la historia
Historia detallada
Eliminar
Historia :
the people
the people
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
Historia
Frases
Significados de
"the people"
en diccionario turco inglés : 5 resultado(s)
Categoría
Inglés
Turco
General
1
General
the people
n.
avam
2
General
the people
n.
halk
3
General
the people
n.
kamu
Speaking
4
Speaking
the people
expr.
insanlar
Law
5
Law
the people
n.
abd hükümeti
Significados de
"the people"
con otros términos en diccionario inglés turco: 99 resultado(s)
Categoría
Inglés
Turco
General
1
General
all the people
n.
bütün insanlar
Tom talked to
all the people
there.
Tom oradaki
bütün insanlarla
konuştu.
More Sentences
2
General
all the people
n.
tüm insanlar
All the people
who feature in today's headlines are flooding into Sangatte.
Bugün manşetlerde yer alan
tüm insanlar
Sangatte'ye akın ediyor.
More Sentences
3
General
the common people
n.
halk
4
General
the common people
n.
avam
5
General
man of the people
n.
halk adamı
6
General
some of the people on the committee
n.
komiteden birileri
7
General
some of the people on the committee
n.
kuruldan birileri
8
General
the people around someone
n.
etrafındaki insanlar
9
General
people of the book
n.
ehl-i kitap
10
General
people in the neighborhood
n.
mahalle halkı
11
General
people of the house
n.
ehl-i beyt
12
General
people at the base of the pyramid
n.
piramidin tabanındakiler
13
General
the people of lut
n.
lut kavmi
14
General
abbot of the people
n.
cenova'da eyalet başkanlarından birine verilen resmî unvan
15
General
abbot of the people
n.
daha önce cenova'da baş hakimlerden birine verilen unvan
16
General
(the) good people
n.
periler
17
General
people at the levers
n.
gücü elinde bulunduran kişiler
18
General
not get along with the people around
v.
çevresi ile geçinememek
19
General
can not get along with the people around
v.
çevresi ile geçinememek
20
General
understand the people
v.
insanları anlamak
21
General
turn people against the military service
v.
halkı askerlikten soğutmak
22
General
be accused of turning people against the military
v.
halkı askerlikten soğutmakla suçlanmak
23
General
win the hearts and minds of people
v.
insanların sevgisini ve güvenini kazanmak
24
General
lead to the deaths of three people
v.
üç kişinin ölümüne neden olmak
25
General
make friends with all the people he/she work with
v.
(birlikte) çalıştığı herkesle/bütün insanlara arkadaş olmak istemek
26
General
attract the attention of people
v.
insanların ilgisini çekmek
27
General
cause the deaths of three people
v.
üç kişinin ölümüne neden olmak
28
General
hang with the wrong people
v.
yanlış insanlarla takılmak
29
General
pertaining to the balkan people
adj.
balkan
30
General
most of the people
adj.
insanların çoğu
31
General
in the eyes of people
adv.
insanların gözünde
Phrases
32
Phrases
a man of the people
n.
halk adamı
33
Phrases
judgment rests with the turkish people
expr.
takdir türk milletinindir
34
Phrases
in the name of the turkish people
expr.
türk milleti adına
35
Phrases
like the people around you
expr.
çevrendeki insanlar gibi
Proverb
36
Proverb
idle people have the least leisure
tembelin boş zamanı olmaz
Colloquial
37
Colloquial
treat people the way you want to be treated
expr.
kendine yapılmasını istemediğini başkasına yapma
38
Colloquial
all people are equal in the eyes of the law
expr.
kanunun önünde/gözünde tüm insanlar eşittir
39
Colloquial
treat people the way you want to be treated
expr.
insanlara kendine davranılmasını istediğin şekilde davran
40
Colloquial
treat people the way you want to be treated
expr.
kendine davranılmasını istediğin şekilde davran insanlara
41
Colloquial
the nerve of some people
expr.
yüzsüzlüğün bu kadarı
42
Colloquial
some people have all the luck
expr.
bazıları çok şanslı
43
Colloquial
some people have all the luck
expr.
bazı insanlar çok şanslı
44
Colloquial
some people have all the luck
expr.
bazı insanlar ne kadar şanslı
Idioms
45
Idioms
a man/woman of the people
n.
halktan biri
46
Idioms
a man/woman of the people
n.
halk adamı
47
Idioms
the opium of the people
n.
toplumu uyutan şey
48
Idioms
the opium of the people
n.
toplumu hissizleştiren/duyarsızlaştıran şey
49
Idioms
the opium of the people
n.
toplumda sahte mutluluk/memnuniyet duygusu yaratan şey
50
Idioms
the opium of the people
n.
toplumu uyuşturan şey
51
Idioms
the opium of the people
n.
çoğunluğu mutlu eden şey
52
Idioms
the opium of the people
n.
toplumu körleştiren/duygusuzlaştıran şey
53
Idioms
the opium of the people
n.
halkın afyonu
54
Idioms
the opium of the people
n.
toplumun afyonu
55
Idioms
the opium of the people
n.
halkı uyutan/uyuşturan şey
56
Idioms
the beautiful people
n.
imrenilen zenginler
57
Idioms
the beautiful people
n.
seçkin kimseler
58
Idioms
the beautiful people
n.
cazibeli/dikkat çeken insanlar
59
Idioms
the beautiful people
n.
kalburüstü kimseler
60
Idioms
the beautiful people
n.
yüksek tabakadan kimseler
61
Idioms
set people by the ears
v.
aralarına kara kedi sokmak
62
Idioms
claim the lives of six people
v.
altı can almak
63
Idioms
claim the lives of six people
v.
altı insanın canına mal olmak
64
Idioms
claim the lives of six people
v.
altı kişinin canını almak
65
Idioms
have people rolling in the aisles
v.
gülmekten yerlere yatırmak
66
Idioms
have people rolling in the aisles
v.
kahkahalara boğmak
67
Idioms
tar people with the same brush
v.
aynı kefeye koymak
68
Idioms
tar people with the same brush
v.
aynı şekilde değerlendirmek
Speaking
69
Speaking
the people I hang out with
n.
benim takıldığım insanlar
70
Speaking
don't treat people the way you don't want to be treated
expr.
kendine yapılmasını istemediğini başkasına yapma
71
Speaking
I hate the people who do the drugs
expr.
uyuşturucu kullananlardan nefret ediyorum
72
Speaking
who are the people in the picture?
expr.
resimdeki insanlar kim?
73
Speaking
the last people to see him alive
expr.
onu yaşarken/canlı gören son insanlar
74
Speaking
the majority of people
expr.
insanların çoğu/çoğunluğu
75
Speaking
I can connect you with the right people
expr.
doğru kişilerle tanışmanızı sağlayabilirim
76
Speaking
what the hell is wrong with these people?
expr.
bu insanların derdi ne böyle?
77
Speaking
people come from all over the world to see this
expr.
insanlar dünyanın dört bir yanından bunu görmek için geliyor
78
Speaking
people think just the opposite
expr.
insanlar tam tersini düşünüyor
79
Speaking
people think just the opposite
expr.
insanlar tam tersini düşünüyorlar
80
Speaking
I love my school and the people around me
expr.
okulumu ve çevremdeki insanları seviyorum
Law
81
Law
legal bureau of the people
n.
halkın hukuk bürosu
82
Law
alienating the people from military service
n.
halkı askerlikten soğutma
83
Law
alienate the people from military service
v.
halkı askerlikten soğutmak
Politics
84
Politics
association of friendship and solidarity with the palestinian people
n.
filistinle dayanışma ve dostluk derneği
85
Politics
people of the united states
n.
abd vatandaşları
86
Politics
people of the united states
n.
amerikan milleti
87
Politics
national association for the advancement of colored people (naacp)
n.
siyahi insanların gelişmesi için ulusal birlik
88
Politics
convention on the rights of disabled people
n.
engeli hakları sözleşmesi
Institutes
89
Institutes
community programme for the vocational training of young people and their preparation for the adult and working life
n.
gençlerin mesleki eğitimi ve iş hayatına hazırlanmasına ilişkin eylem programı
90
Institutes
handicapped people in the european community living independently in an open society
n.
avrupa topluluğunun açık toplumunda bağımsızca yaşayan engelli kişiler programı
91
Institutes
people for the ethical treatment of animals
n.
hayvanlara etik muamele için mücadele edenler derneği (peta)
92
Institutes
people for the ethical treatment of animals (peta)
n.
hayvanlara etik muamele için mücadele edenler
Social Sciences
93
Social Sciences
the international day of people with disability
n.
dünya engelliler günü
94
Social Sciences
people on the move
n.
hareket halindeki insanlar
95
Social Sciences
people on the move
n.
yer değiştiren insanlar
History
96
History
in the future, too, there may be malevolent people at home and abroad who will wish to deprive you of this treasure
expr.
istikbalde dahi, seni, bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahili ve harici, bedhahların olacaktır
Religious
97
Religious
people of the bench
n.
ahl al-şuffa
98
Religious
people of the book
n.
inananlar
99
Religious
people of the book
n.
inançlı insanlar
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of the people
×
Term Options
Corregir / Sugerir
Francés Inglés Diccionario
Español Inglés Diccionario
Alemán Inglés Diccionario
Inglés Sinónimo Diccionario
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy