zarar verme - Turco Inglés Diccionario
Historia

zarar verme



Significados de "zarar verme" en diccionario inglés turco : 12 resultado(s)

Turco Inglés
General
zarar verme endamaging n.
zarar verme endamagement n.
zarar verme scourging n.
zarar verme wrecking n.
zarar verme vandalization n.
zarar verme vandalisation n.
zarar verme blame [obsolete] n.
zarar verme blighting n.
zarar verme business n.
zarar verme disseveration n.
zarar verme infection n.
Psychology
zarar verme harmdoing n.

Significados de "zarar verme" con otros términos en diccionario inglés turco: 53 resultado(s)

Turco Inglés
General
büyük hata yaparak müvekkile zarar verme malpractice n.
kendi kendine zarar verme self destruction n.
bilerek zarar verme intentional harm n.
kendi kendine zarar verme self-destruction n.
büyük hata yaparak müvekkile zarar verme malpractise n.
kendine kasten zarar verme self-sabotage n.
zarar verme veya kötülük yapma maleficence n.
genellikle bomba patlatarak kendini imha ederken başkalarına zarar verme martyr operation n.
(zarar verme ihtimali yüksekken) hareket özgürlüğü rope n.
kendine zarar verme self-violence n.
zarar verme amacı ile büyü yapmak maleficiate [obsolete] v.
zarar verme potansiyeline sahip potentially harmful adj.
kendine zarar verme eğiliminde olan self-destructive adj.
Colloquial
(kasıtlı ve sinsice) zarar verme undermining n.
bilmeden kendine zarar verme own goal n.
bilmeden yakınlarına zarar verme own goal n.
bana zarar verme don't tread on me expr.
Idioms
(birine) zarar verecek/verme niyetinde olmak have (one's) (name and) number on it v.
birine zarar verecek/verme niyetinde olmak have someone's (name and) number on it v.
Speaking
başkalarına zarar verme don't harm others expr.
kimseye zarar verme don't harm anyone expr.
Law
eşyaya zarar verme inflicting damage to property n.
ibadethanelere ve mezarlıklara zarar verme damaging places of worship and cemeteries n.
karşı tarafa sırf zarar verme amacıyla açılan dava vexatious litigation n.
karşı tarafa sırf zarar verme amacıyla hareket eden davacı vexatious litigant n.
kasten zarar verme malicious mischief n.
kendine zarar verme self destruction n.
kasten zarar verme wilful damage n.
kötü niyetle zarar verme malicious mischief n.
mala zarar verme causing damage to property n.
mala zarar verme damage to property n.
sırf zarar verme kastıyla açılan davalar vexatious actions n.
sırf zarar verme amacıyla açılan dava vexatious suit n.
fiziksel zarar verme maihem [obsolete] n.
çalışma arkadaşına ihmal sonucu zarar verme vakalarında işverenin mesuliyeti olmadığını belirten yasa fellow-servant rule n.
zarar verme eğiliminde olan nocent adj.
zarar verme eğilimi olan nocent adj.
Computer
bilgisayar sistemine zarar verme, sistemi aksatma veya depolanan bilgilerin elde edilmesine yönelik girişim cyberattack n.
çok sayıda kişinin veya birden fazla hesabı olan birkaç kişinin bir ürün, hizmet veya işletmenin satışlarına veya popülerliğine zarar verme amacıyla olumsuz kullanıcı yorumları yayınlaması review bombing n.
çok sayıda kişinin veya birden fazla hesabı olan birkaç kişinin bir ürün, hizmet veya işletmenin satışlarına veya popülerliğine zarar verme amacıyla olumsuz kullanıcı yorumları yayınlaması review-bomb n.
çok sayıda kişinin veya birden fazla hesabı olan birkaç kişinin bir ürün, hizmet veya işletmenin satışlarına veya popülerliğine zarar verme amacıyla olumsuz kullanıcı yorumları yayınlaması review bomb n.
çok sayıda kişinin veya birden fazla hesabı olan birkaç kişinin bir ürün, hizmet veya işletmenin satışlarına veya popülerliğine zarar verme amacıyla olumsuz kullanıcı yorumları yayınlaması review-bombing n.
Automotive
motora zarar verme zapping n.
Medical
büyük hata yaparak hastaya zarar verme malpractise n.
büyük hata yaparak hastaya zarar verme malpractice n.
bir maddenin karaciğere zarar verme kapasitesi hepatotoxicity n.
Psychology
kendine zarar verme self-harm n.
kendine zarar verme self-mutilation n.
kendine zarar verme self-injury n.
Botanic
istenen mahsulleri verme ihtimali düşük olup yanındaki ağaçlara zarar veren uzun ve ince ağaç whip n.
Agriculture
tarım ürünlerine zarar verme harekatı anticrop operations n.
Military
malzemeye zarar verme harekatı antimaterial operations n.
Modern Slang
sağa sola zarar verme acting the ass n.