Turco | Inglés | |
---|---|---|
General | ||
General | yanında getirmek | bring along v. |
Phrasals | ||
Phrasals | yanında getirmek | take with (one or something) v. |
Idioms | ||
Idioms | yanında getirmek | take with one v. |
Turco | Inglés | |
---|---|---|
Phrasals | ||
Phrasals | (bir şeyi) yanında getirmek | carry something along with someone v. |
Phrasals | (birini/bir şeyi) yanında getirmek | bring (someone or something) over v. |
Phrasals | (birini/bir şeyi bir yerden) alıp yanında getirmek | bring (someone or something) over from (somewhere) v. |
Phrasals | (birini/bir şeyi) yanında (bir yere) getirmek | bring (someone or something) over to (some place) v. |
Phrasals | birini/bir şeyi yanında (bir şeye) getirmek | bring someone or something along (to something) v. |
Phrasals | beraberinde/yanında getirmek | bring with v. |
Idioms | ||
Idioms | öğlen yemeğini yanında getirmek | brown bag v. |
Slang | ||
Slang | (bir şeyi) yanında getirmek | bring (something) with v. |