yarık - Turco Inglés Diccionario
Historia

yarık



Significados de "yarık" en diccionario inglés turco : 77 resultado(s)

Turco Inglés
Common Usage
yarık slit n.
yarık slot n.
yarık cleft adj.
General
yarık chap n.
yarık burst n.
yarık flaw n.
yarık rip n.
yarık shake n.
yarık split n.
yarık tear n.
yarık rent n.
yarık chink n.
yarık scissurae n.
yarık fracture n.
yarık gash n.
yarık chop n.
yarık gap n.
yarık fissure n.
yarık crevasse n.
yarık cut n.
yarık interstice n.
yarık cranny n.
yarık scissure n.
yarık breach n.
yarık slash n.
yarık vent n.
yarık incision n.
yarık chasm n.
yarık cleavage n.
yarık hiatus n.
yarık rift n.
yarık crack n.
yarık crevice n.
yarık notch n.
yarık clift n.
yarık reft n.
yarık vein n.
yarık bore [scotland] n.
yarık rictus n.
yarık goyle [dialectal] [uk] n.
yarık rive n.
yarık rut n.
yarık screed [scotland] n.
yarık slish [obsolete] n.
yarık riven adj.
yarık cloven adj.
yarık chappy adj.
yarık broken adj.
yarık fissured adj.
yarık split adj.
yarık enriven [obsolete] adj.
yarık chopped adj.
yarık fissate adj.
Technical
yarık slit n.
yarık groove n.
yarık rift n.
yarık slot n.
yarık crevice n.
yarık crack n.
Computer
yarık split n.
Construction
yarık wedge n.
yarık deblai n.
Automotive
yarık slot n.
Mining
yarık kirving n.
Medical
yarık fissura n.
yarık incisure n.
yarık tomy suf.
yarık tomies suf.
Anatomy
yarık scissure n.
Food Engineering
yarık slit n.
Physics
yarık trough n.
Botanic
yarık jag n.
yarık cut adj.
Geography
yarık clove n.
Geology
yarık grike n.
Archaic
yarık insection n.
yarık brack n.

Significados de "yarık" con otros términos en diccionario inglés turco: 167 resultado(s)

Turco Inglés
General
yarık dudak harelip n.
yarık derin chasm n.
büyük yarık crevasse n.
derin yarık chasm n.
yarık damak cleft palate n.
yarık dudak cleft lip n.
yarık dudak cheiloschisis n.
derin yarık crevasse n.
kalçalar arasındaki yarık nock [obsolete] n.
derin yarık vorago n.
(topraktaki) derin ve dar yarık gash n.
eskiden koşucuların mesaj taşımada kullandıkları ucu yarık sopa cleft stick n.
eşkenar dörtgensel onikiyüzlü biçimindeki mineralin yüzlerine paralel yarık dodecahedral cleavage n.
okta yer alan uzun yarık shake n.
(dağdaki buz tabakasında) derin yarık crevasse n.
yarık açmak gash v.
yarık açmak slot v.
yarık açmak slit v.
dudağı yarık harelipped adj.
yarık dudaklı hair-lip adj.
yarık olmayan undivided adj.
yarık olmayan unriven adj.
yarık halde rimosely adv.
Phrasals
yarık ya da oyuk açmak tear up v.
Idioms
iki rakip grup arasındaki derin yarık clear blue water n.
Technical
oyuk yarık reigle n.
iç yarık internal fissure n.
iç yarık internal burst n.
yarık kaynağı slot welding n.
yarık tipli veriş menfezi slot diffuser n.
yarık anotlu magneton split anode magnetron n.
yarık ekran split screen n.
yarık aydınlatma slit illumination n.
yarık dizilimi slot array n.
yarık ışıyıcı slot radiator n.
yarık (metal) clink n.
yeni oluşan yarık incipient tear n.
yarık lamba mikroskobu slit lamp microscope n.
yarık kaynağı slot weld n.
yarık kaşık split spoon n.
yarık lokma split-dye n.
yarık kalıp slit die n.
yarık perçin split rivet n.
yarık bombe başlı vida fillister-head machine screw n.
yarık etekli piston split skirt piston n.
yarık başlı vida fillister-head screw n.
spektroskopun mikroskop alanını veya yarık uzunluğunu sınırlandırmak için kullanılan opak diyafram decker n.
demir içeren metallerde iç yarık flake n.
çift yarık deneyi double-slit experiment n.
tepesi yarık başsız vida grub screw n.
Informatics
yarık dizilimi slot reader n.
yarık anten slot antenna n.
yarık ışıyıcı slot reader n.
yarık dizilimi slot array n.
yarık ışıyıcı slot radiator n.
Telecom
yarık anten slot aerial n.
Mechanic
yarık başlı makine vidası grub screw n.
yarık freze bıçağı t-slot cutter n.
Automotive
t yarık etekli piston t slot piston n.
yarık etekli piston split skirt piston n.
yarık kaynağı slot welding n.
Aeronautic
burnu yarık flap nose split flap n.
önden yarık flap nose split flap n.
sabit yarık fixed slot n.
Marine
besleyici yarık akıntısı rip feeder current n.
yarık keson dalgakıran slit caisson breakwater n.
yarık çıkış slit-type outlet n.
yarık kesik duvar slit wall n.
yarık akıntısı rip current n.
yarık başı rip head n.
yarık akıntısı rip tide n.
Mining
yarık açma kirving n.
kömür veya maden damarının bir bölümünü dinamitleyebilmek için açılan birkaç inçlik yarık kerf n.
Medical
anal yarık anal cleft n.
anal yarık natal cleft n.
anal yarık gluteal cleft n.
bilateral yarık dudak/damak bilateral cleft lip/palate n.
glüteal yarık gluteal cleft n.
glüteal yarık natal cleft n.
glüteal yarık anal cleft n.
her iki gluteal bölge arasında tabanına anüsün açıldığı yarık gluteal cleft n.
her iki gluteal bölge arasında tabanına anüsün açıldığı yarık natal cleft n.
her iki gluteal bölge arasında tabanına anüsün açıldığı yarık anal cleft n.
iki taraflı ikinci brankiyal yarık kisti bilateral second branchial cleft cyst n.
kalkarın yarık fissura calcarina n.
karın duvarının doğuştan yarık olması gastroschisis n.
orofasiyal yarık orofacial cleft n.
olfaktör yarık olfactory cleft n.
sinaptik yarık synaptic cleft n.
ufak bir yarık yoluyla yapılan ameliyat keyhole surgery n.
unilateral yarık dudak/damak unilateral cleft lip/palate n.
yarık dudak-damak ve lakrimal kanal anomalileri cleft lip and palate and lacrimal duct anomalies n.
yarık oluşumu cleft formation n.
yarık dil lingua plicata n.
yarık dudak cleft palate n.
yarık dudak cleft lip n.
yarık dil furrowed tongue n.
yarık damağın ameliyatla düzeltilmesi staphylorrhaphy n.
yarık dudak harelip n.
yarık dil plicated tongue n.
yarık dudak/damak cleft lips/palates n.
yarık dudak hair-lip n.
yarık dil fissured tongue n.
yarık damak cleft palate n.
yarık dil scrotal tongue n.
yürüyen yarık marching cleft n.
organın delik veya yarık aracılığıyla açılması dehiscence n.
yarık dudak ameliyatı staphyloraphy n.
median yarık dudak/damak median cleft lip/palate v.
yarık dudaklı harelipped adj.
Anatomy
yarım körelerarası yarık intercerebral fissure n.
vulvada dış dudakların arasındaki yarık urogenital cleft n.
vulvada dış dudakların arasındaki yarık pudendal cleavage n.
vulvada dış dudakların arasındaki yarık pudendal cleft n.
vulvada dış dudakların arasındaki yarık pudendal slit n.
vulvada dış dudakların arasındaki yarık rima pudendi n.
vulvada dış dudakların arasındaki yarık rima vulvae n.
vulvada dış dudakların arasındaki yarık vulvar slit n.
boşluk çeperine açılan yarık buttonhole n.
kanal çeperine açılan yarık buttonhole n.
(beyin, karaciğer gibi organlarda) büyük yarık fissure n.
(beyin) iki yarım küreyi ayıran yarık fissure n.
primitif yarık primitive groove n.
yatay yarık göz bebeği horizontal slit pupil n.
dikey yarık göz bebeği vertical slit pupil n.
Psychology
sajital yarık sagittal fissure n.
Pathology
yarık dil diglossia n.
dilde uzunlamasına yarık oluşturan gelişimsel bir hastalık diglossia n.
Optics
yarık lamba slit lamp n.
Food Engineering
yarık açmak (mukavva) slit v.
Gastronomy
özellikle fırın tabanında pişirildikten sonra üstüne un serpilen ortası yarık, büyük ve beyaz bir danimarka ekmeği danish loaf [uk] n.
Math
doğrusal olmayan yarık nonlinear gap n.
Biology
yarık bağlantı gap junction n.
yarık anlamına gelen ön ek fissi- pref.
Marine Biology
brankial yarık branchial cleft n.
brankial yarık branchial groove n.
faringeal yarık pharyngeal cleft n.
faringeal yarık pharyngeal groove n.
faringeal yarık pharyngeal slit n.
Zoology
yarık ayak biramous foot n.
Botanic
(yaprak) yarık squarrose-slashed adj.
Breeding
(köpek ırklarında) dış köşesi kulağa bakan yarık şeklinde göz almond eye n.
Forestry
ağacın yıllık halkaları arasındaki yarık veya çatlak cup shake n.
Environment
derin ve dar yarık ravine n.
Geography
orta afrika'da tanzanya ve kongo arasındaki büyük yarık vadisi'nde yer alan dünyanın en uzun gölü lake tanganyika n.
dik yarık linn n.
yarık akıntısı rip n.
derin ve dar yarık den [dialect] [uk] n.
derenin denize aktığı tepedeki küçük yarık ghaut [caribbean] n.
turba bataklığındaki doğal kanal veya yarık grough n.
kaya parçaları ile dolmuş yarık gull n.
dağ yamacında derin yarık cove n.
Geology
abisal yarık abyssal fissure n.
bir yanardağ ağzından eteklerine kadar inen derin ve geniş oluk-benzeri yarık barranca n.
yarık kanyon slot canyon n.
yarık volkanı fissure volcano n.
yarık püskürmesi fissure eruption n.
volkanik aktivitenin son aşamasında karbon dioksitle bir miktar nitrojen ve oksijenin yeryüzüne çıktığı yarık mofette n.
volkanik aktivitenin son aşamasında karbon dioksitle bir miktar nitrojen ve oksijenin yeryüzüne çıktığı yarık moffette n.
yeryüzü katmanı, su kanalı, yarık, fay gibi jeolojik şekillerin yatay düzlemle yaptığı açı dip n.
(kayada) yarık riva n.
çapraz yarık cross lode n.
çapraz yarık counterlode n.
kaya kütlesinin bir parçasının yarık boyunca diğer parçası üzerine kayması shear n.
Slang
vulvanın dudakları arasındaki yarık crack n.
Star Wars
büyük yarık great rift n.
yarık (tython) rift n.