|
- Mr Howitt wrote something in the explanatory statement that I disagree with.
- Bay Howitt açıklama metninde katılmadığım bir şey yazmış.
- Write something.
- Bir şey yaz.
- He thought that he would write something for the newspaper.
- Gazete için bir şeyler yazacağını düşündü.
- Tom wrote something on the blackboard.
- Tom tahtaya bir şeyler yazdı.
- Tom wrote something on a piece of paper.
- Tom bir kağıt parçası üzerine bir şeyler yazdı.
- Jim set out to write something in his notebook.
- Jim, defterine bir şeyler yazmaya koyuldu.
- I think Tom needs to write something.
- Bence Tom'un bir şeyler yazması gerek.
- I've been trying to write something for hours, but nothing comes to my mind.
- Saatlerdir bir şey yazmaya çalışıyorum ama aklıma bir şey gelmiyor.
- You should make sure of the facts before you write something.
- Bir şey yazmadan önce gerçeklerden emin olmalısın.
- I've been trying to write something for hours, but nothing comes to my mind.
- Saatlerdir bir şeyler yazmaya çalışıyorum ama aklıma hiçbir şey gelmiyor.
- Write something about this picture.
- Bu resim hakkında bir şeyler yazın.
- Tom wrote something on the back of the letter.
- Tom mektubun arkasına bir şeyler yazmış.
- I wanted to write something meaningful.
- Anlamlı bir şey yazmak istedim.
- The teacher wrote something on the blackboard, but it was too small for me to read.
- Öğretmen tahtaya bir şeyler yazdı ama benim okuyamayacağım kadar küçüktü.
- The teacher wrote something on the blackboard.
- Öğretmen tahtaya bir şey yazdı.
- Tom wrote something on the back of the envelope.
- Tom zarfın arkasına bir şey yazmış.
- He wrote something on a piece of paper.
- Bir kağıt parçasına bir şey yazdı.
- Ann wrote something on the blackboard.
- Ann tahtaya bir şeyler yazdı.
- Jim set out to write something in his notebook.
- Jim, dizüstü bilgisayarında bir şeyler yazmaya koyuldu.
- Tom writes something in his diary every evening, no matter how tired he is.
- Tom ne kadar yorgun olursa olsun her akşam günlüğüne bir şeyler yazıyor.
- Tom wrote something on the blackboard.
- Tom tahtaya bir şey yazdı.
- Tom wrote something on the back of the envelope.
- Tom zarfın arkasına bir şey yazdı.
- Tom wrote something in his notebook.
- Tom defterine bir şey yazmış.
- I wanted to write something meaningful.
- Anlamlı bir şeyler yazmak istedim.
- How did I accept to write something like this?
- Böyle bir şeyi yazmayı nasıl kabul ettim?
- The teacher wrote something on the blackboard, but it was too small for me to read.
- Öğretmen tahtaya bir şey yazdı, ama okuyamayacağım kadar küçüktü.
- Tom wrote something on the back of the letter.
- Tom mektubun arkasına bir şeyler yazdı.
- Write something.
- Bir şeyler yaz.
- He thought that he would write something for the newspaper.
- Gazete için bir şey yazacağını düşündü.
- The girl wrote something on the page of the book.
- Kız kitabın sayfasına bir şey yazdı.
- Write something about this picture.
- Bu resim hakkında bir şey yaz.
- Tom took out his notebook and wrote something in it.
- Tom defterini çıkardı ve içine bir şeyler yazdı.
- You should make sure of the facts before you write something.
- Bir şeyler yazmadan önce gerçeklerden emin olmalısın.
- Tom wrote something in his notebook.
- Tom defterine bir şey yazdı.
- Tom took out his notebook and wrote something in it.
- Tom not defterini çıkardı ve içine bir şey yazdı.
- I think Tom needs to write something.
- Sanırım Tom'un bir şeyler yazması gerek.
- Tom wrote something on the dirty window.
- Tom kirli cama bir şeyler yazmış.
- Tom wrote something on a piece of paper.
- Tom bir kağıda bir şeyler yazdı.
- The teacher wrote something on the blackboard in a language I didn't know.
- Öğretmen tahtaya bilmediğim bir dilde bir şey yazdı.
- The teacher wrote something on the blackboard in a language I didn't know.
- Öğretmen tahtaya bilmediğim bir dilde bir şeyler yazdı.
- Mary wrote something in Tom's notebook while he was away from his desk.
- Mary, Tom masasından uzaktayken onun defterine bir şeyler yazdı.
- He wrote something on a piece of paper.
- Bir kağıda bir şeyler yazdı.
Show More (39)
|
