|
Catégorie |
Turc |
Anglais |
|
General |
|
1 |
General |
savaşı önlemek |
prevent the war v.
|
|
He had to prevent the war.
O savaşı önlemeliydi.
More Sentences
|
2 |
General |
karışıklığı önlemek |
avoid confusion v.
|
|
This avoids confusion in the early stages of use.
Bu, kullanımın erken aşamalarında karışıklığı önler.
More Sentences
|
3 |
General |
yaralanmayı önlemek |
prevent injury v.
|
|
Make sure you have the correct form for the exercises you’re performing to prevent injury.
Yaralanmayı önlemek için yaptığınız egzersizler için doğru forma sahip olduğunuzdan emin olun.
More Sentences
|
|
Idioms |
|
4 |
Idioms |
(bir şeyi önlemek için) tedbir almak |
take steps (to prevent something) v.
|
|
We have to take steps to prevent air pollution.
Hava kirliliğini önlemek için tedbirler almalıyız.
More Sentences
|
Politics |
|
5 |
Politics |
krizleri önlemek |
crisis prevention v.
|
|
The development of a European strategic concept with the emphasis on crisis prevention is a splendid objective.
Krizlerin önlenmesine vurgu yapan bir Avrupa stratejik konseptinin geliştirilmesi muhteşem bir hedeftir.
More Sentences
|
General |
|
6 |
General |
denizden gelecek saldırıları önlemek için yapılan surlar |
sea wall n.
|
|
7 |
General |
göz kamaşmasını önlemek için göz altına sürülen siyah boya |
eyeblack n.
|
|
8 |
General |
askı (pantolonun düşmesini önlemek için) |
suspender n.
|
|
9 |
General |
kumaşın sökülmesini önlemek için kenarına uygulanan dikiş |
serging n.
|
|
10 |
General |
topların tozlanmasını ya da nemlenmesini önlemek için ağzına geçirilen örtü ya da tıpa |
tamkin n.
|
|
11 |
General |
topların tozlanmasını ya da nemlenmesini önlemek için ağzına geçirilen örtü ya da tıpa |
tampeon n.
|
|
12 |
General |
eyer halkasının ata sürtünmesini önlemek için takılan deri kaplama |
chafe n.
|
|
13 |
General |
yağışı önlemek için geminin bacasının üzerine sabitlenmiş metal örtü |
umbrella n.
|
|
14 |
General |
yüzüğün parmaktan çıkmasını önlemek için önüne takılan ikinci yüzük |
keeper ring n.
|
|
15 |
General |
süsleme amaçlı veya kazara üzerine basılmasını önlemek için cam üzerine yapılan motif |
manifestation n.
|
|
16 |
General |
çözülmeyi önlemek için her dolamada bir düğüm atarak gırcala ile kaplamak veya sabitlemek |
marl n.
|
|
17 |
General |
kilitsizken kılıcın düşmesini önlemek için kabzasına tutturulan bir kayış |
martingale n.
|
|
18 |
General |
kazıkların çakılırken süpürülmesini önlemek için üstlerine yerleştirilen başlık |
bonnet n.
|
|
19 |
General |
çengelli iğneye benzeyip örgüde ilmeklerin açılmasını önlemek için geçici olarak kullanılan alet |
holder n.
|
|
20 |
General |
orta çağ'da ağır yaralı düşmanın daha fazla acı çekmesini önlemek için canını almaya yarayan kama |
misericord n.
|
|
21 |
General |
orta çağ'da ağır yaralı düşmanın daha fazla acı çekmesini önlemek için canını almaya yarayan kama |
misericorde n.
|
|
22 |
General |
ingiltere'deki iki normandiya kralına madeni para basmalarını önlemek için verilen bir vergi |
moneyage [obsolete] n.
|
|
23 |
General |
devrilme durumunda rakibin yaralanmasını önlemek için mızrağın başına takılan halka |
mourn n.
|
|
24 |
General |
erkeklerin bıyıklarının değmesini önlemek için kenarında çubuk bulunan içki kadehi |
mustache cup n.
|
|
25 |
General |
değerli bir yüzüğün parmaktan çıkmasını önlemek için üzerine takılan yüzük |
guard n.
|
|
26 |
General |
yaklaşan tehlikeleri, zararları veya yaralanmaları önlemek için alınan tedbir |
guard n.
|
|
27 |
General |
değerli bir yüzüğün parmaktan çıkmasını önlemek için üzerine takılan yüzük |
guard ring n.
|
|
28 |
General |
ayakkabının aşınmasını önlemek için tabana takılan metal parça |
plate n.
|
|
29 |
General |
pul hırsızlığını önlemek amacıyla üzerine deliklerle harf basılmış posta pulu |
spif n.
|
|
30 |
General |
olası yanlış anlaşılmaları önlemek için açıklama yapmak |
set the record straight v.
|
|
31 |
General |
birini korkutarak yaklaşıp zarar vermesini önlemek |
keep someone at bay v.
|
|
32 |
General |
düşmesini önlemek |
uphold v.
|
|
33 |
General |
bir tarafına destek koymak (bir şeyin çökmesini önlemek için) |
shore up v.
|
|
34 |
General |
olmasını önlemek |
avert v.
|
|
35 |
General |
birini korkutarak yaklaşıp zarar vermesini önlemek |
hold someone at bay v.
|
|
36 |
General |
birşeyin (belirli bir yerden) çıkmasını önlemek |
localize v.
|
|
37 |
General |
gelişmesini önlemek |
stunt v.
|
|
38 |
General |
büyümesini önlemek |
dwarf v.
|
|
39 |
General |
büyümesini önlemek |
stunt v.
|
|
40 |
General |
erken davranıp önlemek |
forestall v.
|
|
41 |
General |
akmasını önlemek |
stem v.
|
|
42 |
General |
bir şeyi önlemek için tedbir almak |
take steps v.
|
|
43 |
General |
enfeksiyonu önlemek |
prevent the infection v.
|
|
44 |
General |
hastalığı önlemek |
prevent the disease v.
|
|
45 |
General |
önlemek için mücadele etmek |
fightback v.
|
|
46 |
General |
konuşmasını önlemek |
gag v.
|
|
47 |
General |
buzlanmayı önlemek |
de-ice v.
|
|
48 |
General |
çoğalmasını önlemek |
keep down v.
|
|
49 |
General |
israfı önlemek |
prevent wastage v.
|
|
50 |
General |
olmasını önlemek |
prevent the occurrence of v.
|
|
51 |
General |
deniz kirliliğini önlemek |
prevent marine pollution v.
|
|
52 |
General |
savaşları önlemek |
prevent the wars v.
|
|
53 |
General |
maliyeti önlemek |
prevent the cost v.
|
|
54 |
General |
başkasına zarar vermesini önlemek |
stop someone from hurting anyone else v.
|
|
55 |
General |
virüsün yayılmasını önlemek |
prevent the spread of virus v.
|
|
56 |
General |
kalabalığın toplanmasını önlemek |
keep the crowd from gathering v.
|
|
57 |
General |
kalabalığın toplanmasını önlemek |
keep the mob from gathering v.
|
|
58 |
General |
kartelleşmeyi önlemek |
decartalize v.
|
|
59 |
General |
kutuplaşmayı önlemek |
depolarise v.
|
|
60 |
General |
olay/hadise/rezalet çıkmasını önlemek |
avoid a scene v.
|
|
61 |
General |
kutuplaşmayı önlemek |
depolarize v.
|
|
62 |
General |
birşeyin (belirli bir yerden) çıkmasını önlemek |
localise v.
|
|
63 |
General |
virüsleri önlemek |
prevent viruses v.
|
|
64 |
General |
önünü almak/önlemek |
be suppressed (before the situation became graver) v.
|
|
65 |
General |
şişinmesini önlemek |
take the wind out of somebody's sails v.
|
|
66 |
General |
kürek çekerken ses çıkmasını önlemek |
muffle the oars v.
|
|
67 |
General |
değişmesini önlemek |
embalm v.
|
|
68 |
General |
ahşabı şişirerek sızıntıyı önlemek için gemiyi suya sokmak |
binge [dialect] [uk] v.
|
|
69 |
General |
şişirerek sızıntıyı önlemek için suda durmak |
binge [dialect] [uk] v.
|
|
70 |
General |
tamamlanmasını önlemek |
break v.
|
|
71 |
General |
dağılmasını önlemek |
hold up v.
|
|
72 |
General |
(donmuş balık) depodayken ve nakliyat sırasında su kaybını önlemek için buz tabakası ile kaplamak |
glaze v.
|
|
73 |
General |
faaliyetini önlemek |
choke v.
|
|
74 |
General |
değişmesini önlemek |
condite [obsolete] v.
|
|
75 |
General |
uzlaşmasını önlemek |
irreconcile [obsolete] v.
|
|
76 |
General |
ihlalini yaptırımla önlemek |
sanction v.
|
|
77 |
General |
erken davranıp önlemek |
forerun v.
|
|
78 |
General |
kullanımını önlemek |
freeze v.
|
|
79 |
General |
erken davranıp önlemek |
prevene [obsolete] v.
|
|
80 |
General |
hareketini önlemek |
smother v.
|
|
81 |
General |
hataların tekrarını önlemek |
prevent errors from being repeated v.
|
|
82 |
General |
(artışı) önlemek |
restrict v.
|
|
83 |
General |
(hareketi azaltarak) ağrıyı önlemek |
splint v.
|
|
84 |
General |
(hareketi azaltarak) ağrıyı önlemek |
splinter [obsolete] v.
|
|
85 |
General |
hırsızlığı önlemek üzere tasarlanmış |
antitheft adj.
|
|
86 |
General |
sigara tüketimini önlemek için |
to prevent cigarette consumption adv.
|
|
87 |
General |
sigara tüketimini önlemek için |
to prevent tobacco use adv.
|
|
88 |
General |
sigara tüketimini önlemek için |
to prevent tobacco consumption adv.
|
|
Phrasals |
|
89 |
Phrasals |
durmasını önlemek |
keep up v.
|
|
90 |
Phrasals |
briçte yüksek teklif vererek (rakibin) teklifini önlemek |
shut out v.
|
|
91 |
Phrasals |
kuyuyu kapatarak (petrol) üretimini önlemek |
shut in v.
|
|
92 |
Phrasals |
düşmesini/yıkılmasını önlemek |
buttress up v.
|
|
93 |
Phrasals |
düşmesini/yıkılmasını önlemek |
buttress something up v.
|
|
94 |
Phrasals |
golü önlemek |
charge down v.
|
|
95 |
Phrasals |
bitki sırasının iki yanına karık açarak köklerin yayılmasını önlemek |
bar off v.
|
|
96 |
Phrasals |
(birini/bir şeyi) engellemek/önlemek için üstüne gitmek |
come down on (someone or something) v.
|
|
97 |
Phrasals |
(birini/bir şeyi) engellemek/önlemek için elinden geleni yapmak |
come down on (someone or something) v.
|
|
98 |
Phrasals |
(bir şeyin) önceden planlayarak veya hamle yaparak gerçekleşmesini önlemek |
rule out v.
|
|
99 |
Phrasals |
(bir şeyi) önlemek |
get round (something) v.
|
|
100 |
Phrasals |
(birini/bir şeyi) engellemek/önlemek |
guard against (someone or something) v.
|
|
101 |
Phrasals |
birilerinin/bir şeyin dağılmasını önlemek |
hold someone or something together v.
|
|
102 |
Phrasals |
bir şeyin dağılmasını önlemek |
hold something together v.
|
|
103 |
Phrasals |
(bir şeyin olmasını) önlemek |
inhibit (something) from (doing something) v.
|
|
104 |
Phrasals |
(bir şeyin bir şey yapmasını) önlemek |
inhibit (something) from (doing something) v.
|
|
105 |
Phrasals |
olmasını önlemek |
inhibit from doing v.
|
|
106 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin bir şey yapmasını) önlemek |
prevent (someone or something) from (doing something) v.
|
|
107 |
Phrasals |
yapmasını önlemek |
prevent (someone) from doing v.
|
|
108 |
Phrasals |
(bir şey) yapmasını önlemek/engellemek |
restrain from (something) v.
|
|
Colloquial |
|
109 |
Colloquial |
tilki avını önlemek için müdahale eden kimse |
sab [uk] n.
|
|
110 |
Colloquial |
kullanıcıların internet sitesinden ayrılmalarını önlemek için kullanılan bir dizi yönteme verilen ad |
mousetrapping n.
|
|
111 |
Colloquial |
(değeri kaybını önlemek, yüksek faizden yararlanmak için) bir ülkeden diğerine aniden aktarılan para |
hot money n.
|
|
112 |
Colloquial |
bir riski/tehlikeyi önlemek için golf topunu atabileceğinden daha yakın bir mesafeye atmak |
lay up v.
|
|
Idioms |
|
113 |
Idioms |
köpeğin koku almasın önlemek |
put a dog off the scent v.
|
|
114 |
Idioms |
(bir şeyi önlemek için) gerekli önlemleri almak |
take steps (to prevent something) v.
|
|
115 |
Idioms |
(bir şeyi önlemek için) girişimlerde bulunmak |
take steps (to prevent something) v.
|
|
116 |
Idioms |
zor bir durumu son anda /kıl payı önlemek |
get out of jail [uk] v.
|
|
117 |
Idioms |
şişinmesini önlemek |
take the wind out of sails v.
|
|
118 |
Idioms |
galeyanı önlemek |
sit on the lid v.
|
|
Speaking |
|
119 |
Speaking |
hava kirliliğini önlemek için toplu taşıma kullanmalıyız |
we should use public transport in order to prevent air pollution expr.
|
|
Trade/Economic |
|
120 |
Trade/Economic |
haksız kazanç ve zenginleşmeyi önlemek için yasalarca konulan sorumluluk |
quasi contract n.
|
|
121 |
Trade/Economic |
rekabeti önlemek için fiyatları kontrol altında tutan tüccarlar birliği |
pool n.
|
|
122 |
Trade/Economic |
fiyatları yükseltmek veya rekabeti önlemek üzere uygulamaları yasaklayan yasal düzenlemeler |
antitrust legislation n.
|
|
123 |
Trade/Economic |
artan işsizlik karşısında aileye ekmek getirenler işlerini kaybettikçe ailenin gelirindeki düşmeyi önlemek üzere başka aile bireylerinin de emek piyasalarına girmeye başlamaları görüşü |
added worker hypothesis n.
|
|
124 |
Trade/Economic |
zarar ve cezayı önlemek amacı ile verilen ek süre |
days of grace n.
|
|
125 |
Trade/Economic |
sahteciliği önlemek için kâğıt paraya konan işaret |
thread mark n.
|
|
Law |
|
126 |
Law |
yatırımcıların dürüst olmayan teşebbüslere para yatırmalarını önlemek için çıkarılmış kanunlar |
blue sky law n.
|
|
127 |
Law |
Kişisel yaralanma davalarında mağdurun yasal harç ve avukatlık masraflarından çekinerek dava açmaktan kaçınmasını önlemek üzere getirilmiş bir kural (bu kurala göre avukatlık firması tazminat davasını kazanamazsa avukatlık ücreti almaz) |
no win no fee n.
|
|
128 |
Law |
borçlunun bir alacaklıya diğerinden önce ödeme yapmasını önlemek için para veya mülküne el koyma |
arrestment [scottish] n.
|
|
129 |
Law |
(ceza hukukunda) çifte yargılamayı önlemek için hafif suçu daha ağır suçla birleştirme |
merger n.
|
|
130 |
Law |
salyan franklarının kadınların tahta geçmesini önlemek için düzenledikleri kanun |
salic law n.
|
|
131 |
Law |
salyan franklarının kadınların tahta geçmesini önlemek için düzenledikleri kanun |
salique law n.
|
|
132 |
Law |
yürütmeyi önlemek |
prevent execution v.
|
|
133 |
Law |
kendi aleyhine tanıklık etmesini önlemek için tutukluya tanınan avukat tutma ve sessiz kalma haklarına ait veya ilişkin |
miranda adj.
|
|
Politics |
|
134 |
Politics |
bir mahalle ya da toplumda suçu önlemek için birbirinin malına göz kulak olma şeklindeki sivil savunma programı |
neighbourhood watch n.
|
|
135 |
Politics |
1980'lerin sonlarında abd'nin honduras'ın ekonomik ve siyasi işlerine müdahale etmesini önlemek amacıyla kurulan radikal solcu bir terör örgütü |
moranzanist patriotic front n.
|
|
136 |
Politics |
(abd'de) işçilerin istihdam sırasında yaralanmalarını veya hastalanmalarını önlemek için iş güvenliği ve sağlığı idaresi'ni kuran yasa |
occupational safety and health act n.
|
|
Industry |
|
137 |
Industry |
taşıma sırasında yüklerin kaymasını önlemek için yükü sabitleyip sıkıştıran işçi |
blocker n.
|
|
138 |
Industry |
taşıma sırasında yüklerin kaymasını önlemek için yükü sabitleyip sıkıştıran işçi |
bracer n.
|
|
139 |
Industry |
(buzda, karda kaymayı önlemek için ayakkabının altına takılan) demir uçlu aksesuar |
creepers n.
|
|
Insurance |
|
140 |
Insurance |
sigortacının sorumlu olabileceği bir zararı önlemek veya azaltmak için maruz kalinan masraflar |
substituted expenses n.
|
|
Technical |
|
141 |
Technical |
aşırı ısınmalarını önlemek için kullanılan alçak basınçlı buhar |
ventilating steam n.
|
|
142 |
Technical |
hava basıncının düşmesini önlemek için kullanılan borulu soğutucu |
aftercooler n.
|
|
143 |
Technical |
kaza önlemek için kullanılan işareti levhası |
accident prevention tag n.
|
|
144 |
Technical |
yakıt katkıları (aşınmayı önlemek için kullanılır) |
fuel additives n.
|
|
145 |
Technical |
hamurun makineye yapışmasını önlemek için hamuru un ile kaplayan makine |
flour duster n.
|
|
146 |
Technical |
su taşkınlarını önlemek için yapılmış set/bariyer |
flood barrier n.
|
|
147 |
Technical |
belirli bir derinlikten su örnekleri elde etmeye yarayan, korozyonu önlemek için plastikten yapılmış bir alet |
niskin bottle n.
|
|
148 |
Technical |
saat maşasından kaynaklı hataları önlemek için kullanılan cihaz |
remontoir n.
|
|
149 |
Technical |
saat maşasından kaynaklı hataları önlemek için kullanılan cihaz |
remontoire n.
|
|
150 |
Technical |
sarkmayı önlemek için takılan ilmekli kayış |
trace-bearer n.
|
|
151 |
Technical |
sarkmayı önlemek için takılan ilmekli kayış |
lazy strap n.
|
|
152 |
Technical |
(seramik) sırlı parçaların yapışmasını önlemek için fırınlama kabının altına serpilen gevşek malzeme |
bit n.
|
|
153 |
Technical |
(seramik) sırlı parçaların yapışmasını önlemek için fırınlama kabının altına serpilen gevşek malzeme |
bitstone n.
|
|
154 |
Technical |
yüzey yansımasını önlemek için lensi ince bir madde tabakasıyla kaplama |
blooming n.
|
|
155 |
Technical |
uğultuyu önlemek için takılan özel maske |
bloop n.
|
|
156 |
Technical |
temel işlevi suyun sızmasını önlemek olan esnek veya yarı esnek su geçirmez kaplama |
membrane n.
|
|
157 |
Technical |
buhar kazanı hasarını önlemek için kullanılan bir cihaz |
hydrostat n.
|
|
158 |
Technical |
ısı yayınımını önlemek için kazanların veya buhar odalarının dışında kullanılan yalıtım kaplaması |
clothing n.
|
|
159 |
Technical |
halat iplerinin birbirine karışmasını önlemek için atılan düğüm |
crown n.
|
|
160 |
Technical |
hasarı önlemek için kargo kutusundaki eşyalar arasına yerleştirilen malzeme |
divider n.
|
|
161 |
Technical |
sürtünmeyi önlemek için kullanılan metal, ahşap, deri veya kanvas parçası |
scotchman n.
|
|
162 |
Technical |
(patlamayı önlemek için) kuru kömür veya tozu su ile ıslatan kimse |
sprinkler n.
|
|
163 |
Technical |
hareketini önlemek |
immobilize v.
|
|
164 |
Technical |
kutupsallığını önlemek |
depolarize v.
|
|
165 |
Technical |
hareketin meydana gelmesini önlemek |
restrain v.
|
|
166 |
Technical |
kutupsallığını önlemek |
depolarise v.
|
|
167 |
Technical |
hareketini önlemek |
immobilise v.
|
|
168 |
Technical |
gölgeleri önlemek için yüz tuğlasına hafifçe meyil vermek |
hack v.
|
|
169 |
Technical |
(yük arabasında) tahıl sızıntısını önlemek için delikleri ve çatlakları kapatmak |
cooper v.
|
|
170 |
Technical |
(pozisyonu nedeniyle normal akım dağılımına müdahale eden bir nesne) elektrokaplamada tek tip birikintiyi önlemek |
shadow v.
|
|
Computer |
|
171 |
Computer |
yazılımın illegal kullanımını önlemek amacıyla bilgisayarın arkasına takılan fiş |
dongle n.
|
|
172 |
Computer |
casus yazılım önlemek için gibi görünüp aslında kötü amaçlı olan aldatıcı yazılım |
rogue n.
|
|
173 |
Computer |
(dosyanın) değiştirilmesini önlemek |
lock v.
|
|
174 |
Computer |
(dosyanın) silinmesini önlemek |
lock v.
|
|
Electric |
|
175 |
Electric |
endüktif devredeki akım kesildiğinde kıvılcımlanmayı önlemek |
quench v.
|
|
Mechanic |
|
176 |
Mechanic |
yanal hareketi önlemek ve parçaları bağlamak için kullanılan flanş |
collar n.
|
|
177 |
Mechanic |
akışkanlara direnç sağlamak, sızıntıyı önlemek, sıvıları birbirinden ayırmak gibi amaçlara yarayan cihaz |
labyrinth n.
|
|
Textile |
|
178 |
Textile |
kabarmasını önlemek için kumaşa uygulanan işlem |
anti-pilling n.
|
|
179 |
Textile |
sıvı emilimini önlemek için kumaşlarda kullanılan çözelti |
repellent n.
|
|
180 |
Textile |
kumaşın işlenmemiş kenarlarını sökülmesini önlemek için üst üste atılan uzun ilmeklerle dikme |
overcasting n.
|
|
181 |
Textile |
kumaşın işlenmemiş kenarlarının sökülmesini önlemek için üst üste atılan uzun ilmeklerle yapılan dikiş |
overcasting n.
|
|
182 |
Textile |
dokuma veya örme sırasında iplerin dolaşmasını önlemek için (iplikleri) buhara maruz bırakmak |
twist-set v.
|
|
183 |
Textile |
ufak söküklerin genişlemesini önlemek için çift iplikle dikilmiş (kumaş) |
ripstop adj.
|
|
Architecture |
|
184 |
Architecture |
yeni kesilmiş ağacın budaklarına reçinenin sızmasını önlemek için astar çekilmeden önce sürülen macun |
knotting n.
|
|
Construction |
|
185 |
Construction |
taşkınları önlemek için genellikle akarsu kıyılarına çekilen uzun duvar |
dyke n.
|
|
186 |
Construction |
rutubetin yükselmesini önlemek için tuğla duvarın zemine yakın kısmındaki yatay geçirimsiz malzeme katmanı |
damp course n.
|
|
187 |
Construction |
rutubetin yükselmesini önlemek için tuğla duvarın zemine yakın kısmındaki yatay geçirimsiz malzeme katmanı |
dampcourse n.
|
|
188 |
Construction |
kalıbı kapatırken kırılgan yüzeylerle teması önlemek için pahlanan kalıp bölümü |
clearance n.
|
|
189 |
Construction |
maddelerin döküm kalıbına yapışmasını önlemek için kullanılan ince yapılı madde |
parting n.
|
|
Automotive |
|
190 |
Automotive |
taşın çarpmasıyla oluşacak zararları önlemek için uygulanan bir koruma yöntemi |
stone chip protection n.
|
|
191 |
Automotive |
iki veya üç tekerlekli motorlu araçların yetkisiz kullanımını önlemek amacıyla tasarlanmış koruyucu tertibatlar |
protective devices intended to prevent the unauthorized use of two-or three-wheel motor vehicles n.
|
|
192 |
Automotive |
aracın devrilmesini önlemek üzere tasarlanmış |
antiroll adj.
|
|
Aeronautic |
|
193 |
Aeronautic |
sürüklenmeyi önlemek için kısmen rüzgara doğru yönelme |
crabbing n.
|
|
194 |
Aeronautic |
uçuşu önlemek |
ground v.
|
|
Marine |
|
195 |
Marine |
kanonun devrilmesini önlemek için yan tarafına yerleştirilen kütük |
outrigger n.
|
|
196 |
Marine |
gürültüyü önlemek için set |
noise proof bank n.
|
|
197 |
Marine |
küreğin kaybolmasını önlemek için bir ucu kürek ıskarmozuna diğer ucu küreğe tutturulmuş ip |
trailing line n.
|
|
198 |
Marine |
müttefiklerin saldırmasını önlemek üzere, denizaltı ve diğer gemilerin geçmesi için belirlenmiş deniz yolu |
safety lane n.
|
|
199 |
Marine |
suyun alta inmesini önlemek amacıyla gemi direğinin güverte ile kesiştiği kısmına tutturulmuş branda parçası |
mast coat n.
|
|
200 |
Marine |
dümenin yükselmesini önlemek için milin boğazına veya çentiğine oturtulup bakırla kaplanmış tahta parçası |
wood lock n.
|
|
201 |
Marine |
düşmanların gemiye çıkmasını önlemek için geminin yanında bulunan güçlü halatlar |
boarding nettings n.
|
|
202 |
Marine |
denizcilerin gemiye çıkmak ve çıkılmasını önlemek için kullandığı mızrak |
boarding pike n.
|
|
203 |
Marine |
teknenin veya mavnanın sallanmasını önlemek için kullanılan zincir veya bağlantı kolu |
hogchain n.
|
|
204 |
Marine |
denizcilerin taşınmakta olan yükün kayıp gitmesini önlemek için kancanın açık ucunda kullandığı palamar |
mousing n.
|
|
205 |
Marine |
dümen çubuğunun geçmesi için güvertede açılmış delikten su girmesini önlemek üzere kullanılan katranlı yelken bezinden yapılmış örtü |
rudder coat n.
|
|
206 |
Marine |
kötü havada masadakilerin kayıp düşmesini önlemek için masaya konan bariyer |
fiddle n.
|
|
207 |
Marine |
yükseltilip alçaltıldığında geminin borda kaplamalarına zarar gelmesini önlemek için kullanılan küçük ahşap blok |
shoe of an anchor n.
|
|
208 |
Marine |
su girişini önlemek için sabitlenen ahşap bir çerçeve |
shot garland n.
|
|
209 |
Marine |
demirlenmiş geminin halatının kirlenmesini önlemek |
tend v.
|
|
210 |
Marine |
halatın çözülmesini önlemek için ucuna düğüm atmak veya küçük bir nesne takmak |
whip v.
|
|
211 |
Marine |
orsalamayı önlemek için geminin ıskotalarını gerginleştirmek |
harden up v.
|
|
212 |
Marine |
(kancayı) asılan şeyin kurtulmasını önlemek için parça ekleyerek sabitlemek |
mouse v.
|
|
Mining |
|
213 |
Mining |
suyun serbest akışını önlemek için kurulan küçük bent |
astyllen n.
|
|
214 |
Mining |
maden koridorunda hava akımlarını yönlendirip gaz birikmesini önlemek için kullanılan bir perde |
damp sheet n.
|
|
215 |
Mining |
maden koridorunda hava akımlarını yönlendirip gaz birikmesini önlemek için kullanılan bir bölme |
damp sheet n.
|
|
216 |
Mining |
(maden kuyusunda) duvar veya kerestenin arkasına kil sıkıştırarak sızıntıyı önlemek |
coffer v.
|
|
Medical |
|
217 |
Medical |
cinsel birleşmeyi önlemek için klitoris dudaklarının birbirine dikilmesi |
infibulation n.
|
|
218 |
Medical |
vücudun organ naklini reddetmesini önlemek için kullanılan ve bağışıklık sistemini baskılayan bir ilaç |
tacrolimus n.
|
|
219 |
Medical |
servikal yetmezlikte düşük veya erken doğumu önlemek için rahim ağzına dikiş atılması |
cerclage n.
|
|
220 |
Medical |
retina ayrılmasını önlemek için retinanın etrafına silikon bant geçirilmesi |
cerclage n.
|
|
221 |
Medical |
hastalıkları önlemek için kimyasal ve ilaç kullanımı |
chemoprophylaxis n.
|
|
222 |
Medical |
burnu ve ağzı kapatan ve özellikle ameliyatlarda mikropların yayılmasını önlemek için kullanılan steril gazlı bez |
mask n.
|
|
223 |
Medical |
kasların devamlı kasılmasını önlemek için ele takılan rulo şeklindeki atel |
handroll n.
|
|
224 |
Medical |
elektrik şokları kullanarak kalp kası hareketini önlemek |
defibrillate v.
|
|
225 |
Medical |
(ilaçlarla) fizyolojik işlevi önlemek |
block v.
|
|
226 |
Medical |
sıkışıklığı önlemek |
decongest v.
|
|
227 |
Medical |
kan toplanmasını önlemek |
decongest v.
|
|
228 |
Medical |
enfeksiyonu önlemek için iyotla tedavi etmek |
iodize v.
|
|
229 |
Medical |
enfeksiyonu önlemek için iyotla tedavi etmek |
iodise v.
|
|
Pharmaceutics |
|
230 |
Pharmaceutics |
doku veya organ reddini önlemek için kullanılan bağışıklık baskılayıcı ilaç |
rapamycin n.
|
|
231 |
Pharmaceutics |
doku veya organ reddini önlemek için kullanılan bağışıklık baskılayıcı ilaç |
sirolimus n.
|
|
232 |
Pharmaceutics |
eski dönemlerde yaranın üzerine serpmek, terlemeyi önlemek gibi amaçlarla kullanılan tıbbi toz karışım |
catapasm n.
|
|
233 |
Pharmaceutics |
ishali önlemek için hazırlanan kireçtaşı, tarçın, şeker ve arap zamklı su karışımı |
chalk mixture n.
|
|
234 |
Pharmaceutics |
kadınlarda menopoz sonrası osteoporozu önlemek veya tedavi etmekte kullanılan bir ilaç |
alendronate n.
|
|
235 |
Pharmaceutics |
kadınlarda menopoz sonrası osteoporozu önlemek veya tedavi etmekte kullanılan bir ilaç |
fosamax® n.
|
|
236 |
Pharmaceutics |
kan pıhtılarını ve felci önlemek için kullanılan antikoagülan bir ilaç |
apixaban® n.
|
|
237 |
Pharmaceutics |
sıtmayı önlemek veya tedavi etmek için kullanılan ve oral yoldan alınan sentetik bir ilaç |
mefloquine n.
|
|
238 |
Pharmaceutics |
migreni önlemek için maleat formunda kullanılan bir ilaç |
methysergide n.
|
|
239 |
Pharmaceutics |
kanamayı önlemek veya azaltmak için kullanılan ilaçlar |
hemostatic drugs n.
|
|
240 |
Pharmaceutics |
mide bulantısı ve dimenhidrinatı önlemek için kullanılan bir antihistamin markası |
gravol® n.
|
|
241 |
Pharmaceutics |
bazı kanser ve anoreksiya hastalarında iştah kaybını önlemek için kullanılan bir ilaç |
dronabinol n.
|
|
242 |
Pharmaceutics |
hiv virüsünün çoğalmasını önlemek için kullanılan bir proteaz inhibitörü |
saquinavir n.
|
|
243 |
Pharmaceutics |
ilişki sonrası hamileliği önlemek için alınan (hap) |
morning-after adj.
|
|
Veterinary |
|
244 |
Veterinary |
mıyazı önlemek için hayvanın derisinin bir parçasını almak |
mules v.
|
|
245 |
Veterinary |
(hindi civcivinin) gagasının üzerinden sarkan et parçasını kannibalizm riskini önlemek için kesmek |
desnood v.
|
|
Food Engineering |
|
246 |
Food Engineering |
kullanıcıya olası bir zarar vermesini önlemek amacıyla zorunlu bir onarım için üretici tarafından ürünün geri istenmesi |
food recall n.
|
|
247 |
Food Engineering |
(kaymağı) yağ kaybını önlemek ve ürünün lezzetini artırmak için yayıklama öncesi bakteriyel faaliyetlerle ekşitmek |
ripen v.
|
|
Gastronomy |
|
248 |
Gastronomy |
özellikle latin amerika'da protein eksikliğiyle bağlantılı hastalıkları önlemek için kullanılan ucuz ve yüksek proteinli bir gıda |
incaparina n.
|
|
Physics |
|
249 |
Physics |
manyetizmayı önlemek |
demagnetise v.
|
|
250 |
Physics |
manyetizmayı önlemek |
demagnetize v.
|
|
251 |
Physics |
yüzey yansımasını önlemek için lensi ince bir madde tabakasıyla kaplamak |
bloom v.
|
|
Chemistry |
|
252 |
Chemistry |
koagülasyonu önlemek için oksalat eklemek |
oxalate v.
|
|
253 |
Chemistry |
tepkimesini önlemek |
deactivate v.
|
|
254 |
Chemistry |
(kürkü) keçeleşmeyi önlemek için cıva çözeltisiyle işlemek |
secrete v.
|
|
255 |
Chemistry |
(katalizör) faaliyetini önlemek |
poison v.
|
|
Biology |
|
256 |
Biology |
protein ve işletici kalıtın birleşmesi ile genetik transkripsiyonu önlemek |
repress v.
|
|
257 |
Biology |
protein sentezini önlemek |
repress v.
|
|
Botanic |
|
258 |
Botanic |
bitkinin başka yere nakli sırasında nem kaybını önlemek için uygulanan madde |
antidesiccant n.
|
|
259 |
Botanic |
bitkinin kendi kendine tozlaşmasını önlemek için çiçeğindeki erkek organlarını kesmek |
emasculate v.
|
|
Agriculture |
|
260 |
Agriculture |
terleme yoluyla su kaybını önlemek için yapraklara püskürtülen kimyasal |
anti-transpirant n.
|
|
261 |
Agriculture |
meyve bahçelerindeki don hasarını önlemek için hava akımını sağlayan büyük pervane |
wind machine n.
|
|
262 |
Agriculture |
mantar sporlarının enfekte etmesini önlemek için budama alanlarına uygulanan kimyasal bir ilaç |
wound paint n.
|
|
263 |
Agriculture |
(inek, at) hayvanın çitlerden atlamasını önlemek için tasarlanan bir cihaz |
poke n.
|
|
264 |
Agriculture |
rüzgarlı havada sarsıntıyı önlemek amacıyla bitki kökünü toprakla örtmek |
earth up v.
|
|
265 |
Agriculture |
(tavuk, koyun gibi hayvanları) böceklenmelerini önlemek amacıyla kısa süreliğine sıvı bir kimyasala batırmak |
dip v.
|
|
Breeding |
|
266 |
Breeding |
tekrar sayılmasını önlemek için kuyruğu kısa kesilmiş büyükbaş hayvan |
bangtail [australia] n.
|
|
267 |
Breeding |
tekrar sayılmasını önlemek için kuyruğu kısa kesilmiş büyükbaş hayvanlardan oluşan sürü |
bangtail muster [australia] n.
|
|
268 |
Breeding |
sağım sırasında süt ineğinin tekme atmasını önlemek için bacaklarına geçirilen zincir |
kicker chain n.
|
|
269 |
Breeding |
dişi hindilerin çiftleşme sırasında yaralanmasını önlemek için kullanılan çadır bezinden yapılmış kılıf |
saddle n.
|
|
270 |
Breeding |
(hastalık bulaşını önlemek için) otlanmayı durdurmak |
spell [australia] v.
|
|
Forestry |
|
271 |
Forestry |
kontrolsüz büyümeyi önlemek için ağaç gövdesinden halka kesen kimse |
ringer n.
|
|
272 |
Forestry |
eskiden ingiltere'de köpeklerin geyiklerin peşinden koşmasını önlemek için yapılan bir orman mahkemesi |
court of regard n.
|
|
273 |
Forestry |
eskiden ingiltere'de köpeklerin geyiklerin peşinden koşmasını önlemek için yapılan bir orman mahkemesi |
survey of dogs n.
|
|
274 |
Forestry |
düşen ağacın parçalanmasını önlemek için zemini hazırlamak |
bed v.
|
|
275 |
Forestry |
kontrolsüz büyümeyi önlemek için ağaç gövdesinden halka kesmek |
ring v.
|
|
Fishery |
|
276 |
Fishery |
nehirde balık geçişini önlemek için konulan set |
heck [dialect] [northern english] n.
|
|
277 |
Fishery |
köpekbalıklarının koy veya körfeze girişlerini önlemek için gerilen uzun ağ |
shark mesht [australia] n.
|
|
278 |
Fishery |
köpekbalıklarının koy veya körfeze girişlerini önlemek için gerilen uzun ağ |
shark net [australia] n.
|
|
279 |
Fishery |
geri tepmeyi önlemek için kasnağın hızını başparmakla geciktirmek |
thumb v.
|
|
Social Sciences |
|
280 |
Social Sciences |
bulaşıcı hastalığın yayılmasını önlemek için yalnızca kendi aralarında sosyalleşen küçük insan grubu |
bubble n.
|
|
281 |
Social Sciences |
bulaşıcı hastalığın yayılmasını önlemek için yalnızca kendi aralarında sosyalleşen küçük insan grubu |
pod n.
|
|
282 |
Social Sciences |
cinsel birlikteliği önlemek için genital organın halka benzeri alet ile kapatılması |
inflbulation n.
|
|
History |
|
283 |
History |
orta çağ'da ağır yaralı düşmanın daha fazla acı çekmesini önlemek için canını almaya yarayan kama |
miserere n.
|
|
Environment |
|
284 |
Environment |
çevre kirliliğini önlemek için havadaki karbondioksiti yakalama |
carbon capture n.
|
|
285 |
Environment |
akan suyu kademeli olarak saptırıp erozyonu önlemek için tasarlanmış kavisli yüzey |
bucket n.
|
|
286 |
Environment |
böceklerin ağaca tırmanmasını önlemek için gövdeye sarılan yağlı veya yapışkan bant |
greaseband n.
|
|
Military |
|
287 |
Military |
düşmanın bir bölgeye geçişini önlemek üzere inşa edilmiş bir tür sur |
trocha n.
|
|
288 |
Military |
denizin kontrolünü ele geçirmek veya düşman tarafından ele geçirilmesini önlemek için denizde, denizaltında veya denizin hava sahasında yapılan operasyon |
maritime operation n.
|
|
289 |
Military |
batı'nın doğru istihbarat almasını önlemek amacıyla sovyet ordusu tarafından askeri yanıltma teknikleri kullanılması |
maskirovka n.
|
|
290 |
Military |
patlayıcı gibi tehlikeli maddelerin izini sürmek veya kalpazanlık suçlarını önlemek için kullanılan mikroskobik ve izlenebilir bir kimlikleme partikülü |
microtaggant® n.
|
|
291 |
Military |
düşmanın gözünü korkutup saldırmasını önlemek amacıyla büyük bir askeri gücü sürekli hazırda bulundurma |
deterrence n.
|
|
292 |
Military |
doğal afet veya düşman saldırısı durumunda can ve mal kaybını önlemek için sivil gönüllülerden oluşan bir organın aldığı acil durum önlemleri |
civil defense (cd) n.
|
|
293 |
Military |
(düşmanın) cepheyi yarıp geçmesini önlemek |
contain v.
|
|
294 |
Military |
(bomba, mayın) patlamasını önlemek |
deactivate v.
|
|
295 |
Military |
(bomba, mayın vb.) patlamasını önlemek |
deactivate v.
|
|
Hunting |
|
296 |
Hunting |
kırbaçlayarak tazıların sürüden ayrılmasını önlemek |
whip in v.
|
|
297 |
Hunting |
ateş ederken gaz kaçağını önlemek için (atım yatağını) tıkamak |
obturate v.
|
|
Sport |
|
298 |
Sport |
kalecinin golü önlemek için topun üzerine yatması |
smother n.
|
|
299 |
Sport |
beysbolda vuruş alanı dışında olduğu düşünülen bir atışı önlemek için yapılan vuruş |
check swing n.
|
|
300 |
Sport |
beysbolda vuruş alanı dışında olduğu düşünülen bir atışı önlemek için yapılan vuruş |
checked swing n.
|
|
301 |
Sport |
bisiklet sürerken ayağın bisiklet pedalından kaymasını önlemek için ayak parmaklarının yerleştirildiği uç |
toeclip n.
|
|
302 |
Sport |
bisiklet sürerken ayağın pedaldan kaymasını önlemek için ayak parmaklarının yerleştirildiği uç |
toe clip n.
|
|
303 |
Sport |
körlingde kaymayı önlemek için ayakkabıya takılan çivili demir |
tramp n.
|
|
304 |
Sport |
küreğin ıskarmozdan kurtulmasını önlemek için kullanılan mafsallı kanca |
gate n.
|
|
305 |
Sport |
kazayı önlemek için sörf tahtasından veya kayaktan atlamak |
bail out v.
|
|
306 |
Sport |
(hokeyde) topun kaymasını önlemek için sopayı öne arkaya hareket ettirerek topu ele geçirmek |
cradle v.
|
|
307 |
Sport |
(bilardoda) rakibin doğrudan atış yapmasını önlemek |
snooker v.
|
|
308 |
Sport |
(jimnastikte yaralanmayı önlemek için) sporcuyu izleyip yardım etmek |
spot v.
|
|
309 |
Sport |
(basketbolda rakibin sayı kazanmasını önlemek için) top ile oynamaya devam etmek |
stall v.
|
|
310 |
Sport |
(basketbolda rakibin sayı kazanmasını önlemek için) top sahipliğini sürdürmek |
stall v.
|
|
Baseball |
|
311 |
Baseball |
sopanın kalın kısmıyla vurmasını önlemek için (vurucuya) iç atış atmak |
jam v.
|
|
312 |
Baseball |
rakip atıcının sayı almasını önlemek |
save v.
|
|
Card |
|
313 |
Card |
hileyi önlemek için destenin üstündeki kart yerine dağıtılan kart |
second n.
|
|
Music |
|
314 |
Music |
gitar gövdesinin pena ve tırnak vuruşlarından zarar görmesini önlemek amacıyla kullanılan ve bazı çalgılarda elektronik donanımı da taşıyan ince tabaka |
pickguard n.
|
|
Painting |
|
315 |
Painting |
destek sağlamak ve kırışmayı önlemek için tuvalin arkasına yapıştırılan ahşap şeritli yapı |
cradle n.
|
|
Cinema |
|
316 |
Cinema |
sinema filmi ekibinde sahneler arasındaki tutarsızlıkları önlemek ve kurguyu kolaylaştırmak için çekimin detaylarının kaydedilmesinden sorumlu çalışan |
continuity girl n.
|
|
317 |
Cinema |
sinema filmi ekibinde sahneler arasındaki tutarsızlıkları önlemek ve kurguyu kolaylaştırmak için çekimin detaylarının kaydedilmesinden sorumlu çalışan |
continuity clerk n.
|
|
Printery |
|
318 |
Printery |
(bulaşmayı önlemek için) sayfa aralarına yerleştirilen temiz kağıt |
slipsheet n.
|
|
Archaic |
|
319 |
Archaic |
büyümesini önlemek |
stint v.
|
|
Engineering |
|
320 |
Engineering |
depremlerde tehlike oluşturabilecek toprak sıvılaşmasını önlemek için titreşimli sonda kullanımı |
vibroflotation n.
|
|
321 |
Engineering |
yeni sistemleri edinme maliyetini azaltıp araştırma ve geliştirme çabalarının iki kez tekrarlanmasını önlemek için kurulan sistem, alt sistem, cihaz ve bileşenler |
common use alternatives n.
|
|
Slang |
|
322 |
Slang |
rakibin tutmasını önlemek için topu hızlı bir şekilde yere atmak anlamına gelen bir dört köşeli top oyunu terimi |
cherry bomb [us] n.
|
|
323 |
Slang |
bilgi sızıntılarını tespit edip önlemek için tutulmuş casus |
plumber n.
|
|
324 |
Slang |
büyüsünü önlemek |
nip v.
|
|
325 |
Slang |
iyi savunma yaparak rakibin hücumunu önlemek |
d out [australia] v.
|
|