drive something - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

drive something



Sens de "drive something" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 110 résultat(s)

Anglais Turc
General
drive someone to do something v. birisini bir şey yapmaya itmek
drive someone to do something v. birisini bir şeye yapmaya zorlamak
drive something to extinction v. neslini kurutmak
drive something to extinction v. neslini tüketmek
drive something to extinction v. soyunu tüketmek
drive something to extinction v. soyunu kurutmak
Phrasals
drive in (to something) v. (arabayla) içeri girmek
drive (one) back on (something) v. (birini bir şeyi/kaynağı) kullanmaya itmek
drive (one) back on (something) v. (birini bir şeyi/kaynağı) kullanmak zorunda bırakmak
drive (one) back on (something) v. cebinden yemek/harcamak zorunda bırakmak
drive someone back on something v. birini bir kaynağı/birikimi kullanmak zorunda bırakmak/kullanmaya itmek
drive someone back on something v. cebinden yemek/harcamak zorunda bırakmak
drive someone around something v. birini bir yerde arabayla gezdirmek
drive someone around something v. birine arabayla bir yeri gezdirmek
drive someone around something v. birine araçla etrafı gezdirmek
drive someone around something v. birini araçla bir yerde dolaştırmak
drive something around something v. bir şeyi bir şeyin etrafından sürmek
drive something around something v. bir araçla bir yeri gezmek
drive something around something v. bir araçla etrafı gezmek
drive something around something v. arabayı/aracı bir yerin etrafında dolandırmak
drive something around something v. arabayla/araçla bir şeyin etrafında dolanmak/dolaşmak
drive at something v. bir şey demek istemek
drive at something v. bir şey kastetmek
drive at something v. bir şey demeye getirmek
drive at (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) üstüne sürmek
drive at (someone or something) v. (birine/bir şeye) doğru sürmek
drive at (something) v. (günün belli bir saatinde) sürmek
drive at (something) v. (belli bir hızda) sürmek
drive at (something) v. (bir şey) demek istemek
drive at (something) v. (bir şey) kastetmek
drive at (something) v. (bir şey) demeye getirmek
drive someone or something back v. birini/bir şeyi göndermek
drive someone or something back v. birini/bir şeyi geri püskürtmek
drive someone or something back v. birini/bir şeyi kovmak
drive someone or something back v. birini/bir şeyi defetmek
drive something down v. aracı bir yere sürmek
drive something down v. aracı bir yere götürmek
drive something into someone or something v. (araçla) birine/bir şeye çarpmak
drive something into someone or something v. (araçla) birine/bir şeye toslamak
drive something into someone or something v. (araçla) birine/bir şeye bindirmek
drive something into someone or something v. (araçla) birilerinin/bir şeylerin arasına girmek/dalmak
drive something into something v. bir şeyi bir şeye sokmak
drive something into something v. bir aracı bir şeye/yere sokmak
drive something into something v. bir aracı içeri sokmak
drive something into something v. bir şeyi bir şeye çakmak
drive something into something v. bir şeyi güç kullanarak bir şeye sokmak
drive something in v. bir şeyi bir şeye sokmak
drive something in v. bir aracı bir şeye/yere sokmak
drive something in v. bir aracı içeri sokmak
drive something in v. bir şeyi bir şeye çakmak
drive something in v. bir şeyi güç kullanarak bir şeye sokmak
drive into someone or something v. (araçla) birine/bir şeye çarpmak
drive into someone or something v. (araçla) birine/bir şeye toslamak
drive into someone or something v. (araçla) birine/bir şeye bindirmek
drive into someone or something v. (araçla) birilerinin/bir şeylerin arasına girmek/dalmak
drive into someone or something v. (araçla) birine/bir şeye girmek
drive someone or something off v. birini/bir şeyi püskürtmek
drive someone or something off v. birini/bir şeyi defetmek
drive someone or something off v. birini/bir şeyi kovmak
drive someone or something off v. birini/bir şeyi geri püskürtmek
drive someone on (to something) v. (bir şeye) itmek
drive someone on (to something) v. (bir şeye) sevk etmek
drive someone on (to something) v. (bir şey) için harekete geçirmek
drive someone on (to something) v. (bir şeye) heveslendirmek
drive someone on (to something) v. (bir şey) için motive etmek
Colloquial
drive (one) to (do something) v. (birini) bir şey yapmaya itmek
drive (one) to (do something) v. (birini) bir şey yapmaya zorlamak
Idioms
could drive a truck through (something) [us] v. (argümanın, anlaşmanın) çok boşlukları olmak
could drive a truck through (something) [us] v. (argümanın, anlaşmanın) açık/zayıf noktası çok olmak
could drive a truck through (something) [us] v. (argümanda, anlaşmada) at oynatacak noktalar olmak
can drive a truck through (something) [us] v. (argümanın, anlaşmanın) çok boşlukları olmak
can drive a truck through (something) [us] v. (argümanın, anlaşmanın) açık/zayıf noktası çok olmak
can drive a truck through (something) [us] v. (argümanda, anlaşmada) at oynatacak noktalar olmak
drive a coach and horses through something v. açık noktalarını bulup göstermek
drive something into the ground v. bir şeyi çok ileri götürmek
drive something home v. öneminin anlaşılmasını sağlamak
drive something into the ground v. (sözde/davranışta) ölçüyü aşmak
drive a coach and horses through something v. zayıf noktalarını bulup göstermek
could drive a truck through (something) v. (bir şeyi) kolaylıkla çürütebilmek
could drive a truck through (something) v. eksiklikleriyle kusurlarını ortaya çıkarabilmek
could drive a truck through (something) v. yanlışlıklarını ortaya serebilmek
can drive a truck through something v. (bir şeyi) kolaylıkla çürütebilmek
can drive a truck through something v. eksiklikleriyle kusurlarını ortaya çıkarabilmek
can drive a truck through something v. yanlışlıklarını ortaya serebilmek
could drive a truck through (something) [us] v. kusurları açıkça/apaçık ortada olmak
could drive a truck through (something) [us] v. kabak gibi ortada olmak/görünmek
could drive a truck through (something) [us] v. kusurlarını/yanlışlarını ortaya dökmek
could drive a truck through (something) [us] v. kusurlarını/yanlışlarını gözler önüne sermek
drive something into the ground v. bir şeyi yere/zemine çakmak
drive something into the ground v. bir şeyi yere/zemine sokmak
drive a wedge between (someone or something) v. (birilerinin/bir şeylerin) arasını açmak
drive a wedge between (someone or something) v. (birilerinin/bir şeylerin) arasına bariyer koymak
drive a wedge between (someone or something) v. (birilerinin/bir şeylerin) arasına set koymak/çekmek
drive a wedge between (someone or something) v. (birilerinin/bir şeylerin) arasını bozmak
drive something home (to somebody) v. (birinin) bir şeyin önemini anlamasını sağlamak
drive something home (to somebody) v. (birinin) bir şeyi iyice anlamasını sağlamak
drive something home (to somebody) v. (birine) bir şeyi iyice öğretmek
drive something home (to somebody) v. (birine) bir şeyi tekrar tekrar söylemek
drive something home (to somebody) v. (birine) bir şeyi vurgulamak
drive something home (to somebody) v. (birine) bir şeyi üzerine basa basa söylemek
drive/hammer something home v. (bir konunun iyice anlaşılması için) konunun tekrar üzerinden geçmek
drive/hammer something home v. tekrar tekrar söylemek
drive/hammer something home v. vurgulamak
drive/hammer something home v. üzerine basa basa söylemek
take (something) for a drive v. (bir şeyle) gezintiye çıkmak
take (something) for a drive v. (bir araçla) kısa bir sürüşe çıkmak
take (something) for a drive v. (bir aracı) biraz sürmek
can drive a truck through something expr. (bir anlaşmanın, tartışmanın, sözleşmenin) çok büyük açıkları/zayıf yönleri olması
can drive a truck through something expr. (bir anlaşmanın, tartışmanın, sözleşmenin) açıklarının/zayıflıklarının apaçık ortada olması
can drive a truck through something expr. (bir anlaşmanın, tartışmanın, sözleşmenin) açıklarının/zayıf yönlerinin kabak gibi ortada olması