| 1 |
cork |
mantar |
n. |
|
- He removed the cork.
- Mantarı çıkardı.
- He released the cork.
- Mantarı serbest bıraktı.
- The cork would not come out.
- Mantar çıkmadı.
- This cork refuses to come out.
- Bu mantar çıkmayı reddediyor.
- This cork will not come out.
- Bu mantar çıkmayacak.
- I believe there's a little cork in that wine.
- O şarabın içinde küçük bir mantar olduğuna inanıyorum.
- This cork won't come out.
- Bu mantar çıkmıyor.
- Tom put the cork back into the wine bottle.
- Tom mantarı şarap şişesine geri koydu.
- I believe there's a little cork in that wine.
- Sanırım o şarapta biraz mantar var.
Show More (6)
|
| 2 |
cork |
şişe mantarı |
n. |
|
- I couldn't put the cork back to the champagne bottle.
- Mantarı şampanya şişesine geri takamadım.
- Tom pulled the cork out of the bottle.
- Tom şişenin mantarını çıkardı.
- The bottles were stopped with corks.
- Şişeler mantarla kapatıldı.
- Tom pulled the cork out of the bottle.
- Tom şişeden mantarı çıkardı.
- The bottles were stopped with corks.
- Şişeler mantarla kapatılmış.
Show More (2)
|
| 3 |
cork |
tıpa |
n. |
|
- I heard a hiss and a pop when the cork came out of the bottle.
- Tıpa şişeden çıktığında bir tıslama ve patlama sesi duydum.
- This cork won't come out.
- Bu tıpa çıkmayacak.
- This cork will not come out.
- Bu tıpa çıkmıyor.
Show More (0)
|
| 4 |
cork |
tıpalamak |
v. |
|
- We may use a rubber stopper to cork a bottle.
- Bir şişeyi tıpalamak için lastik tıpa kullanabiliriz.
Show More (-2)
|
| 5 |
cork |
mantar meşesi |
n. |
|
- This table is extremely useful because it is made of cork.
- Bu masa, mantar meşesinden yapıldığı için son derece kullanışlıdır.
Show More (-2)
|
