(biri/bir şey) hakkında - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

(biri/bir şey) hakkında



Sens de "(biri/bir şey) hakkında" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 7 résultat(s)

Turc Anglais
Phrases
(biri/bir şey) hakkında in reference to (someone or something) expr.
(biri/bir şey) hakkında in regard to (someone or something) expr.
(biri/bir şey) hakkında in respect of (someone or something) expr.
(biri/bir şey) hakkında in respect to (someone or something) expr.
(biri/bir şey) hakkında in the case of (someone or something) expr.
(biri/bir şey) hakkında with regard to (someone or something) expr.
(biri/bir şey) hakkında with respect to (someone or something) expr.

Sens de "(biri/bir şey) hakkında" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 500 résultat(s)

Turc Anglais
Phrasals
(biri/bir şey hakkında) kara kara düşünmek brood about (someone or something) v.
(biri/bir şey hakkında) çok fazla endişelenmek brood about (someone or something) v.
(biri/bir şey hakkında) kendini yemek brood about (someone or something) v.
(biri/bir şey hakkında) kendini yiyip bitirmek brood about (someone or something) v.
(biri/bir şey hakkında) derin derin düşünmek brood about (someone or something) v.
(biri/bir şey hakkında) derin düşüncelere gark olmak brood about (someone or something) v.
(biri/bir şey hakkında) derin düşüncelere kapılmak brood about (someone or something) v.
(biri/bir şey hakkında) kara kara düşünmek brood about someone or something v.
(biri/bir şey hakkında) çok fazla endişelenmek brood about someone or something v.
(biri/bir şey hakkında) kendini yemek brood about someone or something v.
(biri/bir şey hakkında) kendini yiyip bitirmek brood about someone or something v.
(biri/bir şey hakkında) derin derin düşünmek brood about someone or something v.
(biri/bir şey hakkında) derin düşüncelere gark olmak brood about someone or something v.
(biri/bir şey hakkında) derin düşüncelere kapılmak brood about someone or something v.
(biri/bir şey hakkında) kara kara düşünmek brood on someone or something v.
(biri/bir şey hakkında) çok fazla endişelenmek brood on someone or something v.
(biri/bir şey hakkında) kendini yemek brood on someone or something v.
(biri/bir şey hakkında) kendini yiyip bitirmek brood on someone or something v.
(biri/bir şey hakkında) derin derin düşünmek brood on someone or something v.
(biri/bir şey hakkında) derin düşüncelere gark olmak brood on someone or something v.
(biri/bir şey hakkında) derin düşüncelere kapılmak brood on someone or something v.
(biri/bir şey hakkında) kara kara düşünmek brood over someone or something v.
(biri/bir şey hakkında) çok fazla endişelenmek brood over someone or something v.
(biri/bir şey hakkında) kendini yemek brood over someone or something v.
(biri/bir şey hakkında) kendini yiyip bitirmek brood over someone or something v.
(biri/bir şey hakkında) derin derin düşünmek brood over someone or something v.
(biri/bir şey hakkında) derin düşüncelere gark olmak brood over someone or something v.
(biri/bir şey hakkında) derin düşüncelere kapılmak brood over someone or something v.
(biri/bir şey) hakkında üzüntüsünü belirtmek weep for (someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında üzüntüsünü dile getirmek/ifade etmek weep for (someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında duyduğu acıyı dile getirmek weep for (someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında üzüntüsünü/acısını dışa vurmak weep for (someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında anlaşmazlığa düşmek fight about (someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında anlaşmazlık yaşamak fight about (someone or something) v.
biri/bir şey hakkında anlaşmazlığa düşmek fight about someone or something v.
biri/bir şey hakkında anlaşmazlık yaşamak fight about someone or something v.
biri/bir şey hakkında kavga etmek fight about someone or something v.
biri/bir şey hakkında tartışmak fight about someone or something v.
biri/bir şey hakkında münakaşa etmek fight about someone or something v.
biri/bir şey hakkında sürtüşmek fight about someone or something v.
biri bir şey hakkında bozuşmak, biri/bir şey hakkında anlaşamamak fight about someone or something v.
birine (biri/bir şey hakkında) bilgi vermek fill someone in (on someone or something) v.
birini (biri/bir şey hakkında) bilgilendirmek fill someone in (on someone or something) v.
(birine veya bir şeye kendi/biri/bir şey) hakkında özel bir bilgiyi açık etmek/ele vermek expose (someone, something, or oneself) to (someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında (birine kendini) ifade etmek express (oneself) to (someone) on (someone or something) v.
biri/bir şey hakkında çalkantı yaratmak swirl about v.
biri/bir şey hakkında çalkantı yaratmak swirl around v.
(biri/bir şey) hakkında geçerli bir eleştiri knock against (someone or something) v.
(biriyle biri/bir şey hakkında) espri yapmak joke (with someone) (about someone or something) v.
(biriyle biri/bir şey hakkında) şakalaşmak/şaka yapmak joke (with someone) (about someone or something) v.
(biri/bir şey hakkında biriyle karşılıklı) dalga geçmek joke (with someone) (about someone or something) v.
birine biri/bir şey hakkında tavsiye vermek advise someone on someone or something v.
birine biri/bir şey hakkında akıl vermek advise someone on someone or something v.
birine biri/bir şey hakkında fikir vermek advise someone on someone or something v.
birine biri/bir şey hakkında tavsiye vermek advise someone on someone or something v.
birine biri/bir şey hakkında akıl vermek advise someone on someone or something v.
birine biri/bir şey hakkında fikir vermek advise someone on someone or something v.
(biri/bir şey) hakkında sızlanmak beef about (someone or something) v.
biri/bir şey hakkında sızlanmak beef about someone/something v.
(biriyle biri/bir şey hakkında) didişmek bicker (with someone) (about someone or something) v.
(biriyle biri/bir şey hakkında) tartışmak bicker (with someone) (about someone or something) v.
(biriyle biri/bir şey hakkında) hırlaşmak bicker (with someone) (about someone or something) v.
(biriyle biri/bir şey hakkında) atışmak bicker (with someone) (about someone or something) v.
(biriyle biri/bir şey hakkında) takışmak bicker (with someone) (about someone or something) v.
(biriyle biri/bir şey hakkında) kavga etmek bicker (with someone) (about someone or something) v.
(biriyle biri/bir şey hakkında) ağız dalaşına girmek bicker (with someone) (about someone or something) v.
(biriyle biri/bir şey hakkında) münakaşa etmek bicker (with someone) (about someone or something) v.
(biriyle biri/bir şey hakkında) didişmek bicker (with someone or something) (over someone or something) v.
(biriyle biri/bir şey hakkında) tartışmak bicker (with someone or something) (over someone or something) v.
(biriyle biri/bir şey hakkında) hırlaşmak bicker (with someone or something) (over someone or something) v.
(biriyle biri/bir şey hakkında) atışmak bicker (with someone or something) (over someone or something) v.
(biriyle biri/bir şey hakkında) takışmak bicker (with someone or something) (over someone or something) v.
(biriyle biri/bir şey hakkında) kavga etmek bicker (with someone or something) (over someone or something) v.
(biriyle biri/bir şey hakkında) ağız dalaşına girmek bicker (with someone or something) (over someone or something) v.
(biriyle biri/bir şey hakkında) münakaşa etmek bicker (with someone or something) (over someone or something) v.
(biri/bir şey hakkında) konuştukça konuşmak go on (and on) (about someone or something) v.
(biri/bir şey hakkında) uzun uzadıya konuşmak go on (and on) (about someone or something) v.
(biri/bir şey hakkında) bıktırana kadar konuşmak go on (and on) (about someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında böbürlenmek boast about (someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında böbürlenmek boast of (someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında endişelenmek bother about (someone or something) v.
(birini biri/bir şey) hakkında kısaca bilgilendirmek brief (one) on (someone or something) v.
(birine biri/bir şey) hakkında ana hatlarıyla bilgi vermek brief (one) on (someone or something) v.
(birine biri/bir şey) hakkında kısaca bilgi vermek brief (one) on (someone or something) v.
(birine biri/bir şey) hakkında özet geçmek brief (one) on (someone or something) v.
(biri/bir şey hakkında) birilerini aramak/birilerine telefon etmek call around (about someone or something) v.
(biri/bir şey hakkında) bir dizi arama/görüşme yapmak call around (about someone or something) v.
(biri/bir şey hakkında) farklı kişileri/bir dizi insanı aramak call around (about someone or something) v.
(biri/bir şey hakkında) birçok kişiye telefon etmek call around (about someone or something) v.
sağı solu/birilerini arayıp (biri/bir şey hakkında) bilgi almak call around (about someone or something) v.
(biri/bir şey hakkında) azar işitmek catch hell (about someone or something) v.
(biri/bir şey hakkında) azarlanmak catch hell (about someone or something) v.
(biri/bir şey hakkında) fırça yemek catch hell (about someone or something) v.
(biri/bir şey hakkında) azar işitmek get hell (about someone or something) v.
(biri/bir şey hakkında) azarlanmak get hell (about someone or something) v.
(biri/bir şey hakkında) fırça yemek get hell (about someone or something) v.
(biri/bir şey hakkında) azar işitmek catch hell (for something) v.
(biri/bir şey hakkında) azarlanmak catch hell (for something) v.
(biri/bir şey hakkında) fırça yemek catch hell (for something) v.
birini biri/bir şey hakkında uyarmak caution someone about someone or something v.
(birini biri/bir şey) hakkında uyarmak caution (one) about (someone or something) v.
(birini biri/bir şey) hakkında uyarmak caution (one) against (someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında çene çalmak chatter about (someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında sohbet etmek chatter about (someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında konuşmak chatter about (someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında laflamak chatter about (someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında muhabbet etmek chatter about (someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında kıkırdamak chuckle over (someone or something) v.
(biri/bir şey) üzerine/hakkında yorum yapmak comment upon (someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında konuşmak comment upon (someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında fikrini söylemek comment upon (someone or something) v.
(biri/bir şey) üzerine/hakkında yorum yapmak comment on (someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında konuşmak comment on (someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında fikrini söylemek comment on (someone or something) v.
(biri/bir şey) üzerine/hakkında yorum yapmak comment about (someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında konuşmak comment about (someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında fikrini söylemek comment about (someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında şikayet etmek complain about (someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında dert yanmak complain about (someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında endişelenmek concern (oneself) about (someone or something) v.
(biriyle) biri/bir şey hakkında anlaşmak concur on someone or something (with someone) v.
(biriyle) biri/bir şey hakkında uyuşmak concur on someone or something (with someone) v.
(biriyle) biri/bir şey hakkında aynı fikirde olmak concur on someone or something (with someone) v.
(biriyle) biri/bir şey hakkında hemfikir olmak concur on someone or something (with someone) v.
(biriyle) biri/bir şey hakkında/üzerinde uzlaşmaya varmak concur on someone or something (with someone) v.
(biriyle) biri/bir şey hakkında mutabık olmak concur on someone or something (with someone) v.
(biriyle) biri/bir şey hakkında anlaşmak concur (on someone or something) with someone v.
(biriyle) biri/bir şey hakkında uyuşmak concur (on someone or something) with someone v.
(biriyle) biri/bir şey hakkında aynı fikirde olmak concur (on someone or something) with someone v.
(biriyle) biri/bir şey hakkında hemfikir olmak concur (on someone or something) with someone v.
(biriyle) biri/bir şey hakkında/üzerinde uzlaşmaya varmak concur (on someone or something) with someone v.
(biriyle) biri/bir şey hakkında mutabık olmak concur (on someone or something) with someone v.
(biriyle biri/bir şey) hakkında/üzerine görüşmek confer on (someone or something) with (one) v.
(biriyle biri/bir şey) hakkında/üzerine konuşmak confer on (someone or something) with (one) v.
(biriyle biri/bir şey) hakkında görüşmek confer with (one) about (someone or something) v.
(biriyle biri/bir şey) hakkında konuşmak confer with (one) about (someone or something) v.
(biriyle biri/bir şey) hakkında/üzerine görüşmek confer with (one) on (someone or something) v.
(biriyle biri/bir şey) hakkında/üzerine konuşmak confer with (one) on (someone or something) v.
(biri/bir şey hakkında) birine danışmak consult (with) someone (about someone or something) v.
biriyle (biri/bir şey) hakkında konuşmak converse with someone (about someone or something) v.
biriyle (biri/bir şey) hakkında sohbet etmek converse with someone (about someone or something) v.
biriyle (biri/bir şey) hakkında görüşmek converse with someone (about someone or something) v.
biriyle (biri/bir şey) hakkında konuşmak converse (with someone) about someone or something v.
biriyle (biri/bir şey) hakkında sohbet etmek converse (with someone) about someone or something v.
biriyle (biri/bir şey) hakkında görüşmek converse (with someone) about someone or something v.
(biriyle/bir şeyle biri/bir şey) hakkında konuşmak converse about (someone or something) with (someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle biri/bir şey) hakkında sohbet etmek converse about (someone or something) with (someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle biri/bir şey) hakkında görüşmek converse about (someone or something) with (someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle biri/bir şey) hakkında konuşmak converse with (someone or something) about (someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle biri/bir şey) hakkında sohbet etmek converse with (someone or something) about (someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle biri/bir şey) hakkında görüşmek converse with (someone or something) about (someone or something) v.
biriyle (biri/bir şey) hakkında yazışmak correspond with someone (about someone or something) v.
biriyle (biri/bir şey) hakkında mektuplaşmak correspond with someone (about someone or something) v.
biriyle (biri/bir şey) hakkında haberleşmek correspond with someone (about someone or something) v.
biriyle (biri/bir şey) hakkında yazışmak correspond (with someone) about someone or something v.
biriyle (biri/bir şey) hakkında mektuplaşmak correspond (with someone) about someone or something v.
biriyle (biri/bir şey) hakkında haberleşmek correspond (with someone) about someone or something v.
(biriyle biri/bir şey) hakkında yazışmak correspond with (one) about (someone or something) v.
(biriyle biri/bir şey) hakkında mektuplaşmak correspond with (one) about (someone or something) v.
(biriyle biri/bir şey) hakkında haberleşmek correspond with (one) about (someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında düşünmek deliberate about (someone or something) v.
(biri/bir şey) üzerinde/hakkında düşünüp taşınmak deliberate about (someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında/üzerinde düşünmek deliberate on (someone or something) v.
(biri/bir şey) üzerinde/hakkında düşünüp taşınmak deliberate on (someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında/üzerinde düşünmek deliberate over (someone or something) v.
(biri/bir şey) üzerinde/hakkında düşünüp taşınmak deliberate over (someone or something) v.
(biriyle biri/bir şey hakkında) aynı fikirde olmamak disagree (with someone) (about someone or something) v.
(biriyle biri/bir şey hakkında) hemfikir olmamak disagree (with someone) (about someone or something) v.
(biriyle biri/bir şey hakkında) karşıt görüşlere sahip olmak disagree (with someone) (about someone or something) v.
(biri/bir şey hakkında birine) katılmamak disagree (with someone) (about someone or something) v.
(biriyle biri/bir şey hakkında) aynı fikirde olmamak disagree (with someone) (on someone or something) v.
(biriyle biri/bir şey hakkında) hemfikir olmamak disagree (with someone) (on someone or something) v.
(biriyle biri/bir şey hakkında) karşıt görüşlere sahip olmak disagree (with someone) (on someone or something) v.
(biri/bir şey hakkında birine) katılmamak disagree (with someone) (on someone or something) v.
biriyle biri/bir şey hakkında görüşmek discuss someone or something with someone v.
biriyle biri/bir şey hakkında konuşmak discuss someone or something with someone v.
(biriyle biri/bir şey) hakkında görüşmek discuss (someone or something) with (one) v.
(biriyle biri/bir şey) hakkında konuşmak discuss (someone or something) with (one) v.
(biri/bir şey hakkında) homurdanmak drone on (about someone or something) v.
birini biri/bir şey hakkında utandırmak embarrass someone about someone or something v.
(birini biri/bir şey) hakkında aydınlatmak enlighten (someone) about (someone or something) v.
(birini biri/bir şey) hakkında bilgilendirmek enlighten (someone) about (someone or something) v.
(birini biri/bir şey) hakkında aydınlatmak enlighten (someone) on (someone or something) v.
(birini biri/bir şey) hakkında bilgilendirmek enlighten (someone) on (someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında soru sormak enquire about (someone or something) [uk] v.
(biri/bir şey) hakkında bilgi bulmaya çalışmak feel around (for someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında sürekli kavga etmek feud about (someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında sürekli tartışmak feud about (someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında sürekli kavga etmek feud over (someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında sürekli tartışmak feud over (someone or something) v.
(biriyle biri/bir şey) hakkında sürekli kavga etmek feud with (someone) about (someone or something) v.
(biriyle biri/bir şey) hakkında sürekli tartışmak feud with (someone) about (someone or something) v.
(biriyle biri/bir şey) hakkında sürekli kavga etmek feud with (someone) over (someone or something) v.
(biriyle biri/bir şey) hakkında sürekli tartışmak feud with (someone) over (someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında (birine) şikayet etmek give out (to one) about (someone or something) [ireland] v.
(biri/bir şey) hakkında (birine) yakınmak give out (to one) about (someone or something) [ireland] v.
(biri/bir şey) hakkında (birine) söylenmek give out (to one) about (someone or something) [ireland] v.
(biri/bir şey) hakkında (birini) azarlamak give out (to one) about (someone or something) [ireland] v.
(biri/bir şey) hakkında (birini) paylamak give out (to one) about (someone or something) [ireland] v.
(biri/bir şey) hakkında konuşmak gossip about (someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında dedikodu yapmak gossip about (someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında sızlanmak gripe about (someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında söylenmek gripe about (someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında sürekli yakınmak gripe about (someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında (birine/bir şeye) sızlanmak gripe about (someone or something) to (someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında (birine/bir şeye) söylenmek gripe about (someone or something) to (someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında (birine/bir şeye) sürekli yakınmak gripe about (someone or something) to (someone or something) v.
(birine/bir şeye biri/bir şey) hakkında sızlanmak gripe to (someone or something) about (someone or something) v.
(birine/bir şeye biri/bir şey) hakkında söylenmek gripe to (someone or something) about (someone or something) v.
(birine/bir şeye biri/bir şey) hakkında sürekli yakınmak gripe to (someone or something) about (someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında şikayet etmek grouse about (someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında şikayet edip durmak grouse about (someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında söylenmek/söylenip durmak grouse about (someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında sızlanmak/yakınmak grouse about (someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında şikayet etmek grumble about (someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında şikayet edip durmak grumble about (someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında söylenmek/söylenip durmak grumble about (someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında sızlanmak/yakınmak grumble about (someone or something) v.
biri/bir şey hakkında söylenip durmak harp on someone or something v.
(birine biri/bir şey hakkında) söylenip durmak harp on (one) (about something) v.
(biri/bir şey) hakkında söylenip durmak harp on about (someone or something) v.
biri/bir şey hakkında haber almak hear about someone or something v.
(biri/bir şey hakkında nutuk atmak hold forth (on someone or something) v.
(biri/bir şey hakkında) nutuk çekmek hold forth (on someone or something) v.
(biri/bir şey hakkında) uzun uzadıya konuşmak hold forth (on someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında soru sormak inquire about (someone or something) [us] v.
(biri/bir şey) hakkında bilgi almak istemek inquire about (someone or something) [us] v.
(biri/bir şey) hakkında soru sormak inquire of (someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında hızlı hızlı konuşmak jabber about (someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında bıdı bıdı konuşmak jabber about (someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında anlaşılmaz şekilde konuşmak jabber about (someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında geyik yapmak jabber about (someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında çene çalmak/gevezelik etmek jabber about (someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında muhabbet etmek jabber about (someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında çene çalmak jaw about (someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında boş boş konuşmak jaw about (someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında konuşup durmak jaw about (someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında şaka yapmak jest about (someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında şaka yapmak jest at (someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında güncel kalmak keep up with (someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında bilgilenmek learn about (someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında bir şey öğrenmek learn about (someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında bir bilgiyi açığa çıkarmak learn about (someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında (bir şey) düşünmek make (something) (out) of (someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında homurdanmak moan about (someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında ahlaki yargılarda bulunmak moralize about (someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında homurdanmak mutter about (someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında söylenmek mutter about (someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında mızmızlanmak niggle about (someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında mır mır söylenmek niggle about (someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında dudak sarkıtmak pout about (someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında laklak etmek prattle about (someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında gevezelik etmek prattle about (someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında saçma sapan konuşmak prattle about (someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında saçmalamak prattle about (someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında laklak etmek prattle away (about someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında gevezelik etmek prattle away (about someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında saçma sapan konuşmak prattle away (about someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında saçmalamak prattle away (about someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında bir şeyler okumak read about (someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında okumak read of (someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında okuyarak bilgi edinmek read of (someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında okumak read up on (someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında okuyarak bilgi edinmek read up on (someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında araştırma yapmak read up on (someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında okuyup inceleyerek öğrenmek read up on (someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında kitaplardan bilgi edinmek read up on (someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında yorumda bulunmak remark on (someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında görüş belirtmek remark on (someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında rapor hazırlamak/sunmak report about (someone or something) v.
(biri/bir şey) üzerine/hakkında rapor hazırlamak report on (someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında (bir şey) söylemek say (something) about (someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında bir yorum yapmak say (something) about (someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında (bir şeyi) anlatmak/ortaya koymak say (something) about (someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında (bir şeyi) göstermek say (something) about (someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında bir eleştiride bulunmak say (something) against (someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında bir hikaye anlatmak sing of (someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında etraftan bilgi toplamak sniff about (something or some place) v.
(biri/bir şey) hakkında konuşmak speak about (someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında olumsuz bir görüntü çizmek speak against (someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında tahminlerde bulunmak speculate about (someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında varsayımda bulunmak speculate about (someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında yorum yapmak speculate about (someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında casusluk yapmak spy on (someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında konuşmak/dedikodu yapmak/tartışmak talk of (someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında konuşma/dedikodu/spekülasyon/tartışma talk of (someone or something) v.
(biriyle biri/bir şey) hakkında dalga geçmek taunt (one) about (someone or something) v.
(birini biri/bir şey) hakkında alaya/tiye almak taunt (one) about (someone or something) v.
(biriyle biri/bir şey) hakkında dalga geçmek tease (one) about (someone or something) v.
(birine biri/bir şey) hakkında bir gösterge olmak tell (one) about (someone or something) v.
(birine biri/bir şey) hakkında bir şey söylemek/göstermek tell (one) about (someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında uzun uzun düşünmek think about (someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında uyarmak warn about (someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında mızmızlanmak whine about (someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında huysuzlanmak whine about (someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında sızlanmak whine about (someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında mızmızlanmak whinge about (someone or something) [uk] v.
(biri/bir şey) hakkında huysuzlanmak whinge about (someone or something) [uk] v.
(biri/bir şey) hakkında sızlanmak whinge about (someone or something) [uk] v.
(biri/bir şey) hakkında yazmak write about (someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında yazmak write of (someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında yazmak write on (someone or something) v.
Phrases
biri/bir şey hakkında as regards somebody/something expr.
(biri/bir şey) hakkında (biriyle/bir şeyle) mutabık in accord with (someone or something) about (someone or something) expr.
(biri/bir şey) hakkında (biriyle/bir şeyle) uyuşan in accord with (someone or something) about (someone or something) expr.
biri/bir şey hakkında in regard to somebody/something expr.
biri/bir şey hakkında with regard to somebody/something expr.
Colloquial
internet ortamında biri/bir şey hakkında ismini kullanmadan veya o kişiye/şeye takma bir isim vererek konuşma voldemorting n.
(biri/bir şey) hakkında hiçbir bilgi olmamak not have anything on (someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında hiçbir bilgi içermemek not have anything on (someone or something) v.
(biri, bir şey ya da kendi) hakkında olmak be all about (someone, something, or oneself) v.
(biri/bir şey) hakkında bilgisi olmak get wise (to someone or something) v.
biri/bir şey hakkında verip veriştiren off on someone or something adj.
biri/bir şey hakkında atıp tutan off on someone or something adj.
(biri bir şey hakkında) bütün gün konuşabilir (one) could go (on) all day (about something) expr.
(biri bir şey hakkında) uzun uzadıya konuşabilir (one) could go (on) all day (about something) expr.
(biri bir şey hakkında) durmadan konuşabilir (one) could go (on) all day (about something) expr.
(biri bir şey hakkında) sonsuza kadar konuşabilir (one) could go (on) all day (about something) expr.
biri/bir şey hakkında tuhaf bir şey something about someone or something expr.
biri/bir şey hakkında ilginç bir şey something about someone or something expr.
biri/bir şey hakkında merak uyandıran bir şey something about someone or something expr.
biri/bir şey hakkında as for someone or something expr.
biri/bir şey hakkında as to someone or something expr.
biri/bir şey hakkında as for somebody/something expr.
(biri/bir şey) hakkında istediğini söyle say what you like (about someone or something) expr.
(biri/bir şey) hakkında ne dersen de/ne düşünürsen düşün say what you like (about someone or something) expr.
Idioms
(biri/bir şey) hakkında bir his a feeling about (someone or something) n.
(biri/bir şey) hakkında bir önsezi a feeling about (someone or something) n.
(biri/bir şey) hakkında bir sezgi a feeling about (someone or something) n.
(biri/bir şey) hakkında yapılan ağır ve haksız eleştiri a hatchet job (on somebody/something) n.
(biri/bir şey hakkında) ayaklı kütüphane a mine of information (on somebody/something) n.
(biri/bir şey hakkında) ayaklı kütüphane a mine of information (about somebody/something) n.
(biri/bir şey) hakkında pek bir şey bilmeme a nodding acquaintance with (someone or something) n.
(biri/bir şey) hakkında pek bir şey bilmeme a passing acquaintance with (someone or something) n.
biri/bir şey hakkında akıllardaki şüphe a question mark hangs over somebody/something n.
biri/bir şey hakkında soru işareti a question mark hangs over somebody/something n.
biri/bir şey hakkında bir şüphe/kuşku a question mark hangs over somebody/something n.
biri/bir şey hakkında akıllardaki şüphe a question mark hanging over somebody/something n.
biri/bir şey hakkında soru işareti a question mark hanging over somebody/something n.
biri/bir şey hakkında bir şüphe/kuşku a question mark hanging over somebody/something n.
biri/bir şey hakkında akıllardaki şüphe a question mark over somebody/something n.
biri/bir şey hakkında soru işareti a question mark over somebody/something n.
biri/bir şey hakkında bir şüphe/kuşku a question mark over somebody/something n.
(biri/bir şey) hakkında bir iki şey thing or two (about someone or something) n.
(biri/bir şey) hakkında birkaç ufak bilgi thing or two (about someone or something) n.
(biri/bir şey) hakkında birkaç ufak tavsiye/görüş/eleştiri thing or two (about someone or something) n.
(biri/bir şey hakkında) bazı gerçekleri öğrenmek find out a thing or two (about someone or something) v.
(biri/bir şey hakkında) bazı bilgiler öğrenmek find out a thing or two (about someone or something) v.
(biri/bir şey hakkında) birkaç bilgi edinmek find out a thing or two (about someone or something) v.
(biri/bir şey hakkında) biraz bilgi edinmek find out a thing or two (about someone or something) v.
(biri/bir şey hakkında) birkaç bilgi toplamak find out a thing or two (about someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında çok iyi düşüncelere sahip olmak think greatly of (someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında çok iyi görüşleri olmak think greatly of (someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında iyi şeyler düşünmek think greatly of (someone or something) v.
biri/bir şey hakkında küçümseyici sözler söylemek heap scorn on somebody/something v.
biri/bir şey hakkında aşağılayıcı şekilde konuşmak heap scorn on somebody/something v.
biri/bir şey hakkında tepeden bakarak konuşmak heap scorn on somebody/something v.
biri/bir şey hakkında saygısızca konuşmak heap scorn on somebody/something v.
biri/bir şey hakkında olumsuz veya kötü konuşmak heap scorn on somebody/something v.
biri/bir şey hakkında küçümseyici sözler söylemek pour scorn on somebody/something v.
biri/bir şey hakkında aşağılayıcı şekilde konuşmak pour scorn on somebody/something v.
biri/bir şey hakkında tepeden bakarak konuşmak pour scorn on somebody/something v.
biri/bir şey hakkında saygısızca konuşmak pour scorn on somebody/something v.
biri/bir şey hakkında olumsuz veya kötü konuşmak pour scorn on somebody/something v.
biri/bir şey hakkında kırıcı bir şey söylemek take a poke at somebody/something [old-fashioned] [us] v.
(biri/bir şey) hakkında olumsuz düşüncelere sahip olmak think poorly of (someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında kötü düşüncelere sahip olmak think poorly of (someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında aynı şeyleri tekrarlayıp durmak keep harping on about (someone or something) v.
sürekli (biri/bir şey) hakkında dert yanmak keep harping on about (someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında olumsuz/kötü konuşmak put the mouth on (someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında atıp tutmak put the mouth on (someone or something) v.
(biri/bir şey hakkında) hevesli olmak be in raptures (about/over somebody/something) v.
(biri/bir şey hakkında) hevesli olmak go into raptures (about/over somebody/something) v.
(biri/bir şey) hakkında çok heyecanlı olmak be keen about (someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında çok heyecanlı olmak be keen on (someone or something) v.
(biri/bir şey hakkında) hemfikir olmak be of one/the same mind (about/on somebody/something) v.
(biri/bir şey hakkında) aynı düşüncede olmak be of one/the same mind (about/on somebody/something) v.
(biri/bir şey hakkında) aynı görüşte olmak be of one/the same mind (about/on somebody/something) v.
(biri/bir şey) hakkında bilgisi olmak be wise to (someone or something) v.
(biri/bir şey hakkında) çok endişeli olmak be worried sick (about someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında bilgisi olmak be/get wise to somebody/something v.
biri/bir şey hakkında endişelenmek bother one's (pretty little) head about someone or something v.
(birine biri/bir şey hakkında) tek bir söz söylememek (not) breathe a word (about/of something) (to somebody) v.
(birine biri/bir şey hakkında) ser verip sır vermemek (not) breathe a word (about/of something) (to somebody) v.
(birine biri/bir şey hakkında) tek kelime etmemek (not) breathe a word (about/of something) (to somebody) v.
birini (biri/bir şey hakkında/konusunda) güncellemek bring someone up-to-date (on someone or something) v.
birine (biri/bir şey hakkında/konusunda) son gelişmeleri anlatmak/bildirmek/aktarmak bring someone up-to-date (on someone or something) v.
biri/bir şey hakkında suçlamada bulunmak bring a charge against someone or something v.
biri/bir şey hakkında suç duyurusunda bulunmak bring a charge against someone or something v.
biri/bir şey hakkında yasal işlem başlatmak bring a charge against someone or something v.
(biri/bir şey) hakkında kuşku yaratmak/uyandırmak call (someone or something) into question v.
(biri/bir şey) hakkında hiçbir şey içermemek carry nothing about (someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında olumsuz konuşmak cast aspersions on (someone or something) v.
(biri/bir şey yüzünden/hakkında) saç saça baş başa gelmek come to blows (over someone or something) v.
(biri/bir şey hakkında) kavga başlamak come to blows (over someone or something) v.
(biri/bir şey hakkında) çatışma patlak vermek come to blows (over someone or something) v.
(biri/bir şey yüzünden/hakkında) saç saça baş başa gelmek come to blows (about someone or something) v.
(biri/bir şey hakkında) kavga başlamak come to blows (about someone or something) v.
(biri/bir şey hakkında) çatışma patlak vermek come to blows (about someone or something) v.
(biri/bir şey hakkında) güllük gülistanlık bir tablo çizmek paint a rosy picture (of somebody/something) v.
(biri/bir şey hakkında) bir fikir sahibi olmak form an opinion (about someone or something) v.
(biri/bir şey hakkında) bir kanaat oluşturmak form an opinion (about someone or something) v.
(biri/bir şey hakkında) bir yargıya varmak form an opinion (about someone or something) v.
(biri/bir şey hakkında) pot kırmak blow the gaff (on somebody/something) [uk] v.
(biri/bir şey hakkında) gaf yapmak blow the gaff (on somebody/something) [uk] v.
(biri/bir şey hakkında) telaşlanmak get (oneself) into a stew (over someone or something) v.
(biri/bir şey hakkında) telaşa kapılmak get (oneself) into a stew (over someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında bir tartışmaya girmek get into an argument about (someone or something) v.
(biriyle biri/bir şey hakkında) bir tartışmaya girmek get into an argument about (someone or something) with (someone) v.
(biri/bir şey) hakkında bir tartışmaya girmek get into an argument over (someone or something) v.
(biriyle biri/bir şey hakkında) bir tartışmaya girmek get into an argument over (someone or something) with (someone) v.
(biriyle biri/bir şey hakkında) bir tartışmaya girmek get into an argument with (one) over (someone or something) v.
(biriyle biri/bir şey hakkında) bir tartışmaya girmek get into an argument with (someone) about (someone or something) v.
(biri/bir şey hakkında) derinlemesine bilgi sahibi olmak get the lowdown (on someone or something) v.
(biri/bir şey hakkında) kapsamlı ayrıntılar almak veya bulmak get the lowdown (on someone or something) v.
(biri/bir şey hakkında) yanlış bir fikre/izlenime kapılmak get the wrong idea (about someone or something) v.
birine (biri/bir şey hakkında) bilgi vermek give somebody the low-down (on somebody/something) v.
birinden (biri/bir şey hakkında) bilgi almak get the low-down (on somebody/something) v.
(biri/bir şey hakkında) olumlu düşünmek give (someone or something) the benefit of the doubt v.
(biri/bir şey hakkında) kötü düşünmemek give (someone or something) the benefit of the doubt v.
(biri/bir şey) hakkında nötr olmak give (someone or something) the benefit of the doubt v.
(birine biri/bir şey) konusunda/hakkında hesap vermek give an account (of someone or something) (to someone) v.
(birine biri/bir şey) konusunda/hakkında açıklama yapmak give an account (of someone or something) (to someone) v.
(birine biri/bir şey) konusunda/hakkında bilgi vermek give an account (of someone or something) (to someone) v.
(birine biri/bir şey) konusunda/hakkında hesap vermek give someone an account of someone or something v.
(birine biri/bir şey) konusunda/hakkında açıklama yapmak give someone an account of someone or something v.
(birine biri/bir şey) konusunda/hakkında bilgi vermek give someone an account of someone or something v.
(biri/bir şey) konusunda/hakkında hesap vermek give an account of (someone or something) v.
(biri/bir şey) konusunda/hakkında açıklama yapmak give an account of (someone or something) v.
(biri/bir şey) konusunda/hakkında bilgi vermek give an account of (someone or something) v.
birine (biri/bir şey hakkında) bütün gerçekleri söylemek give somebody the low-down (on somebody/something) v.
birine (biri/bir şey hakkında) önemli unsurları söylemek give somebody the low-down (on somebody/something) v.
(biri/bir şey hakkında) bütün gerçekleri öğrenmek get the low-down (on somebody/something) v.
(biri/bir şey hakkında) önemli unsurları öğrenmek get the low-down (on somebody/something) v.
(biri/bir şey hakkında) ciddi itirazda bulunmak/itirazı olmak have a beef with (someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında vicdanı rahat olmak have a clean conscience about (someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında içi rahat olmak have a clean conscience about (someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında alnı açık olmak have a clean conscience about (someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında iyi bir izlenime sahip olmak have a good opinion of (someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında iyi bir fikre sahip olmak have a good opinion of (someone or something) v.
(biri/bir şey hakkında) içinde bir his olmak have a hunch (about someone or something) v.
(biri/bir şey hakkında) içine bir şey doğmak have a hunch (about someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında bilgi edinmek have a line on (someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında bilgi almak have a line on (someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında gerekli bilgilere ulaşmak have a line on (someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında gerekli bilgiye ulaşmak have a line on (someone or something) v.
biri/bir şey hakkında biraz bilgi sahibi olmak have a nodding acquaintance with someone or something v.
(biri/bir şey hakkında/üzerine) ilk söz söyleme/kullanma hakkına sahip olmak have first call (on somebody/something) v.
(biri/bir şey hakkında) karışık duygular içinde olmak have mixed feelings (about somebody/something) v.
(biri/bir şey) hakkında diyecek lafı/sözü olmamak have no words for (someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında şüpheye düşmek have second thoughts about (someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında tereddütte olmak have second thoughts about (someone or something) v.
biri/bir şey hakkında tepeden bakarak konuşmak heap scorn on somebody/something v.
biri/bir şey hakkında aşağılayıcı şekilde konuşmak heap scorn on somebody/something v.
biri/bir şey hakkında küçümseyici sözler söylemek heap scorn on somebody/something v.
biri/bir şey hakkında olumsuz veya kötü konuşmak heap scorn on somebody/something v.
biri/bir şey hakkında saygısızca konuşmak heap scorn on somebody/something v.
biri/bir şey hakkında tepeden bakarak konuşmak pour scorn on somebody/something v.
biri/bir şey hakkında aşağılayıcı şekilde konuşmak pour scorn on somebody/something v.
biri/bir şey hakkında küçümseyici sözler söylemek pour scorn on somebody/something v.
biri/bir şey hakkında olumsuz veya kötü konuşmak pour scorn on somebody/something v.
biri/bir şey hakkında saygısızca konuşmak pour scorn on somebody/something v.
(biri/bir şey hakkında) gözlerini dört açmak keep a weather eye on (someone or something) [uk/australia] v.
(biri/bir şey hakkında) tetikte olmak keep a weather eye on (someone or something) [uk/australia] v.
(biri/bir şey) hakkında her şeyi/neredeyse her şeyi bilmek know (someone or something) inside out v.
(biri/bir şey) hakkında her şeyi/neredeyse her şeyi sular seller gibi bilmek know (someone or something) inside out v.
(biri/bir şey) hakkında yaygara koparmak make a fuss about (someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında karışıklık çıkarmak make a fuss about (someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında mesele çıkarmak make a fuss about (someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında kıyameti koparmak make a fuss about (someone or something) v.
biri/bir şey hakkında olay çıkarmak/yaratmak make a stink about someone/something v.
(biri/bir şey) hakkında hiç iyi bir söz söylememek never have a good word to say about (someone of something) v.
(biri/bir şey) hakkında hiç güzel bir şey söylememek never have a good word to say about (someone of something) v.
(biri/bir şey) hakkında söyleyecek iyi bir şeyi olmamak never have a good word to say about (someone of something) v.
(biri/bir şey) hakkında hiç iyi bir söz söylememek never have a good word to say for (someone of something) v.
(biri/bir şey) hakkında hiç güzel bir şey söylememek never have a good word to say for (someone of something) v.
(biri/bir şey) hakkında söyleyecek iyi bir şeyi olmamak never have a good word to say for (someone of something) v.
(biri/bir şey) hakkında hiç iyi bir söz söylememek not have a good word to say about (someone of something) v.
(biri/bir şey) hakkında hiç güzel bir şey söylememek not have a good word to say about (someone of something) v.
(biri/bir şey) hakkında söyleyecek iyi bir şeyi olmamak not have a good word to say about (someone of something) v.
(biri/bir şey) hakkında hiç iyi bir söz söylememek not have a good word to say for (someone of something) v.
(biri/bir şey) hakkında hiç güzel bir şey söylememek not have a good word to say for (someone of something) v.
(biri/bir şey) hakkında söyleyecek iyi bir şeyi olmamak not have a good word to say for (someone of something) v.
(biri/bir şey) hakkında hiçbir şey bilmemek not know the first thing about (someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında hiçbir fikri olmamak not know the first thing about (someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında olumsuz düşünceleri olmak not think much of (someone or something) v.
(biri/bir şey üzerinde/hakkında) hızlıca hüküm vermek pass judgment (on someone or something) v.
(biri/bir şey hakkında) hemen yargıya varmak pass judgment (on someone or something) v.
(biri/bir şey hakkında) hüküm vermek pass sentence (on someone or something) v.
(biri/bir şey üzerinde/hakkında) hızlıca hüküm vermek pass sentence (on someone or something) v.
(biri/bir şey hakkında) hemen yargıya varmak pass sentence (on someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında kılı kırk yarmak pick (someone or something) to pieces v.
biri/bir şey hakkında güzel/olumlu şeyler söylemek put in a good word for someone/something v.
biri/bir şey hakkında iyi konuşmak put in a good word for someone/something v.
(biri/bir şey hakkında) olay çıkarmak/yaratmak raise a stink (about someone/something) v.
(biri/bir şey) hakkında kötü konuşmak speak ill of (someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında ileri geri konuşmak speak ill of (someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında yasal takip başlatmak take action against (someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında fikir edinmek take the measure of (someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında iyi/olumlu düşünmek think a great deal of (someone or something) v.