çakmak - Turco Inglés Diccionario
Historia

çakmak



Significados de "çakmak" en diccionario inglés turco : 57 resultado(s)

Turco Inglés
Common Usage
çakmak lighter n.
çakmak nail v.
General
çakmak pocket lighter n.
çakmak cigar lighter n.
çakmak fire lighter n.
çakmak firelighter n.
çakmak rumble v.
çakmak flunk v.
çakmak root v.
çakmak flash v.
çakmak beetle v.
çakmak tack down v.
çakmak fail v.
çakmak pitch v.
çakmak tack v.
çakmak wink v.
çakmak ram v.
çakmak twig v.
çakmak hammer v.
çakmak steel v.
çakmak land v.
çakmak drive in v.
çakmak pound v.
çakmak stick v.
çakmak notice v.
çakmak drive v.
çakmak strike v.
çakmak understand v.
çakmak ground v.
çakmak be aware of v.
çakmak light v.
çakmak skelp [dialect] [uk] v.
Phrasals
çakmak beat on (something) v.
çakmak beat on someone or something v.
çakmak get something on someone v.
çakmak wash out v.
çakmak hammer on v.
çakmak pound down v.
Colloquial
çakmak cotton on to v.
Idioms
çakmak low five v.
çakmak head south v.
çakmak go south v.
çakmak pick up the hint v.
Technical
çakmak cigarette lighter n.
Automotive
çakmak cigarette lighter n.
Marine
çakmak lighter n.
Marine Biology
çakmak shine n.
Tobacco
çakmak lighter n.
Hunting
çakmak lock n.
Slang
çakmak striker n.
çakmak bone v.
çakmak bop v.
çakmak ream [vulgar] v.
çakmak pound v.
çakmak glom on to v.
British Slang
çakmak bunk up v.
çakmak get a bunk up v.

Significados de "çakmak" con otros términos en diccionario inglés turco: 230 resultado(s)

Turco Inglés
General
kızıl çakmak taşı rose quartz n.
kav çakmak kutusu tinderbox n.
gözleri çakmak çakmak olmuş kimse dragon n.
çakmak gazı lighter fluid n.
çakmak gazı butane fuel refill n.
çakmak şarj lighter charger n.
çakmak şarj car charger n.
kavlı çakmak matchlock n.
çakmak gazı lighter fluid n.
çakmak gazı lighter fuel n.
çakmak sıvısı lighter fluid n.
silah çakmak kilidinde yer alan küçük boşluk pan n.
bir tür çakmak kutusu firebox [obsolete] n.
sınavdan çakmak fail the exam v.
şimşek çakmak flash v.
koz çakmak trump v.
selam çakmak say hi v.
selam çakmak greet v.
ağaç çivi ile çakmak peg v.
selam çakmak say hello v.
kazık çakmak pile v.
çivi çakmak drive the nail v.
çakmak (şimşek) flash v.
çivi çakmak drive a nail v.
şimşek çakmak lighten v.
çakmak (kibriti) strike v.
sınavdan çakmak spin v.
kazık çakmak drive in a stake v.
kazık çakmak pale v.
başsız çivi çakmak sprig v.
nal çakmak shoe v.
ilk çiviyi çakmak put a stake in the ground v.
sınıfta çakmak flunk v.
çivi çakmak nail v.
kibrit çakmak strike a match v.
çekiçle çakmak hammer v.
çakmak çakmak flick lighter v.
çakmak yakmak flick lighter v.
kibriti çakmak strike the match v.
kibriti çakmak light the match v.
şimşek gibi çakmak flash v.
çakmak çakmak light up v.
kibrit çakmak strike the match v.
nal çakmak fit (a horse) with a horseshoe v.
nal çakmak fit (a horse) with a shoe v.
kafasına çivi çakmak hit the nail right on the head v.
çivi çakmak pound nails v.
şimşek çakmak lightning flash v.
çivi çakmak bang a nail v.
sınavdan/dersten çakmak flunk v.
kibriti sürtmek/çakmak rasp a match v.
(şimşek) çakmak lighten v.
şimşek çakmak lightning v.
şimşek çakmak boom v.
kabara çivisi çakmak hobnail v.
çivi çakmak dowel v.
(yumruğu) bir tane çakmak pize [dialect] v.
(nallama sırasında) çivi çakmak prick v.
nal çakmak shod v.
şimşek gibi çakmak foulder [obsolete] v.
çakmak taşı ve çelik ile ateş yakmak strike v.
(ateşi) çakmak taşı ve çelik ile yakmak strike v.
Phrasals
küt/güm diye çakmak bung in v.
küt/güm diye çakmak bung something in v.
bir şeyi bir şeyin üzerine çakmak/yapıştırmak clap something onto something v.
bir şeyi bir şeyin üzerine çakmak/yapıştırmak clap something on something v.
sınıfta kalmak/çakmak bomb out of something v.
(sınavda vb) çakmak wipe out v.
kafasına çakmak crown (someone or something) with (something) v.
(çivi veya benzeri bir şeyle) çakmak peg down v.
bir şeyi yere/zemine çakmak run something into something v.
(birini) kazıkla (bir şeye) çakmak stake (one) to (something) v.
(birine/bir şeye) çakmak strike out (at someone or something) v.
çivi çakmak nail in v.
çiviyle/raptiyeyle yüksek bir yere çakmak tack up v.
çiviyle çakmak nail down v.
üstüne çakmak hammer on v.
bir şeyi bir şeye çakmak hammer something into something v.
bir şeyi bir şeye çekiçle çakmak hammer something into something v.
bir şeyi bir şeye çakmak pound something into something v.
bir şeyi bir şeye çekiçle çakmak pound something into something v.
bir şeyi bir şeye çakmak hammer something in v.
bir şeyi bir şeye çekiçle çakmak hammer something in v.
bir şeyi bir şeye çakmak pound something in v.
bir şeyi bir şeye çekiçle çakmak pound something in v.
-e çakmak hammer into v.
'-e çekiçle çakmak hammer into v.
vurarak çakmak bash in v.
ile kafasına çakmak crown with v.
-e çakmak drive in v.
-e çakmak drive into v.
bir şeyi bir şeye çakmak drive something into something v.
bir şeyi bir şeye çakmak drive something in v.
bir anda çakmak flash up v.
dersten çakmak flunk out (of something) v.
sınıfta çakmak flunk out (of something) v.
(bir durumu) çakmak get onto v.
(birinin/bir şeyin bir yerine) çakmak punch (someone or something) on (something) v.
(çivi) çakmak pound something down v.
-i kazıkla bağlamak/çakmak stake to v.
(bir şeyi bir şeye) takmak/çakmak tail (something) in(to) (something) [dated] v.
Colloquial
kafasına çakmak bonk v.
(içki) yuvarlamak/çakmak slam (someone or something) v.
beşlik çakmak give someone some skin v.
gözüne çakmak spit in someone's eye v.
selam çakmak say hi v.
selam çakmak greet v.
selam çakmak say hello v.
bir anda çakmak (ışık) flash on v.
kötü çakmak wipe out v.
bir tane vurmak/çakmak/geçirmek paste one v.
(çivi, dübel) çakmak con [uk] v.
(el ile) çakmak skin v.
Idioms
tabutuna bir çivi daha (çakmak) another nail in someone's coffin n.
dünyaya kazık çakmak live to a grand old age v.
gözünün önünde şimşekler çakmak see stars v.
kafasında birden bir ışık yanmak/çakmak a light bulb goes off in (one's) brain v.
beyninde/kafasında şimşek/şimşekler çakmak a light bulb goes off in (one's) brain v.
kafasında birden bir ışık yanmak/çakmak have a light bulb go off in (one's) brain v.
beyninde/kafasında şimşek/şimşekler çakmak have a light bulb go off in (one's) brain v.
kafasında birden bir ışık yanmak/çakmak a light bulb goes on in (one's) brain v.
beyninde/kafasında şimşek/şimşekler çakmak a light bulb goes on in (one's) brain v.
kafasında birden bir ışık yanmak/çakmak a light bulb goes on in (one's) head v.
beyninde/kafasında şimşek/şimşekler çakmak a light bulb goes on in (one's) head v.
kafasında birden bir ışık yanmak/çakmak a light bulb goes off in (one's) head v.
beyninde/kafasında şimşek/şimşekler çakmak a light bulb goes off in (one's) head v.
kafasında birden bir ışık yanmak/çakmak have a light bulb go on in (one's) brain v.
beyninde/kafasında şimşek/şimşekler çakmak have a light bulb go on in (one's) brain v.
kafasında birden bir ışık yanmak/çakmak have a light bulb go on (in (one's) head) v.
beyninde/kafasında şimşek/şimşekler çakmak have a light bulb go on (in (one's) head) v.
kafasında birden bir ışık yanmak/çakmak have a light bulb go off (in (one's) head) v.
beyninde/kafasında şimşek/şimşekler çakmak have a light bulb go off (in (one's) head) v.
durumu/vaziyeti çakmak know what's o'clock v.
bir tane oturtmak/çakmak punch somebody's lights out v.
gözlerinde şimşekler çakmak see stars v.
gözünde şimşekler çakmak see stars v.
kafasına çakmak hammer into v.
(aklında bir) şimşek çakmak experience an epiphany v.
(aklında bir) şimşek çakmak have an epiphany v.
birini destekler/tebrik eder bir tavırla tokalaşır gibi beşlik çakmak low five v.
biriyle selamlaşırken tokalaşma esnasında beşlik çakmak low five v.
elini havaya kaldırmadan beşlik çakmak low five v.
bel hizasında beşlik çakmak low five v.
ellerini birbirine çakmak low five v.
ellerini kaldırmadan birbirine çakmak low five v.
(bir şeyi) çakmak get a whiff of (something) v.
bir şeyi yere/zemine çakmak run something into the ground v.
bir şeyi yere/zemine çakmak drive something into the ground v.
(birini/bir şeyi) sona bir adım daha yaklaştırmak (birinin/bir şeyin) tabutuna çivi çakmak drive a nail in (someone's or something's) coffin v.
(birinin/bir şeyin) tabutuna bir çivi daha çakmak drive another nail in (someone's or something's) coffin v.
(birinin/bir şeyin) tabutuna son çiviyi çakmak drive the final nail in (someone's or something's) coffin v.
(birini/bir şeyi) sona bir adım daha yaklaştırmak (birinin/bir şeyin) tabutuna çivi çakmak put a nail in (someone's or something's) coffin v.
(birinin/bir şeyin) tabutuna bir çivi daha çakmak put another nail in (someone's or something's) coffin v.
(birinin/bir şeyin) tabutuna son çiviyi çakmak put the final nail in (someone's or something's) coffin v.
(birine) bir tokat çakmak give (one) a thick ear [uk] v.
birine bir tane çakmak give somebody a thick ear v.
birine beşlik çakmak give someone five v.
-e çakmak hammer into and pound into v.
'-e çekiçle çakmak hammer into and pound into v.
kafasına çakmak hammer into and pound into v.
beşlik çakmak knock (one) some skin [obsolete] v.
beşlik çakmak knock some skin v.
bir tane oturtmak/çakmak punch lights out v.
tekmeyi vurmak/çakmak put/stick the boot in [uk] v.
(birine) yumruğu çakmak ring (one's) bells v.
beşlik çakmak slip five v.
Technical
çakmak soketi cigarette lighter socket n.
çakmak taşı tinderbox n.
genellikle metalürji ocaklarını kaplamak için kullanılan çakmak taşı ganister n.
kavlı çakmak kutusu tinderbox n.
takoz veya kazık çakmak için kullanılan ahşap başlı ağır bir çekiç mall n.
çakmak taşı firestone n.
tekrar çakmak renail v.
tekrar çivi çakmak renail v.
çakmak (kazık vb) penetrate v.
çivi çakmak joe v.
şahmerdan ile çakmak tilt v.
(çivi başını) istenen yüzeyin altına çakmak set v.
Construction
(çivi, raptiye) yandan çakmak toe v.
(çivi, raptiye) yandan çakmak toenail v.
Woodworking
ağaç çivisi çakmak treenail v.
Automotive
çakmak soketi cigar lighter socket n.
balata çakmak reline v.
gazlı çakmak gas lighter v.
Fishery
çakmak soketi socket n.
Education
dersinden çakmak flunk v.
dersten çakmak flunk v.
Archaeology
çakmak taşının kırık yüzeyine açılı şekilde vurarak oluşturulan koni biçimli çıkıntı conchoid n.
çakmak taşının kırık yüzeyine açılı şekilde vurarak oluşturulan koni biçimli çıkıntı bulb of percussion n.
çakmak taşı nodülü core n.
antik dönemlerde kazık çakmak için kullanılan bir alet fistuca n.
(çakmak taşını) yonga şeklinde ayırarak işlemek flake v.
Geology
(ingiltere'nin güneyinde bulunan ve aşınmamış bütün çakmak taşı barındıran) sert kil birikintisi clay-with-flints n.
çakmak taşı veya hayvan boynuzuna benzer (mineral) horny adj.
Military
çakmak ile hazırlamak span v.
çakmak ile kurmak span v.
Hunting
çakmak taşlı ateşleme tertibatı flintlock n.
çarklı çakmak wheellock n.
fitilli çakmak matchlock v.
kapsüllü çakmak caplock v.
Card
briç oyununda elde olmayan bir kağıda kozla çakmak ruff v.
Slang
kafasına/başına vurmak/çakmak bean v.
bira yuvarlamak/içmek/çakmak/atmak hammer a beer v.
biraları yuvarlamak/götürmek/içmek/çakmak hammer some beers v.
bira yuvarlamak/içmek/çakmak/atmak pound a beer v.
bira yuvarlamak/götürmek/içmek/çakmak slam a beer v.
beşlik çakmak knock someone some skin v.
bir tane çakmak/vurmak paste someone one v.
mala çakmak get laid v.
suratına bir tane çakmak clock v.
çakmak (anlamak) pick up what (one) is putting down v.
hap çakmak drop a bop v.
birine çakmak hose v.
yumruk çakmak (selamlaşma amacıyla) pound it v.
birine tokadı çakmak molly whop someone v.
uyuşturucu çakmak zoom v.
uyuşturucu çakmak zoom off v.
(birine) bir tane çarpmak/çakmak clock (one) v.
çakmağı çakmak flick your bic v.
(birine) beşlik çakmak give (one) skin v.
(birine) beşlik çakmak give (one) some skin v.
tokadı çakmak bitch-slap v.
bira içmek/çakmak/atmak pound beer v.
(birine) beşlik çakmak slip (one) some skin v.
lsd çakmak drop v.
arkadan çakmak back shot v.
domaltıp çakmak back shot v.
sınavdan çakmak tube it [us] expr.
British Slang
birine çakmak nail v.
hap çakmak pill it v.