know something - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

know something

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Sens de "know something" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 278 résultat(s)

Anglais Turc
General
know something cold v. bir şeyi eksiksiz bir şekilde bilmek
know something backwards v. ezbere bilmek
know something like the back of one's hand v. adı gibi bilmek
know something backwards v. su gibi bilmek
die to know something v. meraktan çatlamak
know something perfectly v. su gibi bilmek
know something by heart v. ezberden bilmek
know something by heart v. çok iyi bilmek
know something by heart v. mükemmel derecede bilmek
know very little about something v. bir şey hakkında çok az bilgisi olmak
know very little about something v. bir şeyi çok az bilmek
know something by sight v. göz aşinalığı olmak
know a thing or two (about something) v. (bir şeyler hakkında) bir iki şey bilmek
know very little about something v. bir konu hakkında çok az bilgisi olmak
know something very well v. bir şeyi çok iyi bilmek
know where something is at v. bir şeyin nerede olduğunu bilmek
know where something is at v. bir şeyin konulduğu yeri bilmek
Phrasals
know something from something v. ayırt etmek
know someone as something v. birini -e olarak bilmek
know something from something v. iki şey arasındaki farkı (söyleye)bilmek
know (someone or something) as (something) v. (birini/bir şeyi bir şey) olarak tanımak
know (someone or something) from (someone or something else) v. (birini/bir şeyi birinden/bir şeyden) ayırt etmek
know (someone or something) from (someone or something else) v. (biriyle/bir şeyle biri/bir şey) arasındaki ayrımı yapabilmek
know about (someone or something) v. (birinden/bir şeyden) haberi olmak
know about (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) farkında olmak
know about (someone or something) v. (birinden/bir şeyden) haberdar olmak
know about (someone or something) v. (birini/bir şeyi) bilmek
know about (something) v. (bir şey) hakkında bilgili olmak
know about (something) v. (bir şeyi) bilmek
know about (something) v. (bir şey) hakkında yetenekli olmak
know about (something) v. (bir şeyde) becerikli olmak
know by (something) v. (bir şeyden) bilmek/anlamak/tanımak
know by (something) v. (bir şeyden/bir şeyinden) tanımak/ayırt etmek
know by (something) v. (bir şeyini) bilmek
know by (something) v. ezbere/ezberden bilmek
know from something v. bir şeyden anlamak
know from something v. bir şey hakkında bilgisi olmak
know of (someone or something) v. (birini/bir şeyi) bilmek
know of (someone or something) v. bildiği/duyduğu (biri/bir şey) olmak
know of (someone or something) v. (birinden/bir şeyden) haberi olmak
know of (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) hakkında bilgisi olmak
know of (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) kim/ne olduğunu bilmek
know (someone or something) as (something) (birini/bir şeyi bir şey) olarak bilmek/kabul etmek
Colloquial
dying to know (something) v. bilmek için can atmak
know what it is to be (something) v. (bir şey) olmanın ne demek olduğunu bilmek
know your way about/around (something) v. (bir şeye) aşina olmak
know your way about/around (something) v. (bir şeyde) tecrübe sahibi olmak
know your way about/around (something) v. (bir şeyi) bilmek
know what it is to be/do something v. bir şey olmanın/yapmanın ne demek olduğunu bilmek
know what it is to be/do something v. bir şey olarak/yapmak konusunda çok deneyimi/tecrübesi olmak
know what it is to be/do something v. ben de bir şey oldum/yaptım, bilirim
know what it is to be/do something v. bir şey benim de başımdan geçti/bir şeyi ben de yaptım, bilirim
doesn't know beans (about something) expr. bir bok bilmez
doesn't know beans (about something) expr. hiçbir şey bilmez
you never know with (someone or something) expr. (birinin/bir şeyin) ne yapacağını bilemezsin
you never know with (someone or something) expr. (birinin/bir şeyin) sağı solu belli olmaz
you never know with (someone or something) expr. (birinin/bir şeyin) nasıl davranacağını önceden tahmin etmek zor
you never know with (someone or something) expr. (birinin/bir şeyin) ne yapacağı/nasıl davranacağı belli olmaz
you never know with (someone or something) expr. (birinin/bir şeyin) kalitesini/niteliğini önceden bilemezsin
you never know with (someone or something) expr. (birinin/bir şeyin) sağı solu belli olmaz
you never know with (someone or something) expr. (birinin/bir şeyin) ne yapacağı hiç belli olmaz
you never know with (someone or something) expr. (birinin/bir şeyin) ne yapacağını bilemezsin
you never know with (someone or something) expr. (birinden/bir şeyden) asla emin olmazsın
if that's not (something), (then) I don't know what is expr. bu (bir şey) değil de ne?
if that's not (something), (then) I don't know what is expr. bu da (bir şey) değilse, ben de bir şey bilmiyorum demektir
Idioms
know where (one) is with (someone or something) v. (birinin) ne düşündüğünü bilmek/öğrenmek
know where (one) is with (someone or something) v. (birinin) bir konuda ne düşündüğünü bilmek/öğrenmek
know where (one) is with (someone or something) v. (birinin) görüşlerini bilmek/öğrenmek
know where (one) is with (someone or something) v. (birinin) bir konu hakkındaki görüşlerini bilmek/öğrenmek
know (someone or something) like a book v. (birisini ya da bir şeyi) avucunun içi gibi bilmek
know (someone or something) like a book v. ezbere bilmek
know (someone or something) like a book v. her karışını bilmek
know what it is to be (something) v. (bir şey) olmanın ne demek olduğunu bilmek
know what it is to be (something) v. (bir şey) olarak çok deneyimi/tecrübesi olmak
know what it is to be (something) v. (…olmanın) ne demek olduğunu bilmek
know what it is to be (something) v. ben de (...) oldum bilirim
know what it is to be (something) v. ben de (askerlik/annelik) yaptım bilirim
know what it is to be (something) v. benim de başımdan geçti bilirim
not know one end (of something) from another v. elifi mertek sanmak
not know one end (of something) from another v. bir konuda kara cahil/kör cahil/zırcahil olmak
not know one end (of something) from another v. bir konuda hiç bilgisi olmamak
not know one end (of something) from another v. bir şeyi diğerinden (başını sonundan/sağını solundan) ayıramamak
not know one end (of something) from another v. başını sonunu bilememek
not know one end (of something) from another v. neyin nerede başlayıp bittiğini bilememek
know nothing and care less (about someone or something) v. hiçbir şey bilmemek ve bilmek de istememek
know nothing and care less (about someone or something) v. hiç bilgisi olmamak, bilmek de istememek
know nothing and care less (about someone or something) v. ne bilmek ne de bilmek istemek
know nothing and care less (about someone or something) v. (bir kişi veya konu hakkında) tamamen ilgisiz olmak
know nothing and care less (about someone or something) v. (bir kişiye veya konuya) hiç ilgisi olmamak
know little and care less (about someone or something) v. çok az şey bilmek ama bilmek de istememek
know little and care less (about someone or something) v. daha fazla bilmek de istememek
not know one end of something from the other v. (bir konu hakkında) beyan edebileceği bir bilgisi olmamak
not know one end of something from the other v. bir konuda zırcahil olmak
not know one end of something from the other v. (bir konu hakkında) hiçbir şey bilmemek
not know one end of something from the other v. (bir konu hakkında) hiçbir fikri olmamak
know your way about (something) v. (bir yeri, yapıyı, alanı) iyi tanımak/avucunun içi gibi bilmek
know your way about (something) v. (bir yere, yapıya, alana) aşina olmak
know your way around (something) v. (bir yeri, yapıyı, alanı) iyi tanımak/avucunun içi gibi bilmek
know your way around (something) v. (bir yere, yapıya, alana) aşina olmak
know little and care less (about someone or something) v. (biri veya bir şey hakkında) bir şey bildiği ve umursadığı olmamak
know little and care less (about someone or something) v. pek bir şey bilmeyip hiç umurunda olmamak
know little and care less (about someone or something) v. bihaber ve kayıtsız olmak
know (something/someone) like the back of one's hand v. avucunun içi gibi bilmek
know something through and through v. bir şeyin içini dışını bilmek
know something through and through v. bir şeyin tamamını bilmek
know something forwards and backwards v. bir şeyin içini dışını bilmek
know something through and through v. bir şeyin her şeyini bilmek
know better than to do something v. bir şeyi yapmamak gerektiğini bilmek
know something through and through v. bir şeyi a'dan z'ye bilmek
know something inside out v. bir şeyi a'dan z'ye bilmek
know something through and through v. bir şeyi çok iyi bilmek
know better than to do something v. bir şeyi yapmamak gerektiğini (birinden daha iyi) bilmek
know something from memory v. bir şeyi ezberden bilmek
know something backwards and forwards v. bir şeyin içini dışını bilmek
know something inside out v. çok iyi bilmek
know something backwards v. çok iyi bilmek
know something backwards and forwards v. çok iyi bilmek
know something forwards and backwards v. çok iyi bilmek
know/learn something (off) by heart v. ezbere bilmek
know something off by heart v. ezbere bilmek
know something inside out v. içini dışını bilmek
know something in one's bones v. içine doğmak
know your way around (something) v. (bir yere, yapıya, alana) aşina olmak
know something off pat v. zehir gibi bilmek
know as much about something as a hog knows about sunday v. (bir konu hakkında) hiçbir şey bilmemek
know something only too well v. (özellikle geçmişte yaşanmış olumsuz deneyimler neticesinde) bir şeyi çok iyi bilmek
not know/not be able to tell one end of something from the other v. hiçbir bilgisi olmamak
not know/not be able to tell one end of something from the other v. hiçbir şey anlamamak
not know/not be able to tell one end of something from the other v. hiçbir fikri olmamak
not know/not be able to tell one end of something from the other v. bir konuda zır cahil olmak
not know/not be able to tell one end of something from the other v. başını sonundan ayırt edememek
not know/not be able to tell one end of something from the other v. başını sonunu bilememek
know (someone or something) like a book v. ciğerinin içini bilmek
have/know/get something off pat v. bir şeyi sular seller gibi bilmek
have/know/get something off pat v. bir şeyi zehir gibi bilmek
have/know/get something off pat v. bir şeyi çok iyi bilmek
have/know/get something off pat v. bir şeyi sular seller gibi ezberlemek
know (someone or something) by name v. (birini/bir şeyi) ismen bilmek
know (someone or something) by name v. (birini/bir şeyi) ismen tanımak
know (someone or something) by name v. (birinin/bir şeyi) isim olarak tanımak
know (something) by rote v. (bir şeyi) ezbere bilmek
know (something) by rote v. (bir şeyi) ezberlemek
know (something) is coming v. (bir şeyin) yaklaştığının farkında olmak
know (something) is coming v. (bir şeyin) yaklaştığını bilmek
know (something) is coming v. (bir şeyin) yaklaştığını önceden hissetmek
know (something) is coming v. (bir şeyin) olacağının farkında olmak
know (something) is coming v. (bir şeyin) olacağını önceden bilmek/hissetmek
know (something) like the palm of (one's) hand v. (bir şeyi/yeri) avucunun içi gibi bilmek
know (something) like the palm of (one's) hand v. (bir şeyi/yeri) çok iyi bilmek
know (something) like the palm of (one's) hand v. (bir şeyi) adı gibi bilmek
know as much about (something) as a pig knows about Sunday v. (bir şey) hakkında hiçbir şey bilmemek
know as much about (something) as a pig knows about Sunday v. (bir şey) hakkında hiçbir bilgisi olmamak
know as much about (something) as a pig knows about Sunday v. (bir şeyi) zerre kadar bilmemek
know as much about (something) as a pig knows about Sunday v. (bir şeyden) zerre kadar haberi olmamak
know no more about (something) than a pig knows about sunday v. (bir konu hakkında) hiçbir şey bilmemek
know no more about (something) than a pig knows about sunday v. (bir konu hakkında) hiçbir bilgisi olmamak
know no more about (something) than a pig knows about sunday v. (bir konu hakkında) hiçbir fikri olmamak
know no more about (something) than a pig knows about sunday v. (bir konuyu) hiç bilmemek
know as much about (something) as a pig knows about Sunday [us] v. (bir konu hakkında) hiçbir şey bilmemek
know as much about (something) as a pig knows about Sunday [us] v. (bir konu hakkında) hiçbir bilgisi olmamak
know as much about (something) as a pig knows about Sunday [us] v. (bir konu hakkında) hiçbir fikri olmamak
know as much about (something) as a pig knows about Sunday [us] v. (bir konuyu) hiç bilmemek
know (someone or something) by sight v. (birini/bir şeyi) simaen tanımak
know (someone or something) by sight v. (birini/bir şeyi) simaen bilmek
know (someone or something) by sight v. (birini/bir şeyi) sima olarak tanımak
know (someone or something) by sight v. (birine/bir şeye) göz aşinalığı olmak
know (someone or something) by sight v. (birini/bir şeyi) cismen tanımak/bilmek
know (someone or something) by sight v. (birini/bir şeyi) dışarıdan bilmek/tanımak
know (someone or something) for what (they or it) is v. (birinin/bir şeyin) ne mal olduğunu bilmek
know (someone or something) for what (they or it) is v. (birinin/bir şeyin) aslında nasıl biri/bir şey olduğunu bilmek
know (someone or something) inside out v. (birini/bir şeyi) çok iyi bilmek/tanımak
know (someone or something) inside out v. (birinin/bir şeyin) içini dışını bilmek
know (someone or something) inside out v. (birini/bir şeyi) a'dan z'ye bilmek/tanımak
know (someone or something) inside out v. (biri/bir şey) hakkında her şeyi/neredeyse her şeyi bilmek
know (someone or something) inside out v. (biri/bir şey) hakkında her şeyi/neredeyse her şeyi sular seller gibi bilmek
know (someone or something) inside out v. (birini/bir şeyi) avucunun içi gibi bilmek
know (someone or something) inside out v. (birinin/bir şeyin) ciğerinin içini bilmek
know (someone or something) through and through v. (birinin/bir şeyin) her şeyini bilmek
know (someone or something) through and through v. (birini/bir şeyi) çok iyi bilmek
know (someone or something) through and through v. (birini/bir şeyi) a'dan z'ye bilmek
know (someone or something) through and through v. (birinin/bir şeyin) içini dışını bilmek
know (someone or something) through and through v. (birinin/bir şeyin) tamamını bilmek
know (someone or something) to (do something) v. (birinin/bir şeyin bir şey yapacağını) bilmek
know (someone or something) to be (something) v. (birini/bir şeyi bir şey) olarak bilmek/tanımak
know (something) backward [us] v. (bir şeyi) çok iyi bilmek
know (something) backward [us] v. (bir şeyin) içini dışını bilmek
know (something) backward [us] v. (bir şeyi) a'dan z'ye bilmek
know (something) backward [us] v. (bir şeyi) sular seller gibi bilmek
know (something) backward [us] v. (bir şeyi) avucunun içi gibi bilmek
know (something) backward [us] v. (bir şeyi) ezbere bilmek
know (something) backward [us] v. (bir şeyi) zehir gibi bilmek
know (something) backward and forward [us] v. (bir şeyi) çok iyi bilmek
know (something) backward and forward [us] v. (bir şeyin) içini dışını bilmek
know (something) backward and forward [us] v. (bir şeyi) a'dan z'ye bilmek
know (something) backward and forward [us] v. (bir şeyi) sular seller gibi bilmek
know (something) backward and forward [us] v. (bir şeyi) avucunun içi gibi bilmek
know (something) backward and forward [us] v. (bir şeyi) ezbere bilmek
know (something) backward and forward [us] v. (bir şeyi) zehir gibi bilmek
know (something) forward and backward [us] v. (bir şeyi) çok iyi bilmek
know (something) forward and backward [us] v. (bir şeyin) içini dışını bilmek
know (something) forward and backward [us] v. (bir şeyi) a'dan z'ye bilmek
know (something) forward and backward [us] v. (bir şeyi) sular seller gibi bilmek
know (something) forward and backward [us] v. (bir şeyi) avucunun içi gibi bilmek
know (something) forward and backward [us] v. (bir şeyi) ezbere bilmek
know (something) forward and backward [us] v. (bir şeyi) zehir gibi bilmek
know (something) inside and out v. (bir şeyi) çok iyi bilmek
know (something) inside and out v. (bir şeyin) içini dışını bilmek
know (something) inside and out v. (bir şeyi) a'dan z'ye bilmek
know (something) inside and out v. (bir şeyi) sular seller gibi bilmek
know (something) inside and out v. (bir şeyi) avucunun içi gibi bilmek
know (something) inside and out v. (bir şeyi) ezbere bilmek
know (something) inside and out v. (bir şeyi) zehir gibi bilmek
know at a glance that (something is the case) v. (durumun ne olduğunu/aslını) bir bakışta bilmek/anlamak/görmek
know at a glance that (something is the case) v. (durumun ne olduğunu/aslını) görür görmez tanımak/anlamak/fark etmek
know no more about (something) than a frog knows about bedsheets [us] v. (bir konu hakkında) hiçbir bilgisi olmamak
know no more about (something) than a frog knows about bedsheets [us] v. (bir konuyu) hiç bilmemek
know no more about (something) than a frog knows about bedsheets [us] v. (bir konu hakkında) hiçbir şey bilmemek
know no more about (something) than a frog knows about bedsheets [us] v. (bir konu hakkında) hiçbir fikri olmamak
know no more about (something) than a hog knows about sunday [us] v. (bir konu hakkında) hiçbir bilgisi olmamak
know no more about (something) than a hog knows about sunday [us] v. (bir konuyu) hiç bilmemek
know no more about (something) than a hog knows about sunday [us] v. (bir konu hakkında) hiçbir şey bilmemek
know no more about (something) than a hog knows about sunday [us] v. (bir konu hakkında) hiçbir fikri olmamak
know somebody/something backwards [uk] v. birini/bir şeyi su gibi bilmek
know somebody/something backwards [uk] v. birini/bir şeyi çok iyi bilmek/tanımak
know somebody/something inside out v. birini/bir şeyi su gibi bilmek
know somebody/something inside out v. birini/bir şeyi çok iyi bilmek/tanımak
know somebody/something inside out v. birinin/bir şeyin içini dışını bilmek
know somebody/something inside out v. birinin/bir şeyin her şeyini bilmek
know something like the back of your hand v. bir şeyi adın gibi bilmek
know something like the back of your hand v. bir şeyi avucunun içi gibi bilmek
know something like the back of your hand v. bir şeyi çok iyi bilmek
know the ins and outs (of something) v. (bir şeyin) girdisini çıktısını bilmek
know the ins and outs (of something) v. (bir şeyin) bir şeyin ıcığını cıcığını bilmek
know the ins and outs (of something) v. (bir şeyin) tüm detaylarını bilmek
know where (one) stands on (something) v. (birinin bir konudaki) tutumunu/algısını bilmek
know where (one) stands on (something) v. (birinin bir konuya) nereden/nasıl baktığını bilmek
know where (one) stands on (something) v. (birinin bir konuda) nerede durduğunu bilmek
know where (one) stands on (something) v. (birinin bir konudaki) düşüncelerini/bakış açısını bilmek
not know any more about (something) than a hog knows about Sunday [us] v. (bir konu) hakkında hiçbir şey bilmemek
not know any more about (something) than a hog knows about Sunday [us] v. (bir konu) hakkında hiçbir bilgisi olmamak
not know any more about (something) than a hog knows about Sunday [us] v. (bir konuyu) hiç bilmemek
not know any more about (something) than a hog knows about Sunday [us] v. (bir konu) hakkında hiçbir fikri olmamak
not know any more about (something) than a pig knows about Sunday [us] v. (bir konu) hakkında hiçbir şey bilmemek
not know any more about (something) than a pig knows about Sunday [us] v. (bir konu) hakkında hiçbir bilgisi olmamak
not know any more about (something) than a pig knows about Sunday [us] v. (bir konuyu) hiç bilmemek
not know any more about (something) than a pig knows about Sunday [us] v. (bir konu) hakkında hiçbir fikri olmamak
not know beans (about something) v. (bir şeyden) bihaber olmak
not know beans (about something) v. (bir şey hakkında) hiçbir fikri olmamak
not know beans (about something) v. (bir konuda) hiçbir şey bilmemek
not know beans (about something) v. (bir konuda) hiçbir bilgisi olmamak
not know beans (about something) v. (bir şeyden) hiçbir şey çakmamak
not know beans (about something) v. (bir konuya) yabancı kalmak/olmak
not know from (something) v. (bir şeyden) anlamamak
not know from (something) v. (bir şeyden) hiç anlamamak
not know from (something) v. (bir şeyden) hiç çakmamak
not know the first thing about (someone or something) v. (biri/bir şey) hakkında hiçbir şey bilmemek
not know the first thing about (someone or something) v. (biri/bir şey) hakkında hiçbir fikri olmamak
not know what to make of (someone or something) v. (birine/bir şeye) bir anlam verememek
not know what to make of (someone or something) v. (birinden/bir şeyden) ne anlam çıkaracağını bilememek
not know what to make of (someone or something) v. (birini/bir şeyi) pek anlamamak
(do you) know something? expr. biliyor musun?
(do you) know something? expr. haberin var mı?
wouldn't know something if it hit you in the face expr. yüzüne çarpsa tanımazsın/farkına varmazsın
wouldn't know something if you fell over one expr. üzerine düşsen tanımazsın/farkına varmazsın
wouldn't know (something) if (one) fell over one expr. üzerine düşsen tanımazsın/farkına varmazsın
wouldn't know (something) if it hit (one) in the face expr. yüzüne çarpsa tanımazsın/farkına varmazsın
Speaking
tell me something i don't know expr. bilmediğim bir şey söyle
I know you know something expr. bir şeyler bildiğini biliyorum
there's something you should know expr. bilmen gereken bir şey var
failure is something I know too much about expr. başarısızlık iyi bildiğim bir şeydir
if you know something or hear anything let me know expr. eğer bir şey biliyorsan ya da duyarsan bana haber ver
I know he's hiding something expr. onun bir şeyler sakladığını biliyorum
I know something that'll make you feel better expr. moralini düzeltecek bir şey biliyorum
Slang
not know shit (about something) v. (bir şey hakkında) bir bok bilmemek
not know shit (about something) v. (bir şey hakkında) bir boktan haberi olmamak
not know shit (about something) v. (bir şeyden) bir bok anlamamak
not know shit (about something) v. (bir şey konusunda) cahil/bilgisiz olmak
not know shit (about something) v. (bir şeyden) bihaber olmak