| 1 |
dine |
yemek yemek |
v. |
|
- The Tanakas invited me to dine with them.
- Tanaka ailesi onlarla yemek yemem için beni davet etti.
- He came to dine with us.
- O bizimle yemek yemeye geldi.
- We dined at our uncle's.
- Amcamızda yemek yedik.
- They dine at seven.
- Yedide yemek yiyorlar.
- We dined at a restaurant.
- Bir restoranda yemek yedik.
- They dine at seven.
- Onlar yedide yemek yerler.
- The table at which I dined was close to the window.
- Yemek yediğim masa pencereye yakındı.
- Tom and Mary often dine with us.
- Tom ve Mary sık sık bizimle yemek yerler.
- Tom and I often dine together.
- Tom ve ben birlikte sık sık yemek yeriz.
- Tom and I often dine together.
- Tom ve ben sık sık birlikte yemek yeriz.
Show More (7)
|
| 2 |
dine |
akşam yemeği |
n. |
|
- The family dined together.
- Aile birlikte akşam yemeği yedi.
- Why don't you dine out with me for a change?
- Değişiklik olsun diye neden benimle akşam yemeğe çıkmıyorsun?
- Why don't you dine out with me for a change?
- Bir değişiklik olsun diye neden benimle akşam yemeğine çıkmıyorsun?
- Today, I will dine with you.
- Bugün seninle akşam yemeği yiyeceğim.
Show More (1)
|
| 3 |
dine |
yemeğe davet etmek |
v. |
|
- The Tanakas invited me to dine with them.
- Tanaka'lar beni yemeğe davet ettiler.
Show More (-2)
|
| 4 |
dine |
akşam yemeği yemek |
v. |
|
- We dined at a restaurant.
- Bir restoranda akşam yemeği yedik.
Show More (-2)
|
| 5 |
dine |
yemek vermek |
v. |
|
- He wined me and dined me and then wanted to take me to bed!
- O bana şarap içirip yemek verdi ve sonra yatağıma götürmek istedi!
Show More (-2)
|
