Historia

yerine getirmek

Significados de "yerine getirmek" en diccionario inglés turco : 62 resultado(s)

	Categoría	Turco	Inglés
Common Usage
1	Common Usage	yerine getirmek	carry out v.
2	Common Usage	yerine getirmek	perform v.
3	Common Usage	yerine getirmek	fulfil v.
4	Common Usage	yerine getirmek	fulfill v.
General
5	General	yerine getirmek	answer v.
6	General	yerine getirmek	make good v.
7	General	yerine getirmek	effect v.
8	General	yerine getirmek	administer v.
9	General	yerine getirmek	doest v.
10	General	yerine getirmek	enforce v.
11	General	yerine getirmek	put in force v.
12	General	yerine getirmek	exercise v.
13	General	yerine getirmek	make something good v.
14	General	yerine getirmek	serve v.
15	General	yerine getirmek	complete v.
16	General	yerine getirmek	execute v.
17	General	yerine getirmek	satisfy v.
18	General	yerine getirmek	fulfil v.
19	General	yerine getirmek	acquit oneself v.
20	General	yerine getirmek	settle v.
21	General	yerine getirmek	discharge v.
22	General	yerine getirmek	carry through v.
23	General	yerine getirmek	grant v.
24	General	yerine getirmek	accomplish v.
25	General	yerine getirmek	execute (a task) v.
26	General	yerine getirmek	bring (something) back v.
27	General	yerine getirmek	carry out (a task) v.
28	General	yerine getirmek	perform (a task) v.
29	General	yerine getirmek	fulfill v.
30	General	yerine getirmek	fill v.
31	General	yerine getirmek	implement v.
32	General	yerine getirmek	perform v.
33	General	yerine getirmek	consummate v.
34	General	yerine getirmek	keep v.
35	General	yerine getirmek	meet v.
36	General	yerine getirmek	deliver v.
37	General	yerine getirmek	adhibit v.
38	General	yerine getirmek	satisfise [us] v.
39	General	yerine getirmek	satisfice [uk] v.
40	General	yerine getirmek	parforn v.
41	General	yerine getirmek	secure v.
42	General	yerine getirmek	serve [scotland] v.
43	General	yerine getirmek	stand v.
44	General	yerine getirmek	supervene upon v.
45	General	yerine getirmek	supplace v.
46	General	yerine getirmek	suppose v.
47	General	yerine getirmek	surrogate v.
Phrasals
48	Phrasals	yerine getirmek	wait on v.
Colloquial
49	Colloquial	yerine getirmek	make up v.
Idioms
50	Idioms	yerine getirmek	carry out v.
51	Idioms	yerine getirmek	come to time v.
Trade/Economic
52	Trade/Economic	yerine getirmek	adhibit v.
53	Trade/Economic	yerine getirmek	administer v.
Law
54	Law	yerine getirmek	perform v.
55	Law	yerine getirmek	accede v.
Technical
56	Technical	yerine getirmek	observe v.
57	Technical	yerine getirmek	fulfil v.
58	Technical	yerine getirmek	implement v.
59	Technical	yerine getirmek	perform v.
60	Technical	yerine getirmek	meet v.
61	Technical	yerine getirmek	fulfill v.
Archaic
62	Archaic	yerine getirmek	doeth v.

Significados de "yerine getirmek" con otros términos en diccionario inglés turco: 290 resultado(s)

	Categoría	Turco	Inglés
Common Usage
1	Common Usage	yerine getirmek (plan vb'ni)	implement v.
General
2	General	belli bir görevi yerine getirmek için gerekli beceriler	skillset n.
3	General	zor bir görevi yerine getirmek için kurulmuş ekip	hit squad n.
4	General	komitenin görevlerini yerine getirmek üzere atanmış kimse	committee of one n.
5	General	(uzaktan) emirleri yerine getirmek için yapılan düzenleme	connection n.
6	General	yerine getirmek yerine koyma	surrogation n.
7	General	amacı yerine getirmek	achieve a goal v.
8	General	yerine getirmek (görevi)	discharge v.
9	General	yerine getirmek (arzu, rica vb)	indulge v.
10	General	yerine getirmek (vaat)	redeem v.
11	General	görevini yerine getirmek	do one's duty v.
12	General	sözünü yerine getirmek	keep one's word v.
13	General	resmi bir görevi yerine getirmek	officiate v.
14	General	işlevini yerine getirmek	function v.
15	General	görevini yerine getirmek	do one's share of a task v.
16	General	kendine düşen görevi yerine getirmek	keep one's end up v.
17	General	sözünü yerine getirmek	keep one's promise v.
18	General	fonksiyonunu yerine getirmek	function v.
19	General	sözünü yerine getirmek	be as good as one's word v.
20	General	sözünü yerine getirmek	be true to one's word v.
21	General	sözünü yerine getirmek	be as good as one's promise v.
22	General	görevi yerine getirmek	officiate v.
23	General	yerine getirmek (sözü)	make good on v.
24	General	birinin tüm isteklerini yerine getirmek	go all the way with v.
25	General	bir günahı bağışlatmak için papazın önerdiği kefareti yerine getirmek	do penance v.
26	General	gerekleri yerine getirmek	meet the requirements v.
27	General	amacı yerine getirmek	fulfill one's goal v.
28	General	bir şeyi yerine getirmek	carry something through v.
29	General	amacı yerine getirmek	accomplish one's goal v.
30	General	amacı yerine getirmek	achieve one's goal v.
31	General	harfi harfine yerine getirmek	follow through v.
32	General	sorumluluğunu yerine getirmek	pull one's weight v.
33	General	yükümlülükleri yerine getirmek	meet the liabilities v.
34	General	yükümlülükleri yerine getirmek	meet the obligations v.
35	General	yükümlülüğünü yerine getirmek	meet one's liability v.
36	General	yükümlülüğü yerine getirmek	meet the liability v.
37	General	yükümlülüklerini yerine getirmek	meet one's obligations v.
38	General	yükümlülüklerini yerine getirmek	fulfill one's obligations v.
39	General	yükümlülüğü yerine getirmek	fulfill the obligation v.
40	General	yükümlülükleri yerine getirmek	fulfill the obligations v.
41	General	yükümlülüğü yerine getirmek	meet the obligation v.
42	General	adaleti yerine getirmek	administer the law v.
43	General	adaleti yerine getirmek	administer justice v.
44	General	yükümlülüğü yerine getirmek	fulfill an obligation v.
45	General	yükümlülüğünü yerine getirmek	fulfill one's obligation v.
46	General	yükümlülüğünü yerine getirmek	meet one's obligation v.
47	General	yükümlülüklerini yerine getirmek	meet one's liabilities v.
48	General	yükümlülüğü yerine getirmek	meet a liability v.
49	General	yükümlülüğü yerine getirmek	meet an obligation v.
50	General	emirleri yerine getirmek	carry out the orders v.
51	General	fonksiyonlarını yerine getirmek	perform one's functions v.
52	General	fonksiyonlarını yerine getirmek	function v.
53	General	kriterleri yerine getirmek	fulfil the criteria v.
54	General	kriterleri yerine getirmek	meet the criteria v.
55	General	kriterleri yerine getirmek	satisfy the criteria v.
56	General	dini vecibeleri yerine getirmek	practise the religious duties v.
57	General	dini vecibeleri yerine getirmek	fulfill the religious duties v.
58	General	eksiksiz yerine getirmek	amply fulfil v.
59	General	eksiksiz yerine getirmek	completely fulfil v.
60	General	şartları yerine getirmek	fulfil the conditions v.
61	General	şartları yerine getirmek	meet the conditions v.
62	General	yaşam için gereken koşulları yerine getirmek için bir gezegenin yüzeyinde ve atmosferinde değişiklik yapmak	terraform v.
63	General	yükümlülük yerine getirmek	discharge an obligation v.
64	General	yükümlülük yerine getirmek	meet obligation v.
65	General	yükümlülük yerine getirmek	fulfil obligation v.
66	General	hayallerini yerine getirmek	make one's dream come true v.
67	General	(rica vb) yerine getirmek	indulge v.
68	General	taahhüdü yerine getirmek	fulfil a commitment v.
69	General	taahhüdü yerine getirmek	honour a commitment v.
70	General	taahhüdü yerine getirmek	meet a commitment v.
71	General	vatani görevini yerine getirmek	perform military service v.
72	General	talimat yerine getirmek	carry out instruction v.
73	General	yasal yükümlülüklerini yerine getirmek	perform one’s legal obligations v.
74	General	kanuni yükümlülüklerini yerine getirmek	perform one’s legal obligations v.
75	General	hukuki yükümlülüklerini yerine getirmek	perform one’s legal obligations v.
76	General	siparişi yerine getirmek	fulfil an order v.
77	General	isteklerini yerine getirmek	indulge v.
78	General	gerekleri yerine getirmek	do the requirements v.
79	General	birinin son arzusunu yerine getirmek	honour one's dying wish v.
80	General	görevi yerine getirmek	fulfil a duty v.
81	General	sözünü yerine getirmek	fulfil the promise v.
82	General	görevlerini yerine getirmek	fulfil one's obligations v.
83	General	görevlerini yerine getirmek	do one's duties v.
84	General	görevlerini yerine getirmek	fulfil one's duties v.
85	General	görevlerini yerine getirmek	perform one's duties v.
86	General	reformları yerine getirmek	live up to reforms v.
87	General	fonksiyonlarını gereği gibi yerine getirmek	meet functional requirements v.
88	General	bir taahhüdü yerine getirmek	meet an obligation v.
89	General	bir taahhüdü yerine getirmek	fulfil an engagement v.
90	General	bir taahhüdü yerine getirmek	meet an engagement v.
91	General	bir taahhüdü yerine getirmek	fulfil an obligation v.
92	General	sözünü yerine getirmek	keep promise v.
93	General	bir arzuyu yerine getirmek	attend a desire v.
94	General	sorumlulukları/yükümlülükleri yerine getirmek	fulfil the obligations v.
95	General	sorumuluğu yerine getirmek	fulfill the responsibility v.
96	General	yasal zorunlulukları yerine getirmek	fulfill the legal obligations v.
97	General	koşulu yerine getirmek	provide the appropriate conditions v.
98	General	koşulu yerine getirmek	fulfil the requirement/specifications v.
99	General	bir görevi yerine getirmek	perform a task v.
100	General	verilen bir sözü/adağı yerine getirmek için yapılan sunu	ex-voto v.
101	General	sorumlulukları yerine getirmek	fulfil the responsibilities v.
102	General	talebi yerine getirmek	fulfill/meet the demand v.
103	General	emirleri yerine getirmek	follow orders v.
104	General	aynı anda birkaç görevi yerine getirmek	multitask v.
105	General	sorumluluk yerine getirmek	fulfil a responsibility v.
106	General	talebi yerine getirmek	comply with the request v.
107	General	taahhütlerini yerine getirmek	deliver commitments v.
108	General	başkalarının isteklerini yerine getirmek	fulfill the wishes of others v.
109	General	görevini yerine getirmek	act v.
110	General	tekrar yerine getirmek	re-execute v.
111	General	üçüncü kez yerine getirmek	tertiate [obsolete] v.
112	General	görevlerini yerine getirmek	act the part of v.
113	General	görevi yerine getirmek için gayret etmek	endeavor one's self v.
114	General	usulüne uygun bir şekilde işlevi yerine getirmek	keep touch [obsolete] v.
115	General	kamu görevini yerine getirmek	serve an office v.
116	General	(isteği) yerine getirmek	answer v.
117	General	keyfini yerine getirmek	undumpish [obsolete] v.
118	General	keyfini yerine getirmek	unsadden v.
119	General	bir erkekten geleneksel olarak beklenen şeyleri yerine getirmek	man-up v.
120	General	anlaşmanın üzerine düşen kısmını yerine getirmek	hold up v.
121	General	şartları yerine getirmek	honor v.
122	General	anlaşma koşullarını yerine getirmek	honour v.
123	General	tek bir görevi yerine getirmek	monotask v.
124	General	halk için gerekli bir görevi yerine getirmek	give v.
125	General	yükümlülüğü yerine getirmek için (para) taahhüt etmek	obligate v.
126	General	sorumluluklarını yerine getirmek	chore v.
127	General	babalık görevlerini yerine getirmek	dad v.
128	General	sosyal görevi yerine getirmek	officiate v.
129	General	gerekenden fazlasını yerine getirmek	overfulfil v.
130	General	gerekenden fazlasını yerine getirmek	overfulfill v.
131	General	gereklilikleri yerine getirmek	fulfill the requirement v.
132	General	tüm formaliteleri yerine getirmek	comply [obsolete] v.
133	General	vaadi/taahhüdü/sözü yerine getirmek	keep the pledge v.
134	General	(adeti) yerine getirmek	observe v.
135	General	ihtiyaçlarını yerine getirmek	pander v.
136	General	(emirleri, talimatları) yerine getirmek	follow v.
137	General	(üretim veya dağıtım ile birlikte) farklı görevleri yerine getirmek	service v.
138	General	görevli birinin yerine getirmek	superinduce v.
Phrasals
139	Phrasals	kendisinden bekleneni yapmak/başarmak/yerine getirmek	succeed as (something) v.
140	Phrasals	(birinin) isteğini/ricasını yerine getirmek	oblige (one) by (doing something) v.
141	Phrasals	(birinin) isteğini/ricasını yerine getirmek	oblige someone by something v.
142	Phrasals	(bir şeyi yaparak) bir zorunluluğu yerine getirmek/koşulları sağlamak	satisfy (someone, something, or oneself) by (doing something) v.
143	Phrasals	(bir şeyi yaparak) bir zorunluluğu yerine getirmek/koşulları sağlamak	satisfy something by something v.
144	Phrasals	(bir şeyi yaparak) bir zorunluluğu yerine getirmek/koşulları sağlamak	satisfy something with something v.
145	Phrasals	(bir şey yaparak) bir gerekliliği yerine getirmek	satisfy (someone, something, or oneself) by (doing something) v.
146	Phrasals	bir gerekliliği bir şekilde karşılamak/yerine getirmek	satisfy something by something v.
147	Phrasals	bir gerekliliği bir şekilde karşılamak/yerine getirmek	satisfy something with something v.
148	Phrasals	(birinin) bilincini yerine getirmek	recall to (someone) v.
149	Phrasals	(birinin/bir şeyin/kendinin) gereksinimlerini (bir şeyle) yerine getirmek	satisfy (someone, something, or oneself) with (something) v.
150	Phrasals	(birinin/bir şeyin/kendinin) isteklerini (bir şeyle) yerine getirmek	satisfy (someone, something, or oneself) with (something) v.
151	Phrasals	bir görevin son adımları yerine getirmek	mop up v.
152	Phrasals	bir görevi tamamlayacak küçük/son ayrıntıları yerine getirmek	mop up v.
153	Phrasals	(birinin) şuurunu yerine getirmek	bring (someone) to v.
154	Phrasals	(birinin) bilincini yerine getirmek	bring (someone) to v.
155	Phrasals	bilincini/şuurunu yerine getirmek	bring someone to v.
156	Phrasals	(birinin) bilincini yerine getirmek	bring (someone) to v.
157	Phrasals	(bir şeyi) söz verildiği/planlandığı/istendiği gibi yerine getirmek	carry through on (something) v.
158	Phrasals	anlaşmanın üzerine düşen kısmını yerine getirmek	hold up v.
159	Phrasals	(bir şeyi) yerine getirmek	come across with (something) v.
160	Phrasals	bekleneni yapmak/yerine getirmek	deliver on v.
161	Phrasals	sözünü/söylediklerini yerine getirmek	deliver on v.
162	Phrasals	(beklen bir şeyi) yapmak/yerine getirmek	deliver on (something) v.
163	Phrasals	(sözünü verdiği/söylediği bir şeyi) yerine getirmek	deliver on (something) v.
164	Phrasals	(bir şeyi) harfi harfine yerine getirmek	follow through on (something) v.
165	Phrasals	(bir şeyi) harfi harfine yerine getirmek	follow through with (something) v.
166	Phrasals	(birinin) keyfini yerine getirmek	jolly (someone) up v.
167	Phrasals	(bir şeyi) yerine getirmek	keep to (something) v.
168	Phrasals	(verdiği sözü, üstüne düşeni) yerine getirmek	live up to (something) v.
169	Phrasals	-in bilincini yerine getirmek	recall to v.
170	Phrasals	-erek bir zorunluluğu yerine getirmek	satisfy by v.
171	Phrasals	bir ihtiyacı bir şekilde karşılamak/yerine getirmek	satisfy with v.
172	Phrasals	(uyku veya benzeri bir haldeyken) bilincini yerine getirmek/bilincini geri kazandırmak	wake (up) from (something) v.
Proverb
173	Proverb	söylemekle yapmak/yerine getirmek ayrı şeyler	saying is one thing, doing is another
174	Proverb	söylemek/söz vermek kolay da önemli olan yapmak/yerine getirmek	saying is one thing, doing is another
Colloquial
175	Colloquial	görevi yerine getirmek	do the deed v.
176	Colloquial	enerjisini yerine getirmek	hype up v.
177	Colloquial	isteği/ricayı yerine getirmek	do bidding v.
178	Colloquial	emri yerine getirmek	do bidding v.
179	Colloquial	görevini (başarıyla) yerine getirmek	do your stuff v.
Idioms
180	Idioms	sorumluluğunu yerine getirmek	toe a line v.
181	Idioms	sorumluluğunu yerine getirmek	toe a mark v.
182	Idioms	keyfini yerine getirmek	tickle (someone's) funny bone v.
183	Idioms	(birisinin) her istediğini yerine getirmek	bow to (one's) demands v.
184	Idioms	keyfini yerine getirmek	bring (someone or something) alive v.
185	Idioms	her dediğini yerine getirmek	carry someone's water v.
186	Idioms	her dediğini yerine getirmek	carry water for someone v.
187	Idioms	buyruklarını yerine getirmek	dance to the tune of someone v.
188	Idioms	başkasının görevini yerine getirmek	step into the breach v.
189	Idioms	birisinin tüm isteklerini yerine getirmek	spoil somebody rotten v.
190	Idioms	buyruklarını yerine getirmek	dance to someone's tune v.
191	Idioms	dinin gereklerini yerine getirmek için savaşmak	fight the good fight v.
192	Idioms	kimsenin üstlenmediği kötü görevleri yerine getirmek	play the heavy v.
193	Idioms	yerine başkasını göreve getirmek	step into the breach v.
194	Idioms	verdiği sözü yerine getirmek	live up to one's end of the bargain v.
195	Idioms	verdiği sözü yerine getirmek	keep one's side of the bargain v.
196	Idioms	(vaat vb) yerine getirmek	make good v.
197	Idioms	verdiği sözü tutmak/yerine getirmek	live up to one's end of the bargain v.
198	Idioms	verdiği sözü yerine getirmek	live up to one's promise v.
199	Idioms	verdiği sözü tutmak/yerine getirmek	keep one's end of the bargain v.
200	Idioms	(başkasının) isteğini/ricasını yerine getirmek	do someone's bidding v.
201	Idioms	verdiği sözü tutmak/yerine getirmek	live up to one's side of the bargain v.
202	Idioms	vaatlerini yerine getirmek	one's actions follow one's words v.
203	Idioms	verdiği sözü tutmak/yerine getirmek	keep one's side of the bargain v.
204	Idioms	verdiği sözü yerine getirmek	keep one's end of the bargain v.
205	Idioms	verdiği sözü yerine getirmek	live up to one's side of the bargain v.
206	Idioms	(birinin) taleplerini yerine getirmek	bow to (one's) demands v.
207	Idioms	birinin taleplerini yerine getirmek	bow to someone's demands v.
208	Idioms	verdiği sözü tutmak/yerine getirmek	come up with the goods v.
209	Idioms	isteneni yerine getirmek	come up with the goods v.
210	Idioms	verdiği sözü tutmak/yerine getirmek	deliver the goods v.
211	Idioms	isteneni yerine getirmek	deliver the goods v.
212	Idioms	verdiği sözü tutmak/yerine getirmek	produce the goods v.
213	Idioms	isteneni yerine getirmek	produce the goods v.
214	Idioms	katı bir şekilde yerine getirmek	walk the chalk mark v.
215	Idioms	(birinin) keyfini yerine getirmek	raise (one's) spirits v.
216	Idioms	(birinin) neşesini yerine getirmek	raise (one's) spirits v.
217	Idioms	birinin keyfini yerine getirmek	raise somebody’s spirits v.
218	Idioms	birinin neşesini yerine getirmek	raise somebody’s spirits v.
219	Idioms	(birinin/bir şeyin) yaşam enerjisini yerine getirmek	juice (someone or something) back to life v.
220	Idioms	(birinin/bir şeyin) gücünü yerine getirmek	juice (someone or something) back to life v.
221	Idioms	(birinin/bir şeyin) yaşam enerjisini yerine getirmek	juice (someone or something) back up v.
222	Idioms	(birinin/bir şeyin) gücünü yerine getirmek	juice (someone or something) back up v.
223	Idioms	bir darbeyle (birinin) bilincini yerine getirmek	knock (someone) out of (something) v.
224	Idioms	talepleri/istekleri yerine getirmek	bow to demands v.
225	Idioms	(birinin/bir şeyin) bilincini yerine getirmek	bring (someone or something) to life v.
226	Idioms	(kendi) sorumluluğunu yerine getirmek	carry (one's) weight v.
227	Idioms	her dediğini yerine getirmek	carry water v.
228	Idioms	isteneni yerine getirmek	come up with the goods v.
229	Idioms	verdiği sözü yerine getirmek	come up with the goods v.
230	Idioms	isteneni yerine getirmek	deliver the goods v.
231	Idioms	verdiği sözü yerine getirmek	deliver the goods v.
232	Idioms	isteneni yerine getirmek	produce the goods v.
233	Idioms	verdiği sözü yerine getirmek	produce the goods v.
234	Idioms	(birinin) isteklerini/buyruklarını yerine getirmek	dance to (one's) tune v.
235	Idioms	(birinin) isteğini/ricasını yerine getirmek	do (one's) bidding v.
236	Idioms	(birinin) emrini yerine getirmek	do (one's) bidding v.
237	Idioms	yaşam enerjisini yerine getirmek	juice back v.
238	Idioms	gücünü yerine getirmek	juice back v.
239	Idioms	verdiği sözü yerine getirmek	keep (up) (one's) side of the bargain v.
240	Idioms	üzerine düşen görevi yerine getirmek	keep your end up [uk] v.
241	Idioms	üzerine düşen görevi yerine getirmek	hold your end up [uk] v.
242	Idioms	verdiği sözü tutmak/yerine getirmek	live up to end of the bargain v.
243	Idioms	verdiği sözü yerine getirmek	live up to end of the bargain v.
244	Idioms	(bir şeyi) yerine getirmek	make good (something) v.
245	Idioms	(bir şeyi) yerine getirmek	make good on (something) v.
246	Idioms	bir şeyi yerine getirmek	make good something v.
247	Idioms	zorunluluklarını yerine getirmek/getirmiş olmak	pay dues v.
248	Idioms	son görevini yerine getirmek	pay your respects v.
249	Idioms	sorumluluğunu yerine getirmek	pull weight v.
250	Idioms	sorumluluğunu yerine getirmek	pull your weight v.
251	Idioms	(birinin) sağlığını yerine getirmek	put the roses back in (one's) cheeks [uk] v.
252	Idioms	(birinin) enerjisini yerine getirmek	put the roses back in (one's) cheeks [uk] v.
253	Idioms	birinin cenaze/defin işlemlerini yürütmek/yerine getirmek	send someone to glory v.
254	Idioms	sorumluluklarını yerine getirmek	last the distance v.
255	Idioms	görevini yerine getirmek	fit the bill v.
Speaking
256	Speaking	gereğini yerine getirmek	do what is necessary v.
Trade/Economic
257	Trade/Economic	belirli görevleri yerine getirmek üzere kurulmuş devlet dairesi veya makam	agency n.
258	Trade/Economic	resmi işlemleri yerine getirmek	officiate v.
Law
259	Law	(ingiltere'de) işverenin mali yükümlülükleri yerine getirmek için çalışan ücretlerinden kesmesini gerektiren mahkeme kararı	attachment of earnings n.
260	Law	bir arzuyu yerine getirmek	accede to a desire v.
261	Law	lüzumunu yerine getirmek	meet a requirement v.
262	Law	kanunları yerine getirmek	satisfy laws and regulations v.
263	Law	yasal yükümlülüğü yerine getirmek	fease v.
264	Law	(vasiyeti) yerine getirmek	publish v.
Politics
265	Politics	yerel yönetimin görevlerini yerine getirmek için kurulmuş kalıcı birim	local department n.
266	Politics	yerel yönetimin görevlerini yerine getirmek için kurulmuş kalıcı birim	department of local government n.
267	Politics	bir koşulu yerine getirmek	fulfil a condition v.
268	Politics	bir görevi yerine getirmek	perform a task v.
269	Politics	sorumluluğu yerine getirmek	discharge the responsibility v.
270	Politics	sorumluluklarını yerine getirmek	fulfill its responsibilities v.
Industry
271	Industry	(görev) kurum içinde yerine getirmek	insource v.
Insurance
272	Insurance	sigortacının poliçe kapsamındaki yükümlülüklerini yerine getirmek için elinde bulundurduğu fonlar	policy reserves n.
Technical
273	Technical	tekrar yerine getirmek	remount v.
274	Technical	yeniden yerine getirmek	remount v.
275	Technical	uymak yerine getirmek	comply with v.
Computer
276	Computer	yetkisiz bir kullanıcı tarafından kötücül görevleri yerine getirmek üzere kontrol edilen internete bağlı bilgisayar	zombie n.
Math
277	Math	gereklerini yerine getirmek	satisfy v.
278	Math	(ifadeyi) bir diğer ifadenin yerine getirmek	substitute v.
Physics
279	Physics	farklı bir atom yerine getirmek	substitute v.
280	Physics	(atom grubunu) farklı bir atom grubunun yerine getirmek	substitute v.
Religious
281	Religious	piskoposun görevlerini yerine getirmek	episcopize v.
282	Religious	piskoposun görevlerini yerine getirmek	episcopise v.
Military
283	Military	kuvvet listesinin gerekliliklerini yerine getirmek için belirlenen birlik listesi	unit designation list n.
284	Military	müşterek kuvvet komutanının verilen görevi yerine getirmek için seçeceği aletlerin olduğu liste	universal joint task list n.
285	Military	düşmanla karşı karşıyayken görevini yerine getirmek	see service v.
286	Military	askerlik görevini yerine getirmek	strike v.
Hunting
287	Hunting	av köpeklerini idare eden kimsenin görevlerini yerine getirmek	whip in v.
Archaic
288	Archaic	misafirlik görevlerini yerine getirmek	guest v.
289	Archaic	evvelden yerine getirmek	prevent v.
Engineering
290	Engineering	elektronik hesap makinesinin işlevlerini yerine getirmek için enzim ve dna gibi biyolojik moleküllerin kullanılması	molecular computing n.