Anglais | Turc | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Common Usage | kitty n. | kedicik | ||
Only the blackest of hearts could leave that poor kitty out on the street in the cold. O zavallı kediciği sokakta soğukta bırakmaya ancak kalbi en kara olanlar cesaret edebilir. More Sentences |
||||
General | ||||
General | kitty n. | kedi | ||
I have a kitty called Nina. Adı Nina olan bir kedim var. More Sentences |
||||
General | kitty n. | yavru kedi | ||
I love kitties. Yavru kedileri severim. More Sentences |
||||
General | kitty n. | pot | ||
General | kitty n. | pisi | ||
General | kitty n. | pisipisi | ||
General | kitty n. | ortaya konan para | ||
General | kitty n. | oyundaki para | ||
General | kitty n. | küçük kase | ||
General | kitty n. | küçük kap | ||
Sport | ||||
Sport | kitty n. | çim topu misketi | ||
Sport | kitty n. | (bovlingde) çim topu oyununda kullanılan iki taraftan basık bir top | ||
Card | ||||
Card | kitty n. | bezik benzeri çeşitli kart oyunlarında her elde var olan kart | ||
Slang | ||||
Slang | kitty n. | sermaye |