amacıyla - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

amacıyla



Sens de "amacıyla" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 21 résultat(s)

Turc Anglais
General
amacıyla on adv.
amacıyla on purpose adv.
amacıyla on the purpose of prep.
amacıyla with the intent of prep.
amacıyla so as to prep.
amacıyla to the end that prep.
amacıyla with the intention of prep.
amacıyla for the purpose of prep.
amacıyla with the object of prep.
amacıyla for prep.
amacıyla with intent to prep.
amacıyla with the aim of prep.
amacıyla with the purpose of prep.
amacıyla in an effort to prep.
amacıyla in an attempt to prep.
amacıyla to prep.
amacıyla towards prep.
amacıyla as conj.
Phrases
amacıyla with an eye to expr.
amacıyla with the objective to expr.
amacıyla with a view to expr.

Sens de "amacıyla" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 500 résultat(s)

Turc Anglais
General
keşif amacıyla yapılan araştırma recon n.
bir ders vermek amacıyla kaleme alınmış kısa hikaye exemplum n.
tekrar tekrar okuma (öğrenmek amacıyla) revision n.
barış ve uzlaşma amacıyla verilen hediye peace offering n.
deniz yolculuğu (tatil amacıyla yapılan) cruise n.
dini görüşlerin güçlenmesi amacıyla toplantı yapan veya bu tür toplantılara katılan kimse revivalist n.
tasarruf amacıyla sırayla araba kullanma carpooling n.
diz altını korumak amacıyla kullanılan zırh jambeau n.
bir günahın bağışlanması amacıyla papazın önerdiği kefareti yerine getiren kişi penitent n.
ses dönüşümü amacıyla kullanılan yöntem markovian model n.
ulaşım yolu trafiğinin yavaşlatılması amacıyla yapılan tümsek gibi engeller traffic calming n.
dolaşan kimse (keşifte bulunmak amacıyla) explorer n.
dolaşma (keşifte bulunmak amacıyla) exploration n.
özellikle siyasi suçluları cezalandırmak amacıyla kullanılan sovyet çalışma kampı gulag n.
yardım amacıyla düzenlenen konser benefit concert n.
küfür etmek amacıyla yapılan el kol hareketleri obscene gesture n.
tedavi amacıyla ağır yaralı hastaların başka bir yere tahliye edilmesi medevac n.
tedavi amacıyla ağır yaralı hastaların başka bir yere tahliye edilmesi medical evacuation n.
para toplama amacıyla düzenelenen sosyal etkinlik fundraiser n.
tasarruf amacıyla sırayla araba kullanma lift-sharing n.
bir yerde yapılan oturma eylemi (protesto amacıyla) sit-in n.
tasarruf amacıyla sırayla araba kullanma ride-sharing n.
fransız katolik kilisesi tarafından işçilerin günlük hayatını anlamaları amacıyla fabrikada çalıştırılan rahip worker-priest n.
araba ya da uçağı zevk amacıyla kullanan joyrider n.
birisinin itibarını zedelemek amacıyla yapılan saldırı blackwash n.
turistleri (bir şeyler satmak amacıyla) taciz etme tourist hustling n.
tedavi amacıyla kullanılan şarap veya bira ile kestirilmiş baharatlı sıcak süt posset n.
işitme engelli insanların telefon görüşmelerini kolaylaştırmak amacıyla tasarlanmış cihaz text telephone n.
bir canlıyı dondurup ileride yeniden dünyaya getirmek amacıyla yapılan işlemler bütünü cryonics n.
meditasyon amacıyla kişinin göbek deliğine konsantre olması omphaloskepsis n.
(şaka veya cezalandırma amacıyla) kişinin pantolonunu indirme debagging n.
(şaka veya cezalandırma amacıyla) kişinin pantolonunu indirme drooping n.
(şaka veya cezalandırma amacıyla) kişinin pantolonunu indirme dekecking n.
(şaka veya cezalandırma amacıyla) kişinin pantolonunu indirme pantsing n.
(şaka veya cezalandırma amacıyla) kişinin pantolonunu indirme grogging n.
(şaka veya cezalandırma amacıyla) kişinin pantolonunu indirme kecking n.
(şaka veya cezalandırma amacıyla) kişinin pantolonunu indirme sharking n.
(şaka veya cezalandırma amacıyla) kişinin pantolonunu indirme shanking n.
eğlence amacıyla arada sırada uyuşturucu kullanan kimse a recreational drug user n.
bağış/yardım toplamak amacıyla yapılan yürüyüş charity walk n.
sadece o anı yakalama amacıyla çekilen fotoğraf snapshot n.
para toplamak amacıyla düzenlenen balo benefit ball n.
toplum içine yerleştirmek amacıyla bir akıl hastasını kurumsal bir bakım yerinden taburcu etme deinstitutionalization n.
toplum içine yerleştirmek amacıyla bir akıl hastasını kurumsal bir bakım yerinden taburcu etme deinstitutionalisation n.
çalıntı araba parçalarının (satılmak amacıyla) söküldüğü yer chop shop n.
geleneksel toplumlarda hastalığı iyileştirmek amacıyla hastadan kan alan kimse bleeder n.
tanıtım amacıyla gönderilmiş küçük ilan stuffer n.
(işe yarayacak birşeyler bulmak amacıyla yapılan) çöp karıştırma dumpster diving (us) n.
(işe yarayacak birşeyler bulmak amacıyla yapılan) çöp karıştırma skipping (uk) n.
bağış toplama amacıyla düzenlenen eğlence yarışması charity game n.
karşıtlık yaratma amacıyla bir araya getirme juxtaposition n.
tanıtım amacıyla gönderilmiş küçük ilan handout n.
kavramın inandırıcılığını artırmak amacıyla bilimsel dilin yanlış biçimde kullanılması fruitloopery n.
yürümekte zorluk çeken kimselere yardım etmek amacıyla üretilen dört ayaklı bir yürüme desteği sistemi (ticari marka) zimmer n.
bağımsızlık bildirgesini kutlamak amacıyla 1976 yılında abd'de düzenlenmiş bisiklet turu bikecentennial n.
evde pişirilen kek/kurabiyenin para toplamak amacıyla dışarıda satılması bake sale n.
düğüne davet etmek amacıyla gönderilen ön davetiye save the date n.
belirli bir eylemin yapılmasına olanak tanıması amacıyla bir nesnenin/aracın oluşturulması affordance n.
düzeltme veya açıklama amacıyla bir kağıdın üzerine not düşme mark up n.
(genelde konserin/gösterinin masraflarını karşılamak amacıyla) etkinliğin sonunda katılımcılardan toplanan para retiring collection n.
yarışlarda pistlerde otomobillerin yavaşlayabilmesini sağlamak amacıyla uzun düzlüklere yerleştirilen yapay viraj chicane n.
hayır amacıyla düzenlenen konser benefit concert n.
hayır amacıyla düzenlenen konser charity concert n.
politik veya başka bir nedenle kamusal alanlarda cephe ya da duvar üzerine tanıtım amacıyla yapılan poster asma eylemi flyposting n.
yaşamsal ihtiyaçların karşılanması amacıyla yapılan seks işçiliği survival sex n.
hayır amacıyla yapılan tiyatro veya müzik gösterisi benefit performance n.
formula 1 gibi yarışlarda kaza durumlarında piste girip güvenlik sağlamak amacıyla yarışçıların hızlarını ayarlayan araç safety car n.
formula 1 gibi yarışlarda kaza durumlarında piste girip güvenlik sağlamak amacıyla yarışçıların hızlarını ayarlayan araç pace car n.
tuvaletin olmadığı durumlarda dışkı yapmak amacıyla kullanılan kova slop-pail n.
(dolandırmak amacıyla kurulan) tuzak setup n.
lunaparklardaki gibi eğlence amacıyla kullanılan mekanik araç amusement n.
birisini tebrik etmek amacıyla gerçekleştirilen ziyaret congratulatory visit n.
kazanç elde etmek, altın ve maden keşfetmek amacıyla güney amerika'ya giden, köleleştirmek için yerli halkı avlayan portekiz kaşif bandeirante n.
altın veya köle bulmak amacıyla çıkılan yolculuk bandeira n.
tuzak kurmak amacıyla yola döşenen çivili engel caltrop n.
paçavra ve eski kıyafetleri yeniden kullanım amacıyla ayıran kimse ragsorter n.
brezilya yerlileri tarafından ibadet amacıyla dans edip, şarkılar söylenerek yapılan tören candomble n.
yerine başka bir yapı inşa edilmesi amacıyla yıkılan bina teardown n.
sıçanların spor amacıyla köpeklere öldürtüldüğü kapalı alan rat pit n.
bir konuda para toplamak amacıyla yapılan ücret karşılığı araba yıkama etkinliği carwash [usa] n.
eskiden özellikle tiyatrolarda oyuncuları yuhalamak amacıyla kullanılan ötürüldüğünde kedi çığlığına benzer bir ses çıkaran düdük catcall n.
insanları kandırmak amacıyla sosyal paylaşım sitelerinde sahte profil oluşturan kimse catfish n.
hızlı kar amacıyla yurt dışında geçici iş arayan kimse chancer [african] n.
birisinin itibarını zedelemek amacıyla yapılan saldırı character assassination n.
yardım kuruluşunun kayıtlarını tutmak amacıyla oluşturulan kurulun üyeleri charity commissioners n.
(onaylama/selam verme amacıyla) başı öne eğme nod n.
(onaylama/selam verme amacıyla) baş sallama nod n.
(yapım aşamalarını göstermek amacıyla) tabağın kenarına konulan özel işaret remarque n.
doğum amacıyla başka bir ülkeye seyahat birth tourism n.
barış ve uzlaşma amacıyla verilen ikram archilowe [scottish] n.
bir kişi veya grubu kınamak veya övmek amacıyla yapılan bir belagat türü epideictic oratory n.
ortaçağda savunma amacıyla giyilen deri-metal giysi jack n.
saygı gösterme amacıyla diz bükme leg n.
(protesto amacıyla yapılan) yatma eylemi lie-in n.
mizah amacıyla bir sözü ve ifadeyi yanlış yerde kullanma malaprop n.
mizah amacıyla sıkılıkla bir sözü ve ifadeyi yanlış yerde kullanan kimse malapropist n.
bent ve su yolu gibi yapıları erozyondan koruma amacıyla kullanılan, çalılık, sırık gibi malzemelerden örülmüş hasır dutch mattress n.
misilleme amacıyla bir ülkenin egemenlik alanını geçme yetkisi marque n.
kostüm veya kılık değiştirme amacıyla giyilen baş aksesuarı wig n.
tadım amacıyla şarabı koymak için kullanılan küçük tas wine taster n.
asılmış bir adamın kurutularak büyü amacıyla kullanılan eli hand of glory n.
tedavi amacıyla ağır yaralı hastaların hastaneye tahliye edilmesi için kullanılan helikopter medevac n.
çevre edinip ilişki ağını genişletme amacıyla yapılan sosyal etkinlik meet-and-greet n.
ticari kuruluşun bilgi verme amacıyla kullandığı telefon hattı helpline n.
çıkar amacıyla daha güçlü veya kıdemli bir kimseyi kopya eden kimse mini-me n.
sopa (ceza vermek amacıyla kullanılan ucu yassı ve yayvan) paddle n.
(genellikle keşif amacıyla açılan) sondaj deliği bore-hole n.
özellikle istenmeyen veya tehlikeli bir ortamdan kaçma amacıyla yapılan yolculuk hijra n.
arzu edilen bir varış noktasına gitme amacıyla yapılan yolculuk hijra n.
özellikle istenmeyen veya tehlikeli bir ortamdan kaçma amacıyla yapılan yolculuk hijrah n.
arzu edilen bir varış noktasına gitme amacıyla yapılan yolculuk hijrah n.
kaybedilen toprakların geri kazanılması amacıyla verilen karşılık revanche n.
abraham lincoln'ü anma amacıyla abd'nin bazı eyaletlerinde resmi tatil olan 12 şubat günü lincoln's birthday n.
özellikle soygun amacıyla telli bir aletle boğmak garotte n.
özellikle soygun amacıyla kullanılan telli alet garotte n.
(kirlilik ve trafiği azaltma amacıyla gerçekleştirilen) araç paylaşımı ridesharing [us] n.
sesi azaltmak amacıyla kullanılan örtü muffle n.
düşmanı mevcut hareket tarzını sürdürmekten veya planladığı operasyonları gerçekleştirmekten caydırmak amacıyla en iyi ekonomik, diplomatik, siyasi ve askeri değerlendirmeler ışığında geliştirilmiş eylem planı deterrent options n.
ayırt edilebilmeleri amacıyla birbirinin aynısı olan iki hanedan armasından birinde yapılan değişiklik diminution n.
selamlama veya işaret verme amacıyla ateş edilmesi gun n.
(değer artırma amacıyla) tadilat yapma improvement n.
gizlenme amacıyla kullanılan süslemeler disguisings n.
(zararın önlenmesi ve önceden haber verilmesi amacıyla) çevrenin gözetilmesi doomwatching n.
petrol bulmak amacıyla toprağı delme drilling n.
petrol bulmak amacıyla toprağı delme oil production n.
petrol bulmak amacıyla toprağı delme boring n.
ganimet bulma amacıyla saldıran kimse piranha n.
teftiş amacıyla malzeme veya ürün sayan işçi counter n.
boşaltım amacıyla açılan kesi issue n.
(dövüştürme, muhafaza amacıyla) hayvan deliği pit n.
toplumsal huzura destek amacıyla bir araya gelen sivil kuvvet posse n.
toplumsal huzura destek amacıyla bir araya gelen sivil kuvvet posse comitatus n.
toplumsal huzura destek amacıyla bir araya gelen sivil kuvvet üyesi posseman n.
tanıtım amacıyla bedava veya indirimli deneme paketi satımı sampling n.
(soygun amacıyla vb.) boğma teliyle öldürme garrote n.
(soygun amacıyla vb.) boğma teliyle öldürme garrotte n.
ele geçirme amacıyla saldırma dive n.
güvenliği sağlamak amacıyla çift halatla sekiz rakamı şeklinde atılan dağcılık düğümü figure of eight n.
çıkarı veya görevinin bulunmadığı girişimlere destek amacıyla ismini kullandırtan kimse figurehead n.
birine destek vermek amacıyla savaşmayı taahhüt eden kişisel teminat gauge n.
yeni şubeler kurmak amacıyla çeşitli yerlere seyahat eden kimse organizer n.
yeni şubeler kurmak amacıyla çeşitli yerlere seyahat eden kimse organiser n.
patlama veya yangın amacıyla ham petrol kullanan saldırgan erkek petroleur n.
patlama veya yangın amacıyla ham petrol kullanan saldırgan kadın petroleuse n.
uzun süre kullanım amacıyla hak iddia etme prescription n.
(eskrimde) saldırılacak bir boşluk yaratmak amacıyla rakibin kılıcına baskı uygulama press n.
avustralya ve yeni zelanda'da fok kürkünü taklit amacıyla kırkılıp boyanan tavşan kürkü sealine n.
seebeck tarafından kişisel kazanç amacıyla basılan yeni baskı pullar seebeck n.
okulun maddi destek amacıyla öğrenciye sunduğu yarı zamanlı çalışma programı self-help n.
kişinin tedavi amacıyla kafasına göre madde kullanması self-medication n.
hatıra veya yardım toplama amacıyla düzenlenen posta pulu serisi series n.
iletişim amacıyla kullanılan el hareketleri sign n.
köleleştirme amacıyla insan avı slave hunt n.
(zarı) hile yapmak amacıyla dönmeyecek şekilde masaya paralel atma slur [obsolete] n.
orjinal içeriğin hayranlarını çekmek amacıyla klasik yapımlardan eski karakterleri, konseptleri ve fikirleri yeni yapıma dahil etme eylemi nostalgia bait n.
okuyucuları/izleyicileri bir nesne veya olay hakkında merak içerisinde bırakarak bir sonraki bölümü okumalarını/izlemelerini sağlamak amacıyla kullanılan hikaye anlatım tekniği mystery box n.
böbürlenmek amacıyla yapılan kreatif çalışma vanity project n.
kişinin fiziksel görünümünü iyileştirmek amacıyla çeşitli vücut bakım rutinleri uygulaması looksmaxxing n.
kişinin fiziksel görünümünü iyileştirmek amacıyla çeşitli vücut bakım rutinleri uygulaması looksmax n.
kişinin fiziksel görünümünü iyileştirmek amacıyla çeşitli vücut bakım rutinleri uygulaması looksmaxxing n.
eğlenme ve sosyalleşme amacıyla düzenlenen toplanma etkinliği sociable n.
dostluk veya beraberliği teşvik amacıyla toplanma social affair n.
dostluk veya beraberliği teşvik amacıyla toplanma social gathering n.
pul hırsızlığını önlemek amacıyla üzerine deliklerle harf basılmış posta pulu spif n.
(avustralya'da) koyun yetiştiriciliği amacıyla kraliyet arazisini kiralayan kimse squatter n.
(avlanacak su samurunun diğer tarafa geçmemesi amacıyla) gölün sığ bölümüne dizilmiş insan sırası stickle n.
(geminin dengelenmesi amacıyla) eski kargolar indirilmeden yeni kargoların kabulü için gümrük tarafından verilen bir izin stiffening order n.
(hakaret amacıyla) çekik chink n.
insanların bildiklerinin yanlış olduğunu göstermek amacıyla durum ile ilgili doğruları açıklamak set the record straight v.
kutlamak amacıyla yumruk tokuşturmak dap v.
(hırsızlık amacıyla) girmek break into v.
görüşme amacıyla birisi ile odaya kapanmak be closeted with v.
incelemek (iyiyi kötüden ayırt etmek amacıyla) screen v.
bakmak (kontrol etmek amacıyla) check on v.
insanların bildiklerinin yanlış olduğunu göstermek amacıyla durum ile ilgili gerçekleri dile getirmek put the record straight v.
eşlik etmek (korumak/gözetmek amacıyla) escort v.
bir yere devamlı yaşamak amacıyla gelmek come to stay v.
mikrop öldürmek amacıyla yıkama douche v.
dinlemek amacıyla birinin telefon hattına tel bağlamak tap v.
aydınlatma amacıyla açıklamak demystify v.
çapulculuk amacıyla akın etmek maraud v.
dolaşmak (keşifte bulunmak amacıyla) explore v.
taramak (iyiyi kötüden ayırt etmek amacıyla) screen v.
etki yaratmak amacıyla sorulan soru rhetorical question v.
hırsızlık amacıyla bir yere girmek break into v.
kurcalamak (tamir/düzeltme amacıyla) tinker with v.
anket amacıyla konuşmak canvass v.
sandığa gitmek (oy kullanmak amacıyla) go to polls v.
hırsızlık amacıyla bir yere girmek break in v.
çıkar amacıyla birinin olumsuz bir eğilimini tatmin etmeye çalışmak pander to v.
insanları öldürmek amacıyla sağa sola saldırmak run amok v.
tekrar tekrar okumak (öğrenmek amacıyla) revise v.
kuruması amacıyla asma yapraklarını yere sermek provine v.
gösteriş amacıyla para harcamak splash out v.
kar amacıyla para yatırmak invest in v.
kullanım amacıyla almak invest in v.
denemek amacıyla gözden geçirmek check through v.
denemek amacıyla gözden geçirmek check over v.
satış amacıyla teşhir etmek expose for sale v.
biriyle kaçmak (evlenme amacıyla) elope with someone v.
sorgulanmak amacıyla gözaltında bulundurulmak/tutulmak be detained for questioning v.
beden ve ruh sağlığını korumak ve iyileştirmek amacıyla yapılan fizik tedavi/egzersiz gibi yöntemler bodywork v.
beden ve ruh sağlığını korumak ve iyileştirmek amacıyla fizik tedavi/egzersiz gibi yöntemleri kullanan veya bunları yapan/yaptıran kimse bodyworker v.
(işlevinin ortaya çıkması amacıyla) ortam hazırlanmak be mediated through v.
(dinlenmek amacıyla) uzanmak lie awake v.
tanıdık ve arkadaşları selamlamak amacıyla bir lokanta ya da gece kulubündeki masalar arasında dolaşmak table-hop v.
(onaylama/selam verme amacıyla) başı öne eğmek nod v.
(onaylama/selam verme amacıyla) baş sallamak nod v.
acı vermek amacıyla birinin kolunu tutup bükmek twist someone's arm v.
öldürmek amacıyla saldırmak meat–ax v.
düzeltme yapmak amacıyla metni okumak hold v.
kandırmak amacıyla söylemek veya yapmak pull v.
avlanmaya elverişsiz hale getirmek amacıyla (köpeklerin) ayak köklerini kesmek hamble v.
seçim için oy istemek amacıyla ülkeyi dolaşmak whistlestop v.
sergilemek amacıyla dışarı asmak hang out v.
(aborjin kültüründe) bir kimseyi hasta edip öldürmek amacıyla ritüel yapmak bone [obsolete] [australia] v.
kınama veya itiraz amacıyla bağrışmak hullabaloo v.
(selamlama amacıyla) şapkasını kaldırmak move v.
insanları veya nesneleri güvenlik amacıyla bir şeyin kenarına yerleştirmek line v.
(bilgisayar oyunlarında) öldürülen düşmanın cesedini ganimet bulma amacıyla aramak loot v.
selamlama amacıyla (şapka, kep) eğmek move v.
çalma veya çıkarma amacıyla özellikle elleri kullanarak detaylıca aramak rifle v.
toplam satış tutarını artırmak amacıyla farklı tekliflerle müşteriyi daha çok veya daha pahalı olanı alması için yönlendirmek upsell v.
(özellikle tedavi veya teşhis amacıyla) travma geçirmiş biriyle görüşmek debrief v.
(dinlendirme amacıyla) atın eyerini çıkarmak offsaddle v.
karşıdakini aşağılama amacıyla sırtını dönmek rump v.
entrika amacıyla plan yapmak cleck v.
(kovalama, aşağılama amacıyla) piştlemek pish v.
tanımlama veya sınıflandırma amacıyla (bir şeye) kod atamak code v.
denetim amacıyla sınırda yürümek perambulate v.
(hırsızlık amacıyla) gözünü dikmek set [obsolete] v.
(hırsızlık amacıyla) gözü ile takip etmek set [obsolete] v.
(özellikle bir toplantı yapmak amacıyla birisiyle) tarih ve saat belirlemek/randevulaşmak book time with (someone) v.
işletmeleri kontrol için gereken yatırımı azaltmak amacıyla holding şirketlerini üst üste dizmek pyramid v.
(hayvan) inceleme amacıyla koklamak snuff v.
(yardım amacıyla) bir kimseye eşlik etmek support v.
(yardım amacıyla) birine katılmak support v.
(çiftleşme amacıyla) üzerine çıkmak mount v.
kusur bulmak amacıyla söylenen critical adj.
tanıtma amacıyla yapılan introductory adj.
değerlendirme amacıyla yapılan critical adj.
test amacıyla yapılmış probatory adj.
iş amacıyla for business purpose adj.
aldatma veya dolandırma amacıyla hareket eden mala fide adj.
mizah amacıyla yanlış yerde kullanılmış söz veya ifadeleri ile dikkat çeken malaprop adj.
mizah amacıyla yanlış yerde kullanılmış söz veya ifadeleri ile dikkat çeken malapropian adj.
din propagandası amacıyla bir faaliyeti benimsemiş veya yeniden benimsemiş born-again adj.
din propagandası amacıyla bir faaliyeti benimsemiş veya yeniden benimsemiş born-again adj.
eğlence amacıyla üretilmiş boulevard adj.
new york'taki arazileri yerleşimcilere satmak amacıyla hollanda'da 1791'de kurulan bir arazi sahipliği şirketine ait veya ilgili holland adj.
suç işlemek amacıyla silah taşıyıp kullanan gun-toting adj.
özel bir günü kutlamak amacıyla sınırlı süre ve sayıda üretilen (madeni para, pul) commemorative adj.
kar amacıyla yolcu veya mal taşıyan (araç) commercial adj.
fetih amacıyla saldıran invading adj.
(yenilemek, iyileştirmek amacıyla) yeni uygulanmış fresh adj.
(küçümseme amacıyla) beyaz suratlı putty-faced adj.
(faaliyet) para toplama amacıyla düzenlenen sponsored adj.
desteklemek amacıyla for supporting adv.
tanıtım amacıyla on an introductory basis adv.
teyit amacıyla for the purpose of confirmation adv.
teyit amacıyla for confirmation purpose adv.
teyit amacıyla for confirmation adv.
reform yapma amacıyla reformly adv.
kazanç amacıyla mercenarily adv.
geriye doğru gitme amacıyla retrogradingly adv.
kurtuluş amacıyla salvifically adv.
-mek amacıyla for the purpose of prep.
-mek amacıyla so as to prep.
pekiştirme amacıyla kullanılan bir ön ek dis pref.
tabu kelimenin baş harfiyle birleştirilerek örtmece amacıyla kullanılan bir son ek word suf.
kamuoyunu bilgilendirmek amacıyla for the purpose of informing the public expr.
(susturmak amacıyla) şşşt shush exclam.
Phrasals
eylem planı yapmak amacıyla problemi tekrar tekrar ele almak thrash over v.
(faturayı) ödemek amacıyla almak pick up v.
(iskambil oyununda) kartı hile amacıyla elinde tutmak hold out v.
sergilemek amacıyla asmak hang out v.
test, kontrol veya ısıtma amacıyla (uçak motorunu) yüksek hızda çalıştırmak run up v.
(saygı göstermek amacıyla) yere kapanmak grovel about in (something) v.
bir şey istemek amacıyla birine yanaşmak touch someone (up) for something v.
birini bulmak amacıyla etrafı kolaçan etmek scavenge around for someone v.
destekleme amacıyla arkasında saf tutmak line up behind v.
(desteklemek amacıyla) birisinin arkasında olmak stand behind someone v.
(yayınlamak amacıyla) basmak put something in (to) print v.
(birini suçlamak amacıyla) evine/odasına/valizine vb. (uyuşturucu/yasa dışı materyal) yerleştirmek plant something on someone v.
(toplantı vb amacıyla) birilerini/insanları toplamak call someone together v.
(desteklemek amacıyla) birisinin arkasında olmak stand in back of someone v.
'a amacıyla üretmek produce for v.
(desteklemek amacıyla) birisinin arkasında olmak stand back of someone v.
-e karşı yürümek (protesto amacıyla) march against v.
(dolandırmak amacıyla) kendini olduğundan farklı biriymiş gibi tanıtmak give on v.
(amerikan futbolunda ileri pas atmak için zaman kazanmak amacıyla) hücum çizgisinden uzaklaşmak fade back v.
(amerikan futbolunda ileri pas atmak için zaman kazanmak amacıyla) hücum yönünün tersine doğru gitmek fade back v.
soygun amacıyla kıstırmak bail up [australia] v.
soygun amacıyla kıskıvrak yakalamak/tutmak bail up [australia] v.
kandırmak amacıyla yapmak/söylemek pull about v.
(bir şeye/yere) hırsızlık/suç işlemek amacıyla girmek break in (to something or some place) v.
fayda sağlamak amacıyla yakınlık göstermek cozy up v.
fayda sağlamak amacıyla (birine/bir şeye) yakınlık göstermek cozy up (to someone or something) v.
birini/bir şeyi bir şey bulmak amacıyla incelemek/muayene etmek examine someone or something for something v.
(birini bir şey) bulmak amacıyla incelemek/muayene etmek examine (one) for (something) v.
bir şeyi bulmak amacıyla incelemek/muayene etmek examine for v.
(birine/bir şeye) karşı yürümek (protesto amacıyla) march against (someone or something) v.
gösteriş amacıyla (bir şeye) para harcamak/dökmek splash out (on something) v.
amaçlı/amacıyla seyahat etmek travel for v.
(bir şey) amaçlı/amacıyla seyahat etmek travel for (something) v.
etrafını sarma amacıyla yaklaşmak close in (upon) v.
siyasi kullanım amacıyla bir sendikaya vergi ödemeye yazılı onay vermek contract in [uk] v.
kayıt tutmak amacıyla kutuya koymak file away v.
Phrases
açıklama amacıyla for the purposes of exposition expr.
desteklemek amacıyla in order to support expr.
hatırlatmak amacıyla as a reminder expr.
güvenlik amacıyla for security reasons expr.
size söylüyorum (uyarmak amacıyla) (and) no messing expr.
sadece kaynak göstermek amacıyla for reference purpose only expr.
suç işlemek amacıyla with felon intent expr.
-i yapmak amacıyla with a view to doing something expr.
(bir şeye) misilleme olarak/amacıyla in retaliation for expr.
-i yapmak amacıyla with an eye to doing something expr.
(bir şey) amacıyla with (one's) eye on expr.
... amacıyla. for the purpose that expr.
yapmak amacıyla with a view to doing expr.
bir şey amacıyla with a view to something/to doing something expr.
emniyet amacıyla for safety sake expr.
güvenlik amacıyla for safety sake expr.
Proverb
(bernard shaw tarafından öğretmenleri aşağılamak amacıyla söylemiş bir söz) elinden hiçbir iş gelmeyen öğretmen olur those who can, do; those who can't, teach
Colloquial
zayıf ve fit kalmak amacıyla insanların, ince ve güzel buldukları insanların giydikleri kıyafetleri veya bu insanların fotoğraflarını paylaşması thinspiration n.
ingiltere'deki çocukların guy fawkes gecesi için havai fişek satın almak amacıyla para toplarken söyledikleri söz penny for the guy n.
trump'ın gazetecilere hakaret etmek amacıyla söylediği olumsuz bir ifade covfefe n.
iyilik/yardım amacıyla bir yayında veya röportajda bir şeyin reklamını yapma plug n.
hırsızlık amacıyla girme break-in n.
çalıntı araba parçalarının (satılmak amacıyla) söküldüğü yer chop-shop n.
beceriksiz bilgisayar kullanıcılarını taklit amacıyla ünlem işaretinden sonra konan bir sayısı one n.
yardım amacıyla genellikle bir hayır kurumunun yönetiminde satış yapan mağaza op-shop [australia/new zealand] n.
amaçlı/amacıyla seyahat travel for n.
sadece kâr elde etmek amacıyla tasarlanmış ürün cash grab n.
çocuk sahibi olmak amacıyla doğum kontrol yöntemlerini bırakmak pull the goalie v.
öldürmek amacıyla sağa sola saldırmak go amok [datyed] v.
öldürmek amacıyla sağa sola saldırmak go amuck [dated] v.
(etkileme amacıyla) memnun etmek work v.
(etkileme amacıyla) ikna etmek work v.
(etkileme amacıyla) kurnazca mest etmek work v.
kısaltmak amacıyla sesli harfleri çıkarmak disemvowel v.
vurgu amacıyla kullanılan bir ünlem yo interj.
sağlamak amacıyla in order to get expr.
satmak/kar etmek amacıyla on spec expr.
(kavga/tartışma amacıyla) dışarı çıkalım istersen? (you) wanna step outside? expr.
(kavga/tartışma amacıyla) dışarı çıkalım istersen? (you) want to step outside? expr.
Idioms
gizli toplantılar yapmak amacıyla kullanılan buluşma yeri back room n.
duygusal destek amacıyla edinilen evcil hayvan emotional support dog/cat n.
arkadaşlık etme, rahatlatma amacıyla edinilen evcil hayvan emotional support dog/cat n.
birisinin gözünü boyamak amacıyla yapılan hareket dog and pony show n.
yağcılık yapmak amacıyla yapılan konuşma sweet-talk n.
(fuck kelimesini ifade etmek amacıyla söylenen) dört harfli söz/küfür a four-letter word n.
(ikna etmek amacıyla) ağzı iyi laf yapan kimse silver-tongued n.
yatırım amacıyla bir çiftliğe sahip olan ve işleten iş adamı queen street farmer n.
göz boyamak amacıyla yapılan şov a dog and pony show [us] n.
barış ve uzlaşma amacıyla verilen hediye a peace offering n.
bir yazılım firmasının geliştirdiği yazılımı test etmek amacıyla kendi projelerinde kullanması dogfood n.
(kutlama amacıyla) yumruk çakma fist bump n.
(fuck kelimesini ifade etmek amacıyla söylenen) dört harfli söz/küfür four-letter word n.
başarı veya güvenlik sağlamak amacıyla ihtiyati tedbirler almak lay an anchor to the windward v.
teşvik/motive etmek amacıyla (bir şeyi) kullanmak use (something) as a carrot v.
amacıyla örtüşmek answer someone's purpose v.
amacıyla örtüşmek serve someone's purpose v.
birinin taklidini yapmak (dalga geçmek amacıyla) do a take-off on someone v.
bir hayvanın acılarına son vermek amacıyla onu uyutmak put an animal down v.
birinin taklidini yapmak (dalga geçmek amacıyla) do a takeoff on someone v.
birisinden (göz kulak olmak amacıyla) gözlerini ayırmamak keep one's eye on someone v.
bir malı/hizmeti satmak amacıyla ticari bir metin hazırlamak put together a pitch v.
birisine fayda sağlamak amacıyla yakınlık göstermek cosy up to v.
birisine fayda sağlamak amacıyla yakınlık göstermek cozy up to v.
birisinden (göz kulak olmak amacıyla) gözlerini ayırmamak have one's eye on someone v.
müşteriye bir ürünü satmak amacıyla bir konuşma/sunum hazırlamak put together a pitch v.
kamuya açık bir yerde insanlara ulaşmak amacıyla görüşlerini açıklamak speak from a soapbox v.
(kutlama amacıyla) bir şişe açmak crack open a bottle v.
(ileride kullanmak amacıyla) bir kenarda kayıtlı tutmak have something on file v.
(entrika amacıyla) plan yapmak hatch a plan v.
(cezalandırmak amacıyla) cetvelle eline vurmak rap someone's knuckles v.
(deneme amacıyla) bir cihazı çalıştırmak burn something in v.
(harcamalarına dikkat etmek amacıyla) parasını gıdım gıdım harcamak stretch one's money v.
(cezalandırmak amacıyla) cetvelle eline vurmak rap someone on the knuckles v.
(konuşan iki kişiden birisinin karşısındakine şaka/espri yapması amacıyla) fırsat vermek play the straight man v.
(iş bulma amacıyla) kaldırımları arşınlamak pound the pavement v.
(kutlama amacıyla) bir şişe açmak crack a bottle open v.
(cezalandırmak amacıyla) cetvelle eline vurmak rap someone across the knuckles v.
(cesaret vermek amacıyla) birinin elini tutmak hold someone's hand v.
(hırsızlık yapmak amacıyla) bir yeri gözetlemek case the joint v.
(harcamalarına dikkat etmek amacıyla) parasını gıdım gıdım harcamak make one's money stretch v.
(konuşan iki kişiden birisinin karşısındakine şaka/espri yapması amacıyla) fırsat vermek play straight man v.
mülkiyetine geçirmek amacıyla bir arazi üzerinde kalmak hold down a claim v.
halkın nabzını tutmak amacıyla anket düzenlemek take a straw poll v.
protesto amacıyla çekip gitmek run out on someone v.
-in taklidini yapmak (dalga geçmek amacıyla) do a takeoff on v.
kendi şirketinin geliştirdiği yazılımı test etmek amacıyla kullanmak eat (one's) own dog food v.
(ileride kullanmak amacıyla) bir kenarda kayıtlı tutmak have on file v.
-den (göz kulak olmak amacıyla) gözlerini ayırmamak have one's eye on v.
(yayınlamak amacıyla) basmak put in print v.
gösteriş amacıyla (birine/bir şeye) para harcamak/dökmek splurge (on someone or something) v.
son kuruşuna kadar almak (amacıyla dava açmak) sue the pants off someone v.
huzur ve güvenliği sağlamak amacıyla dolaşan on the beat adj.
eğlence amacıyla for fun expr.
eğlence amacıyla for a lark expr.
eğlence amacıyla on a lark expr.
mağaza çalışanları arasında potansiyel hırsız olabilecek biriyle ilgili uyarı amacıyla kullanılan bir ifade two pun ten [obsolete] expr.
mağaza çalışanları arasında potansiyel hırsız olabilecek biriyle ilgili uyarı amacıyla kullanılan bir ifade two upon ten [obsolete] [uk] expr.
(bir şey yapmak) amacıyla with an eye towards (doing) (something) expr.
Speaking
birisine (yapmış olduğu iyilik/yardımdan dolayı) iltifatta bulunmak amacıyla söylenen söz you are scholar and a gentleman expr.
(kavga/tartışma amacıyla) dışarı çıkalım istersen? do you want to step outside? expr.
Trade/Economic
gelecekteki fiyat değişikliklerini öngörmek amacıyla geçmiş fiyat değişikliklerinin analizi technical analysis n.
gelecekteki fiyat değişikliklerini öngörmek amacıyla geçmiş fiyat değişikliklerinin analizi technical analysis of stock trends n.
(karlı satış için fiyat yükseltmek amacıyla) malları önceden satın alan kimse regrater n.
(karlı satış için fiyatları yükseltmek amacıyla) malları önceden satın alma regratery n.
(karlı satış için fiyatları yükseltmek amacıyla) malları önceden satın alan kimse regrator n.
satış amacıyla yetiştirilen sebzeler troke [scottish] n.
abd'de çoğunlukla ticari bankalardan oluşan ve bankaların diğer bankalardan genellikle gecelik ödünç alma amacıyla kullandıkları özel bir piyasa federal funds market n.
ailenin hasta olan bir ferdine bakmak amacıyla alınan izin nursing leave of absence n.
belirli amaç doğrultusunda bazı belirgin soruların cevaplarını aramak amacıyla yapılan mülakat objective interview n.
bir malı sadece temlik amacıyla muhafaza eden yediemin bare trustee n.
bir üniversitenin bilgi ve becerilerini ticarileştirmek amacıyla kurulan şirket spin-off n.
bsp uyarınca aşağıdakiler dahil, çeşitli işlevler görmesi amacıyla atanan banka veya başka bir kuruluş, anlamında iata terimi claring bank n.
bir dergi veya kitaptan reklam amacıyla seçilip kesilen sayfa tearsheet n.
bir şirketin çevresel sorumluluğa sahip olduğu imajını vurgulamak amacıyla yaydığı yanlış bilgi greenwashing n.
bir şirketin maliyetlerini azaltmak amacıyla üretimin bazı aşamalarını ülke dışında gerçekleştirmesi offshoring n.
bir şirketin çevresel sorumluluğa sahip olduğu imajını vurgulamak amacıyla yaydığı yanlış bilgi greenwash n.
bir üründen çok kurumun itibarını yükseltme amacıyla yapılan reklam institutional advertising n.
bir görevi gerçekleştirmek amacıyla kısa süreliğine göreve getirilmiş yönetici bungee boss n.
bir dergi veya kitaptan reklam amacıyla seçilip kesilen sayfa tear sheet n.
çarpan etkisi yapması amacıyla düzenlenen etkinlik multiplier event n.
dengeleme amacıyla eksiltme offset n.
dengeleme amacıyla azaltma offset n.
döviz kurlarını istikrarlandırmak için merkez bankasının piyasaya yapacağı müdahalelerde kullanılmak amacıyla tutulan döviz fonu exchange stabilization fund n.
emre yazılı bir senedin devredilebilirliğini artırmak amacıyla üçüncü bir kimsenin ona imza koyması accommodation endorsement n.
ekonomiyi durgunluktan kurtarmak ve ekonomik faaliyetleri canlandırmak amacıyla devletin piyasaya para pompalayarak satınalma gücünü artırmaya yönelik yaptığı harcamalar pump priming n.
fon oluşturmak amacıyla çıkarılan tahvil sinking fund bond n.
firmaların birbirlerinin çalışanlarını ayartıp kendi bünyelerinde çalıştırmalarını engellemek amacıyla imzaladıkları anlaşma no-poaching agreement n.
genel dağıtım amacıyla broşüre basılmış reklam broadside n.
genel olarak avrupa birliği'ni ya da topluluk bürokrasisi ve karar alma mekanizmasını ifade amacıyla kullanılan terim brussels n.
her bir değişkenin etkilerini belirlemek amacıyla bu değişkenlerin ayarlanmasına olanak sağlayan özel bilgisayar yazılımları spreadsheets n.
ithalatı azaltmak amacıyla alınan geçici ve tercihli önlemler safeguards n.
işletme faaliyetlerinin geliştirilmesi amacıyla çıkarılan tahvil extension bond n.
işleri hızlandırmak amacıyla yapılan ödeme facilitation payment n.
işe uymayan adayları belirlemek amacıyla yapılan kısa mülakat screening interview n.
kara para aklama sırasında tespit edilmeme amacıyla aklanan meblağı küçük hesaplara bölerek kaçırma smurfing n.
karı arttırmak amacıyla düşük faizle para alıp yüksek faizle işletme trading on the equity n.
kar amacıyla ekonomik faaliyetlerde bulunan kuruluş business firm n.
kar amacıyla işletilen sigorta şirketi stock insurance company n.
kayıt amacıyla kullanılan ulusal para reporting currency n.
müşteri çekmek amacıyla maliyetinin altında satışa sunulan ürün drawing card n.
müşteri çekmek amacıyla maliyetinin altında satışa sunulan ürün loss leader n.
net kardan firmanın diğer finansman gereksinimlerini karşılamak amacıyla tekrar işe yatırılan miktar retained earnings n.
özellikle ingiltere'de yeni mezunlara şirketlerinin reklamını yapmak amacıyla her yıl şirket mensuplarının üniversitelere yapmış olduğu ziyaret milk round n.
prestij artırmak amacıyla yapılan reklam prestige advertising n.
piyasada yapay bir faaliyet yaratmak amacıyla yapılan düzmece işlemler cross trades n.
promosyon amacıyla verilen hediye give away n.
satışları geliştirmek amacıyla daha ucuz fiyatlar tespit ederek müşterileri cezbetme tekniği load factor pricing mechanism n.
sabit varlıkların yenilenmesi amacıyla ayrılan fon renewal fund n.
rakipleri saf dışı etmek amacıyla uygulanan aşırı fiyat kırmaya dayılı fiyat politikası predatory pricing n.
satılmakta olan bir malın öncelikle satın alınması amacıyla açılan dava action for preemption n.
sınır ötesi finansal kiralama işlemlerinde, ilgili ülke yasaları açısından, vergi amacıyla hem kiraya verenin hem de kiralayanın, kiralanan malın sahibi olarak kabul edilmesi durumu double dip lease n.
sendika aidatını vermeyen işçiyi cezalandırmak amacıyla eşyalarının sendika mensuplarınca saklanması rattening n.
sermayeyi takviye etmek amacıyla çıkarılan tahvil adjustment bond n.
şirketlerin veya devletlerin birbiriyle rekabet ederken birbirine karşı avantaj elde etmek amacıyla bazı avantajlarını veya karlarını düşürecek eylemlere yönelmesi race to the bottom n.
şirkete ileride yönetici olması amacıyla yetiştirilmek üzere alınmış yönetici adayı trainee manager n.
tahvil fiyatlarında kısa süreli değişmelerden kar sağlamak amacıyla tahvil alım ve satım faaliyeti barter n.
tarım ürünlerini pazarlamak amacıyla kurulan kooperatif marketing co-operative n.
tanıtım amacıyla yapılan müşteri ziyareti customer call n.
taahhütlerinden kurtulmak amacıyla kaçma run away from its commitments n.
ticari amaçla elde tutulan finansal varlık veya borçlar alım satım amacıyla elde tutulan finansal varlık veya borçlar trading financial asset or liability held for trading n.
toplam talebi artırma veya azaltma amacıyla para ve maliye politikalarının kullanılması demand management n.
ticaret amacıyla elde tutulanlar held for trading n.
ticaret amacıyla kurulmuş şirket civil corporation n.
vergi avantajı sağlamak amacıyla temettü ödemesinden hemen önce hisse alıp ve bu ödeme sonrası bu hisselerin satılması dividend stripping n.
vadeye kadar tutma amacıyla yapılan yatırım held-to-maturity investment n.
vergi kaçırma amacıyla kurulan şirket shell corporation n.
vergi yükünün daha adil dağıtılması amacıyla gayrimenkullerin yeni bir değerlendirmeye tabi tutulması equalization of assessment of property n.
yardım amacıyla genellikle bir hayır kurumunun yönetiminde satış yapan mağaza charity shop n.
yardım amacıyla genellikle bir hayır kurumunun yönetiminde satış yapan mağaza thrift shop n.
yeniden satım amacıyla elde tutulanlar held for resale n.
yabancı hükümetlerin veya resmi mali kurumların abd'de dolarla ödeme yapmak amacıyla federal rezerv bankası'nda tuttukları,genellikle çek hesabı şeklindeki fonlar foreign official deposits n.
yardım amacıyla genellikle bir hayır kurumunun yönetiminde satış yapan mağaza resale shop n.
yardım amacıyla genellikle bir hayır kurumunun yönetiminde satış yapan mağaza op shop n.
yardım amacıyla genellikle bir hayır kurumunun yönetiminde satış yapan mağaza thrift store n.
yardım amacıyla genellikle bir hayır kurumunun yönetiminde satış yapan mağaza hospice shop n.
yardım amacıyla genellikle bir hayır kurumunun yönetiminde satış yapan mağaza second-hand store n.
yatırımın korunması amacıyla eldeki menkul değerlerin değiştirilmesi switching n.
daha fazla yatırımcı çekebilmek amacıyla finansal verilerin olduğundan daha iyi gösterilmesi earnings management n.
müşteri çekmek amacıyla maliyetinin altında satışa sunulan ürün leader n.
vergi avantajı sağlamak amacıyla tahvillerde yapılan işlemler bond washing n.
(şirketler hukukunda) hisselerin satın alma fiyatını belirlemek amacıyla ifade edilen gerçek değeri fair market value n.
genellikle verilen kötü hizmetleri protesto amacıyla kiracıların birlik olup kirayı ödememesi rent strike n.
fiyatı manipüle etmek için aktif ticaret görüntüsü yaratmak amacıyla yapılmış bir dizi işlem daisy chain n.
ingiltere bankası'nın ekonomiye para ve kredi arzını düzenlemek amacıyla devlet tahvillerini serbest piyasada alıp satması open-market operations n.
federal rezervin para arzını kontrol etmek amacıyla menkul kıymet alım satımı open-market operations n.
devletin enflasyonu dizginlemek amacıyla uyguladığı, kamu harcamaları için gerekenden fazla menkul kıymet satma politikası overfunding [uk] n.
muhtemel zararı karşılamak amacıyla birtakım ihtiyatları saklamak suretiyle yapılan kendi kendini sağlama alma eylemi self insurance n.
abd'de vergi masraflarını azaltmak amacıyla şirket birleşme ve satın almalarıyla gerçekleştirilen bir kurumsal yeniden yapılanma tax inversion n.
abd'de vergi masraflarını azaltmak amacıyla şirket birleşme ve satın almalarıyla gerçekleştirilen bir kurumsal yeniden yapılanma corporate inversion n.
hızlı kar amacıyla aynı gün içinde alış satış yapma day-trade n.
(koruma amacıyla) paydaşlara ait tüm hisseleri geri almak için yapılan teklif self-tender n.
şirketlerin daha fazla gelir elde etme amacıyla sosyal konularda duyarlı davranması woke-washing n.