yaşlanma - Turco Inglés Diccionario
Historia

yaşlanma



Significados de "yaşlanma" en diccionario inglés turco : 12 resultado(s)

Turco Inglés
Common Usage
yaşlanma aging n.
General
yaşlanma ageing n.
yaşlanma growth n.
yaşlanma growing old n.
yaşlanma anointment n.
yaşlanma decay [obsolete] n.
Technical
yaşlanma ageing n.
Construction
yaşlanma weathering n.
Automotive
yaşlanma aging n.
Medical
yaşlanma senescence n.
yaşlanma aging effect n.
Psychology
yaşlanma aging n.

Significados de "yaşlanma" con otros términos en diccionario inglés turco: 88 resultado(s)

Turco Inglés
General
doğal yaşlanma natural ageing n.
yaşlanma türleri types of old age n.
faal yaşlanma active ageing n.
yaşlanma testi aging test n.
yaşlanma süreci aging process n.
yaşlanma yönetimi age management n.
yaşlanma geciktirici ürün anti-ager n.
yaşlanma nedeniyle beceride zayıflık crack n.
yaşlanma sonucu vücut yıpranması involution n.
yaşlanma belirtilerini geciktirmek reverse the effects of aging v.
yaşlanma belirtilerini geciktirmek delay the signs of aging v.
yaşlanma önleyici anti-ageing adj.
yaşlanma etkilerini geciktiren anti-aging adj.
yaşlanma etkilerini geciktiren anti-ageing adj.
yaşlanma belirtileri gösteren white-haired adj.
yaşlanma belirtileri gösteren grizzly adj.
yaşlanma karşıtı anti-aging adj.
Idioms
siyahiler yaşlanma belirtilerini göstermez (good) black don't crack [cliché] expr.
Technical
ara verilmiş yaşlanma interrupted aging n.
aşırı yaşlanma overaging n.
doğal yaşlanma natural aging n.
foto yaşlanma photo-aging n.
foto yaşlanma photoaging n.
foto yaşlanma photo-ageing n.
hızlandırılmış yaşlanma accelerated aging n.
ısıl yaşlanma thermal aging n.
ilerleyen yaşlanma progressive aging n.
ilerleyici yaşlanma progressive aging n.
kesintili yaşlanma interrupted aging n.
kendiliğinden yaşlanma self-aging n.
yaşlanma yumuşaması age softening n.
yaşlanma alaşımı age-hardening alloy n.
yaşlanma sertleşmesi age hardening n.
yaşlanma testi aging test n.
yaşlanma çeliği age-hardening steel n.
yapay yaşlanma artificial ageing n.
yağların ve akışkanların yaşlanma davranışları ageing behaviours of oils and fluids n.
Mechanic
suni yaşlanma artificial aging n.
Construction
yaşlanma sertleşmesi age hardening n.
Automotive
doğal yaşlanma natural ageing n.
Aeronautic
pirinç yaşlanma korozyonu dezincification n.
Medical
reprodüktif yaşlanma reproductive aging n.
biyolojik yaşlanma biological aging n.
biyolojik yaşlanma teorileri theories of biological aging n.
erken yaşlanma photo-aging n.
erken yaşlanma photoaging n.
erken yaşlanma early ageing n.
erken yaşlanma premature aging n.
erken yaşlanma abiatrophy n.
erken yaşlanma premature ageing n.
hızlandırılmış yaşlanma modeli model of accelerated aging n.
immün yaşlanma immune senescence n.
kutanöz foto yaşlanma cutaneous photoaging n.
replikatif yaşlanma replicative ageing n.
yaşlanma izlerini kapatmak amaçlı yüze uygulanan estetik ameliyat face lifting n.
yaşlanma teorisi senescence theory n.
yaşlanma önleyici krem anti-aging cream n.
yaşlanma izlerini kapatmak amaçlı yüze uygulanan estetik ameliyat face lift n.
yaşlanma karşıtı kozmesötikler anti-aging cosmeceutics n.
yaşlanma karşıtı krem anti-aging cream n.
yaşlanma izlerini kapatmak amaçlı yüze uygulanan estetik ameliyat facelift n.
genellikle yaşlanma ile gözdeki merceğin opaklaşması sonucu miyopluk oluşması senopia n.
yaşlanma ve onun neden olduğu belirtilerle ilgili olan senile adj.
Psychology
birincil yaşlanma primary aging n.
erken yaşlanma progeria n.
ikincil yaşlanma secondary aging n.
programlı yaşlanma teorisi programmed senescence theory n.
yaşlanma korkusu gerascophobia n.
yerinde yaşlanma aging in place n.
Physiology
yaşlanma vb. sebeplerle vücut ya da organ fonksiyonunun kademeli kaybı regression n.
Dermatology
kırışıklık, leke ve pürüz gibi erken yaşlanma belirtilerini ve cilt sorunlarını ortadan kaldırmak için lazerle uygulanan bir cilt tedavisi laser skin resurfacing n.
kırışıklık, leke ve pürüz gibi erken yaşlanma belirtilerini ve cilt sorunlarını ortadan kaldırmak için lazerle uygulanan bir cilt tedavisi photorejuvenation n.
yaşlanma karşıtı antiaging adj.
yaşlanma önleyici antiaging adj.
yaşlanma etkilerini geciktiren antiaging adj.
Physics
yüksek sıcaklığa bağlı yaşlanma süreci thermosenescence n.
Chemistry
yaşlanma çeliği age hardening steel n.
yaşlanma alaşımı age hardening alloy n.
yaşlanma yarı-zamanı aging half-time n.
yaşlanma sertleşmesi age hardening n.
Biology
hücresel yaşlanma cellular aging n.
Botanic
yaşlanma sonucu metabolizmadan ayrılan jelatinimsi madde break n.
yaşlanma veya çürüme nedeniyle dallarını yitirmiş (ağaç) doddered adj.
Forestry
(ağaç veya orman) yaşlanma overmaturity n.
Modern Slang
yaşlanma sürecini kabul ederek/doğal karşılayarak yaşlanma aging gracefully n.
doğal bir şekilde yaşlanma aging gracefully n.
estetik müdahale olmadan hoş bir şekilde yaşlanma aging gracefully n.
fiziksel bir müdahale olmadan hastalık veya yaşlanma gibi sebeplerden dolayı ölmeyen amortal adj.