will be - Turco Inglés Diccionario

will be

Significados de "will be" con otros términos en diccionario inglés turco: 259 resultado(s)

Inglés Turco
Phrases
will be discussed expr. görüşülecek
The updated TBR report will be discussed by Member States at the TBR Committee on 29 May.
Güncellenmiş TBR raporu 29 Mayıs'ta TBR Komitesinde Üye Devletler tarafından görüşülecektir.

More Sentences
Colloquial
be certain that (something will happen or is the case) v. (bir şeydin olacağından/olduğundan) emin olmak
Tom said that Mary was certain that John had to do that.
Tom, Mary'nin John'un bunu yapmak zorunda olduğundan emin olduğunu söyledi.

More Sentences
(someone) will be sorry expr. (biri) yaptığına pişman olacak
Tom will be sorry he did that.
Tom bunu yaptığına pişman olacak.

More Sentences
(someone) will be sorry expr. (biri) pişman olacak
Tom will be sorry.
Tom pişman olacak.

More Sentences
Idioms
a feeling (that) (something is/will be the case) n. (bir durumun ne olduğuna/olacağına) dair bir his
I have a feeling that something big is about to happen.
Büyük bir şeyin olacağına dair bir hissim var.

More Sentences
General
leave where it will be stepped on v. ayak altında bırakmak
that will be the day expr. dört gözle bekliyorum!
that will be the day expr. işte o gün harika bir gün olurdu
Phrases
kids will be kids expr. çocuk çocukluğunu yapacak illa ki
kids will be kids expr. çocuk işte
there will be the deuce to pay expr. çekeceğimiz var
there will be the deuce to pay expr. vay halimize
there will be the deuce to pay expr. başımıza gelecek var
there will be the deuce to pay expr. sonuçlarına katlanırsın
there will be the deuce to pay expr. bedelini ödersin
the action plans to be taken will be defined expr. alınacak aksiyon planları tanımlanacak
a fine will be levied expr. bir ceza kesilecektir
your reply will be appreciated expr. cevabınız çok makbule geçecektir
your reply will be appreciated expr. dönüş yaparsanız sevinirim
your prompt reply will be appreciated expr. hızlı cevabınız çok makbule geçecektir
will be returned expr. iade edilecek
preference will be given to those with bilingual skills expr. ikinci dil tercih sebebidir
no mercy will be shown expr. merhamet gösterilmeyecek
will be the competence of expr. sorumluluğunda
...will be made expr. yapılacaktır
...will be done expr. yapılacaktır
Proverb
boys will be boys çocuktur yapacak
boys will be boys erkekler yaramazdır
boys will be boys erkek çocuklar sert olur
what will be, will be olacağı varsa olur
whatever will be, will be olacağı varsa olur
what will be, will be olacaksa olur
whatever will be, will be olacaksa olur
whatever will be, will be olacakla öleceğe çare yoktur
whatever will be, will be olacakla öleceğe çare yok
the proof will be in the pudding denemeden bilemezsin
the proof will be in the pudding yaşamadan bilemezsin
the tree that bears fruit will be stoned meyve veren ağaç taşlanır
your mother alone will be wail on you ağlarsa anam ağlar gerisi yalan ağlar
Colloquial
be certain that (something will happen or is the case) v. (bir şeyin olacağını/olduğunu) kesin olarak bilmek
(one) will be lucky expr. (eğer gerçekleşirse) kendini şanslı say
who will/shall remain/be nameless expr. ismi lazım değil
who will/shall remain/be nameless expr. ismi önemli değil
who will/shall remain/be nameless expr. kim olduğu önemli değil
who will/shall remain/be nameless expr. kim olduğunu açıklamayacağım biri
who will/shall remain/be nameless expr. ismini vermeyeceğim biri
who will/shall remain/be nameless expr. ismi lazım olmayan biri
who will/shall remain/be nameless expr. ismi önemli olmayan biri
somebody will/shall remain/be nameless expr. ismi lazım değil
somebody will/shall remain/be nameless expr. ismi önemli değil
somebody will/shall remain/be nameless expr. kim olduğu önemli değil
somebody will/shall remain/be nameless expr. kim olduğunu açıklamayacağım biri
somebody will/shall remain/be nameless expr. ismini vermeyeceğim biri
somebody will/shall remain/be nameless expr. ismi lazım olmayan biri
somebody will/shall remain/be nameless expr. ismi önemli olmayan biri
(someone) will be sorry expr. (biri) yaptığı şey için özür dileyecek
will be along expr. yolda olmak
will be along expr. yola koyulmuş olmak
will be along expr. geliyor olmak
(one) will be lucky expr. (birinin) işi şansa kalmış
(one) will be lucky expr. olması pek mümkün değil
(one) will be lucky expr. olması çok zor
everything will be ok expr. her şey yoluna girecek
everything will be ok expr. her şey güzel olacak
everything will be ok expr. her şey iyi olacak
everything will be ok expr. her şey düzelecek
always has been always will be expr. böyle gelmiş böyle gider
somebody, who will/shall remain/be nameless expr. adı lazım değil biri
somebody, who will/shall remain/be nameless expr. ismini vermeyeceğim biri
somebody, who will/shall remain/be nameless expr. kim olduğunu açıklamayacağım biri
somebody, who will/shall remain/be nameless expr. ismi önemli olmayan biri
how much will it be? exclam. ne kadar tutacak?
how much will it be? exclam. fiyatı ne?
how much will it be? exclam. fiyatı ne olacak/olur?
how much will it be? exclam. ne kadara gelecek/gelir?
how much will it be? exclam. ne kadara mal olacak/olur?
Idioms
the feeling (that) (something is/will be the case) n. (bir durumun ne olduğuna/olacağına) dair bir his
the feeling (that) (something is/will be the case) n. (bir şey olduğuna/olacağına) dair bir his
the feeling (that) (something is/will be the case) n. (bir şey olduğuna/olacağına) dair bir önsezi
the feeling (that) (something is/will be the case) n. (bir şeyin olduğu/olacağı) içine doğma
a feeling (that) (something is/will be the case) n. (bir şey olduğuna/olacağına) dair bir his
a feeling (that) (something is/will be the case) n. (bir şey olduğuna/olacağına) dair bir önsezi
a feeling (that) (something is/will be the case) n. (bir şeyin olduğu/olacağı) içine doğma
be no question that (something will happen/is the case) v. kesinlikle (bir şey olmak)
be no question that (something will happen/is the case) v. (bir şey olacağına) emin olmak
be no question that (something will happen/is the case) v. (durumun belli bir şekilde olduğundan) şüphe duymamak
would/will not be seen dead v. hoş karşılamamak
would/will not be seen dead v. tolerans göstermemek
be no question that (something will happen/is the case) v. gününde olmamak
be no question that (something will happen/is the case) v. iyi gününde olmamak
be no question that (something will happen/is the case) v. şanslı gününde olmamak
be no question that (something will happen/is the case) v. kötü gününde olmak
be no question that (something will happen/is the case) v. şanssız gününde olmak
what is to be will be expr. akacak kan damarda durmaz
whatever will be, will be expr. her şey olacağına varır
thy will be done expr. oldu bil/baş üstüne/oldu farz et/lord's prayer'da geçen bir cümle
(one) will be forgiven for (doing something) expr. yanlış/hatalı olsa da tamamen normal/anlaşılır bir durum
there will be the deuce to pay expr. çok büyük sıkıntı olur
there will be the deuce to pay expr. başımıza çok büyük iş açılır
there will be the deuce to pay expr. başımız çok büyük belaya girer
there will be the deuce to pay expr. bedelini çok fena öderiz
there will be the deuce to pay expr. çok büyük bedel öderiz
there will be the deuce to pay expr. bedelini çok ağır öderiz
(someone or something) will be the death of (one) expr. (biri/bir şey birini) öldürecek
(someone or something) will be the death of (one) expr. (biri/bir şey birinin) yüreğine indirecek
(someone or something) will be the death of (one) expr. (biri/bir şey birinin) ölümüne sebep olacak
(someone or something) will be the death of (one) expr. (birinin) ölümü (birinin/bir şeyin) elinden/yüzünden olacak
will be the death of someone or something (yet) expr. (biri/bir şey birini) öldürecek
will be the death of someone or something (yet) expr. (biri/bir şey birinin) sonu olacak
will be the death of someone or something (yet) expr. (biri/bir şey birinin) ölümüne sebep olacak
will be the death of someone or something (yet) expr. (birinin) ölümü (birinin/bir şeyin) yüzünden olacak
boys will be boys expr. erkekler böyledir
boys will be boys expr. erkektir, yapar
boys will be boys expr. erkek/erkek çocuğu işte
boys will be boys expr. erkek/erkek çocuğu değil mi
that will be the day expr. imkanı yok
that will be the day expr. pek olası değil
that will be the day expr. pek öyle olacak gibi değil
that will be the day expr. sanmıyorum
that will be the day expr. sanmam
will be the death of expr. -i öldürecek
will be the death of expr. '-in yüreğine indirecek
will be the death of expr. '-in ölümüne sebep olacak
will be the death of expr. '-in sonu olacak
Speaking
everything will be nice n. her şey güzel olacak
I will be there interj. orada olacağım
I will be glad interj. memnun olurum
you must hurry otherwise you will be late expr. acele etmelisin aksi halde gecikeceksin
you must hurry or you will be late expr. acele etmelisin aksi halde gecikeceksin
you will be treated like family expr. ailedenmiş gibi muamele göreceksin
you will never be free expr. asla özgür olmayacaksın
will it be a problem? expr. bu bir sorun yaratır mı?
will there be anything else? expr. başka bir arzunuz
will you be on msn in the evening? expr. bu akşam msn'de olacak mısın?
whatever will be will be expr. bir şey olacaksa olur
how long you will be holding me here? expr. beni burada ne kadar tutacaksınız?
will that be all? expr. başka bir isteğiniz var mı?
we will be there in five minutes expr. beş dakika içinde oradayız
they will be worth money someday expr. bir gün gelecek para edecekler
I don't think it will be worth it expr. buna değeceğini sanmam
will it be a problem? expr. bu bir sorun olur mu?
what will you be when you grow up? expr. büyüdüğünde ne olacaksın?
that will be your loss expr. bu senin kaybın olur
we will be there in five minutes expr. beş dakika içinde orada olacağız
I will be here expr. ben burada olacağım
will that be all? expr. başka bir arzunuz
will it be a problem? expr. bu bir problem yaratır mı?
will you be able to forgive me? expr. beni affedebilecek misin?
will you be my friend expr. benimle arkadaş olur musun
I will be the bigger person expr. büyüklük bende kalsın
I will be there in a little bit expr. birazdan oradayım
someone will be with you in a minute expr. birazdan birisi sizinle ilgilenecek
we will be there in five minutes expr. beş dakikaya kadar oradayız
that will be great expr. çok iyi olur
it will be ok expr. düzelir
I will be so glad expr. çok sevinirim
we will always be together expr. daima beraber olacağız
I will be working expr. çalışıyor olacağım
you will be very happy expr. çok mutlu olacaksın
I will be so glad expr. çok mutlu olurum
will it be quick? expr. çabuk olacak mı?
I will be so pleased expr. çok sevinirim
I will be waiting for your reply expr. cevabınızı bekliyorum
I will be so pleased expr. çok mutlu olurum
I will be a doctor expr. doktor olacağım
everything will be okay expr. her şey yoluna girecek
everything will be all right expr. her şey düzelecek
everything will be great expr. her şey yoluna girecek
in what year will you be twenty? expr. hangi yıl yirmi oluyorsun?
everything will be just fine expr. her şey yoluna girecek
we will always be together expr. her zaman beraber olacağız
whatever will be will be expr. her şey olacağına varır sonunda
the next time this will not be for free expr. gelecek sefer bu karşılıksız olmayacak
everything will be just fine expr. her şey düzelecek
I will be glad if you come expr. gelirseniz sevinirim
I will be glad if you come expr. gelirseniz beklerim
I will be glad if you come expr. gelirseniz memnun olacağım
everything will be all right expr. her şey yoluna girecek
there will be plenty more where that came from expr. geldiği yerde bundan bir sürü daha var
what will the weather be like tomorrow? expr. hava yarın nasıl olacak?
everything will be great expr. her şey düzelecek
it will be great expr. harika olacak
we will not be late expr. geç kalmayacağız
we will not be late expr. gecikmeyeceğiz
what will you be, my son? expr. evladım ileride ne olacaksın?
your prompt reply will be greatly appreciated expr. erken cevabınız çok takdir edilecektir
everything will be okay expr. her şey düzelecek
she/he will be with you for the rest of your life expr. hayatının sonuna kadar seninle birlikte olacak
everything will be great expr. her şey çok güzel olacak
i will be glad if you come expr. gelirseniz memnun olurum
I will be right back expr. hemen döneceğim
everything will be all right expr. her şey yoluna girecek
i will be glad if you come expr. gelirsen memnun olurum
there will be delay expr. gecikme olacak
I will be glad if you come expr. gelirsen sevinirim
there is no need to worry (everything will be ok) expr. endişeye gerek yok (her şey yolunda gidecek)
we will be glad if you come expr. gelirseniz seviniriz
when will you be finished/done? expr. işin ne zaman biter?
when will you be finished/done? expr. işiniz ne zaman biter?
no one will be any the wiser expr. kimse farkına varmaz
the teacher will be here in ten minutes expr. öğretmen on dakikaya burada olacak
the library will be closing in five minutes expr. kütüphane beş dakika içinde kapanacaktır
it will be great expr. muhteşem olacak
there will be the devil to pay expr. kıyamet kopacak
there will be hell to pay expr. kıyamet kopacak
we will be glad expr. memnun oluruz
whatever will be will be expr. kısmetse olur
your table will be ready in a few minutes expr. masanız birkaç dakika içinde hazır olacak
the teacher will be here in ten minutes expr. öğretmen on dakikaya buraya gelecek
he will be with us shortly expr. kısa bir süre bizimle olacak
when will you be there? expr. ne zaman orada olursun?
we will be glad expr. mutluluk duyarız
if it's meant to be it will be expr. olacağı varsa olur
no one will be any the wiser expr. kimsenin ruhu duymaz
I will be glad to help you expr. sana yardımcı olmaktan memnun olacağım
I will be glad if you answer my question expr. sorumu cevaplarsanız sevinirim
you have the right to remain silent, anything you say can and will be used against you in a court of law expr. sessiz kalma hakkına sahipsiniz, söyleyeceğiniz her şey mahkemede aleyhinizde delil olarak kullanılabilir
when will the order be shipped? expr. sipariş ne zaman kargo edilecek?
when will the order be shipped? expr. sipariş ne zaman gönderilecek?
when will the order be shipped? expr. sipariş ne zaman kargo olacak?
I will be honest with you expr. sana dürüst olacağım
you will be always in my heart expr. sen her zaman benim kalbimde olacaksın
you have the right to remain silent, anything you say can and will be used against you in a court of law expr. sessiz kalma hakkına sahipsin, söyleyeceğin her şey mahkemede aleyhinde delil olarak kullanılabilir
will be the death of someone expr. sonu olmak
I will be honest with you expr. size dürüst olacağım
there will be delay expr. rötar olacak
will that be all today? expr. (kasiyer) başka bir isteğiniz var mı?
I hope you will be always happy expr. umarım daima mutlu olursun
he will be back in a week expr. 1 hafta içinde dönecek
he will be back in a week expr. 1 haftaya dönecek
this will all be over soon expr. yakında her şey bitecek
it will be over soon expr. yakında bitecek
the first step will be to expr. yapılacak ilk şey
if it's meant to be it will be expr. yazılmışsa olur
do you think you will be forgiven for what you've done? expr. yaptıklarınızın bağışlanacağını mı sanıyorsunuz?
what will the weather be like tomorrow? expr. yarın hava nasıl olacak?
what day will it be tomorrow? expr. yarın günlerden ne?
you will be rich expr. zengin olacaksınız
I will be in the office tomorrow expr. yarın ofiste olacağım
I will be in the office tomorrow expr. yarın ofisteyim
I'll be damned if I will expr. adam değilim
Law
one will be appointed expr. eğer avukat tutacak durumda değilsen senin için bir avukat atanacaktır
anything you say can and will be used against you in a court of law expr. söylediğin her şey mahkemede aleyhine delil olarak kullanılabilir
Computer
data that will not be moved n. taşınmayacak olan veri
your application will be carefully reviewed expr. başvurunuz dikkatli bir şekilde incelenecektir
will be removed expr. kaldırılacak
it will be displayed as an icon expr. simge olarak görüntülenecek
History
in the future, too, there may be malevolent people at home and abroad who will wish to deprive you of this treasure expr. istikbalde dahi, seni, bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahili ve harici, bedhahların olacaktır
Religious
the will of god be done expr. tanrının dediği olur
Slang
never-will-be n. başarıya, şöhrete ya da zenginliğe ulaşamayacak kişi
it will be a blast n. muhteşem olacak
It will be your ass! expr. bunu sen istedin!
It will be your ass! expr. bunun bedelini ödersin!
it will be (one's) ass expr. bedelini (biri) öder
it will be (one's) ass expr. sonucuna (biri) katlanır
it will be (one's) ass expr. (birinin) götüne girer
it will be (one's) ass expr. (birinin) götünde patlar
it will be (one's) ass expr. (birine) patlar
it will be (one's) ass expr. ceremesini (biri) çeker