Anglais | Turc | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | call-back n. | geri çağırma | ||
Accordingly, it must have a call-back power. Buna göre, geri çağırma yetkisine sahip olmalıdır. More Sentences |
||||
General | call back v. | geri çağırmak | ||
He thought Parliament should have the possibility of calling back implementing measures. Parlamentonun uygulama tedbirlerini geri çağırma imkanına sahip olması gerektiğini düşündü. More Sentences |
||||
General | call back v. | dönmek | ||
I'll call back in a few minutes. Birkaç dakika içinde geri döneceğim. More Sentences |
||||
General | call (somebody) back v. | daha sonra aramak | ||
Can you call back later? Daha sonra arayabilir misin? More Sentences |
||||
General | call back v. | tekrar aramak | ||
I'll have to call back. Tekrar aramam gerekecek. More Sentences |
||||
General | call back v. | geri aramak | ||
Our group came up with a proposal for a call back procedure. Grubumuz geri arama prosedürü için bir öneri geliştirdi. More Sentences |
||||
Phrasals | ||||
Phrasals | call back v. | geri çağırmak | ||
But what is the position on the call back or fall back position which Parliament keeps calling for? Peki Parlamentonun sürekli talep ettiği geri çağırma ya da geri çekilme tutumu nedir? More Sentences |
||||
Computer | ||||
Computer | call-back n. | geri arama | ||
In the discussion on the relationship with Parliament, the call-back problem lies in this context. Parlamento ile ilişkiler konusundaki tartışmada geri arama sorunu bu bağlamda yer almaktadır. More Sentences |
||||
Informatics | ||||
Informatics | call-back n. | geri arama | ||
Our group came up with a proposal for a call-back procedure. Grubumuz geri arama prosedürü için bir öneri geliştirdi. More Sentences |
||||
Telecom | ||||
Telecom | call-back n. | geri arama | ||
She wants the call-back rights for Parliament which we discussed earlier. Daha önce tartıştığımız Parlamento için geri arama hakkını istiyor. More Sentences |
||||
Statistics | ||||
Statistics | call-back n. | geri çağırma | ||
She wants the call-back rights for Parliament which we discussed earlier. Daha önce tartıştığımız Parlamento için geri çağırma hakkını istiyor. More Sentences |
||||
General | ||||
General | call-back n. | ikinci tur seçmeler | ||
General | call-back n. | geri alma | ||
General | call-back n. | bir kusurun düzeltilmesi için bir ürünün geri çağrılması | ||
General | call back to mind v. | hatırına getirmek | ||
General | call back v. | yalanlamak | ||
General | call someone back v. | kendisini telefonla arayıp bulamayan birine telefon etmek | ||
General | call someone back v. | birine tekrar telefon etmek | ||
General | call back to mind v. | aklına getirmek | ||
General | call back v. | caymak | ||
General | call someone back v. | birini geri çağırmak | ||
General | call in for back up v. | (polis) destek istemek | ||
Phrasals | ||||
Phrasals | call back v. | hatırlamak | ||
Phrasals | call back v. | iade etmek | ||
Phrasals | call back v. | iptal etmek | ||
Phrasals | call back v. | geri çekilmek | ||
Phrasals | call back v. | feshetmek | ||
Phrasals | call right back v. | hemen geri aramak | ||
Phrasals | call back v. | (telefonla) geri aramak | ||
Phrasals | call someone back v. | (telefonla) tekrar aramak | ||
Phrasals | call back v. | (aramaya) geri dönmek | ||
Phrasals | call back v. | (aramaya) geri dönüş yapmak | ||
Phrasals | call someone or something back v. | birini/bir şeyi geri çağırmak | ||
Phrasals | call something (back) in v. | bir şeyi geri toplamak | ||
Phrasals | call something (back) in v. | bir şeyi piyasadan toplamak | ||
Phrasals | call something (back) in v. | bir şeyin iade edilmesini istemek | ||
Phrasals | call something (back) in v. | bir şeyi piyasadan çekmek | ||
Colloquial | ||||
Colloquial | have him call me back expr. | (gelince) beni arasın | ||
Colloquial | have him call me back expr. | (gelince) beni aramasını söyleyin | ||
Speaking | ||||
Speaking | why didn't you call me back? expr. | beni neden geri aramadın? | ||
Speaking | I'll call back later expr. | ben sonra ararım | ||
Speaking | I'll call back later expr. | seni sonra ararım | ||
Speaking | I'll call you right back expr. | seni hemen ararım | ||
Speaking | can I call you back? expr. | seni daha sonra arayabilir miyim? | ||
Speaking | could I call you back? expr. | sizi sonra arasam olur mu? | ||
Speaking | please call me back at your earliest convenience expr. | lütfen beni müsait olduğun ilk fırsatta ara | ||
Computer | ||||
Computer | call-back v. | geri çağırmak | ||
Computer | call-back expr. | bildir | ||
Computer | call-back expr. | geri ara | ||
Computer | no call back expr. | geri arama yok | ||
Informatics | ||||
Informatics | call-back n. | geri dönme |