bıçak - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

bıçak



Sens de "bıçak" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 23 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
bıçak knife n.
General
bıçak machete n.
bıçak tableware n.
bıçak knife n.
bıçak cuttle [obsolete] n.
bıçak slasher n.
bıçak stick n.
bıçak sticker n.
bıçak stog [scotland] n.
Technical
bıçak blade n.
bıçak cutter n.
Automotive
bıçak blade n.
Agriculture
bıçak blade n.
Slang
bıçak chive n.
bıçak burner n.
bıçak pig sticker n.
bıçak banger n.
bıçak ox n.
bıçak pica n.
bıçak shank n.
bıçak steel n.
bıçak gat n.
British Slang
bıçak chib n.

Sens de "bıçak" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 409 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
bıçak ağzı blade n.
gümüş çatal bıçak takımı silverware n.
kör (bıçak vb) blunt adj.
General
gümüş çatal bıçak silverware n.
bıçak gibi saplanma stab n.
geniş yüzlü bıçak matchet n.
bıçak ağzı blade n.
uzunca bıçak yarası gash n.
kuvvetli darbe (kılıç, bıçak vb ile indirilen) slash n.
çatal bıçak/yemek takımı (bir kişilik) setting n.
sustalı bıçak flick knife n.
büyük bir çeşit bıçak machete n.
bıçak yarası gash n.
çatal bıçak silver n.
çatal bıçak knives and forks n.
sustalı bıçak clasp knife n.
bıçak ve kaşıklar silverware n.
bıçak bileyici alet knife sharpener n.
ufak ve düz bıçak scalpel n.
bıçak bileyici knife grinder n.
kın (bıçak vb) spear carrier n.
çatal bıçak takımı flatware n.
bıçak yarası stab n.
sabit bıçak ledger blade n.
bıçak yaralamaları stab wounds n.
sivri uçlu silah (kılıç, bıçak vb) edged weapon n.
iri bıçak whittle n.
çatal bıçak gibi eşya tableware n.
sustalı bıçak switchblade n.
kın (bıçak/kılıç için) sheath n.
uzun ve eğri bıçak bowie knife n.
sustalı bıçak automatic knife n.
uzun bıçak bolo n.
bıçak ve kaşıklar silver n.
bıçak ağzı knife edge n.
iki saplı bıçak drawshave n.
bıçak ağzı cutting edge n.
büyük bıçak machete n.
bıçak sapı haft n.
silah olarak kullanılan bıçak shiv n.
bıçak gibi saplanan acı stitch n.
geniş kenarlı bıçak machete n.
bıçak yarası stab wound n.
bıçak yarası knife wound n.
kesici aletler (bıçak vb) cutlery n.
çatal bıçak takımı cutlery n.
sustalı bıçak flick-knife n.
bıçak ağzı knife-edge n.
çatal bıçak kaşık cutlery n.
büyük ve keskin bıçak machete n.
küçük bıçak scalpel n.
bıçak düellosu snickersnee n.
bıçak düellosu knife fight n.
bıçak düellosu cut-and-thrust n.
keskin bıçak sharp knife n.
kör bıçak blunt knife n.
kör bıçak dull knife n.
bıçak ucu knifepoint n.
bıçak çatal kaşık kılıfı pouch for knife fork spoon n.
bıçak kullanan stabber n.
paslı bıçak rusted/rusty knife n.
bıçak izleri knife marks n.
bıçak kılıfı knife case n.
bıçak kutusu knife box n.
bıçak altlığı knife-rest n.
bıçak kasası knife box n.
gümüş ile kaplanmış kesiciler (bıçak vb.) silver-plated cutlery n.
altın kaplanmış kesiciler (bıçak vb.) gold-plated cutlery n.
bıçak dövüşçüsü knife fighter n.
çatal bıçak seti cutlery pack n.
paslanmaz çelik bıçak stainless steel blade n.
paslanmaz çelik bıçak stainless steel knife n.
çakı/bıçak damgası tang stamp n.
bıçak sırtı (terazi) knife edge n.
çatal/bıçak spife n.
bıçak atma knife throwing n.
eski yunan ve roma'da hamamda kullanılan, ciltten ter ve kiri kazımaya yarayan kıvrımlı ve keskin olmayan bir bıçak türü strigil n.
bıçak izi knife scar n.
kelebek bıçak butterfly knife n.
ucu çatal ortası kaşık ve kenarı bıçak gibi keskin olan yemek yeme aracı runcible spoon n.
çatal kaşık ve bıçak takımı silverware n.
küçük bıçak thwittle [obsolete] n.
geniş ince bir bıçak ile yapılan balta tobacco hatchet n.
geniş ince bir bıçak ile yapılan balta tobacco spud n.
bir tür uzun bıçak yataghan n.
eskimoların kullandığı kısa saplı, hilal şeklinde geniş ağızlı bir bıçak ulo n.
eskimoların kullandığı kısa saplı, hilal şeklinde geniş ağızlı bir bıçak ulu n.
dişli bıçak toothed blade n.
filipinler'de kullanılan uzun geniş bir bıçak barong n.
bıçak altlığı knife rest n.
bıçak standı knife rest n.
yasa dışı amaçlarla bıçak taşıyan kimse knifeman n.
bıçak satan kimse knifer n.
kürek veya mahmuzun ucundaki dar bıçak ağzı languet n.
bıçak ve düdük gibi nesneleri taşımak için saplarına geçirilen ip lanyard n.
yiyecek parçalarını toplayıp bir kaba koymak için kullanılan bir bıçak voiding knife n.
türbinlere bıçak takan işçi blader n.
damarını kesmek için hayvanın boynuna bıçak saplayan mezbaha işçisi bleeder n.
bıçak veya baltayla yapılan kesik hack n.
ot toplamak ve işaret kazımak için kullanılan bir tür bıçak boline n.
dokuma sırasında çözgü ipliğinin geçmesi için deliği bulunan metal bıçak veya bükülmüş tel heald [uk] n.
hilal şeklinde bir bıçak moon n.
taktik bıçak bush knife [australia] n.
(kılıç veya bıçak) kör kısım ricasso n.
(kılıç veya bıçak) sapa yakın bilenmeyen bölüm ricasso n.
kelebek bıçak balisong n.
kelebek bıçak fan knife n.
kelebek bıçak batangas knife n.
hançerin bıçak ile sapını birbirine bağlayan kısmı dagger n.
birmanyalıların kullandığı büyük ve ağır bir tür bıçak dah n.
halka ve bıçak ağzından oluşan ve tonsil benzeri çıkıntılı yapıları kesip çıkarmak için kullanılan cerrahi bir alet guillotine n.
büyük bıçak (kasap bıçağı, et bıçağı) gully [dialect] [uk] n.
büyük bıçak (kasap bıçağı, et bıçağı) gully knife [dialect] [uk] n.
eskiden silah olarak kullanılan çift taraflı, büyük bir bıçak couteau n.
büyük bıçak cutlas n.
büyük bıçak cutto n.
bıçak saplama pierce n.
hayvanların boğazına bıçak saplayarak kanlarını akıtan mezbaha işçisi pigsticker n.
afrika'nın doğusuna özgü ağır bir bıçak panga n.
muhabbeti bıçak gibi kesen söz conversation stopper n.
çakı bıçak flick knife n.
çakı bıçak flick-knife n.
bir tür kelebek bıçak puller n.
kızılderililerin düşmanın kafa derisini yüzmek için kullandıkları bıçak scalping knife n.
mala, tırmık, (bıçak gibi) alet sapı shank n.
küçük bıçak spud [obsolete] n.
(bıçak ile) kanatlı hayvan öldüren kimse sticker n.
bıçak bileme aleti strickle n.
bıçak bileme aleti strickler n.
(bıçak vb.) hareket sweep n.
bıçak yemek get knifed v.
bıçak altına yatmak have an operation v.
bıçak çekmek attack with a drawn knife v.
çekmek (bıçak) whisk v.
ağzını bıçak açmamak be too sorry to say a word v.
içine bıçak sokmak get one's knife into v.
bıçak çekmek draw (out) a knife v.
bıçak çekmek pull (out) a knife v.
bıçak çekmek take out a knife v.
bıçak bilemek sharpen a knife v.
bıçak çizmek draw a knife v.
bıçak sallamak wave the knife v.
bıçak saplamak stick a knife in v.
bıçak batırmak stick a knife in v.
birinin boğazına bıçak dayamak put a knife on one's throat v.
bıçak taşımak be armed with a knife v.
bıçak ile kesmek snee [obsolete] v.
(domuzu) boğazına bıçak vurarak öldürmek stick v.
bıçak batırmak stog [dialect] [scotland] v.
bıçak gibi stabbing adj.
testere dişli (yaprak/bıçak) serrate adj.
bıçak gibi (keskin) knifelike adj.
keskin (bıçak gibi) keen adj.
kör olmayan (bıçak) unrebated adj.
köreltilmemiş (bıçak) unrebated adj.
körleştirilmemiş (bıçak) unrebated adj.
bıçak saplanır gibi acı veren knifelike adj.
(belirtilen şekilde) bıçak taşıyan -bladed adj.
bıçak gibi bladelike adj.
bıçak gibi blady adj.
(çatal, kaşık, bıçak) sapı uzun, ucu kısa tarzda grill adj.
(çatal, kaşık, bıçak) sapı uzun, ucu kısa tarzda grille adj.
(bıçak) sivri sırtlı dorsal adj.
(bıçak) tek tarafı sivri olan dorsal adj.
(bıçak) sivri sırtlı dosel adj.
(bıçak) tek tarafı sivri olan dosel adj.
bıçak yutan cultrivorous adj.
bıçak zoruyla at knifepoint adv.
Phrasals
birine ya da bir şeye bıçak saplamak cut at (someone or something) v.
birine ya da bir hayvana bıçak saplamak cut at (someone or an animal) v.
(birine) bıçak, kılıç saplamak run (one) through v.
-e bıçak sallamak slash at v.
(birine) bıçak sallamak slash at (someone) v.
-i bıçak gibi kesmek/yarmak slice through v.
(birine/bir şeye bıçak) çekmek thrust at (someone or something) v.
ağzını bıçak açmamak close up v.
Colloquial
ev yapımı bıçak chiv n.
ağzını bıçak açmayan kimse clam n.
(üzerinde silah/bıçak olmama anlamında) temiz clean adj.
bıçak sırtında on a knife-edge expr.
Idioms
bıçak gibi saplanan ağrı/sancı a stitch n.
çatal kaşık bıçak takımı artillery n.
bıçak kemiğe dayanırsa when push comes to shove n.
bıçak kemiğe dayanırsa if push comes to shove n.
ağzını bıçak açmama wall of silence n.
bıçak sırtında olmak be on a knife-edge v.
bıçak sırtında olmak walk a tightrope v.
bıçak sırtında olmak be sitting on a powder keg v.
bıçak altına yatmak go under the knife v.
bıçak sırtında olmak be on the ropes v.
bıçak sırtında olmak sit on a powder keg v.
birine bıçak çekmek pull a knife on someone v.
bıçak sırtında yürümek dance on the razor's edge v.
ağzını bıçak açmamak not say boo (to anyone) [us] v.
bıçak kemiğe dayanmak come to the end of one's rope/tether v.
bıçak kemiğe dayanmak be at the end of one's rope/tether v.
bıçak sırtında olmak be walking a tightrope v.
bıçak gibi kesilmek die a death [uk] v.
bıçak gibi kesilmek die the death [uk] v.
kılıç, bıçak darbesi almak get pinked [dated] v.
bıçak gibi kesilmek get the ax v.
bıçak gibi kesilmek get the axe v.
bıçak gibi kesilmek get the chop v.
bıçak çekmek pull a knife v.
(birine) bıçak çekmek pull a knife on (one) v.
bıçak sırtında olmak tread/walk a tightrope v.
bıçak sırtında olmak be on a tightrope v.
bıçak sırtında sitting on a powder keg adj.
bıçak sırtında on a razor's edge adv.
bıçak sırtında on a razor-edge adv.
bıçak sırtında between wind and water adv.
bıçak sırtında on the knife-edge expr.
bıçak kemiğe dayanınca when the chips are down expr.
bıçak sırtında on a knife-edge expr.
bıçak altında under the knife expr.
bıçak altına yatmış under the knife expr.
kalbine bıçak saplanmış the iron enters (into) (someone's) soul expr.
bıçak kemiğe dayandı the chips are down expr.
bıçak sırtında on the razor's edge expr.
bıçak sırtında olmak on the ropes expr.
Speaking
ağzını bıçak açmıyor a penny for your thoughts expr.
bıçak kemiğe dayandığında when push comes to shove expr.
o bir bıçak mı? is that a knife? expr.
bıçak kemiğe dayandı it's not bearable anymore expr.
Trade/Economic
bıçak endüstrisi edge tool industry n.
Law
bıçak zoruyla soygun knife-point robbery n.
(özellikle cezaevi ziyaretlerinde) ziyaretçilerin üzerinde silah/bıçak veya uyuşturucu gibi girişi yasak objelerin aranması cavity search n.
(özellikle cezaevi ziyaretlerinde) ziyaretçilerin üzerinde silah/bıçak veya uyuşturucu gibi girişi yasak objelerin aranması body cavity search n.
bıçak taşımak carry a knife v.
bıçak taşımak be armed with a kinfe v.
Industry
bıçak izi (ambalaj terimleri) die cut n.
Technical
bıçak çizgisi atağı knife line attack n.
bıçak sırtı mesnet knife-edge support n.
bıçak kesiklerine ve batmalarına karşı koruyucu eldivenler ve kolluklar gloves and arm guards protecting against cuts and stabs by hand knives n.
bıçak yana kaydırma blade shift side n.
bıçağın bıçak sapına geçen kısmı tang n.
bıçak kaplama blade coating n.
bıçak bileme aleti knife sharpener n.
bıçak kesme ucu end bit n.
bıçak dengeleyici blade stabilizer n.
bıçak ağızlı eğe knife edge file n.
bıçak taşlayıcı knife grinder n.
bıçak bileme aygıtı knife sharpener n.
bıçak lifti blade lift n.
bir yüzü işleyen bıçak milli planya makinesi surface planning machines with cutter-block for one-side dressing n.
bıçak çanağı blade bowl n.
bıçak tablosu moldboard n.
bıçak eğesi knife file n.
bıçak ağzı knife blade n.
bıçak eğesi blade file n.
bıçak ağzı edge n.
bıçak örtüsü knife mat n.
bıçak bileyici knife grinder n.
bıçak tablosu mouldboard n.
bıçak yapıcı knifemaker n.
bıçak sürgülü vana knife gate valve n.
bıçak bileme aleti knife-sharpener n.
büyük bıçak snickersnee n.
bıçak veya süngü cold steel n.
bıçak dövme knife forging n.
bıçak-kepçe ağzı cutting edge n.
bıçak sırtı döngülü knife edge pivot n.
bobin kesici bıçak slitter knife n.
bıçak temizleme tahtası knifeboard n.
bıçak kaplama knife coating n.
çatal bıçak cutlery n.
çatal bıçak çelikleri cutlery steels n.
çelik bıçak steel knife n.
değiştirilebilir bıçak ağzı detachable blade n.
dairesel bıçak circular knife n.
dairesel kesici bıçak slitter knife n.
düz bıçak flat blade n.
döner bıçak circular blade n.
elmas bıçak diamond knife n.
gümüş bıçak silver knife n.
iki saplı bıçak drawing knife n.
kancalı bıçak hooked knife n.
karbür bıçak carbide blade n.
kesici bıçak cutting blade n.
kını içinde taşınan bıçak case knife n.
kör bıçak blunt blade n.
ön bıçak front blade n.
titreşimli bıçak vibrating knife n.
tek kutuplu bıçak şalteri unipolar knife switch n.
üçgen biçiminde uçları olan bıçak ridgeknife n.
yana kaydırmalı bıçak blade sideshift n.
yansı bıçak bevelled cutter n.
güney afrika ve batı hint adaları'nda kamış kesmek ve yol açmak için kullanılan büyük ve ağır bir bıçak curtal ax n.
testere dişi kenarının bıçak düzlemine olan şev açısı bevel n.
testere dişi kenarının bıçak düzlemine olan şev açısı fleam n.
(türbin üzerindeki) bir dizi bıçak blading n.
bir ucunda iki tane küçük diğer ucunda ise bir tane büyük bıçak bulunan kompakt ve katlanabilir bir bıçak whittler n.
(kılıçta) bıçak web n.
elektrikli çim biçme makinesinin bıçak haznesi deck n.
kavisli dişli bıçak rocker n.
kağıt hamuru yapan makinenin bıçak veya çubuk içeren sabit aksamı bedplate n.
karıştırıcının içindeki kauçuk hamurunu sıyırıp birleştirmekte kullanılan bıçak doctor n.
bıçak bileme demiri finger steel n.
kör (bıçak) dull adj.
keskin (bıçak gibi) keen adj.
bıçak ağzına benzer ince ve düz plakalardan oluşan bladed adj.
Electric
bıçak enterüptör knife-switch n.
Mechanic
sac malzemeleri kesmeye veya kırpmaya yarayan eğik bıçak guillotine n.
çivileri bıçak ağızlarıyla perçinleyen kimse pinner n.
sabit mini bıçak dişlisi fixed expansion gear n.
Textile
bıçak emniyet tertibatı cutter locking device n.
bıçak tutucusu cutter holder n.
bıçak emniyet kolu cutter lock lever n.
testere bıçak hook blade n.
tırtıklı bıçak hook blade n.
(kırpma makası) sabit bıçak ledger blade n.
yuvarlak bıçak circular knife n.
yiyecek parçalarını toplayıp bir kaba koymak için kullanılan bir bıçak voile n.
Construction
bıçak sigorta blade fuse n.
bıçak mastar skimming blade n.
çatıdaki hasar görmüş taşları sökmek için kullanılan çentikli ince çelik bıçak ripper n.
Automotive
ato bıçak sigorta ato blade fuse n.
bıçak cıvata plow bolt n.
bıçak eğe warding file n.
bıçak sigorta blade fuse n.
eğri bıçak curved blade n.
freze bıçak cutter blade n.
maksi bıçak sigorta maxi blade fuse n.
mini bıçak sigorta mini blade fuse n.
standart bıçak sigorta standard blade fuse n.
Aeronautic
bıçak gibi keskin kenarlı çelik veya diğer sert maddeler knife edge n.
Marine
gemi arkadaşıyla dövüşürken bıçak çeken birisinin ceza olarak elini kesme hands-off n.
Medical
tenotomi (kiriş kesme) operasyonunda kullanılan ince bir bıçak tenotome n.
bıçak kesiği knife cut n.
bıçak saplanır gibi ağrı knife-like pain n.
bıçak saplanır gibi ağrı knifelike pain n.
cerrahi bıçak ağzı surgical blade n.
değiştirilebilir bıçak ağzı detachable blade n.
değiştirilir cerrahi bıçak ağzı detachable surgical blades n.
valvulotomi veya kommisurotomi için tasarlanmış bir cerrahi bıçak valvulotome n.
ameliyat sırasında kası parçalara ayırmaya yarayan bıçak myotome n.
(sinir sıkışmasının neden olduğu) bıçak saplanması hissi burner n.
(sinir sıkışmasının neden olduğu) bıçak saplanması hissi stinger n.
ince bıçak veya mikro pipetle parmak ucundan kan alma işlemi fingerstick n.
bıçak yarası stab incision n.
bıçak kesiği stab incision n.
bıçak ile yapılan küçük cerrahi kesi stab incision n.
bıçak kesiği stab wound n.
bıçak ile yapılan küçük cerrahi kesi stab wound n.
bıçak gibi saplanan fulgurating adj.
Optics
bıçak kenarı testi knife edge test n.
Food Engineering
çatı biçiminde uçları olan bıçak ridge knife n.
Gastronomy
çatal bıçak takımı cutlery n.
gümüş çatal bıçak takımı silverware eating utensils n.
küçük bıçak paring knife n.
meyve sebze soymak için küçük bıçak paring knife n.
yemek hazırlamada kullanılan bıçak kitchen knife n.
bıçak bilemek için kullanılan bir mutfak gereci knife-sharpener n.
yemek malzemelerini doğramaya yarayan dikey saplı ve kavisli bir çelik bıçak mezzaluna n.
uç kısmında kavis bulunan tırtıklı küçük bıçak grapefruit knife n.
çatal bıçak kaşık düzenleyici silverware tray n.
(kaşık, bıçak) yardımıyla kırıp karıştırmak muddle v.
Chemistry
(mineral) bıçak ağzına benzer plakalardan oluşan bladed adj.
Biology
bıçak ağzı şeklinde cultrate adj.
bıçak ağzı şeklinde cultrated adj.
Marine Biology
bıçak ağzı seçme knife-edge-selection n.
Botanic
bıçak gibi keskin ve sert uçlu yaprakları olan amerika'ya özgü tropik bir hasırotu knife grass (scleria latifolia) n.
bıçak şeklinde ve dikey kenarlı yaprak sapı phyllodium n.
Agriculture
sabanın payanda ve bıçak kısmındaki kesici kenarın dış yüzeyi wing n.
Breeding
hayvanın boynunda bıçak ile kesilen nokta sticking place n.
Tobacco
bıçak flanşı knife clamp n.
bıçak ilerletme knife advance n.
bıçak anahtarı knife key n.
bıçak ilerletme knife feed n.
bıçak zarfı knife carrier n.
bıçak bileyici knife sharpener n.
filtre kağıdı bıçak ünitesi tipping knife unit n.
History
çarkı bıçak breaking wheel n.
sivri uçlu bir uzantı ile tırpan biçimindeki bıçak ağzından oluşan, piyadelerin kullandığı bir orta çağ silahı gisarm n.
Archaeology
bıçak benzeri tırtıklı devasa dişleri olan büyük etçil iki ayaklı bir dinozor tyrannosaur (tyrannosaurus rex) n.
bıçak benzeri tırtıklı devasa dişleri olan büyük etçil iki ayaklı bir dinozor tyrannosaurus n.
geç paleolitik dönem'e tarihlenen, üçgen gibi geometrik biçimlere sahip, genellikle kemik veya ahşap sapı bulunan küçük bıçak microlith n.
arkası küt ve düz olan sivri uçlu dar bıçak üretimi ile öne çıkan, avrupa'ya yayılmış üst paleolitik kültürüne ait veya ilişkin gravettian adj.
Geology
bıçak-ağzı blade n.
Military
tek ağızlı bir bıçak bolo n.
taktik bıçak tactical knife n.
gurkalar'ın dövüş sırasında kullandığı çok keskin eğri bir çelik bıçak khukuri n.
silahın ön tarafını oluşturan yukarı yönlü metal bıçak post n.
Hunting
bıçak kılıfını bele asmaya yarayan bezden askılık uzantısı webb extension n.
uzun bıçak ataghan n.
Bookbindery
bıçak ile inceltmek pare v.
Printery
bobin kesici bıçak slitter knife n.
Archaic
(bıçak) körelmek turn edge v.
bıçak düellosuna girmek snick and snee v.
bıçak düellosuna girmek snickersnee v.
bıçak düellosuna girmek snick-or-snee v.
bıçak saplamak stiletto v.
Slang
el yapımı bıçak shank n.
silah/bıçak gibi mahkumlar tarafından yapılmış nesne mushfake n.
(hapishane argosu) ev yapımı bıçak gibi bir kaşıkla bıçaklama eylemi shanking n.
bıçak gibi ağrı zings n.
meme ucunu bıçak gibi kesen (soğuk) a tit bit nipply adv.
British Slang
çatal bıçak takımı eating irons n.
Star Wars
gelişmiş bıçak advanced blade n.
bıçak bombacı blade bomber n.
bıçak serisi blade series n.
bıçak ağzı filosu blade squadron n.
bıçak-28 savaşçı blade-28 fighter n.
bıçak-30 savaşçı blade-30 fighter n.
bıçak-28 üstünlük savaşçısı blade-32 superiority fighter n.
bıçak-34 savaşçı blade-34 fighter n.
bıçak-sınıfı yıldız savaşçısı blade-class starfighter n.
bıçak ağzı kliniği cutting edge clinic n.
ağır bıçak heavy blade n.