Turc | Anglais | |
---|---|---|
General | ||
General | üzerinden atlamak | leap over v. |
General | üzerinden atlamak | jump v. |
General | üzerinden atlamak | fly v. |
General | üzerinden atlamak | leap v. |
General | üzerinden atlamak | vault v. |
General | üzerinden atlamak | overleap v. |
General | üzerinden atlamak | beleap v. |
General | üzerinden atlamak | overslip [obsolete] v. |
General | üzerinden atlamak | clear v. |
General | üzerinden atlamak | over v. |
General | üzerinden atlamak | over v. |
Phrasals | ||
Phrasals | üzerinden atlamak | slip over v. |
Phrasals | üzerinden atlamak | vault over v. |
Archaic | ||
Archaic | üzerinden atlamak | overbound [rare] v. |
Archaic | üzerinden atlamak | overspring v. |
Turc | Anglais | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | bir şeyin üzerinden atlamak | jump over v. | ||
General | kar kayağı faaliyetler sırasında engelin üzerinden atlamak | huck v. | ||
General | engel üzerinden atlamak | hurdle v. | ||
General | engel üzerinden atlamak | hurdle v. | ||
Phrases | ||||
Phrases | birinin/bir şeyin üzerinden atlamak | vault over someone or something v. | ||
Idioms | ||||
Idioms | yeni evlendiği eşiyle süpürgenin üzerinden atlamak | jump the besom v. | ||
Idioms | süpürgenin üzerinden atlamak | jump the besom v. | ||
Sport | ||||
Sport | sabit engellerin üzerinden atlamak | jib v. | ||
Sport | kaykayı hava kaldırarak (bir şeyin) üzerinden atlamak | ollie v. | ||
Sport | sırık üzerinden atlamak | pole vault v. |