Turc - Anglais
Turc - Anglais
Allemand - Anglais
Français - Anglais
Espagnol - Anglais
Anglais Synonymes
Synonymes
A propos de nous
Outils
Ressources
Contact
Ouvrir session / Souscrivez-vous
Éteindre les lumières
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonymes
Outils
A propos de nous
Ressources
Contact
Ouvrir session / Souscrivez-vous
EN-TR
Turc - Anglais
Allemand - Anglais
Espagnol - Anglais
Français - Anglais
Anglais Synonymes
Turc - Anglais
Historique
çok iyi!
Sens de
"çok iyi!"
dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 4 résultat(s)
Catégorie
Turc
Anglais
General
1
General
çok iyi!
bravissimo
interj.
Colloquial
2
Colloquial
çok iyi!
deal!
expr.
3
Colloquial
çok iyi!
bonus!
exclam.
British Slang
4
British Slang
çok iyi!
nice one!
expr.
Sens de
"çok iyi!"
avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 500 résultat(s)
Catégorie
Turc
Anglais
General
1
General
çok iyi bir iş
a plum job
n.
2
General
çok iyi
funkiness
n.
3
General
çok iyi şans
best of luck
n.
4
General
çok iyi bir iş
a plum post
n.
5
General
çok iyi
alpha plus
n.
6
General
çok iyi işitme
acute hearing
n.
7
General
çok iyi şey
beauty
n.
8
General
çok iyi kişi
beauty
n.
9
General
beysbolda çok sayıda iyi vuruşun yapıldığı oyun
slugfest
n.
10
General
dışarıdan etkileyici görünüp aslında çok iyi olmayan yapı/durum
potemkin village
n.
11
General
dışarıdan etkileyici görünüp aslında çok iyi olmayan yapı/durum
potyomkin village
n.
12
General
çok iyi şey
the business
n.
13
General
çok iyi kimse
the business
n.
14
General
çok iyi durumda olan sikke
mint
n.
15
General
çok iyi durumda olan damga
mint
n.
16
General
çok iyi durumdaki araba
minter
n.
17
General
çok iyi bir şey olmak
be quite something
v.
18
General
çok iyi gitmek
go like a bomb
v.
19
General
çok iyi gitmek (işler)
thrive
v.
20
General
bir şeyi çok iyi bilmek
have something at one's fingertips
v.
21
General
çok iyi gelişmek/büyümek
thrive
v.
22
General
çok iyi biliyormuş gibi kullanmak (bir sözü)
bandy about
v.
23
General
-den çok daha iyi bir performans göstermek
outdo
v.
24
General
-den çok iyi olmak
outclass
v.
25
General
çok iyi olmak
excel
v.
26
General
çok iyi bir pozisyonda olmak
fly high
v.
27
General
çok iyi öğrenmek
learn something very well
v.
28
General
çok iyi bilmek
know something by heart
v.
29
General
çok iyi bilmek
know by heart
v.
30
General
(şarkı vb) çok daha iyi söylemek
sing much better than
v.
31
General
birini çok iyi tanımak
know someone very well
v.
32
General
aklına koyduğu her şeyde çok iyi olmak
be great at anything he/she sets one's mind to
v.
33
General
çok iyi bir aileden gelmek
come from a very good family
v.
34
General
çok iyi dans etmek
dance very well
v.
35
General
bir şeyi çok iyi bilmek
know something very well
v.
36
General
çok iyi kondisyonda/durumda olmak
be in great shape
v.
37
General
çok iyi performans sergilemek
give a very good performance
v.
38
General
çok iyi performans göstermek
give a very good performance
v.
39
General
bir müzik aletini konuşturmak/çok iyi çalmak
play a musical instrument very well
v.
40
General
(rol) çok iyi ve hızlı şekilde yapmak
blaze away
v.
41
General
çok iyi atış yapmak
overshoot
v.
42
General
çok iyi çalmak
outthieve
v.
43
General
çok daha iyi
better by far
adj.
44
General
çok iyi
dandy
adj.
45
General
çok iyi
bully
adj.
46
General
çok iyi
some
adj.
47
General
çok iyi
jolly good
adj.
48
General
çok iyi
roaring
adj.
49
General
çok iyi
banner
adj.
50
General
çok iyi
elegant
adj.
51
General
çok iyi
outstanding
adj.
52
General
çok iyi
exceptional
adj.
53
General
çok iyi
of the first water
adj.
54
General
çok iyi
celestial
adj.
55
General
çok iyi
great
adj.
56
General
çok iyi
very good
adj.
57
General
çok iyi
good
adj.
58
General
çok iyi
bang up
adj.
59
General
çok iyi
choice
adj.
60
General
çok iyi
excellent
adj.
61
General
çok iyi
first-class
adj.
62
General
çok iyi
extra
adj.
63
General
çok iyi
devastating
adj.
64
General
çok iyi
admirable
adj.
65
General
çok iyi
unrivalled
adj.
66
General
çok daha iyi
much better
adj.
67
General
çok iyi
terrific
adj.
68
General
çok iyi
cool
adj.
69
General
çok iyi
unrivaled
adj.
70
General
çok iyi olmayan
unbrilliant
adj.
71
General
çok iyi durumda
undamaged
adj.
72
General
çok iyi durumda
undestroyed
adj.
73
General
çok iyi olmayan
unideal
adj.
74
General
duyuları çok iyi
sagacious
adj.
75
General
çok iyi
barrie [scotland] [dialect]
adj.
76
General
çok iyi
blinging
adj.
77
General
çok iyi veya başarılı
mega
adj.
78
General
çok iyi
much
adj.
79
General
çok iyi
bumper
adj.
80
General
çok iyi konumda
golden
adj.
81
General
çok iyi durumda
golden
adj.
82
General
çok iyi geliştirilmiş veya geniş kapsamlı (beceri)
compleat
adj.
83
General
çok iyi
phantastic
adj.
84
General
çok iyi
phantastical
adj.
85
General
çok iyi araştırılmış
ploughed [rare]
adj.
86
General
çok iyi
precellent [obsolete]
adj.
87
General
çok iyi
sick-dog
adj.
88
General
çok iyi
superbad
adj.
89
General
çok iyi bilinen
supereminent
adj.
90
General
çok iyi
superexcellent
adj.
91
General
çok iyi
superslick
adj.
92
General
çok iyi
very well
adv.
93
General
çok iyi
nicely
adv.
94
General
çok iyi
highly
adv.
95
General
çok daha iyi
all the better
adv.
96
General
hepsi çok iyi
all too well
adv.
97
General
çok iyi bir biçimde
finely
adv.
98
General
çok iyi
famously
adv.
99
General
çok daha iyi
a lot better
adv.
100
General
çok iyi değil
after a fashion
adv.
101
General
çok iyi bir şekilde
gorgeously
adv.
102
General
çok iyi bir şekilde
magnificently
adv.
103
General
çok iyi bir şekilde
resplendently
adv.
104
General
çok iyi bir şekilde
splendidly
adv.
105
General
çok iyi bilinen
famously
adv.
106
General
herkesin çok iyi bildiği
famously
adv.
107
General
çok iyi bir şekilde
champion [dialect]
adv.
108
General
çok iyi
tip-top
adv.
109
General
çok iyi
only too
adv.
110
General
çok iyi bir halde
overwell
adv.
111
General
çok iyi şekilde
clever [dialect]
adv.
112
General
çok iyi bir şekilde
fine
adv.
113
General
çok iyi bir şekilde
first-rate
adv.
114
General
çok iyi
thumbs up
interj.
115
General
çok iyi
good job
interj.
Phrasals
116
Phrasals
(bir şeyde) çok iyi olmak
excel at (something)
v.
117
Phrasals
(bir şeyde) çok iyi olmak
excel in (something)
v.
Phrases
118
Phrases
çok iyi/güzel
the berries
expr.
119
Phrases
çok iyi/güzel
it's the berries
expr.
120
Phrases
en/çok (komik/iyi/kötü)
quite the (most something)
expr.
121
Phrases
bu/bu sefer/böyle/şimdi (çok) daha iyi (oldu)
that’s (much) better
expr.
122
Phrases
ya çok iyi ya da çok kötü sonuçlanan durum
boom or bust
expr.
123
Phrases
çok iyi derecede ingilizce
excellent command of english
expr.
124
Phrases
çok iyi bir aşçı
no mean cook
expr.
125
Phrases
çok daha iyi
way better
expr.
126
Phrases
çok daha iyi
better still
expr.
127
Phrases
çok daha iyi
much better
expr.
128
Phrases
iyi yapmak için hiçbir zaman çok geç değildir
it's never too late to do well
expr.
129
Phrases
çok iyi olurdu
(one) could stand (something)
expr.
130
Phrases
çok daha iyi
heaps better
expr.
131
Phrases
çok daha iyi
infinitely better
expr.
Proverb
132
Proverb
bir işte çok iyi bir yere gelmek (yükselmek) istiyorsan en alttan başlayıp adım adım yükselmelisin
he who would climb the ladder must begin at the bottom
Colloquial
133
Colloquial
çok iyi
thumbs-up
n.
134
Colloquial
çok iyi olur
good deal
n.
135
Colloquial
çok iyi/yakın arkadaş
best bud
n.
136
Colloquial
çok iyi seviyede
god tier
n.
137
Colloquial
çok iyi bilinen bir olay
ancient history
n.
138
Colloquial
çok iyi örnek
an object lesson
n.
139
Colloquial
çok başarılı olacağına inanılan kişilerden/en iyi oyunculardan oluşan takım
dream team
n.
140
Colloquial
öyle çok iyi (biri veya bir şey) olmama
no bargain
n.
141
Colloquial
çok iyi (biri/bir şey)
hang of a (someone or something)
n.
142
Colloquial
uçuş veya helikopterler konusunda çok iyi olan kimse
rotorhead
n.
143
Colloquial
çok iyi babalık yapan kimse
superdad
n.
144
Colloquial
çok iyi nişan almak
have very good aim
v.
145
Colloquial
çok iyi bilmek
know inside out
v.
146
Colloquial
çok iyi tanımak
know someone good
v.
147
Colloquial
çok iyi tanımak
know inside out
v.
148
Colloquial
çok iyi bir iş yapmak
do a hell of a job
v.
149
Colloquial
işinde çok iyi olmak
be very good at what he/she does
v.
150
Colloquial
çok iyi vakit geçirmek
have the craic
v.
151
Colloquial
koşullar çok iyi olmasa da elinden gelenin en iyisini yapmak
make the best of it
v.
152
Colloquial
çok iyi olmak
be the bomb
v.
153
Colloquial
çok iyi bir performans sergilemek
kill
v.
154
Colloquial
(bir şeyde) birinden/bir şeyden çok daha iyi olmak
have it (all) over someone or something (in something)
v.
155
Colloquial
bir şeyden çok daha iyi olmak
that beats something all to pieces [rural]
v.
156
Colloquial
çok iyi anlaşmak
get along famously (with someone)
v.
157
Colloquial
çok iyi anlaşmak
get on famously [old-fashioned]
v.
158
Colloquial
çok iyi anlaşmak
get along famously [old-fashioned]
v.
159
Colloquial
bir konuda/bir şeyi yapmada çok iyi olmak
be a great one for something/for doing something
v.
160
Colloquial
çok iyi gitmek
be going gangbusters [us]
v.
161
Colloquial
çok iyi/olağanüstü bir performans sergilemek
be on
v.
162
Colloquial
çok iyi/olağanüstü oynamak
be on
v.
163
Colloquial
-i çok iyi bilmek
be well aware that...
v.
164
Colloquial
kopmak (çok iyi olmak)
jump
v.
165
Colloquial
çok iyi olmak
(have) got it going on
v.
166
Colloquial
bir şeyin çok iyi bir örneği olmak
be no mean...
v.
167
Colloquial
çok iyi olmak
slap
v.
168
Colloquial
çok iyi olmak
go hard
v.
169
Colloquial
çok iyi
bumping
adj.
170
Colloquial
çok iyi/hoş
butter
adj.
171
Colloquial
muhteşem/çok iyi
ducky
adj.
172
Colloquial
çok iyi
dude
adj.
173
Colloquial
çok iyi
dudical
adj.
174
Colloquial
gerçekten çok iyi
dudical
adj.
175
Colloquial
çok iyi
whale on
adj.
176
Colloquial
gerçekten çok iyi
real gone
adj.
177
Colloquial
çok iyi
kickin’
adj.
178
Colloquial
çok iyi
kicken
adj.
179
Colloquial
çok iyi
primo
adj.
180
Colloquial
çok iyi
blazing
adj.
181
Colloquial
çok iyi
bold
adj.
182
Colloquial
çok iyi
hot
adj.
183
Colloquial
çok iyi oyuncularla dolu
loaded [us]
adj.
184
Colloquial
çok iyi
diesel
adj.
185
Colloquial
çok iyi
gravycakes
adj.
186
Colloquial
çok iyi
hard-core
adj.
187
Colloquial
çok iyi
kickin
adj.
188
Colloquial
çok iyi
fandabidozi [uk]
adj.
189
Colloquial
çok iyi
five-by-five
adj.
190
Colloquial
çok iyi araştırılmış
plowed [rare]
adj.
191
Colloquial
çok iyi
lit
adj.
192
Colloquial
çok iyi
superterrific
adj.
193
Colloquial
çok iyi/aşırı iyi (bir şey veya kişi)
a hell of a someone or something
adv.
194
Colloquial
çok iyi/aşırı iyi (bir şey veya kişi)
a helluva someone or something
adv.
195
Colloquial
çok iyi
bonny [dialect] [uk]
adv.
196
Colloquial
için çok iyi!
bully for!
interj.
197
Colloquial
senin/onun/onlar için çok iyi
bully for you/him/her/them
interj.
198
Colloquial
(daha çok kadın için) terbiyesiz/iyi terbiye almamış
no better than (one) ought to be
expr.
199
Colloquial
(daha çok kadın için) terbiyesiz/iyi terbiye almamış
no better than (one) should be
expr.
200
Colloquial
çok iyi/sıkı/süper/harika (kişi/şey)
one heck of a (something or someone)
expr.
201
Colloquial
yürü be, çok iyi gidiyorsun!
you're killing it!
expr.
202
Colloquial
çok iyi
a bit of all right
expr.
203
Colloquial
çok daha iyi (olur vb)
so much the better
expr.
204
Colloquial
çok iyi değil
not much of a
expr.
205
Colloquial
çok iyi bilinen
in focus
expr.
206
Colloquial
çok iyi anlaşılmış
in focus
expr.
207
Colloquial
çok iyi
bang up
expr.
208
Colloquial
çok iyi bir biçimde
with a bang
expr.
209
Colloquial
çok az/bir kademe/bir gömlek daha iyi
a notch better
expr.
210
Colloquial
çok iyi (nasılsın sorusuna cevaben)
peachy keen
expr.
211
Colloquial
çok iyi değil
not-so-good
expr.
212
Colloquial
çok iyi durumda
in the pink
expr.
213
Colloquial
çok daha iyi
tant mieux [french]
expr.
214
Colloquial
çok az/bir kademe/bir gömlek daha iyi
notch above
expr.
215
Colloquial
kendine çok ama çok iyi bak
take very good care of yourself
expr.
216
Colloquial
kendine çok iyi bak
take very good care of yourself
expr.
217
Colloquial
çok iyi anlaştık
we just clicked
expr.
218
Colloquial
gerçekten çok iyi
wicked bad
expr.
219
Colloquial
(bir şey yapmak için) (çok) daha iyi
(all) the better to (do something)
expr.
220
Colloquial
çok iyi ya
that's a fine how-de-do
expr.
221
Colloquial
çok iyi ya
that's a fine how-de-do
expr.
222
Colloquial
çok iyi değil
not too hot
expr.
223
Colloquial
çok da iyi değil
not too hot
expr.
224
Colloquial
çok iyi durumda değil
not too hot
expr.
225
Colloquial
pek/çok iyi değil
not too hot
expr.
226
Colloquial
pek/çok iyi durumda değil
not too hot
expr.
227
Colloquial
çok iyi değil
not so hot
expr.
228
Colloquial
çok da iyi değil
not so hot
expr.
229
Colloquial
çok iyi durumda değil
not so hot
expr.
230
Colloquial
pek/çok iyi değil
not so hot
expr.
231
Colloquial
pek/çok iyi durumda değil
not so hot
expr.
232
Colloquial
çok iyi
a-ok
expr.
233
Colloquial
çok iyi
a (damn) sight too good
expr.
234
Colloquial
(birinden/bir şeyden) çok daha iyi
a (damn) sight better (than somebody/something)
expr.
235
Colloquial
çok daha iyi
a sight better
expr.
236
Colloquial
çok daha iyi
all to the better
expr.
237
Colloquial
çok daha iyi
all to the better
expr.
238
Colloquial
(ve) bu çok iyi bir haber
(and) a good job too
expr.
239
Colloquial
(ve) bu çok iyi oldu
(and) a good job too
expr.
240
Colloquial
(ve) bu çok iyi bir haber
(and) a good thing too
expr.
241
Colloquial
(ve) bu çok iyi oldu
(and) a good thing too
expr.
242
Colloquial
çok iyi
like a bomb [uk/new zealand]
expr.
243
Colloquial
… olması çok iyi
(it's) a good job/thing (that)
expr.
244
Colloquial
çok iyi
hang of a
expr.
245
Colloquial
çok iyi
a hang of
expr.
246
Colloquial
çok iyi dedin
I couldn't have said it better myself
expr.
247
Colloquial
çok olması her zaman iyi değildir
more is less
expr.
248
Colloquial
çok iyi
nice one
expr.
249
Colloquial
çok iyi (bilmek/tanımak)
only too well
expr.
250
Colloquial
hem de çok iyi/yakından (bilmek/tanımak)
only too well
expr.
251
Colloquial
çok daha iyi
streets ahead [uk]
expr.
252
Colloquial
bunu (bu iğrenç, rahatsız edici şeyi) söylediğin çok iyi oldu, teşekkürler
thanks for sharing
expr.
253
Colloquial
çok iyi/hoş oldu
that went down a treat
expr.
254
Colloquial
bu çok iyi
that's sweet
expr.
255
Colloquial
çok iyi
neato (canito)
exclam.
256
Colloquial
çok iyi
all right
exclam.
257
Colloquial
çok iyi
all right
exclam.
258
Colloquial
çok iyi ya
how-de-do [us]
exclam.
259
Colloquial
çok iyi iş!
nice work! [uk]
exclam.
260
Colloquial
çok iyi
fire
exclam.
261
Colloquial
çok iyi
def (definitely)
abrev.
262
Colloquial
çok iyi
ftw (for the win)
abrev.
Idioms
263
Idioms
çok daha iyi bir plan veya önlem
a trick worth two of that
n.
264
Idioms
çok iyi sahnelenen şey
grandstand play
n.
265
Idioms
çok iyi kimse
a living doll
n.
266
Idioms
iyi/yüksek notlar almak için çok çalışan öğrenci
marksman
n.
267
Idioms
(bir şeyde/işte) çok iyi
a past master (in something)
n.
268
Idioms
(bir şeyde/işte) çok iyi
a past master (of something)
n.
269
Idioms
(bir şeyde/işte) çok iyi
a past master (at something)
n.
270
Idioms
görüş açısı/manzarası çok iyi konum
a ringside seat
n.
271
Idioms
görüş açısı/manzarası çok iyi konum
a ringside view
n.
272
Idioms
çok iyi zaman
a whale of a (good) time
n.
273
Idioms
çok iyi bir etki
a world of good
n.
274
Idioms
verilen/harcanan para için çok iyi
a bigger bang for the buck
n.
275
Idioms
bu fiyata/bu fiyat için çok iyi
a bigger bang for the buck
n.
276
Idioms
birlikte çok iyi vakit geçirilen kimse
boon companion
n.
277
Idioms
çok iyi durumda
fat of the land
n.
278
Idioms
(bir şeyde) çok iyi/verimli bir alet, kimse
lean, mean (something) machine
n.
279
Idioms
dışarıdan etkileyici görünüp aslında çok iyi olmayan şey
potemkin
n.
280
Idioms
bir konuda çok iyi olmak
be a great one for (doing something)
v.
281
Idioms
çok iyi/süper olmak
be (the) bomb
v.
282
Idioms
çok iyi/süper olmak
be the bomb [us]
v.
283
Idioms
(her gerektiğinde) çok çalışarak iyi iş çıkarmak
answer the bell
v.
284
Idioms
mükemmel/çok iyi olmak
be the business
v.
285
Idioms
(sınav, müsabaka) çok iyi sonuçlar almak
come off with flying colors
v.
286
Idioms
(sınav, müsabaka) çok iyi sonuçlar almak
come through with flying colors
v.
287
Idioms
araları çok iyi olmak
be as thick as thieves
v.
288
Idioms
bir şeyi çok iyi bilmek
know something through and through
v.
289
Idioms
birine çok kibar/iyi davranmak
kill someone with kindness
v.
290
Idioms
birini çok iyi tanımak
get on a first-name basis with someone
v.
291
Idioms
birbirine çok iyi gitmek
be in accord with
v.
292
Idioms
birbirine çok iyi gitmek
be in tune with
v.
293
Idioms
bir şeyi çok iyi yapıyor/yapabiliyor olmak
have down to a science
v.
294
Idioms
birini çok iyi tanımak
be on a first-name basis with someone
v.
295
Idioms
birbirine çok iyi gitmek
be in harmony with
v.
296
Idioms
bir şeyde çok iyi olmamak
be no great shakes
v.
297
Idioms
birinden çok daha iyi olmak
be streets ahead of someone
v.
298
Idioms
birinden çok daha iyi olmak
stand head and shoulders above someone
v.
299
Idioms
bir şeyi çok iyi öğrenmek/anlamak
have (something) down cold
v.
300
Idioms
bir şeyi çok iyi yapabilmek
have something at one's fingertips
v.
301
Idioms
bir şeyde çok iyi olmak
be a dab hand
v.
302
Idioms
çok iyi durumda olmak
be in the pink of condition
v.
303
Idioms
çok iyi bilmek
have a head for
v.
304
Idioms
çok iyi uymak
suit someone to a t
v.
305
Idioms
çok iyi bir iş çıkarmak
make a good fist of doing something
v.
306
Idioms
çok iyi ağırlanmak/karşılanmak
have red-carpet treatment
v.
307
Idioms
çok iyi gitmek
go down a storm
v.
308
Idioms
çok iyi başlamak
get off to a flying start
v.
309
Idioms
çok iyi vakit geçirmek
have a whale of a time
v.
310
Idioms
çok iyi uymak
fit someone to a t
v.
311
Idioms
çok iyi tanımak
read like a book
v.
312
Idioms
çok iyi bilmek
have at one's fingertips
v.
313
Idioms
çok iyi becerebilmek
have something at one's fingertips
v.
314
Idioms
çok iyi hissetmek
feel like a million dollars
v.
315
Idioms
çok iyi bilmek
know something forwards and backwards
v.
316
Idioms
çok iyi başlamak
be off to a flying start
v.
317
Idioms
çok iyi zaman geçirmek
have a field day
v.
318
Idioms
çok iyi niyetli olmak
not to have a bad bone in one's body
v.
319
Idioms
çok mutlu ve iyi hissetmek
be in one's glory
v.
320
Idioms
çok iyi hissetmek
feel like a million bucks
v.
321
Idioms
çok iyi işlemek/çalışmak
work like a charm
v.
322
Idioms
çok iyi denetlenmek
be well in hand
v.
323
Idioms
çok iyi bilmek
have something at one's fingertips
v.
324
Idioms
çok iyi performans göstermek/sergilemek (sporcu)
play a blinder
v.
325
Idioms
çok iyi bir başlangıç yapmak
be off to a flying start
v.
326
Idioms
çok iyi bilmek
know something inside out
v.
327
Idioms
çok iyi bilinmek
be on the map
v.
328
Idioms
çok iyi bilmek
know something backwards
v.
329
Idioms
çok iyi bilmek
know something backwards and forwards
v.
330
Idioms
davranışlarını çok iyi tahlil etmek
read like a book
v.
331
Idioms
çok iyi anlamak
read like a book
v.
332
Idioms
çok iyi durumda olmak
live on the fat of the land
v.
333
Idioms
çok iyi bir başlangıç yapmak
get off to a flying start
v.
334
Idioms
çok iyi bilmek
know where all the bodies are buried
v.
335
Idioms
çok uğraşarak tekrar eski iyi durumuna dönmek
claw one's way back from something
v.
336
Idioms
çok iyi ağırlanmak/karşılanmak
get red-carpet treatment
v.
337
Idioms
çok iyi konuma gelmek
ride high
v.
338
Idioms
kendini çok iyi hissetmemek
be feeling a little under the weather
v.
339
Idioms
neler olup bittiğini çok iyi bilmek
keep one's finger on the pulse
v.
340
Idioms
neler olup bittiğini çok iyi bilmek
have one's finger on the pulse
v.
341
Idioms
kendini çok iyi hissetmek
feel on top of the world
v.
342
Idioms
kendini çok iyi hissetmemek
feel a little under the weather
v.
343
Idioms
kendisini çok iyi hissetmek
be in a transport of joy
v.
344
Idioms
kendisini çok iyi hissetmek
be in a transport of delight
v.
345
Idioms
kitabını yazmış olmak (çok iyi bilmek)
wrote the book on something
v.
346
Idioms
(özellikle deneyimi/yeteneği sayesinde) bir şeyi çok iyi yapmak
have something down to a fine art
v.
347
Idioms
(ağrı/acı/dert gibi) bir şeye çok iyi gelmek
work wonders with something
v.
348
Idioms
(diğerlerinden) çok daha iyi olmak
knock spots off somebody/something
v.
349
Idioms
(özellikle deneyimi/yeteneği sayesinde) bir şeyi çok iyi yapmak
have something off to a fine art
v.
350
Idioms
-den çok daha iyi olmak
stand head and shoulders above
v.
351
Idioms
(özellikle geçmişte yaşanmış olumsuz deneyimler neticesinde) bir şeyi çok iyi bilmek
know something only too well
v.
352
Idioms
çok iyi bir cinsel deneyim yaşamak
feel the earth move
v.
353
Idioms
çok elverişli/iyi durumda olmak
have an easy time of it
v.
354
Idioms
çok elverişli/iyi konumda olmak
have an easy time of it
v.
355
Idioms
çok iyi özelliklere sahip olmak
have (someone's or something's) good points
v.
356
Idioms
çok iyi anlaşmak
get on famously
v.
357
Idioms
sayılarla arası çok iyi olmak
have a head for figures
v.
358
Idioms
sayılara kafası çok iyi basmak
have a head for figures
v.
359
Idioms
iki şeyi birbirinden çok iyi ayırt etmek
know a hawk from a handsaw
v.
360
Idioms
bir şeyi çok iyi yapmak
do it up brown
v.
361
Idioms
işini çok iyi yapmak
do it up brown
v.
362
Idioms
benzerlerinden çok daha iyi, büyük olmak
be in a different league
v.
363
Idioms
çok iyi bilmek
know full well
v.
364
Idioms
çok iyi farkında olmak
know full well
v.
365
Idioms
bir şeyi çok iyi bilmek
have/know/get something off pat
v.
366
Idioms
birini çok iyi anlamak/tanımak
get under (one's) skin
v.
367
Idioms
birini çok iyi anlamak/tanımak
get under your skin
v.
368
Idioms
(bir şeyi) çok iyi anlamak/kavramak
have (something) off pat
v.
369
Idioms
bir şeyi çok iyi bilmek
have something off pat
v.
370
Idioms
bir şeyi çok iyi bilmek
have something down pat
v.
371
Idioms
(bir şeyi) çok iyi anlamak/kavramak
have (something) down pat
v.
372
Idioms
(bir şeyi) çok iyi anlamak/kavramak
get (something) down pat
v.
373
Idioms
çok iyi ve ayrıntılı bilmek
know like a book
v.
374
Idioms
(birini) çok iyi tanımlamak
get (one) bang to rights
v.
375
Idioms
(biri/bir şey) hakkında çok iyi düşüncelere sahip olmak
think greatly of (someone or something)
v.
376
Idioms
(biri/bir şey) hakkında çok iyi görüşleri olmak
think greatly of (someone or something)
v.
377
Idioms
bir şey yapmanın çok iyi bir yolunu bulmak
have the right idea
v.
378
Idioms
(bir şeyden) çok daha iyi olmak
beat (something) all to pieces
v.
379
Idioms
bir şeyi çok iyi yapmak
knock (something) out of the ballpark
v.
380
Idioms
bir şeyi çok iyi yapmak
knock (something) out of the park
v.
381
Idioms
(bir şeyi/yeri) çok iyi bilmek
know (something) like the palm of (one's) hand
v.
382
Idioms
çok iyi bir seçim/tercih yapmak
pick a winner
v.
383
Idioms
(bir şeyde) birinden ya da bir şeyden çok iyi olmak
have it (all) over someone or something (in something)
v.
384
Idioms
birinden çok daha iyi olmak
have (got) it all over
v.
385
Idioms
birinden çok daha iyi olmak
have it all over (someone)
v.
386
Idioms
(birinin/bir şeyin) çok iyi bir örneği olmak
be a shining example (of someone or something)
v.
387
Idioms
çok iyi gitmek/olmak
be all roses
v.
388
Idioms
çok iyi gitmek/olmak
be a bed of roses
v.
389
Idioms
yakıt tasarrufu çok iyi olmak
run off smell of an oily rag [australia/new zealand]
v.
390
Idioms
yakıt tasarrufu çok iyi olmak
run on the smell of an oily rag [australia/new zealand]
v.
391
Idioms
çok iyi ve ayrıntılı bilmek
know like a book
v.
392
Idioms
bir şeyi çok iyi yapmak
have something down to a fine art
v.
393
Idioms
bir şeyi çok iyi yapmak
have got something down to a fine art [uk]
v.
394
Idioms
çok iyi bir ünü/şöhreti olmak
bat one thousand
v.
395
Idioms
çok iyi bir özgeçmişi olmak
bat one thousand
v.
396
Idioms
bir şeyde/bir şeyi yapmakta çok iyi olmak
be a dab hand at something/at doing something [uk]
v.
397
Idioms
çok iyi bir örnek olmak
be a shining example
v.
398
Idioms
(birinin/bir şeyin) çok iyi bir örneği olmak
be a shining example (of somebody/something)
v.
399
Idioms
çok iyi bir örnek olmak
be a shining light
v.
400
Idioms
dıştan çok iyi/parlak görünüp içi fos olmak
be all fur coat and no knickers
v.
401
Idioms
çok iyi olmak
be good news
v.
402
Idioms
çok iyi (bir şey) olmak
be no mean (something)
v.
403
Idioms
(birinden/bir şeyden) çok daha iyi olmak
be streets ahead (of somebody/something) [uk]
v.
404
Idioms
birinden/bir şeyden çok daha iyi olmak
beat somebody/something hollow
v.
405
Idioms
birini çok iyi olduğu bir alanda/konuda geride bırakmak
beat someone at their own game
v.
406
Idioms
(sınav, müsabaka) çok iyi sonuçlar almak
come through (something) with flying colors
v.
407
Idioms
birine/bir şeye çok iyi gelmek
do somebody/something a world of good
v.
408
Idioms
birine/bir şeye çok iyi gelmek
do somebody/something a power of good
v.
409
Idioms
birine/bir şeye çok iyi gelmek
do someone or something a power of good
v.
410
Idioms
çok iyi öğrenmek/anlamak
have down cold
v.
411
Idioms
çok iyi hissetmek
feel like a million dollars
v.
412
Idioms
çok iyi hissetmek
feel like a million
v.
413
Idioms
(birine) tam/çok iyi uymak
fit (one) to a t
v.
414
Idioms
(birine) tam/çok iyi uymak
fit (someone) like a glove
v.
415
Idioms
(birini) çok iyi anlamak/tanımak/bilmek
get (one's) number
v.
416
Idioms
çok iyi bir başlangıç yapmak
get off to a flyer
v.
417
Idioms
çok iyi başlamak
get off to a flyer
v.
418
Idioms
çok iyi anlaşmak
get along famously [old-fashioned]
v.
419
Idioms
birini çok iyi anlayıp doğru olarak tanımlamak
get someone bang to rights [uk]
v.
420
Idioms
(bir şeyi) çok iyi becermek
have (got) a knack for (something)
v.
421
Idioms
görüş açısı/manzarası çok iyi olmak
have a ringside seat
v.
422
Idioms
görüş açısı/manzarası çok iyi olmak
have a ringside view
v.
423
Idioms
çok iyi vakit geçirmek
have a whale of a (good) time
v.
424
Idioms
bir şeyi çok iyi bilmek
have something at your fingertips
v.
425
Idioms
bir şeyi çok iyi yapabilmek
have something at your fingertips
v.
426
Idioms
neler olup bittiğini çok iyi bilmek
have your finger on the pulse
v.
427
Idioms
(bir şeyi) çok iyi bilmek
get (something) down pat
v.
428
Idioms
(bir şeyi) çok iyi bilmek
have (something) down pat
v.
429
Idioms
neler olup bittiğini çok iyi bilmek
have/keep your finger on the pulse
v.
430
Idioms
ağzı çok/iyi laf yapmak
kiss the blarney stone
v.
431
Idioms
(birinden/bir şeyden) çok daha iyi olmak
knock (the) spots off (someone or something) [uk/australia]
v.
432
Idioms
(birinden/bir şeyden) çok daha iyi olmak
knock the socks off (someone or something)
v.
433
Idioms
(hepsini/her şeyi) çok iyi bilmek
know (all) too well
v.
434
Idioms
(birini/bir şeyi) çok iyi bilmek/tanımak
know (someone or something) inside out
v.
435
Idioms
(birini/bir şeyi) çok iyi bilmek
know (someone or something) through and through
v.
436
Idioms
(bir şeyi) çok iyi bilmek
know (something) backward [us]
v.
437
Idioms
(bir şeyi) çok iyi bilmek
know (something) backward and forward [us]
v.
438
Idioms
(bir şeyi) çok iyi bilmek
know (something) forward and backward [us]
v.
439
Idioms
(bir şeyi) çok iyi bilmek
know (something) inside and out
v.
440
Idioms
çok iyi bilmek
know backwards and forwards
v.
441
Idioms
çok iyi bilmek
know forwards and backwards
v.
442
Idioms
çok iyi bilmek
know like the palm of hand
v.
443
Idioms
(özellikle geçmişte yaşanmış olumsuz deneyimler neticesinde) bir şeyi çok iyi bilmek
know only too well
v.
444
Idioms
ne olduğunu/nasıl bir şey olduğunu çok iyi bilmek
know only too well
v.
445
Idioms
birini/bir şeyi çok iyi bilmek/tanımak
know somebody/something backwards [uk]
v.
446
Idioms
birini/bir şeyi çok iyi bilmek/tanımak
know somebody/something inside out
v.
447
Idioms
bir şeyi çok iyi bilmek
know something like the back of your hand
v.
448
Idioms
yakıt tasarrufu çok iyi olmak
run off the smell of an oily rag [australia/new zealand]
v.
449
Idioms
kulağa çok iyi gelmek
sound like a (real) winner
v.
450
Idioms
(birinden/bir şeyden) çok daha iyi olmak
stand head and shoulders above (someone or something)
v.
451
Idioms
(birinden/bir şeyden) çok daha iyi olmak
stay head and shoulders above (someone or something)
v.
452
Idioms
çok iyi uymak
suit to a t
v.
453
Idioms
(birinden/bir şeyden) çok daha iyi olmak
tower head and shoulders above (someone or something)
v.
454
Idioms
(birinden/bir şeyden) çok daha iyi olmak
tower head and shoulders over (someone or something)
v.
455
Idioms
çok iyi
mean
adj.
456
Idioms
kafası çok iyi
loaded to the gills
adj.
457
Idioms
verilen/harcanan para için çok iyi
bigger bang for the buck
adj.
458
Idioms
bu fiyata/bu fiyat için çok iyi
bigger bang for the buck
adj.
459
Idioms
(bir şeyde) çok iyi
death on (something)
adj.
460
Idioms
çok iyi öğrenilmiş/anlaşılmış
down cold
adj.
461
Idioms
çok iyi öğrenilmiş/anlaşılmış
down to a fine art
adj.
462
Idioms
çok iyi
heavy
adj.
463
Idioms
-de çok iyi
hot on
adj.
464
Idioms
(daha çok kadın için) terbiyesiz/iyi terbiye almamış
no better than you should (or ought to) be
adj.
465
Idioms
(bir şeyde) çok iyi değil
not so hot at (something)
adj.
466
Idioms
(bir şeyde) çok da iyi değil
not so hot at (something)
adj.
467
Idioms
çok iyi bir başlangıç yapmış
off to a flying start
adj.
468
Idioms
çok iyi başlamış
off to a flying start
adj.
469
Idioms
çok iyi
right royal
adj.
470
Idioms
çok iyi
like a champ
adv.
471
Idioms
çok iyi şekilde
to (good) advantage
adv.
472
Idioms
çok iyi şekilde
to (better) advantage
adv.
473
Idioms
geçmişte iyi şeylerin yaşandığını fakat gelecekte çok daha da iyi şeylerin yaşanacağını belirten ifade
the best is yet to be
expr.
474
Idioms
geçmişte iyi şeylerin yaşandığını fakat gelecekte çok daha da iyi şeylerin yaşanacağını belirten ifade
the best is yet to come
expr.
475
Idioms
çok iyi
heck of a
expr.
476
Idioms
çok iyi
about it
expr.
477
Idioms
çok iyi
bout it
expr.
478
Idioms
çok iyi durumda
in top form
expr.
479
Idioms
çok iyi bir iş/parti/hikaye
a whale of a (job/party/story)
expr.
480
Idioms
çok iyi
over the top
expr.
481
Idioms
çok iyi
a heaven on earth
expr.
482
Idioms
çok kibar ve iyi giyimli erkek çocuğu
little ford fauntleroy
expr.
483
Idioms
çok iyi
like nobody's business
expr.
484
Idioms
çok iyi
no mean
expr.
485
Idioms
çok iyi
got it going on
expr.
486
Idioms
çok daha iyi
a heap sight better
expr.
487
Idioms
çok iyi durumda
mint condition
expr.
488
Idioms
çok iyi değil
no great shakes
expr.
489
Idioms
çok iyi
out of this world
expr.
490
Idioms
çok iyi
all well and good
expr.
491
Idioms
çok iyi yapma
in the groove
expr.
492
Idioms
çok iyi
full well
expr.
493
Idioms
çok iyi
world of good
expr.
494
Idioms
morali ve sağlığı çok iyi
as fit as a fiddle
expr.
495
Idioms
morali ve sağlığı çok iyi
as fit as a flea
expr.
496
Idioms
her şey çok iyi gidiyor
everything's roses
expr.
497
Idioms
her şey çok iyi gidiyor
everything's (or it's all) roses
expr.
498
Idioms
bu işte çok/iyi para var
there's gold in them there hills
expr.
499
Idioms
bu işte çok/iyi para var
there's gold in them thar hills
expr.
500
Idioms
iyi muameleden çok kötü muamele
more kicks than halfpence [obsolete]
expr.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of çok iyi!
×
Term Options
Proposer une traduction/Corriger
Français Anglais Dictionnaire
Espagnol Anglais Dictionnaire
Allemand Anglais Dictionnaire
Anglais Synonymes Dictionnaire
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy