let him

Sens de "let him" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 34 résultat(s)

	Catégorie	Anglais	Turc
Colloquial
1	Colloquial	let him go expr.	bırak gitsin
Let's let him go or stay as he decides. Bırakalım gitsin ya da kalsın, nasıl karar verirse. More Sentences
2	Colloquial	let him go expr.	gitmesine izin ver
I didn't let him go home early. Onun eve erken gitmesine izin vermedim. More Sentences
Phrases
3	Phrases	let justice be done upon him! expr.	adalet yerini bulsun!
4	Phrases	may god let him/her grow up with his/her mother and father expr.	allah analı babalı büyütsün
5	Phrases	honesty, let alone honor, was not in him expr.	şeref şöyle dursun
Proverb
6	Proverb	let him that is without sin cast the first stone	hiçbirimiz masum/günahsız/kusursuz değiliz
7	Proverb	let him that is without sin cast the first stone	ilk taşı günahsız olan atsın
8	Proverb	let him that is without sin cast the first stone	kimin suçu günahı yok ki?
9	Proverb	let him that is without sin cast the first stone	herkesin yanlışları/günahları olduğu için kimse kimseyi yargılama hakkına sahip değil
10	Proverb	let him who is without sin cast the first stone	hiçbirimiz masum/günahsız/kusursuz değiliz
11	Proverb	let him who is without sin cast the first stone	ilk taşı günahsız olan atsın
12	Proverb	let him who is without sin cast the first stone	kimin suçu günahı yok ki?
13	Proverb	let him who is without sin cast the first stone	herkesin yanlışları/günahları olduğu için kimse kimseyi yargılama hakkına sahip değil
Colloquial
14	Colloquial	let him alone expr.	bırak işine karışma
15	Colloquial	let him alone expr.	bırak ne hali varsa görsün
16	Colloquial	let him alone expr.	bırak kendi başının çaresine baksın
17	Colloquial	let him be expr.	bırak kendi başının çaresine baksın
18	Colloquial	let him be expr.	bırak ne hali varsa görsün
19	Colloquial	let him be expr.	bırak işine karışma
20	Colloquial	let them/him/her cook expr.	bırak yapacağını yapsın
Speaking
21	Speaking	I'll let him/her know you called expr.	aradığınızı iletirim
22	Speaking	I'll let him/her know you called expr.	aradığınızı kendisine ileteceğim
23	Speaking	I'll let him/her know you called expr.	aradığınızı kendisine söyleyeceğim
24	Speaking	let him have his say expr.	bırak
25	Speaking	let me talk to him expr.	bırak onunla konuşayım
26	Speaking	I can't let him do that expr.	bunu yapmasına izin veremem
27	Speaking	how much did you let him drink last night? expr.	dün gece ne kadar içmesine izin verdin?
28	Speaking	let him have his say expr.	diyeceğini desin
29	Speaking	they didn't let him go expr.	gitmesine izin vermediler
30	Speaking	why didn't you let him see me? expr.	neden beni görmesine izin vermedin?
31	Speaking	let him stew in his own juice expr.	ne hali varsa görsün
32	Speaking	don't let anything happen to him expr.	ona bir şey olmasına izin verme
33	Speaking	why do you let him walk around here like that? expr.	neden ortalıkta böyle dolaşmasına izin veriyorsun?
34	Speaking	let him go expr.	varsın gitsin