|
- Now, you get over there, and you stay there.
- Şimdi oraya git ve orada kal.
- Tom didn't stay there long.
- Tom uzun süre orada kalmadı.
- Are you staying there for the weekend?
- Hafta sonu boyunca orada kalacak mısın?
- He stayed there all the time.
- O her zaman orada kaldı.
- She stayed there for a moment.
- O, bir süre orada kaldı.
- He stayed there some time.
- O, bir ara orada kaldı.
- She stayed there for a moment.
- Bir süre orada kaldı.
- I stayed there until Tom left.
- Tom gidene kadar orada kaldım.
- Just stay there.
- Tam orada kal.
- Stay there a while.
- Bir süre orada kal.
- Eveyone had left, and he stayed there.
- Herkes gitti ve o orada kaldı.
- Tom will be staying there for three months.
- Tom üç ay boyunca orada kalacak.
- He stayed there some time.
- Bir süre orada kaldı.
- We'll stay there for three months.
- Üç ay orada kalacağız.
- We stayed there all night.
- Bütün gece orada kaldık.
- She stayed there for several days.
- Birkaç gün orada kaldı.
- The length of our stay there will be one week.
- Bizim orada kalma süremiz bir hafta olacak.
- I stayed there until he had left.
- O ayrılıncaya kadar orada kaldım.
- I'm going to stay there for about a week.
- Bir hafta kadar orada kalacağım.
- I couldn't stay there with them.
- Onlarla orada kalamazdım.
- Sami stayed there anyway.
- Sami yine de orada kaldı.
- They would stay there for the winter.
- Kış boyunca orada kalacaklardı.
- You need to stay there.
- Orada kalman gerekir.
- He stayed there a little while.
- Bir süre orada kaldı.
- I did not stay there.
- Ben orada kalmadım.
- I couldn't stay there with them.
- Onlarla orada kalamadım.
- Go home and stay there.
- Evine git ve orada kal.
- Anne, go to your room and stay there until I come up.
- Anne, odana git ve ben gelene kadar orada kal.
- Tom stayed there for three years.
- Tom üç yıl orada kaldı.
- Sami can't stay there.
- Sami orada kalamaz.
- Go to your room and stay there until you are ready to confess.
- Odana git ve itiraf etmeye hazır olana kadar orada kal.
- The length of our stay there will be one week.
- Orada kalış süremiz bir hafta olacak.
- Tom went to Australia and stayed there the rest of his life.
- Tom Avustralya'ya gitti ve hayatının geriye kalan kısmında orada kaldı.
- When you put a Christmas tree on the top of your car, you need to bind it with twine to make sure it stays there while you drive.
- Arabanızın üstüne bir Noel ağacı koyduğunuzda, sürerken orada kaldığından emin olmak için arabaya dolayarak bağlamanız gerekir.
- Let her stay there.
- Onun orada kalmasına izin ver.
- Tom went to Boston and stayed there until he died.
- Tom, Boston'a gitti ve ölene kadar orada kaldı.
- Stay there and don't move!
- Orada kal ve kımıldama!
- Stay there a little longer.
- Biraz daha orada kal.
- We stayed there all night.
- Biz bütün gece orada kaldık.
- Tom stayed there for a moment.
- Tom bir an için orada kaldı.
- He went to Brazil and stayed there.
- O, Brezilya'ya gitti ve orada kaldı.
- Let him stay there.
- O orada kalsın.
- I'll stay there till six o'clock.
- Saat altıya kadar orada kalacağım.
- Tom is planning to stay there as long as he can.
- Tom orada kalabildiği kadar kalmayı planlıyor.
- Tom is staying there.
- Tom orada kalıyor.
- Go home and stay there.
- Eve git ve orada kal.
- Let them stay there.
- Bırak orada kalsınlar.
- He went to Brazil and stayed there.
- Brezilya'ya gitti ve orada kaldı.
- Tom is planning to stay there as long as he can.
- Tom elinden geldiğince orada kalmayı planlıyor.
- We're staying there for three months.
- Üç ay boyunca orada kalıyoruz.
- How long did you stay there?
- Ne kadar zamandır orada kaldınız?
- He stayed there all the time.
- Hep orada kaldı.
- He has his reasons for staying there.
- Orada kalmak için kendine göre sebepleri var.
- Let her stay there.
- Bırak orada kalsın.
- Why don't you stay there?
- Neden orada kalmıyorsun?
- He stayed there the whole time.
- Bütün zaman orada kaldı.
- He stayed there for three days.
- Üç gün boyunca orada kaldı.
- Tom went to Boston and stayed there until he died.
- Tom Boston'a gitti ve ölene kadar orada kaldı.
- Tom stayed there for several days.
- Tom birkaç gün boyunca orada kaldı.
- The hotel room was a mess after the drunk tourists stayed there.
- Sarhoş turist orada kaldıktan sonra otel odası bir keşmekeşti.
- We don't need to stay there.
- Orada kalmamıza gerek yok.
- I'm going to stay there for a couple of days.
- Birkaç gün orada kalacağım.
- They loved Nagasaki so much that they stayed there for a week.
- Nagasaki'yi o kadar çok sevdiler ki bir hafta orada kaldılar.
- Sami went back to the apartment and stayed there.
- Sami daireye geri döndü ve orada kaldı.
- They would stay there for the winter.
- Kış boyunca orada kalırlardı.
- We stayed there for three months.
- Üç ay orada kaldık.
- I would have been happier if I had stayed there.
- Orada kalsaydım daha mutlu olurdum.
- Eveyone had left, and he stayed there.
- Herkes gitmişti ve o orada kalmıştı.
- She stayed there for a short while.
- Kısa bir süre orada kaldı.
- You stay there.
- Orada kal.
- Go to your room and stay there until your father comes home.
- Odana git ve baban eve gelene kadar orada kal.
- He stayed there during the vacation.
- Tatil boyunca orada kaldı.
- Go to your room and stay there until your father comes home.
- Odana git ve baban eve gelinceye kadar orada kal.
- You need to stay there.
- Orada kalmalısın.
- I stayed there until he had left.
- O gidene kadar orada kaldım.
- Tom stayed there for three days.
- Tom üç gün orada kaldı.
- She stayed there for a short while.
- O kısa bir süre orada kaldı.
- He has his reasons for staying there.
- Orada kalmak için onun nedenleri var.
- We'll stay there for three months.
- Üç ay boyunca orada kalacağız.
- We stayed there for three months.
- Üç ay boyunca orada kaldık.
- Did they have to stay there all day?
- Bütün gün orada kalmak zorunda mıydılar?
- Let's stay there!
- Hadi orada kalalım!
- Let them stay there.
- Onların orada kalmasına izin ver.
- We stayed there on our honeymoon.
- Balayımızda orada kalmıştık.
- Tom stayed there a long time.
- Tom uzun süre orada kaldı.
- We intended to stay there about two weeks.
- Biz yaklaşık iki hafta orada kalmaya niyet ettik.
- Now stay there.
- Orada kal.
- When you put a Christmas tree on the top of your car, you need to bind it with twine to make sure it stays there while you drive.
- Arabanızın üstüne bir Noel ağacı koyduğunuzda, araba sürerken orada kalmasını sağlamak için onu sicimle bağlamanız gerekir.
- We stayed there on our honeymoon.
- Biz balayımızda orada kaldık.
- Stay there for a moment.
- Bir dakika orada kal.
- Don't let him stay there.
- Onun orada kalmasına izin vermeyin.
- The hotel room was a mess after the drunk tourists stayed there.
- Sarhoş turistler orada kaldıktan sonra otel odası darmadağın oldu.
- Stay there and don't move!
- Orada kal ve kıpırdama!
- Let Tom stay there.
- Tom'un orada kalmasına izin ver.
- Let Tom stay there.
- Bırak Tom orada kalsın.
- Don't let him stay there.
- Orada kalmasına izin verme.
- I will stay there.
- Orada kalacağım.
- We are going to stay there the whole week.
- Bütün hafta orada kalacağız.
- Anne, go to your room and stay there until I come up.
- Anne odana git ve ben gelene kadar orada kal.
- He stayed there the whole time.
- Hep orada kaldı.
- You will go home and stay there.
- Eve gidip orada kalacaksın.
- Stay there and wait for me.
- Orada kal ve beni bekle.
- You will go home and stay there.
- Eve gideceksin ve orada kalacaksın.
- Now stay there.
- Şimdi orada kal.
- Tom stayed there.
- Tom orada kaldı.
Show More (103)
|
