Historia

trouble someone

Significados de "trouble someone" con otros términos en diccionario inglés turco: 64 resultado(s)

	Categoría	Inglés	Turco
General
1	General	remind someone of his/her trouble v.	derdini depreştirmek
2	General	remind someone of his/her trouble v.	derdini deşmek
3	General	put someone to trouble v.	birini sıkıntıya sokmak
4	General	put someone to trouble v.	birini zahmete sokmak
5	General	get someone into trouble v.	birinin başını belaya sokmak
6	General	save someone the trouble v.	birini zahmetten kurtarmak
7	General	trouble oneself about someone or something v.	birini/bir şeyi dert ederek kendini üzmek
8	General	trouble oneself about someone or something v.	birisini/bir şeyi dert ederek düşünmek
Phrasals
9	Phrasals	trouble (someone or oneself) with (someone or something) v.	(birini/kendini biriyle/bir şeyle) rahatsız etmek
10	Phrasals	trouble (someone or oneself) with (someone or something) v.	(birinin/kendinin) canını (biriyle/bir şeyle) sıkmak
11	Phrasals	trouble (someone or oneself) with (someone or something) v.	(birinin/kendinin) sinirini (biriyle/bir şeyle) bozmak
12	Phrasals	trouble (someone or oneself) with (someone or something) v.	(birinin/kendinin) kafasını (biriyle/bir şeyle) kurcalamak
13	Phrasals	trouble (someone or oneself) with (someone or something) v.	(birini/kendini biriyle/bir şeyle) huzursuz etmek
14	Phrasals	trouble (someone or oneself) with (someone or something) v.	(biriyle/bir şeyle) ilgili kaygı duymak
15	Phrasals	trouble (someone or oneself) with (someone or something) v.	(biriyle/bir şeyle) ilgili endişe duymak
16	Phrasals	trouble (someone or oneself) with (someone or something) v.	(birini/bir şeyi) kafaya takmak
17	Phrasals	trouble (someone or oneself) with (someone or something) v.	(birini/bir şeyi) dert edinmek
18	Phrasals	trouble (someone or oneself) with (something) v.	(bir şeyi/görevi) yüklenerek zahmete girmek
19	Phrasals	trouble (someone or oneself) with (something) v.	(bir şeyin/işin) altına girerek zorluk çekmek
20	Phrasals	trouble (someone or oneself) with (something) v.	(bir şeyin, işin, görevin) sorumluluğunu alarak/üstlenerek sıkıntıya girmek
21	Phrasals	trouble someone with something v.	birini bir şeyle rahatsız etmek
22	Phrasals	trouble someone with something v.	birinin bir şeyle kafasını kurcalamak
23	Phrasals	trouble someone with something v.	birini bir şeyle meşgul etmek
24	Phrasals	trouble someone with something v.	birine bir şeyle rahatsızlık vermek
25	Phrasals	trouble someone with something v.	birine bir şeyle zahmet vermek
26	Phrasals	trouble (someone) about (someone or something) v.	(birine biriyle/bir şeyle) ilgili zahmet vermek
27	Phrasals	trouble (someone) about (someone or something) v.	(birini biriyle/bir şeyle) ilgili rahatsız etmek
28	Phrasals	trouble (someone) about (someone or something) v.	(birine biriyle/bir şeyle) ilgili rahatsızlık vermek
Colloquial
29	Colloquial	the trouble with (someone or something) n.	(biriyle/bir şeyle) ilgili sorun/sıkıntı
30	Colloquial	the trouble with (someone or something) n.	(birinin/bir şeyin) sorunlu/sıkıntılı yanı
31	Colloquial	the trouble with (someone or something) n.	(birinin/bir şeyin) sinir bozucu/rahatsız edici tarafı
32	Colloquial	the trouble with (someone or something) n.	(birinin/bir şeyin) can sıkıcı/zor yanı
33	Colloquial	trouble someone for something v.	birinden bir şey istemek
34	Colloquial	trouble someone for something v.	birinden bir şey vermesini istemek
35	Colloquial	trouble someone for something v.	birinden bir şeyi uzatmasını istemek
36	Colloquial	trouble someone for something v.	birine bir şey isteyerek zahmet vermek
37	Colloquial	trouble someone for something v.	birini bir şey için rahatsız etmek
38	Colloquial	trouble someone for v.	birinden bir şey rica etmek
39	Colloquial	trouble someone for v.	birinden zahmet olmazsa bir şey istemek/rica etmek
40	Colloquial	trouble someone for v.	birini bir şey için rahatsız etmek
41	Colloquial	in trouble with (someone) expr.	(biriyle) başı belada
42	Colloquial	in trouble with (someone) expr.	(biriyle) başı dertte
Idioms
43	Idioms	trouble (one's) head with (someone or something) v.	kafasını (biri/bir şey) kurcalamak
44	Idioms	trouble (one's) head with (someone or something) v.	(birini/bir şeyi) kendine dert edinmek
45	Idioms	trouble (one's) head with (someone or something) v.	(birini/bir şeyi) kafaya takmak
46	Idioms	trouble (one's) head with (someone or something) v.	(biriyle/bir şeyle) kendini huzursuz etmek
47	Idioms	trouble (one's) head with (someone or something) v.	(biri/bir şey) için endişe veya kaygı duymak
48	Idioms	land someone in trouble v.	birinin başını belaya sokmak
49	Idioms	get into trouble with (someone) v.	(biriyle) başı belaya girmek
50	Idioms	get into trouble with (someone) v.	(biriyle) sorun yaşamak
51	Idioms	get in trouble with (someone) v.	(biriyle) başı belaya girmek
52	Idioms	get in trouble with (someone) v.	(biriyle) sorun yaşamak
53	Idioms	not trouble (one's) head about (someone or something) v.	kafasını (biriyle/bir şeyle) meşgul etmemek
54	Idioms	not trouble (one's) head about (someone or something) v.	(biriyle/bir şeyle) canını sıkmamak
55	Idioms	not trouble (one's) head about (someone or something) v.	(biriyle/bir şeyle) kafasını yormamak
56	Idioms	not trouble (one's) head about (someone or something) v.	(birini/bir şeyi) kafaya takmamak
57	Idioms	not trouble (one's) head about (someone or something) v.	(birini/bir şeyi) sorun etmemek
58	Idioms	not trouble (one's) head about (someone or something) v.	(birini/bir şeyi) dert edinmemek
59	Idioms	trouble (one's) head about (someone or something) v.	kafasını (biriyle/bir şeyle) meşgul etmek
60	Idioms	trouble (one's) head about (someone or something) v.	(biriyle/bir şeyle) canını sıkmak
61	Idioms	trouble (one's) head about (someone or something) v.	(biriyle/bir şeyle) kafasını yormak
62	Idioms	trouble (one's) head about (someone or something) v.	(birini/bir şeyi) kafaya takmak
63	Idioms	trouble (one's) head about (someone or something) v.	(birini/bir şeyi) sorun etmek
64	Idioms	trouble (one's) head about (someone or something) v.	(birini/bir şeyi) dert edinmek