zamanı olmak - Turco Inglés Diccionario
Historia

zamanı olmak



Significados de "zamanı olmak" en diccionario inglés turco : 7 resultado(s)

Turco Inglés
General
zamanı olmak have time v.
zamanı olmak afford v.
zamanı olmak manage v.
Colloquial
zamanı olmak get the time v.
Idioms
zamanı olmak have the time v.
zamanı olmak be in season v.
zamanı olmak have time v.

Significados de "zamanı olmak" con otros términos en diccionario inglés turco: 47 resultado(s)

Turco Inglés
General
zamanı dar olmak be pressed for time v.
boş zamanı olmak have free/spare time v.
bir saatten az zamanı olmak/kalmak have less than an hour v.
Phrasals
(bir şeyin) tam zamanı/yeri olmak call for (something) v.
Colloquial
zamanı az olmak be pushed v.
bir şeyi yapacak zamanı olmak get the time v.
zamanı belirlenmiş bir şeyi olmak have something doing v.
zamanı belirlenmiş bir şeyi olmak have something on v.
(belli bir zamanı) geçmiş olmak be past (something) v.
Idioms
harcayacak çok parası/zamanı olmak have (something) to burn v.
hazırda bol parası/zamanı olmak have (something) to burn v.
çok parası/zamanı/yeteneği olmak have (something) to burn v.
ihtiyacından çok parası/zamanı/yeri olmak have (something) to burn v.
dünya kadar/bir dünya/aşırı/fazladan/kum gibi parası/zamanı olmak have (something) to burn v.
harcayacak çok parası/zamanı olmak have something to burn v.
hazırda bol parası/zamanı olmak have something to burn v.
çok parası/zamanı/yeteneği olmak have something to burn v.
ihtiyacından çok parası/zamanı/yeri olmak have something to burn v.
dünya kadar/bir dünya/aşırı/fazladan/kum gibi parası/zamanı olmak have something to burn v.
az zamanı kalmış olmak live on borrowed time v.
boş zamanı olmak have some time to kill v.
boş zamanı olmak have time on one's hands v.
boş zamanı olmak have time to kill v.
boş zamanı olmak be at leisure v.
çok zamanı olmak have all the time in the world v.
istemediği kadar çok zamanı olmak have all the time in the world v.
yeteri kadar/çok zamanı olmak have too much time on one's hands v.
(değer verdiği/hoşlandığı) birisine ayıracak çok zamanı olmak have a lot of time for somebody v.
(halen daha) zamanı olmak time is on one's side v.
zamanı kısıtlı olmak be short on time v.
(halen daha) zamanı olmak have time on one's side v.
bir iki saat zamanı olmak have time a couple of hours to kill v.
yeri, parası, zamanı dar olmak be pressed/pushed for money, space, time v.
parası, yeri, zamanı az olmak be pressed/pushed for money, space, time v.
çok zamanı olmak have time to play with v.
harcayacak bolca zamanı olmak have time to play with v.
boş zamanı olmak have time on hands v.
boş zamanı olmak have time on your hands v.
harcayacak çok parası/zamanı olmak have to burn v.
hazırda bol parası/zamanı olmak have to burn v.
çok parası/zamanı/yeteneği olmak have to burn v.
ihtiyacından çok parası/zamanı/yeri olmak have to burn v.
dünya kadar/bir dünya/aşırı/fazladan/kum gibi parası/zamanı olmak have to burn v.
zamanı geldiğinde yapmaya/kullanmaya hazır olmak be lurking in the wings v.
Law
savunma öncesinde zamanı olmak imparl v.
karşılıklı anlaşma için zamanı olmak imparl v.
Mythology
(avustralya aborijinleri mitolojisinde) ilk insanlar da dahil olmak üzere her şeyin yaratıldığı ve mitlerin kaynağı olan efsanevi başlangıç zamanı dreamtime n.