Inglés | Turco | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | quality of life n. | yaşam kalitesi | ||
Food is the most basic prerequisite for people's health and quality of life. Gıda, insanların sağlığı ve yaşam kalitesi için en temel ön koşuldur. More Sentences |
||||
Medical | ||||
Medical | quality of life | yaşam kalitesi | ||
The outcome of tomorrow's vote will very largely decide what their quality of life in the future will be. Yarınki oylamanın sonucu, gelecekte yaşam kalitelerinin ne olacağına büyük ölçüde karar verecek. More Sentences |
||||
General | ||||
General | quality of life n. | hayat standardı | ||
General | quality of life n. | hayat kalitesi |
Inglés | Turco | |
---|---|---|
General | ||
General | increasing the quality of life n. | yaşam kalitesinin arttırılması |
General | increase the quality of life v. | yaşam kalitesini artırmak |
General | enhance the quality of life v. | yaşam kalitesini artırmak |
General | improve the quality of life v. | yaşam kalitesini artırmak |
General | improve the quality of life v. | yaşam kalitesini yükseltmek |
General | increase the quality of life v. | yaşam kalitesini yükseltmek |
General | enhance the quality of life v. | yaşam kalitesini yükseltmek |