yer altında - Turco Inglés Diccionario
Historia

yer altında



Significados de "yer altında" en diccionario inglés turco : 5 resultado(s)

Turco Inglés
General
yer altında subterranean adj.
yer altında below ground adv.
yer altında below grade adv.
yer altında beneath adv.
Technical
yer altında subterranean adj.

Significados de "yer altında" con otros términos en diccionario inglés turco: 155 resultado(s)

Turco Inglés
General
çatı teknesi veya küvet gibi bir tesisatın altında yer alan su toplama haznesi safe n.
madeni paraların, banknotların ve nişanların devlet otoritesi altında üretildiği yer mint n.
avuç içinde, parmakların altında yer alan ve el falcıları tarafından mizaca ve kişisel özelliklere dair bilgi verdiğine inanılan küçük et çıkıntısı mountain n.
(armada) hac işaretinin altında yer alan basamak degree n.
kısmen toprağın altında yer alan ambar grave [dialect] [uk] n.
dış paketin altında yer alan ikinci ambalaj overwrap n.
tiyatroda paradilerin altında yer alan bölüm parterre n.
mikroskop tablası altında yer alan bir donatı substage n.
yer altında yaşayan canlı subterranean n.
yer altında çalışan kimse subterranean n.
yer altında bulunan mekan subterranity n.
yer altında yetişen growing under ground adj.
yer altında yetişen hypogeous adj.
yer altında bulunan belowground adj.
yer altında meydana gelen belowground adj.
dudağın altında yer alan infralabial adj.
dünyanın altında yer alan inframundane adj.
yer altında olan intestinal adj.
düğüm altında yer alan subnodal adj.
bulutların altında yer alan subnuvolar adj.
periosteumun altında yer alan subperiosteal adj.
dış kemik tabakasının altında yer alan subperiosteal adj.
tuz tabakasının altında yer alan subsalt adj.
yer altında bulunan subterraneal adj.
toprak altında yer alan subterraneal adj.
yer altında bulunan subterrany adj.
yer altında bulunan subterrene adj.
Politics
italyan aristokrasisinde kontesin üzerinde ve prensesin altında yer alan kadın marchesa n.
kontesin üzerinde ve prensesin altında yer alan kadınlara verilen bir asalet unvanı marchesa n.
italyan aristokrasisinde kontun üzerinde ve prensin altında yer alan erkek marchese n.
kontun üzerinde ve prensin altında yer alan erkeklere verilen bir asalet unvanı marchese n.
büyükelçinin hemen altında yer alan diplomat counselor n.
Industry
pres işlemi uygulanırken balya altında yer alan uçların döndürülmesi ile pamuk balyalarını saran metal bantları birbirine bağlayan parça returner n.
yer altında çalışan işçi groundhog n.
Media
gazete manşetinin en altında yer alan açıklama bölümü lower deck n.
televizyon yayını sırasında ekranın altında yer alan ve ekrandaki görüntüyü tanımlayan, bilgi amaçlı grafik, resim veya metin içeren kısım lower third n.
Technical
yer altında yürütülen çalışma backwork n.
yer altında gaz depolama under ground gas storage n.
yer altında basınçsız pis su uygulamaları buried non-pressure sewerage applications n.
yer altında akifer içerisinde gaz depolama underground gas storage in aquifer n.
bir kg'lık kütlenin standart yer çekimi altında uyguladığı kuvvet kilopond n.
gerçek ufkun altında yer alan görünen ufkun çöküntüsü açısını ölçen cihaz dip sector n.
(ahşap, duvarcılık) kapı altında yer alan uzun bölüm doorsill n.
pencere çerçevesi kanalında veya kapının altında yer alan sürgülü ek yapı shoe n.
Architecture
tiyatro sahnesinin altında yer alan, döşeme kapağı gibi sahne düzeneklerinin çalıştırıldığı kat mezzanine story [uk] n.
tiyatro sahnesinin altında yer alan, döşeme kapağı gibi sahne düzeneklerinin çalıştırıldığı kat mezzanine floor [uk] n.
(antik roma yapısında) çatı açıklığı altında yer alan havuz impluvium n.
iyon ve korint düzeninde sütunların altında yer alan ve yatay olarak kaideden daha küçük olan ikinci bir kaide scamillus n.
merdiven yanağı altında yer alan üçgen bölüm spandril n.
Construction
suyu taşıması için harpuştanın altında yer alan küçük oluk gorge n.
Marine
rütbece subayın altında yer alan denizci er matlo n.
rütbece subayın altında yer alan denizci er matelot n.
rütbece subayın altında yer alan denizci er matlow n.
civadra altında yer alan seren dolphin striker n.
ambar giriş merdivenlerinin altında yer alan bölüm square n.
okyanusun altında yer alan subocean adj.
okyanusun altında yer alan suboceanic adj.
Mining
yer altında çalışan hareketli makineler mobile machines working underground n.
Medical
(karaciğerin altında yer alan) ters fissüre ait veya ilgili portal adj.
Anatomy
mukoza zarının epitel dokusu altında yer alan ince damarlı bir bağ dokusu lamina propria n.
korpus kallosumun altında yer alan dar bir ventrikül third ventricle n.
ağzın her iki köşesinin hemen altında yer alan güldürücü kas mandarin crease n.
göbek altında yer alan bölüm pelvic n.
sternokleidomastoid kasının altında yer alan bir sinir ağı plexus cervicalis n.
sternokleidomastoid kasının altında yer alan bir sinir ağı cervical plexus n.
göz çukuru altında yer alan bölüm suborbital n.
kürek kemiğinin altında yer alan organ subscapular n.
omuriliğin altında yer alan infraspinal adj.
omuriliğin altında yer alan infraspinate adj.
pulley halkasının altında yer alan infratrochlear adj.
omurga altında yer alan postscapular adj.
ön bel bölgesinin hemen altında yer alan prelumbar adj.
hyoid kemiğin altında yer alan subhyoidean adj.
bağırsağın altında yer alan subintestinal adj.
bel bölgesinin altında yer alan sublumbar adj.
kas altında yer alan submuscular adj.
burun altında yer alan subnasal adj.
oksipital kemiğin altında yer alan suboccipital adj.
gözün altında yer alan subocular adj.
göz altında yer alan suboptic adj.
ağzın altında yer alan suboral adj.
pedünkül altında yer alan subpeduncular adj.
beyincik sapının altında yer alan subpeduncular adj.
kardiyak perikard altında yer alan subpericardial adj.
peritoneal membranın altında yer alan subperitoneal adj.
diyaframın altında yer alan subphrenic adj.
atın ayak dokusu altında yer alan subpodophyllous adj.
pubis kemiğinin altında yer alan subpubic adj.
akciğerlerin altında yer alan subpulmonary adj.
sakrumun altında yer alan subsacral adj.
leğen kemiğinin arka kemiği altında yer alan subsacral adj.
kürek kemiği altında yer alan subscapular adj.
sfenoid kemiğin altında yer alan subsphenoidal adj.
omurganın altında yer alan subspinous adj.
kürek kemiği dikeni altında yer alan subspinous adj.
ayak bileği kemiğinin altında yer alan subtalar adj.
talamusun altında yer alan subthalamic adj.
hymen altında yer alan subvaginal adj.
(yumurta kabuğu ve yolk kesesi arasındaki zar) bir bölgenin altında yer alan subzonal adj.
zigoma altında yer alan subzygomatic adj.
Biology
hayatının tamamını veya bir aşamasını yer altında geçiren geophilic adj.
hayatının tamamını veya bir aşamasını yer altında geçiren geophilous adj.
Marine Biology
solungaç kapağı altında yer alan bölüm subopercular n.
operkül altında yer alan bölüm subopercular n.
pektoral yüzgecin altında yer alan (karın yüzgeci) thoracic adj.
operkül altında yer alan subopercular adj.
solungaç kapağının altında yer alan subopercular adj.
(denizanası) şemsiye gövdenin altında yer alan subumbrellar adj.
Astronomy
gök cisminin kutup ekseni altında yer alan meridyenden geçişi lower transit n.
gerçek ufkun altında yer alan görünen ufkun açısal çöküntüsü dip of the horizon n.
(yer çekimi etkisi altında) masif gök cismine doğru gerçekleşen hareket infall n.
Zoology
yer altında yaşayan fossorial adj.
(çift kabuklularda) umbonun altında/önünde yer alan subumbonal adj.
Botanic
çok yıllık bitkilerde yeni yaprak ve çiçeklerin çıktığı, genellikle yer altında olan kalınlaşmış kalıcı kök caudex n.
bazı sınıflandırmalarda pyrolaceae familyası altında yer alan, yapraksız etli çürükçül bitkileri içeren bir cins monotropa n.
bazı sınıflandırmalarda pyrolaceae familyası altında yer alan, yapraksız etli çürükçül bitkileri içeren bir cins genus monotropa n.
meyvelerin yer altında olgunlaşması geocarpy n.
tomurcuklarını su veya yer altında oluşturan bitki cryptophyte n.
yer altında sürünüp kök ve filiz oluşturan sap sobole n.
kanat altında yer alan axillary adj.
yer seviyesinde veya altında meyve ya da çiçek veren geophilic adj.
yaprağın gövdeyle birleştiği noktanın altında yer alan intraaxillary adj.
Education
doktora derecesinin altında yer alıp avrupa'daki bazı yüksek öğrenim kurumlarınca verilen akademik bir derece licentiate n.
History
rütbece kontun altında ve baronun üstünde yer alan soylu viscount n.
(ingiltere'de) birtakım hapishanelerin etrafında yer alıp güvenilir mahkumların belirli kısıtlamalar altında yaşayabileceği mahalle the rules n.
(merdiven altında yer alan) hizmetçi odaları servants' quarters n.
Archaeology
m.ö. 4. bin yıla tarihlendiği düşünülüp yer altında veya höyükle örtülü olabilen devasa taşlardan inşa edilmiş mezar odaları megalithic tomb n.
Religious
(anglikan kilisesinde) genellikle piskoposun hemen altında yer alan dini yetkili archdeacon n.
piskoposun altında yer alan, dini nedenlerle evlenmeyen rahip archimandrite n.
baskı altında bulunan yer land of bondage n.
ölü bir kimsenin yer altında yaşayan ruhu shade n.
Geography
çökelti katmanlarının altında yer alan magmatik ve metamorfik kayaç bloğu basement n.
yer yüzeyinin altında aynı ortalama sıcaklığa sahip noktalardan geçen hayali çizgi isogeotherm n.
yer yüzeyinin altında aynı ortalama sıcaklığa sahip noktalardan geçen hayali çizgi geoisotherm n.
bir kıta veya adanın suyun altında yer alan ve kıyıdan başlayıp deniz tabanının dik şekilde okyanus tabanına doğru alçaldığı yere kadar uzanan bölümünün sınırı shelf n.
kar altında yer alan subniveal adj.
yer altında bulunan subterrane adj.
Geology
yer altı kuvvetlerinin basınç altında gösterdiği etki plutonic action n.
(kaya) yer yüzeyinin altında oluşan intratelluric adj.
Military
yer altında patlamanın gerçekleştiği noktanın tam üstündeki nokta epicenter n.
yer altında patlamanın gerçekleştiği noktanın tam üstündeki nokta epicentre n.
tuğgeneralin üstünde ve korgeneralin altında yer alan general rütbesi major-general n.
(kraliyet hava kuvvetleri'nde) er ile kıdemli er arasındaki rütbenin üstünde ve astsubay kıdemli çavuşun altında yer alan rütbe senior airman n.
(kraliyet hava kuvvetleri'nde) kıdemli erin üstünde ve astsubay kıdemli çavuşun altında yer alan asker senior airman n.
yer altında olan underground adj.
Music
tam sesin bir veya birkaç oktav üstünde veya altında yer alıp tekrar edilen tam ses replicate n.
Theatre
tiyatroda paradilerin altında yer alan bölüm parquet circle n.
tiyatroda paradilerin altında yer alan bölüm orchestra circle n.
Printery
(tipografide) harfin üzerinde veya altında yer alan çember şeklindeki harf tamamlama imi ring n.
(genellikle başlık sayfasının altında yer alan) yayımcı adı imprimatur n.
Archaic
rütbece kontun altında ve baronun üstünde yer alan soylu vicount n.
Entomology
köpek gibi etoburların dillerinin altında yer alan çubuk şeklindeki kıkırdak kitlesi lytta n.
yeni zelanda'ya özgü yer altında yaşayan bir tırtıl porina n.
yeni zelanda'ya özgü yer altında yaşayan bir tırtıl porina grub n.
Slang
yer altında yaşayan caniler dero n.