zararsız - Turco Inglés Diccionario
Historia

zararsız



Significados de "zararsız" en diccionario inglés turco : 35 resultado(s)

Turco Inglés
Common Usage
zararsız innocuous adj.
zararsız harmless adj.
General
zararsız platonic adj.
zararsız sackless adj.
zararsız tame adj.
zararsız hurtless adj.
zararsız white adj.
zararsız unoffending adj.
zararsız inoffensive adj.
zararsız harmless adj.
zararsız noninjurious adj.
zararsız unharmful adj.
zararsız innocent adj.
zararsız nonaggressive adj.
zararsız tame adj.
zararsız natural adj.
zararsız unhazardous adj.
zararsız unoffensive [obsolete] adj.
zararsız milk-toast adj.
zararsız hygienic adj.
zararsız offenceless adj.
zararsız offenseless adj.
zararsız fearless [obsolete] adj.
zararsız inviolate adj.
zararsız pareve adj.
zararsız scot-free adj.
zararsız skaithless adj.
Technical
zararsız innocent adj.
zararsız harmless adj.
zararsız nonaggressive adj.
zararsız innoxious adj.
Medical
zararsız avirulent adj.
zararsız non-noxious adj.
Chemistry
zararsız bening adj.
Archaic
zararsız sely adj.

Significados de "zararsız" con otros términos en diccionario inglés turco: 119 resultado(s)

Turco Inglés
General
mayını zararsız hale getirme mine disposal n.
zararsız hale getirme disarmament n.
zararsız kılma overpowering n.
zararsız eğlence innocent amusement n.
zararsız kılan overpowering n.
zararsız geçiş hakkı innocents passage n.
zararsız yalan a white lie n.
zararsız yalan fib n.
zararsız yalan white lie n.
zararsız ışık safelight n.
zararsız kimse innocent n.
zararsız yalan tarradiddle n.
zararsız testler non-destructive testing n.
saldırgan görünen ama aslında zararsız olan (ordu) paper tiger n.
avcı türlerin tadını sevmedikleri veya kendileri için zehirli olan bir hayvanla karıştırması sonucu avlanmaktan kurtulan, genellikle yenilebilir ve zararsız hayvan mimic n.
rahatsız edici ancak zararsız şey hijinks n.
zararsız kimse innocence n.
zararsız şey innocuity n.
zararsız hale getirme disarmature [obsolete] n.
eğlenceli ve zararsız yaramazlık skylark n.
zararsız hale getirmek overpower v.
zararsız hale getirmek pare somebody's claws v.
zararsız hale getirmek disarm v.
zararsız duruma getirmek disarm v.
zararsız hale getirmek make something harmless v.
zararsız hale getirmek render something harmless v.
zararsız hale sokmak render something harmless v.
zararsız hale sokmak make something harmless v.
zararsız kılmak make something harmless v.
zararsız kılmak render something harmless v.
zararsız hale getirmek immunize v.
zararsız hale getirmek immunise v.
etkisini veya şiddetini (zararsız seviyelere) düşürmek control v.
kadar zararsız as harmless as adj.
iklim zararsız climate neutral adj.
zararsız hale getiren disarming adj.
çevreye zararsız environmentally benign adj.
zararsız bir şekilde harmlessly adv.
zararsız bir şekilde unharmfully adv.
Phrasals
(bilgisayar programcılığında) bir koddan bir unsuru çıkarıp yerine zararsız fakat gereksiz bir bilgi koymak dummy out v.
Colloquial
saftirik/zararsız adam quality joe n.
Idioms
felakete yol açan zararsız eylem/karar a camel's nose (under the tent) n.
daha büyük, istenmeyen bir duruma yol açabilecek küçük, zararsız eylem a camel's nose (under the tent) n.
zararsız hale getirmek pull one's teeth v.
tehlikeli/düşmanca bir şeyi zararsız hale getirmek take the teeth out of v.
zararsız hale getirmek declaw v.
zararsız hale getirmek draw the fangs v.
Law
zararsız vukuat non-hazardous events n.
Technical
beklenmedik zararsız kapanış orderly close-down n.
otomatik zararsız kapanma graceful shutdown n.
Computer
otomatik zararsız kapanma graceful shutdown n.
zararsız ve uygun içeriklere sahip olduğu varsayılan internet sitelerinin listesi white list n.
Informatics
zararsız virüs nondestructive virus n.
Construction
betona zararsız nonaggressive adj.
Medical
hastanın zararlı olduğuna şartlanmasından ötürü hastalık semptomları yaratan zararsız ilaç/madde nocebo n.
hücrelerin zararsız bir biçimde ortadan kaldırılması safe disposal of cells n.
genellikle zararsız olup konakçı canlının hastalığa direnci düşünce patojenik hale gelebilen mikroorganizmanın sebep olduğu (enfeksiyon) opportunist adj.
genellikle zararsız olup konakçı canlının hastalığa direnci düşünce patojenik hale gelebilen mikroorganizmaya ait opportunistic adj.
genellikle zararsız olup konakçı canlının hastalığa direnci düşünce patojenik hale gelebilen mikroorganizma kaynaklı (enfeksiyon) opportunistic adj.
Pathology
rahim boynunda genellikle zararsız doku büyümesi şeklinde görülen tümörler cervical polyps n.
genellikle zararsız olup konakçı canlının hastalığa direnci düşünce patojenik hale gelebilen bir mikroorganizma veya virüsün sebep olduğu enfeksiyon opportunistic infection n.
Pharmaceutics
kimyasallar vasıtasıyla zararsız hale getirilmiş ve bağışıklığı harekete geçirmekte kullanılan bir bakteriyel toksin madde toxoid n.
kimyasallar vasıtasıyla zararsız hale getirilmiş ve bağışıklığı harekete geçirmekte kullanılan bir bakteriyel toksin madde anatoxin n.
Chemistry
istenmeyen maddeleri çıkarmak veya zararsız hale getirmek için kullanılan madde scavenger n.
Biology
laboratuvar koşullarında zararsız veya daha az virülan hale gelme süreci attenuation n.
retiküloendotelyal sistemi zararsız malzemelerle doldurarak fagositik becerilerini azaltma süreci blackade n.
başka bir böceğin yuvasında zararsız şekilde yaşayan veya üreyen böcek guest n.
çoğunlukla zararsız çürükçüllerden oluşan, micrococcaceae familyasına mensup bir bakteri cinsi sarcina n.
zararsız (mikroorganizma) avirulent adj.
genellikle zararsız olup konakçı canlının hastalığa direnci düşünce patojenik hale gelebilen mikroorganizmaya ait opportunist adj.
genellikle zararsız olup konakçı canlının hastalığa direnci düşünce patojenik hale gelebilen mikroorganizma ile ilişkili opportunist adj.
genellikle zararsız olup konakçı canlının hastalığa direnci düşünce patojenik hale gelebilen mikroorganizmaya ait opportunistic adj.
genellikle zararsız olup konakçı canlının hastalığa direnci düşünce patojenik hale gelebilen mikroorganizma ile ilişkili opportunistic adj.
Marine Biology
kuzeye özgü, planktonla beslenip yavaş yüzen büyük ve zararsız bir köpek balığı basking shark (cetorhinus maximus) n.
tropik sularda bulunan zararsız bir köpekbalığı basking shark (rhincodon typus) n.
tropik sularda bulunan zararsız bir köpekbalığı whale shark (rhincodon typus) n.
küçük, zararsız bir çekiçbaşlı köpekbalığı bonnet head n.
küçük, zararsız bir çekiçbaşlı köpekbalığı sphyrna tiburio n.
Zoology
kocaman olmasına rağmen sakin ve zararsız olan hayvan gentle giant n.
Botanic
insanlar için zararsız bir zehir üreten, yaprak dökmeyen bir güney amerika bitkisi barbasco (jacquinia barbasco) n.
insanlar için zararsız bir zehir üreten çeşitli güney amerika bitkilerine verilen ad barbasco n.
Geology
cocuklara zararsız childproof adj.
Military
bombaları zararsız hale getirme birliği bomb disposal unit n.
hava savunma topçusunun zararsız veya tesirsiz hale getirilmesi anti-aircraft artillery neutralization n.
hava savunma topçusunun zararsız hale getirilmesi flak neutralization n.
izlenen unsurun zararsız hale getirilmesi neutralize track n.
limpet mayınını zararsız hale getirme cihazı limpet mine disposal equipment n.
mayını zararsız hale getirme mine disposal n.
mayını zararsız hale getirme mine neutralisation n.
mayının zararsız hale getirilmesi mine neutralisation n.
zararsız geçiş innocent passage n.
patlayıcı mayınları zararsız duruma getirip araziyi temizleme mine-clearing n.
zararsız hale getirmek overpower v.
Reptiles
amerika'nın güney batısında görülen büyük zararsız bir yılan red rat snake (pantherophis guttatus) n.
birleşik devletler'in güneydoğusundaki ağaçlık bölgelerde yaşayan zararsız bir yılan red-bellied snake (storeria occipitamaculata) n.
küçük ve zararsız bir ot yılanı viperine grass snake (natrix maura) n.
yaygın ve zararsız bir kral yılanı thunder snake (lampropeltis triangulum) n.
sıcak bölgelerde yaygın bulunan zararsız bir kertenkele familyası anguid lizard n.
abd'nin kuzeydoğusunda görülen büyük, zararsız bir yılan corn snake (elaphe guttata) n.
amerika'nın kuzeyinde bulunan büyük ve zararsız bir yılan black rat snake (elaphe obsoleta) n.
kırbaç yılanıgiller familyasına mensup, kamçılı yılan gibi zararsız yeni dünya yılanlarını kapsayan bir cins masticophis n.
kırbaç yılanıgiller familyasına mensup, kamçılı yılan gibi zararsız yeni dünya yılanlarını kapsayan bir cins genus masticophis n.
güney amerika'ya özgü uzun, parlak yeşil renkli ve zararsız bir ağaç yılanı whip snake n.
güney amerika'ya özgü uzun, parlak yeşil renkli ve zararsız bir ağaç yılanı emerald whip snake n.
güney amerika'ya özgü uzun, parlak yeşil renkli ve zararsız bir ağaç yılanı philodryas viridissimus n.
güney amerika'ya özgü uzun, parlak yeşil renkli ve zararsız bir ağaç yılanı whipsnake n.
güney amerika'ya özgü uzun, parlak yeşil renkli ve zararsız bir ağaç yılanı whip-snake n.
güney amerika'ya özgü uzun, parlak yeşil renkli ve zararsız bir ağaç yılanı philodryas viridissimus n.
kuzey amerika'ya özgü, rahatsız edildiğinde başını veya boynunu şişirip ölü taklidi yapan zararsız bir yılan puff adder n.
kuzey amerika'ya özgü, rahatsız edildiğinde başını veya boynunu şişirip ölü taklidi yapan zararsız bir yılan sand viper n.
çeşitli zararsız kuzey amerika yılanlarına verilen ad hoop snake n.
abd'nin güneydoğusuna özgü köstebekleri avlayan zararsız bir yılan brown king snake (lampropeltis rhombomaculata) n.
orta amerika'ya özgü zararsız bir kertenkele galliwasp (diploglossus monotropis) n.
jamaika'ya özgü zararsız bir kertenkele galliwasp (diploglossus monotropis) n.
güney amerika, hindistan, avustralya, afrika ve kuzey amerika'da yaşayan zararsız ağaç yılanlarını içeren bir cins dendrophis n.
kırbaç yılanıgiller familyasına mensup dipsas cinsi zararsız yılanlara verilen ad dipsas n.
amerika'ya özgü büyük ve zararsız bir yılan prairie snake (masticophis flavigularis) n.
avrupa'ya özgü zararsız bir yılan smooth snake (coronella austriaca) n.
Slang
zararsız kimse sook n.