witness - Turco Inglés Diccionario
Historia

witness

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Significados de "witness" en diccionario turco inglés : 61 resultado(s)

Inglés Turco
Common Usage
witness n. tanık
witness n. şahit
witness n. tanıklık
witness v. şahit olmak
witness v. şahitlik etmek
witness v. tanık olmak
General
witness n. olay mahallinde bulunan
witness n. delil
witness n. tanık
witness n. uzman
witness n. tanıklık
witness n. tanıt
witness n. hüccet
witness n. şahitlik
witness n. bilirkişi
witness n. şahit
witness n. kanıt
witness v. şahitlik etmek
witness v. onaylamak
witness v. bizzat görmek
witness v. görmek
witness v. tanıklık yapmak
witness v. gözüyle görmek
witness v. sahne olmak
witness v. şahit olmak
witness v. tanıklık etmek
witness v. -e şahit olmak
witness v. -e tanık olmak
witness v. şahadet etmek
witness v. göstermek
witness v. kanıtlamak
witness v. tanık olmak
witness v. kişisel dini bir beyana şahit olmak
witness v. (birine) vaaz vermek
witness v. (biri) adına vaaz vermek
witness v. yaşamak
witness adj. tanığa ait
witness adj. tanıkla ilgili
witness adj. tanığın kullandığı
witness adj. şahide ait
witness adj. şahitle ilgili
witness adj. şahidin kullandığı
witness adj. işaret görevi gören
witness adj. ölçümde referans noktası görevi gören
Trade/Economic
witness n. şahit
Law
witness n. şahit
witness n. tanık
witness n. peşin hükümlü kimse
witness n. önyargılı kimse
witness v. şahadet etmek
witness v. tanıklık etmek
Technical
witness v. tanık olmak
Religious
witness n. dini inancını alenen belirten kimse
witness n. yehova şahitlerinin üyesi
witness n. bir gerçeğin şahidi olarak gösterilen kimse
witness n. kefil olarak gösterilen kimse
witness n. hareketleriyle veya sözleriyle isa'ya ve hristiyan inancına sadakatini belirten kimse
witness n. dini inancı söz veya davranışla alenen beyan etme
witness v. bir kimsenin dini inançlarına tanıklık etmek
witness v. yaşadığı dini deneyimleri başkalarına (sözleriyle veya hareketleriyle) anlatmak
Ottoman Turkish
witness n. burhan

Significados de "witness" con otros términos en diccionario inglés turco: 261 resultado(s)

Inglés Turco
General
call the witness n. tanık çağırmak
eye witness n. görgü tanığı
call the witness n. tanığı çağırmak
witness stand n. tanık kürsüsü
witness stand n. mahkemede tanığın ifade verdiği yer
expert witness n. bilir kişi
witness box n. tanık kürsüsü
key witness n. en önemli tanık
eye-witness testimonies n. görgü şahidi ifadeleri
eye-witness n. görgü şahidi
witness acknowledgement n. tanık ikrarı
witness acknowledgement n. tanık beyanı
witness acknowledgement n. tanığın ifadesi
mute witness n. sessiz tanık
eye witness reports n. tanık ifadeleri
secret witness n. gizli tanık
anonymous witness n. gizli tanık
testimony of the witness n. tanığın ifadesi
witness sample n. şahit numune
false witness n. yalancı şahit
eye-witness n. görgü tanığı
auricular witness n. kulak şahidi
take the witness stand v. tanıklık etmek üzere tanık kürsüsüne çıkmak
bear witness to v. bir şeye delalet etmek
bear witness v. şahitlik etmek
bear witness v. tanıklık etmek
bear witness (to an age) v. tanıklık etmek (bir çağa vb)
bear witness to an age v. bir çağa tanıklık yapmak
bear witness to an age v. bir çağa tanıklık etmek
be a witness to v. bir şeyin delili olmak
act as a witness v. tanıklık etmek
be a witness to v. bir şeyin kanıtı olmak
be a witness to v. bir şeye şahitlik etmek
act as a witness v. şahitlik etmek
be a witness to v. tanık olmak
be a witness to v. bir şeye delalet etmek
be a witness to v. bir şeye işaret etmek
bear witness to v. tanıklık etmek
bear witness v. tanık olmak
be a witness to (something) v. tanıklık etmek (bir şeye)
interview the witness v. şahit dinlemek
produce a witness v. şahit göstermek
be a witness to v. -e tanıklık etmek
be a witness to v. -e şahitlik etmek
call the witness to testify v. tanıklığa davet etmek
witness the signature v. imzaya tanıklık etmek
witness the signing of v. imzaya tanıklık etmek
witness one's father's death v. babasının ölümüne tanık olmak
witness one's mother's death v. annesinin ölümüne tanık olmak
witness an autopsy v. bir otopsiye tanık olmak
witness a murder v. bir cinayete tanık olmak
witness the murder v. cinayete tanık olmak
witness the murder v. cinayete tanıklık etmek
have a witness v. bir tanığı olmak
bear false witness against someone v. yalancı şahitlik etmek
go into witness protection v. tanık koruma programına girmek
witness a crime v. suça tanık olmak
witness a crime v. suça tanıklık etmek
witness a crime v. suça şahit olmak
witness a crime v. suça şahitlik etmek
witness the crime v. suça şahit olmak
witness [obsolete] v. (bir şeyi) davranışlarıyla ortaya koymak
witness [obsolete] v. (bir şeyi) davranışlarıyla kanıtlamak
hear the witness v. şahit dinlemek
with a witness adv. etkili bir şekilde
with a witness adv. çabayla
with a witness adv. büyük ölçüde
wit (witness) abrev. tanık
wit (witness) abrev. şahit
Phrasals
witness for someone v. biri için tanıklık etmek
witness for someone v. biri için şahitlik etmek
witness for (someone or something) v. (biri/bir grup) için mahkemede tanıklık/şahitlik etmek
witness for (someone or something) v. (bir tanrı/din) adına vaaz vermek
witness to v. -e tanıklık/şahitlik etmek
witness to v. '-e tanık/şahit olmak
Phrases
in witness whereof expr. bu belgenin kanıtı olarak
in witness whereof expr. bu belgeye şahadeten
witness my hand and my seal expr. imzam ve mührüm buna tanıktır
in witness whereof i set my hand and affix my seal expr. imzam ve mührüm buna tanıktır
in witness whereof i have hereunto set my hand affixed my seal this expr. imzam ve mührüm buna tanıktır
in witness whereof expr. keyfiyeti tevsiken
in witness whereof expr. tasdiken
in witness whereof expr. yukarıdaki hükümlerin kanıtı olmak üzere
Colloquial
god as my witness expr. tanrı şahidim olsun
Idioms
give witness to (something) v. varlığı/olması (bir şeyin) kanıtı/işareti olmak
give witness to (something) v. varlığı/olması/bulunması (bir şeyi) kanıtlamak
bear witness to something v. bir şeye tanıklık etmek
witness to something v. bir şeye tanıklık/şahitlik etmek
witness to something v. bir şeye tanık/şahit olmak
be witness to something v. bir şeye tanıklık etmek
be witness to something v. bir şeye tanık olmak
be witness to something v. bir şeye şahit olmak
be (a) witness to (something) v. (bir şeye) tanık olmak
be (a) witness to (something) v. (bir şeye) şahit olmak
be (a) witness to (something) v. (bir şeyin) kanıtı olmak
be (a) witness to (something) v. (bir şeyin) göstergesi olmak
bear witness to (something) v. (bir şeyi) desteklemek
bear witness to (something) v. (bir şeyin) kanıtı olmak
bear witness to (something) v. (bir şeyin) ispatı olmak
bear witness (to something) v. (bir şeyin) kanıtı olmak
bear witness (to something) v. (bir şeyin) ispatı olmak
bear witness (to something) v. (bir şeyin) göstergesi olmak
give witness (to something) v. (bir şeyin) kanıtı olmak
give witness (to something) v. (bir şeyin) ispatı olmak
give witness (to something) v. (bir şeyin) göstergesi olmak
lead a witness v. tanığı yönlendirmek
lead a witness v. tanığa yönlendirici bir soru yöneltmek
lead a witness v. tanığa cevabı belli bir soru sormak
lead a witness v. tanıktan belli bir cevabı almak için düzenlenmiş bir soru sormak
lead a witness v. tanığa belirli bir cevaba yönelten soru sormak
lead a witness v. tanığa cevabı yönlendiren soru sormak
lead the witness v. tanığı yönlendirmek
lead the witness v. tanığa yönlendirici bir soru yöneltmek
lead the witness v. tanığa cevabı belli bir soru sormak
lead the witness v. tanıktan belli bir cevabı almak için düzenlenmiş bir soru sormak
lead the witness v. tanığa belirli bir cevaba yönelten soru sormak
lead the witness v. tanığa cevabı yönlendiren soru sormak
on the witness stand expr. tanık kürsüsünde
Speaking
may god be my witness expr. allah şahidim olsun
may god be my witness expr. tanrı şahidimdir
may god be my witness expr. tanrı şahidim olsun
Trade/Economic
expert witness report n. bilirkişi raporu
ear-witness n. sadece başkalarından işittiğini aktaran tanık
witness audits n. şahitlik denetimleri
witness audit n. şahit denetim
witness duty leave n. tanık görevi izni
in witness whereof expr. işbu keyfiyeti teyiden
in witness thereof expr. -in kanıtı olarak
in witness thereof expr. -e şehadeten
Law
alibi witness n. sanığın mazeret sunarken dayandığı tanık
adverse witness n. aleyhte tanık
adverse witness n. aykırı tanıklık
material witness n. baş tanık
impeachment of a witness n. bir tanığın taraf tuttuğu, taraflardan birine düşmanlığı, davada kişisel ilişkisi veya kötü şöhret sahibi olması nedeniyle ifadesinin gerçeğe aykırı olduğunu iddia etme
recall of witness n. bir tanığın yeniden mahkemeye çağrılması
hostile witness n. bir davada karşı tarafa yardımcı olan kanıt sunan tanık
expert witness system n. bilirkişilik sistemi
expert-witness n. bilirkişi tanık
prime witness n. birinci görgü tanığı
expert witness n. bilirkişi
attesting witness n. bir belgenin doğruluğunu ve varlığını ispat için düzenleyenin isteğiyle o belgeye imza koyan tanık
adverse witness n. bir davada karşı tarafa yardımcı olan kanıt sunan tanık
murder witness n. cinayet şahidi
murder witness n. cinayet tanığı
witness for the plaintiff n. davacı tanığı
disinterested witness n. dava taraflarıyla ilişkisi olmayan ve bu sebeple tanıklığa engel durumu bulunmayan kimse
material witness n. davanın gidişatını etkileyecek bilgilere sahip tanık
prosecuting witness n. davada tanık durumunda bulunan kimse
defaulting witness n. duruşmaya gelmeyen tanık
expert witness n. ehlivukuf
material witness n. esas tanık
principal witness n. esas tanık
eye witness n. görgü tanığı
credible witness n. güvenilir şahit
eye witness n. görgü şahidi
witness for the prosecution n. iddia şahidi
witness tampering n. ifadesini değiştirmesi için tanığı korkutma/tehdit etme
character witness n. karakter/kişilik tanığı
adverse witness n. karşı tanıklık
adverse witness n. karşıt tanık
witness for the prosecution n. kamu şahidi
witness against himself n. kendi aleyhine tanıklık
witness evidence n. kişisel kanıt
material witness n. maddi tanık
material witness n. maddi tanıklık
commission to examine witness n. mahkemenin yetki alanı dışındaki şahitlerin istinabe aracılığıyla ifadesini alan komisyon
local expert-witness n. mahalli bilirkişi
witness box n. mahkemede tanıkların oturduğu yer
witness for the defense n. müdafaa şahidi
adverse witness n. mukabil tanık
hostile witness n. mügayir tanık
adverse witness n. mügayir tanık
hostile witness n. muhasım tanık
marriage witness n. nikah şahidi
material witness n. önemli tanık
witness for the prosecution n. savcının gösterdiği tanık
witness for the defense n. savunma tanığı
witness for the defence n. sanık lehine tanıklık eden kimse
witness for the prosecution n. sanık aleyhine tanıklık eden kimse
witness assessment n. şahit değerlendirmesi
witness testimony n. şahit ifadesi
witness stand n. şahit kürsüsü
examination of witness n. şahidin sorguya çekilmesi
examination of witness n. şahidin dinlenmesi
eye witness n. şahsen gördüğü konularda tanıklık eden tanık
reimbursement of witness n. şahide ödenecek tazminat ve masraflar
witness box n. tanık kürsüsü
witness statement n. tanık ifadesi
hearing of witness n. tanığın dinlenmesi
consequences of failure of witness to appear n. tanığın çağrıya uymamasının neticeleri
witness acknowledgement n. tanık beyanı
summoning witness n. tanığın çağrılması
witness protection department n. tanık koruma dairesi
competency of witness n. tanıklık yetkinliği
witness statement n. tanık beyanı
impeachment of witness n. tanığın tarafgirliği
failure of witness to appear n. tanığın çağrıya uymaması
zealous witness n. tarafgir şahit
bias of witness n. tanığın taraf tutması
witness box n. tanık yeri
witness acknowledgement n. tanığın ifadesi
call to witness n. tanık dinletme hakkı
instructing witness n. tanığa söylenecek şeyler
witness intimidation n. tanığa tehdit
witness protection act n. tanık koruma kanunu
competency witness n. tanıklık ehliyeti
witness acknowledgement n. tanık ifadesi
prosecuting witness n. tanık olarak dinlenen şahit
witness statement n. tanığın ifadesi
non-party witness n. tarafsız tanık
examination of witness n. tanığın dinlenmesi
witness refreshing memory n. tanığın hafızasını tazeleme hakkı
attesting witness n. tasdik eden şahit
witness protection program n. tanık koruma programı
competency of witness n. tanığın yetkinliği
bias of witness n. tanık tarafgirliği
witness stand n. tanık kürsüsü
examination of witness n. tanığın sorguya çekilmesi
witness intimidation n. tanığın tehdit edilmesi
impeachment of witness n. verdiği ifadeyi baz olarak tanığı itham etme
bearing false witness n. yalan yere yemin
attesting witness n. yemin eden şahit
witness' affidavit n. yeminli tanık beyanı
bearing false witness n. yalan beyan
witness' sworn statement n. yeminli tanık beyanı
bearing false witness n. yalancı şahitlik
false witness n. yalancı şahit
false witness n. yalancı tanık
false witness n. yalan yere yemin eden
hostile witness n. zıt şahit
star witness n. bir duruşmadaki en önemli veya asıl tanık
lay witness n. bilirkişi olmayan görgü tanığı
hostile witness n. karşı tarafın tanığı
hear the witness v. şahidi dinlemek
hear a witness v. şahidi dinlemek
hear a witness v. şahit dinlemek
hear the witness v. tanık dinlemek
hear the witness testimony v. tanık ifadesi dinlemek
call witness v. tanık olarak çağırmak
produce a witness v. tanık göstermek
take the stand as a witness v. tanıklık etmek
call to witness v. tanıklığa davet etmek
bring a witness to court v. tanık çağırmak
call witness v. tanıklık için davet etmek
summon a witness to court v. tanık çağırmak
hear the witness v. tanığı dinlemek
hear a witness v. tanığı dinlemek
hear a witness v. tanığın ifadesini almak
in witness whereof expr. tasdiken
in witness whereof expr. yukarıdaki hususlar muvacehesinde
Politics
expert witness n. bilirkişi
Institutes
board of witness protection n. tanık koruma kurulu
board of witness protection n. tanık koruma kurulu
Technical
witness points n. röper noktaları
Construction
expert witness n. kadastro bilirkişisi
Automotive
witness mark n. röper noktası
witness marks n. tanık işaretleri
Psychology
inner witness n. içsel tanık
Religious
witness [obsolete] n. sponsor
witness [obsolete] n. vaftiz ebeveyni
Military
witness plate n. balistik test numunesine paralel yönde arka kısma konulan plaka