açan - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

açan



Sens de "açan" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 5 résultat(s)

Turc Anglais
General
açan evolver n.
açan tensor n.
Computer
açan opened by expr.
Anatomy
açan extensor n.
Biology
açan tensor n.

Sens de "açan" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 500 résultat(s)

Turc Anglais
General
kapıyı zorla açan effractor n.
sergi açan exhibitor n.
açan kimse opener n.
çığır açan kimse pathfinder n.
bütün kapıları açan anahtar passkey n.
paraşütü açan ip rip cord n.
kendisi hastalığa yakalanmaksızın o hastalığa yol açan mikrobu taşıyan carrier n.
gök gürlemesi ve şimşeklere yol açan büyük kümülüs bulutu thundercloud n.
sürekli titremeye yol açan hastalık palsy n.
kredi açan (kişi/kurum) creditor n.
şikayete yol açan durum grievance n.
sona yol açan ender n.
çevre kirliliğine yol açan madde pollutant n.
çığır açan pioneer n.
bir şeye doğrudan yol açan neden immediate cause n.
zorla açan kimse buster n.
tarihte işitme engelliler için ilk ücretsiz okulu açan abd'li eğitimci gallaudet n.
delikler açan piercer n.
ilerledikçe kendi yolunu açan taşıt track-laying n.
(hayatta) yeni bir çığır açan deneyim a life changing experience n.
çığır açan buluş breakthrough n.
çığır açan kitap groundbreaking book n.
çığır açan kitap landmark book n.
hendek açan kimse ditcher n.
soğuk kış aylarında açan güneşin sıcaklığı apricity n.
kullanıma açan kimse reestablisher n.
çığır açan kimse trailblazer n.
çığır açan kimse trailbreaker n.
açan kimse undoer n.
açan kimse unfastener n.
açan kimse untier n.
(bir şeyi) açan kimse unfastener n.
(sarılı bir şeyi) açan kimse unfastener n.
düğüm açan kimse unfastener n.
(bir şeyi) açan kimse undoer n.
(sarılı bir şeyi) açan kimse undoer n.
düğüm açan kimse undoer n.
(bir şeyi) açan kimse untier n.
(sarılı bir şeyi) açan kimse untier n.
düğüm açan kimse untier n.
(katlanmış bir şeyi) açan şey unfolder n.
(katlanmış bir şeyi) açan kimse unfolder n.
yedek paraşütü açan mekanizma skyhook n.
düğüm açan kimse unraveler n.
düğüm açan kimse unraveller n.
düğüm açan kimse disentangler n.
(bir şeyi) açan kimse untier n.
savaş açan levier n.
vücudun önemli bir uzvunun kaybına veya kullanılmaz hale gelmesine yol açan sakatlanma maim n.
endişeye yol açan kimse hagrider n.
aşırı duygusallığa yol açan sarhoşluk maudlinism n.
larva evrelerinde yaprakların özek dokusunda tüneller açan böcek miner n.
(bir şeyi) açan kimse broacher n.
gözyaşı katmanı gibi netliğin kaybolmasına yol açan şey mist n.
tekrar açan şey reopener n.
işbirliği yolunu açan kimse lubricant n.
yiv açan kimse rifler n.
yiv açan şey rifler n.
yiv açan kimse rifler n.
yiv açan şey rifler n.
çığır açan şey groundbreaker n.
rezilliğe yol açan şey opprobrium n.
oyuk açan kimse rutter n.
hakir görmeye yol açan şey disdain [obsolete] n.
iltihaba yol açan madde inflammatory n.
endişeye yol açan şey fashery [scotland] n.
erken çiçek açan bir tür bitki pepper-and-salt n.
iştah açan flavorsomeness n.
iştah açan flavoursomeness n.
biri için yolu açan kimse outrider n.
meyvenin içinin boşalmasına yol açan bir domates hastalığı puff n.
meyvenin içinin boşalmasına yol açan bir domates hastalığı puffing n.
(cildin daha koyu görünmesine yol açan) yeni uzayan sakal shadow n.
sirk ve karnavallarda çığırtkandan sonra bilet satışını açan kimse shill n.
sergi açan kimse shower n.
kayıp veya hayal kırıklığı ile başa çıkmak için alınan ve genellikle kişinin bir durumu inkar etmesine yol açan mecazi bir afyon copium n.
bacaklarını açan kimse sprawler n.
kollarını açan kimse sprawler n.
ev açan kimse succorer [us] n.
ev açan kimse succourer [uk] n.
çiçek açan flowering adj.
yeni ufuklar açan (fikir) seminal adj.
tartışmaya yol açan controversial adj.
çığır açan (olay vb) groundbreaking adj.
akşam açan vespertine adj.
kargaşaya yol açan disruptive adj.
yol açan leading adj.
tahribata yol açan devastative adj.
çığır açan epochal adj.
katarsise yol açan cathartic adj.
çiçek açan efflorescent adj.
çiçek açan blooming adj.
kelebek şeklinde çiçek açan papilionaceous adj.
kansere yol açan carcinogenic adj.
rengini açan decolorizing adj.
rengini açan decolourising adj.
rengini açan decolourizing adj.
rengini açan decolorising adj.
çığır açan epoch making adj.
yangına yol açan incendiary adj.
çığır açan epoch-making adj.
çığır açan leading-edge adj.
çığır açan path-breaking adj.
çığır açan ground-breaking adj.
çığır açan pathbreaking adj.
çığır açan trailblazing adj.
çığır açan groundbreaking adj.
erken çiçek açan early-flowering adj.
renk açan decolorant adj.
rengini açan decolorant adj.
yol açan conducive adj.
hastalığa yol açan pathogenic adj.
renk açan decolourant adj.
rengini açan decolourant adj.
bırakmaya yol açan abdicative adj.
paniğe yol açan affrightful [obsolete] adj.
karmaşık sonuç veya akıbetlere yol açan ramified adj.
oksijensizlikten boğulmaya yol açan asphyxiant adj.
iştah açan yummy adj.
rasta açan undreading adj.
tuhaf davranmaya yol açan unease adj.
doğal davranmamaya yol açan unease adj.
sene boyunca çiçek açan everblooming adj.
çığır açan epoch-making adj.
çiçek açan vernant [obsolete] adj.
hasara yol açan hard adj.
çığır açan breakthrough adj.
tiksintiye yol açan horror adj.
vücutta ısınmaya yol açan hot adj.
tiksintiye yol açan revulsive adj.
ani değişikliğe yol açan revulsive adj.
iştah açan lickerish [obsolete] adj.
mitlerin oluşumuna yol açan mythopoeic adj.
mitlerin oluşumuna yol açan mythopeic adj.
sansüre yol açan deplorable adj.
değerin düşmesine yol açan depreciating adj.
değerinin düşmesine yol açan depreciative adj.
yoksunluğa yol açan deprivative adj.
rotasyona yol açan rotative adj.
fiziksel veya mali çöküşe yol açan ruinous adj.
pasa yol açan rustful adj.
memnuniyetsizliğe yol açan disenchanting adj.
felakete yol açan dismal [obsolete] adj.
ağrıya yol açan doloriferous [obsolete] adj.
kitlesel yıkıma yol açan doomsday adj.
can sıkıntısına yol açan dryasdust adj.
paralelizme yol açan parallelistic adj.
depresyona yol açan feel-bad adj.
deliliğe yol açan insane [obsolete] adj.
yol açan inservient [obsolete] adj.
öncesinde yol açan predisponent adj.
sarsıntıya yol açan shaky adj.
yağmura yol açan showery adj.
delik açan snell adj.
uyku açan somnifugous adj.
açlığa yol açan starvation adj.
iç açan succulent adj.
çığır açan bir şekilde epochally adv.
-e yol açan leading to prep.
kapısını açan to prep.
yol açan anlamına gelen son ek -ible suf.
Colloquial
probleme yol açan hata bad n.
topun sert şekilde panyaya veya çembere çarpıp uzağa sekmesine yol açan dengesiz şut brick n.
peçesini açan kimse unveiler n.
(bir şeyi) açan kimse unveiler n.
her kapıyı açan yetenek door opener n.
dert açan unlucky [dialect] adj.
endişeye yol açan hairy adj.
tartışmaya yol açan hot adj.
dedikodulara yol açan buzzy adj.
düşmanın fark etmesine yol açan (şey) a dead giveaway expr.
Idioms
çığır açan game changer n.
istenmeyen sonuçlara yol açan önemsiz karar/eylem a camel's nose (under the tent) n.
büyük felakete yol açan küçük sorun/hata a rift in the lute n.
felakete yol açan zararsız eylem/karar a camel's nose (under the tent) n.
her kapıyı açan (sihirli) bir anahtar an open sesame n.
kavgaya yol açan davranış the apple of discord n.
baharın başında açan çiçekler the darling buds of may n.
insan yaşamını ileri götüreceği düşünülen fakat genellikle yeni problemlere yol açan değişen/yeni dünya/toplum düzeni a brave new world n.
kendine ev sahipliği yapan/evini açan kişiye yazılan teşekkür notu/mektubu a bread-and-butter letter n.
gücü/nüfuzu/parası sayesinde kapalı kapıları açan kimse a mover and a shaker n.
kapalı kapıları açan kimse a mover and a shaker n.
gözü gönlü açan kimse/şey olmak be a sight for sore eyes v.
yüzünde güller açan in clover adj.
Trade/Economic
açan banka tarafından her an iptal edilebilen akreditif revocable letter of credit n.
akreditif açan banka issuing bank n.
akreditifi açan banka issuing bank n.
akreditifi açan banka opening bank n.
bankalardan mevduat kabul eden ve onlara kredi açan banka banker's bank n.
bir akreditif mektubu ile talep edilen krediyi açan ve bu krediyi veren banka opening bank n.
hesap açan taraf account party n.
içinde bulunduğu ülkenin ulusal parası dışındaki paralardan mevduat kabul eden ve kredi açan banka eurobank n.
kredi açan kimse creditor n.
kredi açan lender n.
kredi açan kuruluş creditor n.
krediyi açan banka opening bank n.
şirket hissedarlarının daha az vergilendirmeye yol açan işlemlerle ticari kazanç sağlamaları bailouts n.
zarara yol açan mal loss maker n.
(belirli ürün ve hizmetlerde rekabet yarışına yol açan) harcanabilir para artışı demand-pull n.
tüketici fiyatlarında talep seviyesinden bağımsız olarak yükselmeye yol açan üretim maliyeti artışı cost-push n.
ekonomik durgunluğa yol açan recessionary adj.
ekonomik krize yol açan depressant adj.
ekonomik buhrana yol açan depressant adj.
uzun vadede ticari kayba yol açan long-term adj.
enflasyona yol açan inflation adj.
Law
bir suçlunun aleyhinde dava açan kişiye verilen sertifika tyburn ticket n.
iftira davası açan libelant n.
iftira davası açan kimse libellant n.
kar etme veya taciz amacıyla mükerrer davalar açan kimse common barrator n.
(eskiden) bir yasayı test etmek için yalancı dava açan kimse doe n.
kapalı toplantıları yasaklayarak kamuya açan yasal düzenleme sunshine law n.
kapıyı açan kişiyi itip zorla içeri girerek işlenen (suç) push-in adj.
Politics
ihtilafa yol açan konu wedge issue n.
çığır açan anlaşma a landmark agreement n.
hoşnutsuzluğa yol açan davranış dissatisfactory act n.
ihale açan/veren kurum contracting authority n.
sık sık haksız davalar açan ve kavga gürültü çıkaran kişi embraceor n.
sık sık haksız davalar açan ve kavga gürültü çıkaran kişi embracer n.
sürgüne yol açan şey deporter n.
Industry
elektrik ve telefon hatları için çukur açan ve direk diken işçi groundman n.
düğme deliği açan kimse buttonholer n.
düğme deliği açan dikiş makinesi parçası buttonholer n.
korkuluk, masa ayakları gibi mobilya kısımlarına spiral oluklar açan bir makine fluting lathe n.
Technical
bilişselliğin önünü açan neden theoretical reason n.
vida dişi açan makine thread generator n.
vida dişi açan makine threading lathe n.
vida dişi açan makine threading machine n.
kilidi döndürme hareketinden ziyade içe doğru ittirme ile açan anahtar thrust key n.
kilidi döndürme hareketinden ziyade içe doğru ittirme ile açan anahtar push key n.
çekirdekteki yakıtın erimesine yol açan kaza core melt accident n.
deliğini ve vida dişini kendisi açan vida self-drilling tapping screw n.
doğuma yol açan inductive n.
kendinden diş açan vida self tapping screw n.
patlatma deliği açan uç blast hole drill n.
yangına yol açan boşalma incendiary discharge n.
vida dişi açan alet hobber n.
dinamitleme öncesi kömür arınına kanal açan makinenin operatörü shearer n.
mütasyona yol açan mutagenic adj.
yenime yol açan corrosive adj.
vida açan screw-cutting adj.
diş açan screw-cutting adj.
kılavuz açan screw-cutting adj.
Computer
oturum açan logon name n.
üst üste binen çok sayıda ileti kutusu veya pencere açan yazılım parçası lasagna syndrome n.
(programlamada) bir sonraki yinelemeyi başlatıp devamındaki komutları atlamaya yol açan bir döngüye sebep olan komut continue n.
belirli bir alandan fare ile geçildiğinde sayfa görünümünü değiştiren veya açılır pencere açan bir web sitesi özelliği rollover n.
yenime yol açan corrosive adj.
dijital dosyaları bir kısım verinin kaybına yol açan sıkıştırma formatına ait veya ilişkin lossy adj.
açan kişi open by expr.
oturum açan kullanıcı logged on user expr.
Electric
akım belirli bir değerin altına düşünce devreyi açan bir anahtara sahip motor yol verici underload starter n.
akım belirli bir değerin altına düşünce devreyi açan bir anahtara sahip demaraj reostası underload starter n.
akım belirli bir değerin altına düşünce devreyi açan anahtar underload switch n.
elektriksel etkinliğe yol açan electro-motive adj.
Mechanic
vida açan kimse tapper n.
Textile
kuşgözü için delik açan alet eyeleteer n.
özel tip yüksek ağız açan dip trol ağı special type high opening bottom trawl net n.
deri veya kumaşta fisto açan alet pinker n.
Woodworking
terebentin ağacında oluk açan kimse slicer n.
Automotive
arabanın kilidini açan uzaktan kontrol cihazı plipper n.
Aeronautic
uçakla seyahat ederken zaman dilimlerinin geçilmesi halinde ortaya çıkan ve vücudun gece gündüz ritminin bozulmasına yol açan bir fiziksel rahatsızlık jetlag n.
Marine
yalpaya yol açan dalgalar roll waves n.
Mining
bir dizi delik açan bir delme makinesini taşıyan araba gadding car n.
Medical
asetifikasyona yol açan acetifier n.
uykusuzluğa yol açan madde agrypnotic n.
aids hastalığına yol açan virüs human immunodeficiency virus (hiv) n.
damar büzüp açan vasoactive n.
düşüğe yol açan abortifacient n.
enfeksiyona yol açan ajanın enfekte edilen organizmaya oranı multiplicity of infection n.
ilerleyici subkortikal demanslara yol açan ve tekrarlayan iskemik felçlere neden olan otozomal dominant geçiş gösteren bir hastalık cerebral autosomal dominant arteriopathy with subcortical infarcts and leukoencephalopathy n.
ilerleyici subkortikal demanslara yol açan ve tekrarlayan iskemik felçlere neden olan otozomal dominant geçiş gösteren bir hastalık cadasil n.
ölüme yol açan bağımlılık addiction leading to death n.
sinir uçlarını etkileyip duyu kaybına yol açan bulaşıcı hastalık leprosy n.
zehirlenmeye yol açan madde substance caused poisoning n.
lejyoner hastalığına yol açan, havada yaşayan çubuk şeklindeki gram negatif bakteri türü legionella n.
lejyoner hastalığına yol açan havada yaşayan, çubuk şeklindeki gram negatif bakteri türü legionella pneumophilia n.
sinir uçlarını etkileyip duyu kaybına yol açan bulaşıcı hastalık measles [obsolete] n.
hemofilus cinsine ait, menejite yol açan bir bakteriyel serotip hib n.
deliryuma yol açan madde delirifacient n.
enfeksiyona yol açan madde infectious agent n.
kabakulak ve kızamığa yol açan virüsleri de içine alan bir virüs grubu paramyxovirus n.
(vücutta bulunması ile) kansere yol açan madde initiator n.
korneada yüzeysel opaklığa yol açan vasküler doku pannus n.
kızıl gelgite yol açan güçlü bir nörotoksin saxitoxin n.
ani sersemlik, baş ağrısı ve bulanık görmeye yol açan bir vertigo türü scotodinia n.
fare, sincak gibi memelilerde solunum yolu enfeksiyonlarına yol açan bir paramiksovirus sendai virus n.
dışa doğru açık bacaklılığa yol açan bir kanatlı hastalığı spraddle n.
sindirim ve emilimi alt üst edip zafiyete yol açan tabific adj.
iştah açan appetite-stimulant adj.
iştah açan appetite-stimulating adj.
genetik mutasyona yol açan mutagenic adj.
obeziteye yol açan obesogenic adj.
kansere yol açan carcinogenic adj.
damarları açan extravenate adj.
(nefes yollarını) açan decongestive adj.
gözenekleri açan deobstruent adj.
susuzluğa yol açan dipsetic adj.
(kas) rotasyona yol açan rotatory adj.
şişkinliğe yol açan inflative [obsolete] adj.
ateşe yol açan febrifacient adj.
ateşe yol açan febriferous adj.
ateşe yol açan febrific adj.
Anatomy
kas kasılmasına yol açan bir tür omurilik refleksi stretch reflex n.
merkezi sinir sistemi ve epidermiste sorunlara yol açan neuro-epidermal adj.
Psychology
geçici olarak ket vurma kaybına yol açan (ilaç) disinhibitory adj.
Mental Health
yeni ufuklar açan araştırma seminal review n.
insanın kendisini kurt sanmasına yol açan hezeyan lycanthropia n.
klostrofobiye yol açan claustrophobic adj.
klostrofobiye yol açan claustrophobiac adj.
Dentistry
çürümeye yol açan sapremic adj.
Physiology
kas veya salgı bezinde biten ve kasılma veya salgılamaya yol açan sinir uyarımı yaratan sinir ucu effector n.
terlemeye yol açan sudoriparous adj.
Pathology
aşırı tütün kullanımından kaynaklı, sinir sisteminde sorunlara yol açan toksik durum nicotinism n.
kancalıkurtların neden olduğu, karın ağrısı ve şiddetli kansızlığa yol açan bir hastalık uncinariasis n.
bağırsak hastalığına yol açan organizmalar enteropathogen n.
iskelet kaslarında aşırı miktarda glikojen birikmesi ile zayıflığa ve kramplara yol açan genetik bir hastalık mcardle's disease n.
sinir uçlarını etkileyip duyu kaybına yol açan bulaşıcı hastalık measelry [obsolete] n.
tedavinin sekteye vurmasına yol açan, belirli bir hastalığa olan eğilim miasm n.
su çiçeğinde olanlara benzer döküntülere yol açan bir abortif çiçek hastalığı horn pox n.
erişkinlerde lösemi ve lenfoma ile demyelinizan hastalıklara yol açan bir retrovirüs htlv-1 n.
erişkinlerde lösemi ve lenfoma ile demyelinizan hastalıklara yol açan bir retrovirüs htlv-i n.
laym hastalığına yol açan ve çoğunlukla ixodes cinsi kenelerle bulaşan bir bakteri lime disease spirochete n.
laym hastalığına yol açan ve çoğunlukla ixodes cinsi kenelerle bulaşan bir bakteri borrelia burgdorferi n.
kıkırdakların kemikleşmesi ile cüceliğe yol açan, doğumdan önce başlayan kalıtsal bir iskelet hastalığı chondrodystrophy n.
kıkırdakların kemikleşmesi ile cüceliğe yol açan, doğumdan önce başlayan kalıtsal bir iskelet hastalığı achondroplasty n.
kıkırdakların kemikleşmesi ile cüceliğe yol açan, doğumdan önce başlayan kalıtsal bir iskelet hastalığı osteosclerosis congenita n.
kademeli fonksiyon kaybına yol açan durum degenerative disorder n.
sivrisinek larvaları ile bulaşan ve genellikle fil hastalığına yol açan bir filaryaz mumu n.
sivrisinek larvaları ile bulaşan ve genellikle fil hastalığına yol açan bir filaryaz bancroftian filariasis n.
sivrisinek larvaları ile bulaşan ve genellikle fil hastalığına yol açan bir filaryaz bancroft's filariasis n.
beyin yarımküresinde kalınlaşmaya yol açan genetik bir malformasyon pachygyria n.
üst solunum yolu enfeksiyonuna yol açan virüsler grubu parainfluenza virus n.
üst solunum yolu enfeksiyonuna yol açan virüsler grubu para-influenza virus n.
hastalığa yol açan büyümeye ait fonksiyonel doku parenchyma n.
böbrek kistlerine yol açan kalıtsal bir hastalık polycystic disease n.
romatoid artrite yol açan bir hastalık felty's syndrome n.
deri altında kanamaya yol açan bir kan hastalığı türü peliosis n.
genetik etkenlerden kaynaklanan ve ışığa karşı aşırı duyarlılığa yol açan bir bozukluk porphyria n.
insanlarda gıda zehirlenmesine yol açan bir tür salmonella salmonella typhimurium n.
nabızda yavaşlamanın eşlik ettiği bilinç kaybına yol açan bir bozukluk stokes-adams syndrome n.
epilepsi atağına yol açan epileptogenic adj.
epileptogeneze yol açan epileptogenic adj.
epilepsi krizine yol açan epileptogenous adj.
hastalığa yol açan morbid adj.
hastalığa yol açan morbiferous adj.
sarılığa yol açan icterogenic adj.
sarılığa yol açan icterogenous adj.
enfeksiyona yol açan infective adj.
hücreyi bozarak ölümüne yol açan (patolojik değişim) cytopathic adj.
Pharmaceutics
ağır enfeksiyonlara yol açan bakterileri yok etmek için kullanılan bir antibiyotik ertapenem n.
böbrekte anjiyotensin oluşumunu engelleyen ve damar genişlemesine yol açan bir ace inhibitörü vasotec n.
kalp damarlarını açan, göğüs anjini tedavisinde kullanılan ve antiplatelet özelliği gösteren bir ilaç dipyridamole n.
burnu açan decongestant adj.
soluk yollarını açan decongestant adj.
kasılmaya yol açan oxytocic adj.
Dermatology
deride anormal kızarıklıklara yol açan hastalıklar erythroderma n.
şiddetli deri döküntüsüne yol açan bir lupus türü disseminated lupus erythematosus n.
eriteme yol açan erythematic adj.
Parasitology
kuşların trake ve bronşlarını istila ederek delikler açan bir ipliksi solucan redworm (syngamus trachea) n.
insan ve diğer sıcak kanlı hayvanlarda hastalığa yol açan ve frengiye neden olan etken maddeleri taşıyan bir spiroket treponema n.
insan ve diğer sıcak kanlı hayvanlarda hastalığa yol açan ve frengiye neden olan etken maddeleri taşıyan bir spiroket treponemata n.
entamoeba cinsine ait, insanlarda diş plağına ve amipli dizanteriye yol açan asalak protozoan türleri entameba n.
entamoeba cinsine ait, insanlarda diş plağına ve amipli dizanteriye yol açan asalak protozoan türleri endameba n.
entamoeba cinsine ait, insanlarda diş plağına ve amipli dizanteriye yol açan asalak protozoan türleri entamoeba n.
entamoeba cinsine ait, insanlarda diş plağına ve amipli dizanteriye yol açan asalak protozoan türleri endamoeba n.
erysiphaceae familyasına ait, elma küllemesi hastalığına yol açan mantarların bulunduğu cins erysiphe n.
ağaçlarda delikler açan çeşitli böcek türlerinin larvası wood borer n.
ağaçta delikler açan çift kabuklu yumuşakça wood borer n.
çeşitli bitkilerin köklerini istila ederek buralarda çoğalıp nekrotik değişimlere, çürümeye ve dokuların çamurlaşmasına yol açan bir yuvarlak solucan meadow nematode (pratylenchus pratensis) n.
hayvanlarda hastalığa yol açan dictyocaulus parazit ailesinin bir üyesi lungworm n.
bitkilere dadanarak renk bozulmasına yol açan bir akar rust mite n.
Optics
gözü tahriş eden ve kırpıştırmaya yol açan şey eyewinker n.
Veterinary
hayvanlarda hastalığa yol açan bir tür basil actinobacillus n.
köpekte uyuza yol açan bir böcek türü sarcoptes scabie n.
köpekte uyuza yol açan bir böcek türü itch mite n.
atlarda düşük, solunum problemi ve yenidoğan ölümüne yol açan bir viral hastalık equine herpesvirus n.
atlar, eşekler ve katırlarda ateş, anemi, depresyon ve kilo kaybına yol açan bir viral hastalık equine infectious anaemia n.
(at bacağında) şişkinliğe yol açan hastalık clap n.
doku nekrozuna yol açan ve koyunları hedef alan parazitik bir hastalık rot n.
atların kas tonusunda anormal artışa yol açan bir hastalık springhalt n.
atın arka bacağında ani seğirmelere yol açan bir hastalık springhalt n.
ayak çürüğüne yol açan rotten adj.
Chemistry
ciltte su toplamaya yol açan ajan dusty sulfur mustard n.
bileşikte halka oluşumuna yol açan kimyasal reaksiyon cycloaddition n.
tiamin eksikliğine yol açan bir antivitamin pyrithiamine n.
hidrotropiye yol açan hydrotropic adj.
Biology
fonksiyon kaybına yol açan mutasyonun sebeplerinden biri frameshift n.
mutasyona yol açan madde mutagen n.
mutasyona yol açan unsurlara karşı etkili madde antimutagen n.
ince bağırsakta ve solunum sisteminde enfeksiyona, solunum hastalıklarına ve menenjite yol açan bir grup virüsün adı echovirus n.
bitkilerde hastalığa yol açan çubuk şekilli bir bakteri cinsi erwinia n.
insan ve hayvanlarda hastalıklara yol açan hareketsiz çubuk şekilli bir gram pozitif bakteri cinsi erysipelothrix n.
birtakım bulaşıcı hastalıklara sebep olan veya bu hastalıkların yayılmasına yol açan bir mikroorganizma microzyme n.
kuşlarda ve memelilerde kansere yol açan çeşitli virüslere verilen ad oncovirus n.
insanlarda ishale yol açan bir parazit cinsi cyclospora n.
kabuklu deniz hayvanlarında bulunan ve gıda zehirlenmesine yol açan bir aminoasit domoic acid n.
yüzde ellinin üzerinde ölüm oranına yol açan bir mutasyon türü semilethal n.
sıtmaya yol açan parazit cryptozoite n.
bağ küllemesine yol açan bir mantar sooty mold n.
bakteriyel hücreleri enfekte eden fakat sadece nadiren hastalığın gerilemesine yol açan bir virüse ait veya ilgili temperate adj.
histolize yol açan histolytic adj.
ön adaptasyona yol açan preadaptive adj.
yaz sonunda çiçek açan serotine adj.
yaz sonunda çiçek açan serotinous adj.
Biochemistry
erişkinlerde lösemi ve lenfoma ile demyelinizan hastalıklara yol açan bir retrovirüs human t-cell lymphotropic virus i n.
doku fermantasyonuna yol açan bir enzim histozyme n.
iltihaplanma, ağrı ve ateşe yol açan prostaglandinleri oluşturan bir enzim cyclooxygenase-2 n.
Marine Biology
ahşap iskelelere ve gemilere delik açan kurt benzeri, denizde yaşayan, çift kabuklu yumuşakça teredinid n.
ince ve yuvarlak gövdesi ile kumda veya çamurda tüneller açan, maldanidae familyasına veya maldane cinsine mensup deniz kurdu maldanian n.
ahşapta delikler açan bir deniz kabuklusu cinsi xylophaga n.
kumu kazarak yollar açan tatlı su midyesi sand runner n.
denizlerin kumlu sahillerinde çukurlar açan, avrupa ve amerika'ya özgü bir kabuklu sand screw (lepidactylis arenarius) n.
delik açan (yumuşakçalar) terebrating adj.
(yumuşakça) delik açan saxicavous adj.
Zoology
genellikle uzun ve kalın gövdeli ve denizde ufak oyuklar açan solucanları içeren bir familya terebellidae n.
bazı hayvanlarda sarı ve turuncu dışındaki tüm cilt pigmentlerinin kaybolmasına yol açan bir bozukluk xanthochroism n.
dallı bacaklılarda kabuğu açan kaslardan her biri divaricator n.
çukur açan fossorial adj.
Botanic
mavi beyaz çiçekler açan, amerika'ya özgü bir tür çan çiçeği tall bellflower (campanula americana) n.
etli kökleri ve dik bir gövdesi olan, etli yapraklı turuncu kırmızı çiçek açan bir bitki flame flower (talinum aurantiacum) n.
etli kökleri ve dik bir gövdesi olan, etli yapraklı turuncu kırmızı çiçek açan bir bitki flameflower n.
etli kökleri ve dik bir gövdesi olan, etli yapraklı turuncu kırmızı çiçek açan bir bitki flame-flower n.
pembeden kırmızıya kadar çeşitli renklerde çiçek açan kısa bir bitki spiny talinum (talinum spinescens) n.
asya'nın tuzlu topraklarında yetişen, pembe beyaz çiçekler açan bir ağaç tamarisk salt tree (tamarix orientalis) n.
labrador'dan colorado'ya kadar olan ormanlık alanda yetişen yazları çiçek açan bir bitki canada anemone (anemone canadensis) n.
kuzey amerika'nın batısında yetişen küçük, erken çiçek açan düğün çiçeği türü sagebrush buttercup (ranunculus glaberrimus) n.
özellikle kuzey amerika'nın doğusunda yaygın yetişen, baharda çiçekler açan çok yıllık düğün çiçeği meadow buttercup (ranunculus acris) n.
özellikle kuzey amerika'nın doğusunda yaygın yetişen, baharda çiçekler açan çok yıllık düğün çiçeği tall buttercup n.
özellikle kuzey amerika'nın doğusunda yaygın yetişen, baharda çiçekler açan çok yıllık düğün çiçeği tall crowfoot n.
özellikle kuzey amerika'nın doğusunda yaygın yetişen, baharda çiçekler açan çok yıllık düğün çiçeği tall field buttercup n.
gösterişli ve büyük koyu kırmızı çiçekler açan ince saplı tropik Amerikan kaktüsü rat's-tail cactus (aporocactus flagelliformis) n.
gösterişli ve büyük koyu kırmızı çiçekler açan ince saplı tropik Amerikan kaktüsü rattail cactus n.
gösterişli ve büyük koyu kırmızı çiçekler açan ince saplı tropik Amerikan kaktüsü rat-tail cactus n.
sarı kırmızı çiçekleri ve odunsu görünümlü baklaları olan, küçük, geç çiçek açan fundalık cinsi chamaecytisus n.
gümüş mavi yapraklı, sonbaharda sarı çiçekler açan bir çalı chamisa (ericameria nauseosa) n.
batı abd, kanada ve kuzey meksika’nın kurak bölgelerine özgü, yaz sonlarında parlak beyaz veya sarı çiçekler açan bir bitki chamisa (chrysothamnus) n.
kuzey afrika'da açan, bir yıllık ömrü olan, gösterişli fakat kokusuz çiçekli bir bezelye tangier pea (lalthyrus tingitanus) n.
kuzey afrika'da açan, bir yıllık ömrü olan, gösterişli fakat kokusuz çiçekli bir bezelye tangier peavine n.
karışık kökleri olan, küçük ve kokulu yeşil çiçekler açan bir orkide tangle orchid (plectorrhiza) n.
tüylü gövdesi ve mızrak şeklinde tırtıklı yaprakları olan, beyaz, mavi ya da gül renginde çiçekler açan bir bitki ladies' slipper (impatiens balsamina) n.
yıldız şeklinde beyaz çiçekleri olan, genellikle kapalı alanda yetiştirilip kışın çiçek açan bir nergis paper white (narcissus papyraceus) n.
geceleri, kokulu ve beyaz çiçekler açan büyük bir kaktüs night-blooming cereus n.
gece açan kaktüs night-blooming cereus n.
güzel ve iri kokulu çiçekleri gece açan çeşitli kaktüslere verilen ad night-blooming cereus n.
gece açan beyaz çiçekleri ve kırmızı meyveleri olan, güneybatı abd’ye özgü bir çalılık kaktüsü night-blooming cereus (peniocereus greggii) n.
geceleri çiçek açan gösterişli bir kaktüs night-blooming cereus (hylocereus) n.
bir mevsimde birden fazla kez çiçek açan gül remontant n.
avustralya'da açan, yaprak dökmeyen bir çalı telopea n.
doğu avustralya'da açan uzun boylu ve kırmızı çiçekli bir çalı waratah (telopea oreades) n.
doğu avustralya'da açan, dar yaprakları, yoğun küresel salkımları ve kırmızı çiçekleri olan uzun boylu bir çalı waratah (telopea speciosissima) n.
yaz ve sonbahar aylarında çiçek açan, bahçelerde yetişen bir şebboy ten-week stock (matthiola incana annua) n.
meksika ve abd'nin orta ve güney kesimlerinde açan uzun boylu, tek yıllık veya iki yıllık bir bitki texas bluebell (eustoma russellianum) n.
meksika ve abd'nin orta ve güney kesimlerinde açan uzun boylu, tek yıllık veya iki yıllık bir bitki prairie gentian n.
meksika ve abd'nin orta ve güney kesimlerinde açan uzun boylu, tek yıllık veya iki yıllık bir bitki eustoma grandiflorum n.
abd'nin güneyinde açan, arsız büyüyen bir otlak bitkisi texas bluegrass (poa arachnifera) n.
kuzey amerika'nın doğusuna özgü, gösterişli güller açan çalımsı bir ahududu thimbleberry (rubus odoratus) n.
kuzey amerika'nın doğusuna özgü, gösterişli güller açan çalımsı bir ahududu flowering raspberry n.
kuzey amerika'nın doğusuna özgü, gösterişli güller açan çalımsı bir ahududu purple-flowering raspberry n.
kuzey amerika'ya özgü, beyaz çiçekli, baharda çiçek açan ormanlık bir bitki foamflower n.
kuzey amerika'ya özgü, beyaz çiçekli, baharda çiçek açan ormanlık bir bitki coolwart (tiarella cordifolia) n.
kuzey amerika'ya özgü, beyaz çiçekli, baharda çiçek açan ormanlık bir bitki false mitrewort n.
kuzey amerika'ya özgü, beyaz çiçekli, baharda çiçek açan ormanlık bir bitki false miterwort n.
pembe renkli çiçek açan yere yakın bir tırmanıcı bitki trailing four o'clock (allionia incarnata) n.
pembe renkli çiçek açan yere yakın bir tırmanıcı bitki trailing windmills n.
pembe yosuna benzeyen baharda çiçek açan çok yıllık bir alev çiçeği trailing phlox (phlox nivalis) n.
abd'nin doğusuna özgü büyük bazal yaprakları ve yazın açan beyaz çiçekleri olan çok yıllık bir bitki cinsi trautvetteria n.
abd'nin doğusuna özgü büyük bazal yaprakları ve yazın açan beyaz çiçekleri olan çok yıllık bir bitki false bugbane (trautvetteria carolinensis) n.
etli kökleri ve dik bir gövdesi olan, etli yapraklı turuncu kırmızı çiçek açan bir bitki cinsi kniphofia n.
erken çiçek açan küçük bir lale dwarf tulip (tulipa armena) n.
erken çiçek açan küçük bir lale tulipa suaveolens n.
erken çiçek açan küçük bir lale tulipa karabachensis n.
uzun boylu, geç çiçek açan bir lale didier's tulip (tulipa gesneriana) n.
kuzey amerika'da yetişen küçük yumrulu erken çiçek açan bir bitki turkey pea (erigenia bulbosa) n.
kuzey amerika'da yetişen küçük yumrulu erken çiçek açan bir bitki harbinger-of-spring n.
ilkbahar ve sonbaharda çiçek açan bir süs vişnesi all saints' cherry (prunus cerasus semperflorens) n.
çok çiçek açan floriferous n.
çiçek açan bitki angiospermous tree n.
çiçek açan bir bitki honewort n.
çiçen açan bitki flowering plant n.
çiçek açan bitki bloomer n.
çiçek açan bitki flowering tree n.
gelincik gibi çanak biçiminde çiçekleri açan bitkiler anemone n.
hindistan ve tayland'da yetişen parlak yeşil yapraklı sadece gece çiçek açan bir bitki tabernaemontana divaricate n.
hindistan ve tayland'da yetişen parlak yeşil yapraklı sadece gece çiçek açan bir bitki adam's apple n.
hindistan ve tayland'da yetişen parlak yeşil yapraklı sadece gece çiçek açan bir bitki coffee rose n.
hindistan ve tayland'da yetişen parlak yeşil yapraklı sadece gece çiçek açan bir bitki crape jasmine n.
hindistan ve tayland'da yetişen parlak yeşil yapraklı sadece gece çiçek açan bir bitki crepe gardenia n.
hindistan ve tayland'da yetişen parlak yeşil yapraklı sadece gece çiçek açan bir bitki crepe jasmine n.
hindistan ve tayland'da yetişen parlak yeşil yapraklı sadece gece çiçek açan bir bitki east indian rosebay n.
hindistan ve tayland'da yetişen parlak yeşil yapraklı sadece gece çiçek açan bir bitki nero's crown n.
hindistan ve tayland'da yetişen parlak yeşil yapraklı sadece gece çiçek açan bir bitki pinwheel flower n.
kuzey amerika ve meksika'da gece açan çiçekleri olan bir tür bitki abronia fragrans n.
kuzey amerika ve sibirya'da yetişen ilkbaharda açan mavi-mor-lila renkli çiçekleri olan çok yıllık bir çiçek american pasqueflower (pulsatilla patens) n.
kuzey amerika ve sibirya'da yetişen ilkbaharda açan mavi-mor-lila renkli çiçekleri olan çok yıllık bir çiçek wild crocus n.
kuzey amerika ve sibirya'da yetişen ilkbaharda açan mavi-mor-lila renkli çiçekleri olan çok yıllık bir çiçek prairie anemone n.
kuzey amerika ve sibirya'da yetişen ilkbaharda açan mavi-mor-lila renkli çiçekleri olan çok yıllık bir çiçek cutleaf anemone n.
kuzey amerika ve sibirya'da yetişen ilkbaharda açan mavi-mor-lila renkli çiçekleri olan çok yıllık bir çiçek lion's beard n.
kuzey amerika ve sibirya'da yetişen ilkbaharda açan mavi-mor-lila renkli çiçekleri olan çok yıllık bir çiçek eastern pasque flower n.
kuzey amerika ve sibirya'da yetişen ilkbaharda açan mavi-mor-lila renkli çiçekleri olan çok yıllık bir çiçek blue tulip n.
kuzey amerika ve sibirya'da yetişen ilkbaharda açan mavi-mor-lila renkli çiçekleri olan çok yıllık bir çiçek anemone ludoviciana n.