the people - Turco Inglés Diccionario

the people

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Significados de "the people" en diccionario turco inglés : 5 resultado(s)

Inglés Turco
General
the people n. avam
the people n. halk
the people n. kamu
Speaking
the people expr. insanlar
Law
the people n. abd hükümeti

Significados de "the people" con otros términos en diccionario inglés turco: 99 resultado(s)

Inglés Turco
General
all the people n. bütün insanlar
Tom talked to all the people there.
Tom oradaki bütün insanlarla konuştu.

More Sentences
all the people n. tüm insanlar
All the people who feature in today's headlines are flooding into Sangatte.
Bugün manşetlerde yer alan tüm insanlar Sangatte'ye akın ediyor.

More Sentences
the common people n. halk
the common people n. avam
man of the people n. halk adamı
some of the people on the committee n. komiteden birileri
some of the people on the committee n. kuruldan birileri
the people around someone n. etrafındaki insanlar
people of the book n. ehl-i kitap
people in the neighborhood n. mahalle halkı
people of the house n. ehl-i beyt
people at the base of the pyramid n. piramidin tabanındakiler
the people of lut n. lut kavmi
abbot of the people n. cenova'da eyalet başkanlarından birine verilen resmî unvan
abbot of the people n. daha önce cenova'da baş hakimlerden birine verilen unvan
(the) good people n. periler
people at the levers n. gücü elinde bulunduran kişiler
not get along with the people around v. çevresi ile geçinememek
can not get along with the people around v. çevresi ile geçinememek
understand the people v. insanları anlamak
turn people against the military service v. halkı askerlikten soğutmak
be accused of turning people against the military v. halkı askerlikten soğutmakla suçlanmak
win the hearts and minds of people v. insanların sevgisini ve güvenini kazanmak
lead to the deaths of three people v. üç kişinin ölümüne neden olmak
make friends with all the people he/she work with v. (birlikte) çalıştığı herkesle/bütün insanlara arkadaş olmak istemek
attract the attention of people v. insanların ilgisini çekmek
cause the deaths of three people v. üç kişinin ölümüne neden olmak
hang with the wrong people v. yanlış insanlarla takılmak
pertaining to the balkan people adj. balkan
most of the people adj. insanların çoğu
in the eyes of people adv. insanların gözünde
Phrases
a man of the people n. halk adamı
judgment rests with the turkish people expr. takdir türk milletinindir
in the name of the turkish people expr. türk milleti adına
like the people around you expr. çevrendeki insanlar gibi
Proverb
idle people have the least leisure tembelin boş zamanı olmaz
Colloquial
treat people the way you want to be treated expr. kendine yapılmasını istemediğini başkasına yapma
all people are equal in the eyes of the law expr. kanunun önünde/gözünde tüm insanlar eşittir
treat people the way you want to be treated expr. insanlara kendine davranılmasını istediğin şekilde davran
treat people the way you want to be treated expr. kendine davranılmasını istediğin şekilde davran insanlara
the nerve of some people expr. yüzsüzlüğün bu kadarı
some people have all the luck expr. bazıları çok şanslı
some people have all the luck expr. bazı insanlar çok şanslı
some people have all the luck expr. bazı insanlar ne kadar şanslı
Idioms
a man/woman of the people n. halktan biri
a man/woman of the people n. halk adamı
the opium of the people n. toplumu uyutan şey
the opium of the people n. toplumu hissizleştiren/duyarsızlaştıran şey
the opium of the people n. toplumda sahte mutluluk/memnuniyet duygusu yaratan şey
the opium of the people n. toplumu uyuşturan şey
the opium of the people n. çoğunluğu mutlu eden şey
the opium of the people n. toplumu körleştiren/duygusuzlaştıran şey
the opium of the people n. halkın afyonu
the opium of the people n. toplumun afyonu
the opium of the people n. halkı uyutan/uyuşturan şey
the beautiful people n. imrenilen zenginler
the beautiful people n. seçkin kimseler
the beautiful people n. cazibeli/dikkat çeken insanlar
the beautiful people n. kalburüstü kimseler
the beautiful people n. yüksek tabakadan kimseler
set people by the ears v. aralarına kara kedi sokmak
claim the lives of six people v. altı can almak
claim the lives of six people v. altı insanın canına mal olmak
claim the lives of six people v. altı kişinin canını almak
have people rolling in the aisles v. gülmekten yerlere yatırmak
have people rolling in the aisles v. kahkahalara boğmak
tar people with the same brush v. aynı kefeye koymak
tar people with the same brush v. aynı şekilde değerlendirmek
Speaking
the people I hang out with n. benim takıldığım insanlar
don't treat people the way you don't want to be treated expr. kendine yapılmasını istemediğini başkasına yapma
I hate the people who do the drugs expr. uyuşturucu kullananlardan nefret ediyorum
who are the people in the picture? expr. resimdeki insanlar kim?
the last people to see him alive expr. onu yaşarken/canlı gören son insanlar
the majority of people expr. insanların çoğu/çoğunluğu
I can connect you with the right people expr. doğru kişilerle tanışmanızı sağlayabilirim
what the hell is wrong with these people? expr. bu insanların derdi ne böyle?
people come from all over the world to see this expr. insanlar dünyanın dört bir yanından bunu görmek için geliyor
people think just the opposite expr. insanlar tam tersini düşünüyor
people think just the opposite expr. insanlar tam tersini düşünüyorlar
I love my school and the people around me expr. okulumu ve çevremdeki insanları seviyorum
Law
legal bureau of the people n. halkın hukuk bürosu
alienating the people from military service n. halkı askerlikten soğutma
alienate the people from military service v. halkı askerlikten soğutmak
Politics
association of friendship and solidarity with the palestinian people n. filistinle dayanışma ve dostluk derneği
people of the united states n. abd vatandaşları
people of the united states n. amerikan milleti
national association for the advancement of colored people (naacp) n. siyahi insanların gelişmesi için ulusal birlik
convention on the rights of disabled people n. engeli hakları sözleşmesi
Institutes
community programme for the vocational training of young people and their preparation for the adult and working life n. gençlerin mesleki eğitimi ve iş hayatına hazırlanmasına ilişkin eylem programı
handicapped people in the european community living independently in an open society n. avrupa topluluğunun açık toplumunda bağımsızca yaşayan engelli kişiler programı
people for the ethical treatment of animals n. hayvanlara etik muamele için mücadele edenler derneği (peta)
people for the ethical treatment of animals (peta) n. hayvanlara etik muamele için mücadele edenler
Social Sciences
the international day of people with disability n. dünya engelliler günü
people on the move n. hareket halindeki insanlar
people on the move n. yer değiştiren insanlar
History
in the future, too, there may be malevolent people at home and abroad who will wish to deprive you of this treasure expr. istikbalde dahi, seni, bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahili ve harici, bedhahların olacaktır
Religious
people of the bench n. ahl al-şuffa
people of the book n. inananlar
people of the book n. inançlı insanlar