Turco | Inglés | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | venezüella | venezuela n. | ||
We have just heard how things are in Venezuela, where there is no dialogue. Diyaloğun olmadığı Venezüella'da işlerin nasıl gittiğini daha yeni duyduk. More Sentences |
Turco | Inglés | |
---|---|---|
Tobacco | ||
Tobacco | venezüella yerlilerinin kavrulmuş baklagil tohumlarından elde ettiği enfiye | niopo n. |
Geography | ||
Geography | venezüella'da ünlü bir şelale | kukenaam n. |
Geography | venezüella'da ünlü bir şelale | cuquenan n. |
Geography | venezüella'da ünlü bir şelale | cuquenan falls n. |
Geography | venezüella'da ünlü bir şelale | kukenaam falls n. |
Geography | venezüella'nın kuzeydoğu kıyısında bir körfez | gulf of paria n. |