bone in - Turc Anglais Dictionnaire

bone in

Sens de "bone in" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 67 résultat(s)

Anglais Turc
General
bone-in meat n. kemikli et
break every bone in somebody's body v. birinin bütün kemiklerini kırmak
jar every bone in somebody's body v. iliklerine kadar işlemek
Colloquial
bone in (one's) leg [obsolete] n. uydurma gerekçe
bone in (one's) leg [obsolete] n. bahane
bone in (one's) leg [obsolete] n. uydurma mazeret
a bone in your leg (or head) n. uydurma gerekçe
a bone in your leg (or head) n. bahane
a bone in your leg (or head) n. uydurma mazeret
Idioms
bone in (one's) leg [obsolete] n. üşengeçlik yüzünden uydurulan anlamsız bahane
a bone in your leg (or head) n. üşengeçlik yüzünden uydurulan anlamsız bahane
bone in (one's) leg [obsolete] n. uydurma mazeret
a bone in your leg (or head) n. uydurma mazeret
not have a shy bone in one's body v. ar damarı çatlamak
not to have a bad bone in one's body v. çok iyi niyetli olmak
breed in the bone v. iliklerine/kemiklerine işletmek
breed in the bone v. tamamen benimsetmek
breed in the bone v. huy haline getirtmek
breed in the bone v. huy edindirmek
breed in the bone v. huy olarak yerleştirmek
breed in the bone v. yer ettirmek
not have a (kind of) bone in (one's) body v. (birinde bir özellikten) eser olmamak
not have a (kind of) bone in (one's) body v. (birinde bir özelliğin) zerresi olmamak
not have a (kind of) bone in (one's) body v. (birinde) en ufak (bir özellik) olmamak
not have a (kind of) bone in (one's) body v. (birinde bir özellik) hiç olmamak
not have a (kind of) bone in (one's) body v. (birinin) kumaşında (bir özellik) olmamak
not have a (some kind of) bone in (one's) body v. (birinde bir özellikten) eser olmamak
not have a (some kind of) bone in (one's) body v. (birinde bir özelliğin) zerresi olmamak
not have a (some kind of) bone in (one's) body v. (birinde) en ufak (bir özellik) olmamak
not have a (some kind of) bone in (one's) body v. (birinde bir özellik) hiç olmamak
not have a (some kind of) bone in (one's) body v. (birinin) kumaşında (bir özellik) olmamak
not have a...bone in your body v. içinde …'dan eser olmamak
not have a...bone in your body v. içinde …'nın zerresi olmamak
not have a...bone in your body v. içinde en ufak bir … olmamak
not have a...bone in your body v. içinde hiç … olmamak
not have a...bone in your body v. kumaşında … olmamak
bred in the bone adj. yerleşmiş (huy)
bred in the bone adj. iliklerine/kemiklerine işlemiş
bred in the bone adj. huy haline gelmiş
bred in the bone adj. huy edinilmiş
bred in the bone adj. alışılagelmiş
bred in the bone adj. süregelen
bred in the bone adj. adetten
bred in the bone adj. alışkanlığa bağlı
bred in the bone adj. yerleşmiş
bred in the bone adj. kanında olan
bred in the bone adj. kalıtımsal
bred-in-the-bone adj. iliklerine işlemiş
bred-in-the-bone adj. kökleşmiş
bred-in-the-bone adj. ısrarcı
bred-in-the-bone adj. daimi
bred-in-the-bone adj. gedikli
bred in the bone expr. kolay kolay değişmeyen
not have a type of bone in one's body expr. (bir kimseyi tanımlarken herhangi bir olumsuz durum için) hiç eser yok
doesn't have a (certain kind of) bone in (one's) body expr. (birinin) damarlarında bir damla bile kötülük/kıskançlık bulunmaz
not a bone in your body expr. (birinde) …'dan eser yok
not a bone in your body expr. (birinde) …'nın zerresi yok
not a bone in your body expr. (birinde) en ufak bir … yok
not a bone in your body expr. (birinde) hiç … yok
not a bone in your body expr. (birinin) kumaşında … yok
Speaking
he/she doesn't have a jealous bone in his/her body expr. hiç kıskanmaz
he/she doesn't have a jealous bone in his/her body expr. hiç kıskanç değil
Medical
decrease in bone density n. kemik yoğunluğunda azalma
trabecular bone structure in osteoporosis n. osteoporozda trabeküler kemik yapısı
sclerosis in petrous bone n. petroz kemikte sklerozis
unicameral bone cyst in the scaphoid bone n. scaphoid kemikte basit kemik kisti
bone and joint infection in the newborn due to intravenous procedure n. yenidoğanda intravenöz girişime bağlı kemik ve eklem enfeksiyonu